14. Bölüm - Başarılı Olan Saçma Bir Kurtarma Planı & Yoldaş [Düzenlendi]

avatar
2489 23

Ejdertanrı Efsanesi - 14. Bölüm - Başarılı Olan Saçma Bir Kurtarma Planı & Yoldaş [Düzenlendi]


Bu bölüm yazarınızın hasta olması nedeniyle savaş sahnesi düşünmeye üşendiğinden bu kadar basit geçmiştir. Kusura bakmayın, İyi okumalar...
***

 

Dört [Dolunay Kurdu]'nunda gücü tükenmişti. Neredeyse yarım saattir karşılarındaki [Mavi Gözlü Gece Kaplanları]'yla savaşıyorlardı. Güçleri neredeyse aynı olsa da sayı farkından dolayı kaybetmenin eşiğine gelmişlerdi. [Kanlı Dolunay Kurdu] ise karşısındaki [Parlak Gece Kaplanı] ile savaşıyordu. [Kanlı Dolunay Kurdu] açık ara [Parlak Gece Kaplanı]'nını bastırıyordu. Ancak o da en az [Dolunay Kurtları] kadar yorulmuştu.

 

Kurdun gözlerini yoğun bir hüzün kapladı. Bütün hayatı boyunca bu sürüyü korumak için savaşmıştı. Ancak şimdi sürüsü bu kaplanlara yem olacaktı. Bunları düşündükçe hem hüzünleniyor hem de öfkeleniyordu. Tam o anda kurt zihninden bir ses duydu.

 

"Beni duyuyor musun bilmiyorum. Ancak eğer duyuyorsan diğer kurtları al ve doğuya doğru götür."

 

Kurt duyduğu sese şaşırdı. Sesin dediğini yapmak ile yapmamak arasında kaldı. Ancak kısa bir tereddüdün ardından gözlerinde kararlı bakışlar belirdi. Böyle bir durumda zaten sürüsü öldürülecekti. Risk almaya değerdi. Bu yüzden kalan gücüyle uluyarak hayatta kalan tüm [Dolunay Kurtları]'na seslendi.

 

AUU! (Bu tarafa doğru koşun!)

 

[Dolunay Kurtları], [Kanlı Dolunay Kurdu]'nun emrini yerine getirdi ve hızla doğuya doğru koşmaya başladılar. [Mavi Gözlü Gece Kaplanları]'ysa ne olduğunu şaşırdı. Yarım saattir savaştıkları [Dolunay Kurtları] ne değişti de böyle kaçıyorlardı. [Parlak Gece Kaplanı] alfa olmasının hakkını vererek hemen durumu idrak ederek kaplanlara kovalamaları için kükredi.

 

ROAR! (Kovalayın onları!)

 

Bu düşük akıllı [Mavi Gözlü Gece Kaplanları] anca liderleri söyleyince kurtları kovalamayı akıl ettiler ve koşmaya başladılar.

 

...

 

Kurtlar koşmaya devam ederken kurtların lideri önlerine çıkan genci gördüğü anda durdu.

 

"...Sen?"

 

Genç gülümseyerek yanıtladı.

 

"Aynen ben. Sizi kurtarmaya geldim. Çabuk şu çalılara girin ve ben çıkın diyene kadar çıkmayın."

 

"...Neden ...yardım ...ediyorsun ...ejderoğlu?"

 

"Senden iyi bir izlenim aldığımdan diyelim. Her neyse çabuk dediğimi yapın lanet kaplanlar yaklaşıyor."

 

[Kanlı Dolunay Kurdu] kısa bir an tereddüt etse de gencin dediğini yaptı. Ardından diğer kurtlara da aynısını yapmalarını emretti. [Dolunay Kurtları] her zamanki gibi tereddüt etmeden liderlerinin dediğini yaptılar.

 

Genç ise gülümseyerek ağacın arka tarafında bekleyen kızıl saçlı güzel kadına doğru dönüp konuştu.

 

"Abla saklansan iyi olur. Bunun işe yarayıp yaramayacağından hiç emin değilim çünkü."

 

"Haylaz velet benden güçlüymüşsün gibi konuşma!"

 

Güzel kadın sinirlice cevap verdi. Bu güzel kadın Rias'tan başkası değildi tabii ki de. Rias her ne kadar sinirlice cevap verse de hala içten içe Satou'nun delice planından ötürü endişeleniyordu.

 

O anda kaplanlar Rias ve Satou'nun olduğu alana doğru yaklaşıyorlardı.

 

Rias çabucak saklandı ve tek Satou kaldı.

 

Kaplanlar koşturdukları sırada Satou'yu fark ettiler. İlk başta kurtları aramayı düşünse de hemen ardından nefret ettikleri insan türünü gördüklerinden midir bilinmez hedeflerini Satou'ya kitlemişlerdi. Tam o anda Satou sinsice gülümsedi. Ardından aurasını sesine katarak bağırdı.

 

"Durun!"

 

Sesteki güç o kadar baskındı ki kaplanlar istemsizce durmak zorundaymış gibi hissettiler. Bu güç ne gelişim ile ilgili bir şeydi ne de başka bir şey. Bu güç kandan gelen baskınlıktı!

 

Tüm kaplanlar bu baskıyı hissedince adeta affedilmeyi bekleyen bir kediymişçesine korkuyla eğildiler. Tam o sırada [Parlak Gece Kaplanı] yani liderleri geldi. Lider de o sesteki baskıyı hissetmişti. Liderde kurtların lideri gibi alfaydı. Bu nedenle karşısındaki gençten gelen auradan hangi ırka ait olduğunu anlamış idi. Lider bu nedenle de hafif korkulu ve çoğunlukla saygıyla saygılı bir şekilde sordu.

 

"S-sizi mi rahatsız ettik ejderoğlu?"

 

Kaplanın sesinden anlaşılıyordu ki bu kaplan kurt gibi bir alfa da olsa kurttan daha çabuk konuşma konusunda gelişim göstermişti.

 

Satou hala gülümsüyordu. Gülümseyerek yanıtladı.

 

"Hayır hayır. Ne rahatsız etmesi? Sadece sizden bir ricada bulunmaya geldim."

 

Ejderha ırkı, nedeni bilinmeyen bir şekilde tüm canavar türlerinin saygısını kazanmış bir ırktı. Bu ırkın en düşük kademesinin küçük bir ricasını yerine getirmek bu kaplanları ömrü boyunca gururlu bir şekilde dolanmalarına neden olurdu. Bu nedenle [Parlak Gece Kaplanı] kovaladıkları hedefi dahi unuttu ve anında Satou'yu heyecanlı gözlerle yanıtladı.

 

"N-ne istiyorsunuz ...efendi ...ejderoğlu?"

 

Satou gülümseyerek yanıtladı.

 

"Sizden sadece buraya gelen kurtları rahat bırakmanızı rica ediyorum."

 

Kısa bir duraksamanın ardından Satou devam etti.

 

"Muhtemelen neden bu aciz insan vücudunda olduğumu merak ediyorsunuzdur. Size anlatmaya gerek görmesem de kısaca anlatmam gerekirse bir tür lanet. Ve bu laneti çözebilmek için o kurtlara ihtiyacım var."

 

Kaplan kısa bir süre düşünmenin ardından Satou'ya hak verdi. Anılardan bildiği kadarıyla gerçekten bu tip deheşetengiz lanetler vardı. Hem ayrıca bir ejder bir şeye gerçekten ihtiyacı olmasa asla istemezdi. O nedenle Satou'nun mazareti kafasına yatmıştı. Bu yüzden yüzündeki korkutucu gözüken sırıtmaya benzeyen bir ifadeyle Satou'yu yanıtladı.

 

"Pekala o zaman ejderinoğlu. Sizin hatrınıza o kurtları kovalamayı bırakıyorum. Eğer laneti çözdüğünüzde o kurtlar yaşarlarsa o kurtlara söyleyin bir daha bizim bölgemize gelmesinler."

 

"Tamam söylerim. Teşekkürler sayın alfa."

 

Satou'nun mütevazi tutumu sayesinde Kaplan fazla üstelemeden çekip gitti diğer kaplanlarla birlikte.

 

Hemen ardındanda Rias ağaçtan atladı ve Satou'ya şaşkınca bakakaldı.

 

"Böyle saçma bir planın işe yarayacağını beklemiyordum."

 

Rias'ın sözleri karşısında istemsizce gülümsedi. Gerçekten de planı saçmaydı. Ancak işe yaramıştı.

 

"Ee kurtlar sizde çıkın ortaya."

 

Bu cevabın karşısında dört [Dolunay Kurdu] ile liderleri olan [Kanlı Dolunay Kurdu] karşılarına zıpladı. Kurtlar belirdikleri an Satou'nun önünde eğildiler. [Kanlı Dolunay Kurdu] hepsinin adına hırıltılı bir şekilde konuştu.

 

"...Kurtarıcımız önünde ...saygıyla ...eğiliyoruz."

 

Satou şaşırdı. Ancak hemen ardından keyiflendi. Gerçekte esas hedefi bu kurtları en başından beri astları yapmaktı ve sonunda biraz çabuk olsa da istediğini elde etmişe benziyordu. Satou yere kanını damlattı ve ardından başlarını kaldırmalarını söyleyip hemen ardından ana konuya girdi.

 

"Kaldırın başlarınızı. Ben sizi benim önümde eğilin diye kurtarmadım. Size daha doğrusu sana bir teklifim var kırmızı kurt. Benim ortağım olmanı istiyorum. Karşılığında ise kurt süründekileri koruyacağım. Ne diyorsun?"

 

[Kanlı Dolunay Kurdu] sadece bir an düşündü. Karşısında ejder soyuna sahip birisi yoldaşı olmasını teklif ediyordu. Adeta altın tepside sunulmuş bir fırsattı. Bu yüzden [Kanlı Dolunay Kurdu] tereddüt etmeden kendi patisini ısırıp Satou'nun kanının üzerine damlattı. Ardından Satou'nun önünde saygıyla eğilip onayladı.

 

"...Ortağımı ...saygıyla ...selamlıyorum."

 

[Kanlı Dolunay Kurdu]'nun hemen ardından diğerleri de saygıylar eğildi.

 

O anda Satou ve [Kanlı Dolunay Kurdu] arasında zihinsel bir bağ oluştu.

 

Satou istediğini elde ettiğinden yüzünde içten bir gülümseme oluştu.

 

Hemen ardından Satou zihinsel bağıyla [Kanlı Dolunay Kurdu]'na söylendi.

 

'Eğilme! Madem benim ortağım oldun bir daha asla kimsenin önünde eğilme!'

 

Zihnindeki kudretli sesi duyunca [Kanlı Dolunay Kurdu] anında ayaklandı. Ardından gözlerindeki heyecanı gizlemeden kafasıyla onayladı.

 

'Ha birde ismin ne? Benimki Satou, Satou Black.'

 

O anda zihninde zarif bir ses duydu.

 

'İsim mi? O da ne?'

 

İlk başta kim olduğunu idrak edemese de kısa sürede anladı. Kurtta yavaşça zihinsel bağlantıyı kullanmaya alışıyordu ve muhtemelen bu kurt bir dişiydi. Satou bir an neden dişiler konusunda bu kadar şanslı olduğunu düşündü. Ardından acı acı güldükten sonra dişi kurda isim vermeye karar verdi.

 

'İsim. Bir canlıya nasıl hitap edileceğini belirler. Sanırım ismin yok. Sana isim vermeme ne dersin?'

 

'Olur.'

 

'Pekii Lucina'ya ne dersin?'

 

Lucina yeni ismini sevdiğini belli edercesine kuyruğunu bir sağa bir sola salladı.

 

'Sağolun e-Satou ismimi beğendim.'

 

Tüm bu diyalog olurken de kurtlar sıkıntıdan birbirleriyle küçük köpekler gibi oynamaya başlamışlardı. Rias ise tüm bu olayları izlerken şaşırmıştı. Bu çocuk kendisinden kim bilir kaç kat güçlü bir canavarı kendi ortağı yapmıştı. Daha ne tür inanılmaz şeyler başaracaktı bu çocuk böyle?

 

Satou, Rias'ın şaşkın bakışlarını fark etse de bir şey demedi. Onun yerine Satou yeni ortağına nazikçe sordu.

 

"Şey gideceğimiz yol uzunda üzerine binebilir miyim?"

 

Lucina başı ile sorun olmaz anlamında onaylasa da kuyruğundan gergin olduğu anlaşılıyordu. Satou'da bunu fark ettiğinden üzerine bindikten sonra nazikçe Lucina'nın tüylerini okşadı. Satou, Lucina'yı sakinleştirdikten biraz sonra Rias'a bakıp Lucina'ya sordu.

 

"Ablamı da senin kurtlardan birine bindirebilir miyiz?"

 

Lucina zihin bağlantısından yanıtladı.

 

'Sorun olmaz ortak.'

 

Ardından Lucina kurtlardan birini yanına çağırdı. O sırada da Satou, Rias'la konuştu.

 

"Abla, gelecek olan kurda rahatlıkla binebilirsin."

 

Rias hala şaşkın haldeydi. Satou ona seslenince kendine geldi.

 

"Ha?"

 

"Dedim ki: Senin yanına gelecek olan kurda rahatlıkla binebilirsin."

 

"Ha- s-sağol"

 

Bu kadar çok şaşkınlık Rias'a fazla geldi ve bayıldı...






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr