23. Bölüm - Bir Tekniği Kendine Uyarlamak [Düzenlendi]

avatar
2234 21

Ejdertanrı Efsanesi - 23. Bölüm - Bir Tekniği Kendine Uyarlamak [Düzenlendi]


Satou ve Adec 29. kez çarpıştılar. İkisininde yüzünde uğursuz bir sırıtış vardı. İkisi de birbirlerine dövüşürlerken hislerini aktarıyordu. Bu sıradan insanların anlayamayacağı bir durumdu. Bunu sadece eşit güçte birbiriyle savaşan kılıç savaşçıları anlardı. Örnek vermek gerekirse Satou'nun buraya ilk geldiğinde amacı ne olursa olsun Adec'i öldürmekti. Aynı düşünce karşı tarafta da vardı. Anca dövüşürlerken birbirlerini farkında olmadan anladıklarından iki tarafta bu savaşın bitmesini hiç istemiyordu. Satou sırıtarak ilk konuşan oldu.

 

"Pekala ihtiyar. Bu işi bitirmeye ne dersin?"

 

Adec'te aynı pis sırıtışla yanıtladı.

 

"Lanet velet. Ben sadece 26 yaşındayım! Herneyse bence de artık bitirme vaktimiz geldi!"

 

Satou'nun bunun üzerine gülümsemesi genişledi aynı anda da konuştu.

 

"Pekala ihtiyar. Ancak öncelikle sana bir konuda teşekkür etmek istiyorum. Bu savaş sayesinde..."

 

Hemen ardından vücudunu korkutucu bir sis kapladı. Bu sis turuncu renkte bir sisti. Satou turuncu renkte sisle kaplanmışken gücü her seferinde artıyordu. Aynı zamanda gözlerininde rengi kırmızıya dönmüş onu bir şeytan gibi gösteriyordu. O anda herkes tarafından duyulabilecek derece de yüksek ve tok bir ses duyuldu.
(I am first devil gibi bir şey oldu sanki)

 

ÇAT ÇAT BOOM!

 

Bir anda onu kaplayan sis arttı. Sonrasında ise vücudu sisi yavaşça emmeye başladı. Bunu izleyen Adec ise hiçbir şey yapmayıp sadece izlemekle yetindi. Ayrıca aklında bir düşünce vardı.

 

'Bu velet... Gerçekten de benimle savaşarak darboğazını aştı!'

 

Satou yavaşça tüm sisi emmesinin ardından herkesi afallatacak bir görüntü ortaya çıkarttı. Satou her zamanki okul cübbesini giyiyordu. Ancak sırtından iki adet korkutucu simsiyah kanatlar çıkmış ve gözlerinin rengi kıpkırmızı olmuştu. Adeta gerçek bir ejderha gibiydi!
(Evet ilk dönüşüm vaktinde bilincini yitirmişti burada da olucakmı)

 

Herkes afalladı. Hatta rakibi olan Adec bile afalladı. Ancak sonradan gülümsedi.

 

"Bende böyle sıradan bir çocukta neden bu kadar vahşi bir aura var diyordum. Şimdi anlıyorum. Haydi gel! Ejderçocuk! [Sessiz Fırtına Adımları!] [Bin Fırtına Kılıç Saldırısı!]"

 

Adec'in gözlerinin rengi çok fazla belli olmayan bir mor renkte parladı. Ardından etrafındaki mana önce ayaklarına sonra da ellerindeki çift kılıçlara toplandı. Ancak sadece toplanmakla kalmadı. Adeta bir fırtına gibi ayaklarında ve kılıçlarda dönüyordu bu mana. Adec atıldı. Aynı şekilde Satou da tüm ejder manasını kılıçlarında topladı. O sırada zihninden geçirdi.

 

'Acaba bende bu ihtiyarın yaptığı teknik gibi manayı kullanabilir miyim?'

 

Bu düşünceyle Satou da aynı Adec gibi manasını sarmal bir fırtına şekline sokmaya çalıştı. Biraz zorlansa da Adec yanına varana kadar başarmıştı.

 

O anda yüzünde pis bir sırıtış belirdi Satou'nun.

 

Satou, neredeyse yanına yaklaşmış olan Adec'e atıldı ve var gücüyle kılıçlarını savurdu. Adec kılıçlarını çapraz tutarak savunsa da bloklamayı başardı. Adec şok oldu. En güçlü saldırısı engellenmişti. Ancak şok olmasının nedeni en güçlü saldırısının durdurulması değildi. Şok olmasının nedeni direkt olarak kopyalanmasıydı!

 

"Nasıl!? Nasıl lan!? Nasıl bir görüşte bir tekniği kopyalayabilirsin!? Bu hiç mantıklı değil!"

(Adam sırtından kanat çıkardı daha ne mantık bekliyon moruk)
YN: Ee buna ne cevap verebilirim bilmiyorum ._.

 

Adec'e gülümsedi Satou. Aslında yaptığı şey tam olarak aklında kalanları ejder manasıyla yapmaya çalışmaktı. Şaşırtıcı bir şekilde ejder manası uysalca istediği şekilde Satou'nun istediği şekilde hareket etti ve şu anki teknik oluştu. Satou bilmese de bunu en asil kana sahip ejderhalar bile yapamazdı. Bu sadece Ejdertanrı'nın varisi olmasının bir getirisiydi. Satou sırıtarak Adec'i cevapsız bıraktı.

 

Adec, Satou'ya, Satou da Adec'e atıldı. Adec'in tekniği adının hakkını verirmişçesine fırtına kadar hızlı ve neredeyse bin adet kılıç varmış gibiydi. Satou'nun tekniği ise Adec'ten bakarak oluşturduğu halde teknik hakkında neredeyse hiç bir şey bilmediğinden kılıçlarının saldırısıyla ortaya çıkan dev bir ejderha kükreyerek o kılıçlara engel oluyordu. Oldukça epik bir manzaraydı. Seyircilerin bile nutku tutulmuştu. Sanki kudretli bir ejderhaya bin kişilik bir ordu saldırıyormuş gibiydi.

 

Satou ise saldırılara direnirken, tüm dikkatini vermiş Adec'in yaptığı saldırıyı inceliyordu. O sırada farkında olmasa da göz bebekleri dikey elips şekli almıştı. Bu nedenle de en ufak bir mana akışını bile görebiliyordu.

 

Bu sırada direnen tek ejderha ikiye bölündü. Ardından üçe. Sonra da altıya. Sonra onikiye...

 

Böyle böyle bin ejderha oluştu. O sırada sırıtarak Adec'e seslendi.

 

"İhtiyar. Bana özel bir teknik geliştirmeme yardım ettiğin için teşekkürler. [Bin Ejderha Kükreyişi!]"

 

Tekniğin ismini söylediği anda bin ejderha aynıanda kükreyerek kılıçlara atıldı. Oldukça ürpertici bir manzaraydı! Sanki bin kişilik ordunun büyük ejderhaya saldırmış olduğunu öğrenen ejderhalar topluca orduya saldırmış gibiydi! Seyirciler bu manzarayı izlerken ürperdi.

 

O sırada Adec soğukça terlemeye başlamıştı. Baskı çok fazlaydı. Bu nedenle bir adım geri çekilmek zorunda kaldı. Tam o sırada ejderhalarda bunu bekliyormuşçasına kükreyip birleştiler ve kılıç saldırılarını yarmaya başladılar! O sırada Satou haykırdı.

 

"[Bin Ejderha Kükreyişi 2. Form: Dev Ejderha!]"

 

Ejderha emir almışçasına var gücüyle atıldı. Ejderha tüm kılıçları def etti. Tam Adec'e saldıracak iken ejderha ortadan kayboldu! Onun yerine Satou'nun elindeki kılıçlardan biri olan [Gyakusatsu], Adec'in boynuna dayanmıştı.

 

"Kaybettin."

 

Adec kaybetse de hala sırıtıyordu.

 

"Evet kaybettim. Hayatım boyunca savaşırken en çok keyif aldığım kişi sensin. Senin gibi güçlü birisinin elinde ölmek bir onurdur."

 

Satou kılıcını indirdi.

 

"Sanırım bir şeyi yanlış anladın. Seni öldürmeyeceğim."

 

Satou öldürmeyi düşünmüş idi. Ancak Satou, Rance sayesinde bu adamın mensup olduğu örgütün gücünü iyi biliyordu. Eğer bu adamı öldürürse ileride büyük bir düşman edinmiş olurdu. Bunun yerine onu öldürmeyerek onla iyi bir ilişki kurmak istiyordu. Bu yüzden Satou sırıtarak bağışlamasının nedenini anlattı.

 

"İlk defa savaşırken zorlandım. Bunun için sana teşekkür ederim ee. Adın Adec'ti sanırım. Adec. Dürüst konuşacağım. Açıkçası seni öldürmek istesemde öldüremem. Çünkü seni öldürürsem örgütünü düşman olarak bellemem gerekir. Ancak benim niyetim seninle iyi niyetli bir ilişki kurmak. Bu nedenle senden tek isteğim. Bu karaktersiz patronumun borcunu unutman."

 

Satou'nun dediğini duyan Adec kahkaha attı. Bu sırada seyirci olan Rance'ın suratı garip bir hale girmişti.

 

"HAHAHA. İlginç. Pekala. Öyleyse 'karaktersiz' patronunun borcunu unutuyorum."

 

Adec böyle söylerken içinden şu düşünceler geçiyordu.

 

'Benim kadar güçlü hatta benden daha güçlü olma potansiyeli olan bir canavarla iyi ilişki kurmak için değil ikiyüz altın vermek bir beyaz altın bile az kalır.'
(Altın ne lan ömür versen az manyak ya)

 

O sırada Satou kanatlarının ortaya çıktığını yeni fark etti. Bu kanatların ona problem çıkaracağını düşünerek iç çekti. Sonrada kanatlarının kaybolmasını istedi. Kanatlarının kaybolmasını istediği anda kanatlarının büyük çoğunluğunu enerjiye dönüşüp, kemik ve deri kısmı da sırtına gömüldü.

 

Satou'nun kanatları vücuduna geri geçince gözlerinin rengi de normale döndü.

 

YN: Daha önce bahsettim mi bilmiyorum ama Satou'nun gözlerinin ve saçlarının rengi siyah.
(No cino bahsetmedin ben hatırlamıyorum)

 

Satou özellikleri normale döndükten sonra, Adec, Satou'ya bir tür tılsım verdi.

 

"Bu benim iletişimim tılsımım. Eğer herhangi bir şeye ihtiyacın olursa söylemekten çekinme."

 

Satou iletişim tılsımını alıp yüzüğüne attı. Satou elini uzattı.

 

"Pekala. O zaman bir gün tekrar görüşmek dileğiyle."

 

Adec, o uzatılan eli sıkıp konuştu.

 

"Aynı şekilde."

***
(İyi okumalar)






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44333 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr