20. Bölüm - Korumasıyım (2) [Düzenlendi]

avatar
2231 21

Ejdertanrı Efsanesi - 20. Bölüm - Korumasıyım (2) [Düzenlendi]


İsim önerileri için teşekkür olarak bu bölümü Anti-Saint'e ve yeni editörümüz Noir'e ithaf ediyorum.
***


Rance, Trorith krallığındaki bir vikontun oğluydu. Daha doğrusu vikont babası onu evlatlıktan reddetmeden önce oğluydu. Nedeni hala tartışma konusu olduğu halde iddialara göre Rance kralın tek kızıyla birlikte olmuş ve bu iddialar kesinlikle doğruydu. Rance kralın tek kızıyla ilişkiye girmiş hatta bu da yetmezmiş gibi diğer soyluların kızlarıyla bile birlikte olmuş. Hatta ve hatta bu da yetmezmiş gibi istemeyen bazı kızlara tecavüz bile ettiği söyleniyordu. Tabii son söylenilen sadece söylentiden ibaretti.

 

Ancak bunu duyan kralda öfkeden deliye dönmüş. Rance'ın ailesinin soyluluk ünvanını alıp ailesini zindana atmayı düşünmüştü.

 

Tam o sırada aynı söylentileri duyan Rance'ı babası ise bu işten ailesinin kurtulması için Rance'ı evlatlıktan reddetti. Rance'ın evlatlıktan reddedildiğinin haberini alan kral ise her ne kadar Rance'ın babasının sadece soyluluğu gitmesin diye evlatlıktan reddettiğini bilmesine rağmen Rance'ın babasının ünvanına dokunmadı. Bunun yerine heryere haber saldı ve Rance'ı yakalanmasını emretti.

 

Rance ise bu nedenle en çok hakim olduğu alan olan krallığın karanlık tarafındaki adamlarını kullanarak saklanmıştı. Ancak kralın adamları tarafından saklandığı yer bulunmuş idi. Bu sıralarda da tesadüfe bakın ki akademi temsilcisi tam Rance'ın olduğu mekandan geçiyordu. Diğer temsilcilerin aksine bu temsilcinin sade Rance'nin karakteri hoşuna gittiğinden onu yanına almış ve akademiye getirmişti.

 

Rance ise akedemiye gelince iyi bir geleceğinin olduğunu düşünüyordu. Ta ki Unit krallığının üçüncü prensine borçlanana kadar. Bu nedenle Unit krallığının üçüncü prensi yani Kamaz Unit ona zorbalık etmeye başladı. İlk haftası durmadan zorbalık görmekle geçmişti. Ta ki Satou'yla karşılaşana kadar. Satou'ya baktığı zaman ondan pek bir şey hissemediğinden sadece merakından bakmış olabileceğini düşünmüştü ki haklıydı da.

 

Ancak onu esas şaşırtan şey Satou onun ayağa kalkmasına yardım ettiği sırada hissettiği o zayıf auraydı. Aura var ile yok arasındaydı. Çok hissedilmiyordu. Ancak o zayıf auraya odaklanan birisi o aurada ki üstünlük hissini rahatlıkla hissederdi. Sanki bu auranın sahibi her şeye tepeden bakan bir tanrıymış gibi hissederdi bu auraya odaklanan kişi. Rance sadece kısa bir süreliğine o auraya dikkat etse de o auranın yüceliğini hissetmişti.

 

Tam da bu nedenle Satou'ya koruması olmasını teklif etmişti. Satou'nun kabul edeceğini hiç sanmıyordu. Ancak şaşırtıcı bir şekilde kabul etti.

 

...

 

Şu an Rance tekrar Unit Krallığı'nın üçüncü prensi Kamaz Unit tarafından sıkıştırılmıştı.

 

"Evet. Bugün borcunu ödeme vakti çöp."

 

Rance hiç bir şey bilmiyormuş gibi yaptı.

 

"Ne borcundan bahsediyorsun? Benim sana borcum olduğunu hatırlamıyorum."

 

Rance'nin dediğini duyan Kamaz sinirlendi.

 

"Ne borcundan bahsediyorum ha?! Hala ödemediğin iki yüz altın borçtan bahsediyorum! Dün yarın diye geçiştirmiştin. Acıyıp gitmene izin verdim. Ancak gene paran yok ha!? O zaman yetişim yapmanada gerek yok! Tutun şunu çocuklar!"

 

Rance, Kamaz'ın dediğini duyunca yüzü soldu. Birisini sakatlamak ölmekten beter bir hale getirmek demekti. Rance kaçamasın diye Kamaz'ın yanındaki iki adam Rance'yi yakaladı. Kamaz ise yavaşça Rance'ye doğru yürüyordu.

 

"Merak etme ilk başta fazla bir acı hissetmeyeceksin."

 

Tam Rance'nin dantianına doğru bir yumruk yolladı Kamaz. Rance'de kesin işinin biteceğini düşünürken hiç beklenmeyen bir şey oldu.

 

Rance'nin dantianına giden yumruk, bir el tarafından tutulmuştu. Bu elin sahibi siyah saçlı yakışıklı bir çocuk olan Satou'dan başkası değildi. Satou yüzündeki şeytani gülümsemeyle Kamaz'a bakarken Rance'ye sordu.

 

"Okul içinde birisini sakatlamak yasak değil miydi?"

 

Rance ise şaşırsa da hemen şaşkınlık halinden kurtulup yanıtladı.

 

"Elbette yasak."

 

"Peki cezası?"

 

"Sakatlanılıp kovulmak."

 

"Pekala."

 

Satou eliyle tuttuğu Kamaz'ın yumruğunu iterek bıraktı. Ardından arkasını dönüp Rance'yi tutanlara bir bakış atarak konuştu.

 

"Rance'ı bırakıp, siktirip gidin!"

 

Adamlar korkudan hemen bırakıp kaçmaya başladı. Kamaz, adamlarının kaçtığını görünce öfkeyle dolup Satou'ya haykırdı.

 

"Sen kim olduğunu sanıyorsun da işimize karışıyorsun!?"

 

Satou bunu gülümseyerek yanıtladı.

 

"Korumasıyım. Yani doğal olarak işinize karışmam normal. Şimdi sana on saniye veriyorum. Ya buraya iki yüz altın bırakıp gidersin. Ya da seni sakat bırakır tüm altınlarını alırım öyle gidersin. Seçim senin."

 

Kamaz her ne kadar öfkeli de olsa öfkesine kapılıp saldıracak kadar salak değildi. Karşısındaki kişi tüm gücüyle attığı bir yumruğu rahatlıkla durdurmuştu. Bu yüzden bir şey söylemedi ve dört kese altını Satou'ya fırlattı. Satou'da altınların yarısını Rance'ye fırlattı.

 

"Güzel. Şimdi gidebilirsin. Ancak bir daha Rance'a sataşırsan, karşılaşmamız böyle tatlıya bağlanmaz bilesin."

 

Kamaz dişlerini sıkarak oradan ayrıldı. Ancak ayrılmadan önce arkasında sadece tek bir cümle bıraktı.

 

"Bunun bedelini ödeyeceksin."

 

Bunu duyan Satou ise gülümsedi.

 

"Ana karakterin düşmanı olan karakterler de hep öyle derler zaten."


Ardından Rance'a bakıp yüzüneki sırıtmayla konuştu.

 

"Ucuz yırttın. Her neyse şimdi bana bu kraliyet piçiyle ne gibi bir derdin olduğunu anlatıyorsun. Derhal."

 

Satou'nun yüzü ilk cümleden sonra ciddi bir hal almıştı. Satou'nun söylediğini duyan Rance ise iç çekti. Ardından anlatmaya başladı.

 

"Yaklaşık bir hafta önceydi. Temsilci beni buraya getirdiği sırada yanımda az biraz para vardı. Bunu katlayabilmek için en yakın kumarhaneye gittim. Tam olarak bir beyaz altın kazandım."

 

Satou, Rance'ı dikkatle dinliyordu. Bunu fark eden Rance anlatmaya devam etti.

 

"Bir kaç sağlam ilişkiler kurdum. Ardından bir karaborsacıyla tanıştım. Beni yeraltında yapılan yasadışı malların getirildiği müzayedeye götürdü. Orada çok hoş gözüken bir kılıç gördüm. Açık arttırma sonucunda 1 beyaz altın 400 altına alabildim. Müzayede evine tam olarak 400 altın borçlanmıştım. Müzayede evinin önünde kara kara düşünürken o sırada karşıma Kamaz çıktı. Onun kim olduğunu daha öncedende bildiğimden ona yanaştım. Biraz yağ çektim. Ardından o da bana gereken 400 altını verdi. O gün vın topuk ondan uzaklaşıp müzayedeye borcumu ödedim. Ardından tekrar kumarhanede biraz para kazanıp borcumun yarısını ödedim. Kalan yarısını ise şu an ödeyecek 5 bakırım bile yok. Bu nedenle durmadan bana sataşıyor Kamaz."

 

Satou, Rance'ın hikayesini duyunca içinden geçirdi.

 

'Adam haklı. Adamı boşu boşuna soyduk iyi mi?'

 

Bu düşünceyle birlikte içini hafif bir pişmanlık hissi kaplasa da kanının getirisiyle mi gelen bilinmez sonraki düşüncesiyle o his kayboldu.

 

'Her neyse bu dünyada iyi kötü yok ki zaten. Güçlü ve güçsüz vardır. O güçsüzdü ve parasını kaybetti bu kadar.'

 

"Pekala patron. Şimdi nereye gidiyoruz?"

 

Satou'nun dediğini duyan Rance bir an şaşırsa da sonra sakinliğini geri kazanarak Satou'yu yanıtladı.

 

"Genelev ya da Kumarhane hangisi sen söyle?"

 

Satou bu aklı kirli düşüncelerde olan patronunu duyunca bir an içinden ensesine tokat atmak geçti. Ancak hiçbir şey söylemedi. Bunun yerine düz bir şekilde yanıtladı.

 

"Kumarhane."

 

Rance hayal kırıklığına uğramış bir ifadeyle Satou'yu onayladı.

 

"Pekala. Sıradaki durağımız kumarhane."

***
Noir: Selam arkadaşlar her ne kadar bu serinin editörlüğüde bana kitlenmiş olsada başladık artık sonuna kadar devam edicez umarım okurken zevk alırsınız iyi okumalar.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44256 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr