9. Bölüm - Elçi'yi Etkilemek [DÜZENLENDİ]

avatar
2544 23

Ejdertanrı Efsanesi - 9. Bölüm - Elçi'yi Etkilemek [DÜZENLENDİ]


Kadın karşısındaki çocuğa şaşkınlıkla bakıyordu. Nasıl bir çocuk bu kadar cüretkar davranabiliyordu?

 

Bu kadın Draconis akademisinin temsilcisi ve aynı zamanda akademi de öğretmenlik yapan Rias Dread'dı. Rias çocukluğundan beri büyüyle ilgilenen bir dahiydi. Zaman geçti ve o oldukça güçlü uzman bir ateş büyücüsü oldu. Böyle güçlü bir uzman olmasına rağmen nedeni bilinmese de akademi de öğretmenlik yapmak istemişti.

 

YN: Birisi uzman olarak anılıyorsa, -Nihil'de- o kişi en azından Usta alemindedir.

 

Ancak akademi de tam olarak öğretmen sayılmak için bir kural vardı. O da bir öğretmenin en az bir kendi öğrencisi olmalıydı. Diğer öğretmen ve yetkililer yüzüne kimse de Rias'ın öğrencisi olmak istemiyordu. O nedenle de bu hırslı kadını akademi yetkilileri tarihlerinde bir ilki yaparak yarı zamanlı öğretmen olarak atadılar.

 

Çoğu öğretmen ve hatta öğretmenlerden düşük rütbedeki yetkililer bile bu durumdan haz etmemelerine rağmen seslerini fazla çıkaramadılar. Ancak bu yarı zamanlı öğretmenliğini kullanarak Rias'a çeşitli zorluklar çıkardılar. En son çıkardıkları zorlukta uzun süredir yarı zamanlı öğretmenlik yaptığı ama kimseye bir şey öğretemediği en azından bir şeye yaraması gerekçesiyle onu temsilci olarak böyle küçük bir bölgeye yolladılar. Rias her ne kadar sinirlense de bu duruma konumu nedeniyle bir şey diyemedi.

 

YN: Yarı zamanlı olduğundan normal öğretmenlerden düşük bir konumda. En azından görünürde öyle…

 

Şu anda ise küçük şehre yani Ay ve Güneş şehrine varmıştı. Normal şartlar altında her ne kadar rütbesi diğer öğretmenlerden düşükte olsa bu küçük şehirdekilerden bir kaç kat daha yüksekti. Bu nedenle de bu şehirdeki tüm yetkililerin önünde saygılı davranması gerekirdi.

 

Ancak şu an karşısındaki çocuk bırak eğilmeyi şehvetle bakabilecek kadar yürekliydi.

 

...

 

O sırada diğer tarafta bütün Black, White ve şehir lordu klanı şoke olmuş bir biçimde Satou'ya bakıyordu. Bu çocuk kafayı mı kırmıştı? White klanı tatlı bir şaşkınlık, Black klanı korkulu bir şaşkınlık ve halk ona kafayı sıyırmış bir deliye bakar gibi bakmasına rağmen, Satou hala gülümsüyordu. Herkesin bakışlarına cevap vermek adına konuştu.

 

"Kusura bakmayın millet. Ancak ben önümde böyle güzel bir bayan olsa bile kim olursa olsun asla eğilmem!"

 

Satou tüm bunları söylerken herkes duysun diye yüksek sesle söylemişti. Bunu duyan herkes “bu çocuk salak mı?” der gibi baktı. Özellikle de Dong White az daha mutluluktan kahkaha atacaktı. Satou'nun sonunu kesin ölüm olarak görüyordu.

 

Satou ise esasen bunu isteyerek yapmıyordu. O da aslında kadının önünde eğilmek istese de Damon'nun söyledikleri zihninde yankı yaptı. Aynı anda da kendi kanı ruhuna baskı yapmaya başlamıştı eğilmemesi için. Bu nedenle de madem eğilemiyordu. O zaman karşısındaki güzel kadını da övüp kimsenin karşısında eğilmeyeceğine dair asi bir tutum gösterdiğini hissettirmeliydi!

 

Tam o anda herkesin afallatacak bir durum yaşandı. Gelen kadın yani Rias tüm konuşulanları duymuş ve kahkaha atmaya başlamıştı.

 

"Hahahaha 'kimsenin önünde eğilmem' ha? İlginç bir çocuğa benziyorsun. Peki kimsenin önünde eğilmem diyebilecek kadar güce sahip misin ?"

 

Rias, onun tavrını beğenmiş gibiydi. Rias'ın sorusunu duyan Satou'nun gülümsemesi ise daha da yüzüne yayılırken yanıtladı.

 

"Neden yeterli güce sahip miyim değil miyim denemiyorsunuz güzel abla?"

 

Satou'nun cevabı üzerine herkes mala bakar gibi bakmaya devam ediyordu. Tamam güçlü olabilirdi. Ancak karşısındaki de sıradan biri değildi. Neyine güvenip de ondan güçlü birine böyle küstah bir şekilde konuşmaya cesaret ediyordu ki?

 

Rias bu cevap yüzüne şaşırmış sonra da yüzündeki gülümsemeyle Satou'ya bakarken şeytanice düşünüyordu.

 

'Pekala velet. Madem öyle bakalım aurama ne kadar dayanacaksın?'

 

Hemen ardından aurasının yüzde beşini kullanarak Satou'ya baskı yapmaya başladı.

 

Satou ise Rias'ın yolladığı baskıyı hissedince gülüşü daha da masumlaştı.

 

"Abla? Hani test etmekten bahsediyordun?"

 

Satou'nun sorusunu duyan Rias şaşırdı. Normal şartlar altında gücüne anca sadece oluşturmanın son seviyesinde birisi dayanabilirdi. Sanırım bir dahi bulmuş olabilirdi. Bunu düşününce daha da içten gülümsemeye başladı.

 

Bunu gören Satou bir anlığına afallayıp konuşamadı. Zaten cazibeli görünüşü olan bir kadını gülümserken görmek onu adeta sarhoş etti.

 

Satou'nun bakışını gören Rias sinirlice kükredi.

 

"Seni şehvet düşkünü velet!"

 

Ardından Rias kazara aurasının yüzde yirmisini baskılamak için kullandı. Ancak Satou gene aynı masum gülümsemeyle bakıyordu.

 

İlk başta kazara fazla saldığı auradan dolayı korktu. Ancak Satou'ya bakıp hala gülümsemeye devam ettiğini görünce hem rahatladı hem de şaşırdı. Şu anki gücünü anca Manayı Hissetme orta kademede olan birisi engelleyebilirdi. Bu çocuk süper dahi olmalıydı!

 

Rias'ın suratındaki tepkileri gören Satou istemsizce güldü. Şu anki uygulanan baskı onun için hiç bir şeydi. Eğer Rias aurasının yüzde doksanını salmazsa bırak Satou'yu eğilmeye zorlamayı konuşmasını bile engelleyemezdi.

 

Satou'nun aklına birden bir fikir geldi ve masumca Rias'a sordu.

 

"Rias abla şehvet düşkünü de ne demek?"

 

Bunu duyan çevredeki -şehir lordunun klanı hariç- herkes neredeyse gülmekten yarılacaktı. Şehrin ortasında Dong'a neredeyse bir sövmediği kalmış birisinin şevhet düşkünü ne demek diye sorması... Bu nasıl bir ironiydi böyle! İstemsizce herkesin hatta bu olaydan madur olan White klanındaki üyelerden bir kaçının bile yüzünde gülmemek için kendilerini zorladıklarını belli eden bir ifade oluştu.

 

Tabi olan o olayın başlıca madurları olan Dong ve Hasai ise Satou'nun dediğini duyduktan sonra oldukça garip bir yüz ifadesi gösteriyordu.

 

Diğerlerini umursamayan Rias ise Satou'nun dediğiyle hafif bir şaşkınlığa uğramıştı.

 

Kısa süreli şaşkınlığın ardından köşeli düşen bir jetonmuşçasına sonradan Satou'nun onunla dalga geçtiğini anlayabildi. Anladığı anda ise bu sefer bilerek aurasının yüzde kırkını saldı.

 

Satou ise baskının artışına hiç şaşırmamıştı. Şu anki baskı onu hafiçe zorlasa da hala o masum ifadesini koruyordu.

 

Bunu gören Rias iyice şoke oldu. Şu anki saldığı aura yüksek kademe bir Manayı Hissetme de olan birine diz çöktürebilecek güçteydi. Bu çocuk insan mıydı?

 

Satou ise Rias'ın aurası karşısında birazcık şaşırsa da hala masumca sırıtıyordu.

 

Rias artık merak içerisindeydi.

 

'Tüm auramı salsam durabilir mi ki?'

 

Rias merakına yenik düşüp tüm aurasını Satou'ya yönlendirdi. Aura o kadar dehşetengizdi ki Satou'nun etrafındaki herkes kan kustu.

 

Satou ise bu dehşetengiz baskıyı görünce final etabının başladığını anladı ve o da tüm aurasını saldı. Birden inanılmaz bir olay yaşandı. Satou'nun aurasıyla Rias'ın aurası birbiriyle çatışmaya başladı.

 

Rias'ın aurası ateş büyücüsü olduğundan alev gibi parlıyordu. Satou'nun aurası ise silik bir gri renkteydi.

 

Ancak Satou'nun silik gibi görünen aurasından kadim bir his yayılıyordu. Sanki Satou her varlığın hükümdarıymış ta kendileri küçük böceklermiş gibi hissettiriyordu. Fakat bu aura henüz tam kudretinden acizdi…

 

Tabi bu aura çatışmasını anlatmak uzunda sürse aslında sadece 10 saniye sürdü. Hemen ardından Rias'ın aurası baskın geldi ve Satou'yu sınırlarına kadar zorladı. Ancak Satou var gücüyle ayakta durarak bilincini kaybetti.

 

Bayıldığında bile aynı şekilde dimdik duruyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44305 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr