Geniş ve yüksek bir tepenin üzerinde siyah zırhla kaplı, zırhıyla aynı renkte saçlara ve aynı renkte gözlere, ve ne fazla yakışıklı ne fazla çirkin, ortalama bir yüze sahip bir adam duruyordu. Bu adamın olduğu tepenin etrafında ise 3 milyona yakın asker vardı. Adam orduya sadece bir bakış attı. Ardından korkutucu bir sırıtışla elindeki gayet sıradan görünen kılıcı havaya kaldırdı. Ve ardından bağırdı.

"EJDER DÖNÜŞÜMÜ!"

Adam kükredikten hemen sonra değişmeye başladı. Önce göz akı karardı. Ardından göz irisinin rengi kırmızıya döndü. Sonra da göz bebeği dikey elips şeklini aldı. En sonunda ise adamın el ve ayakları pullarla kaplanıp arkasından aynı ejderhanınki gibi iki tane simsiyah kanat ve kuyruk çıktı. Bir tür ejder, insan melezine benzer bir görüntü elde etmişti. Bu ejder, insan melezi şu anki aurasıyla adeta gökten inmiş bir Ejderha Tanrı gibiydi. Adam birden herkesin duyabileceği ve bir o kadarda korkutucu bir şekilde kükredi.

"Ben Damon. Ben en dehşetengiz şeytanların ve en güçlü ejderhaların bile önümde titrediği Ejdertanrı. Burada kanımın son damlasına kadar savaşıp bugün burada birinizi bile sağ bırakmayacağım!"

Ejdertanrı askerlere son bir daha bakış attıktan sonra kanatları ile birlikte uçup askerlerinin arasına daldı...

...

Aradan geçen sadece bir saatin ardından tepe adeta cehenneme dönmüştü. Kesik başlar, gökyüzünden düşen kimin olduğu bilinmeyen uzuvlar, ve yerde yanan cesetler vardı. Hepsinin ortasında ise vücudunun her tarafı simsiyah pullarla kaplı derisiyle, siyah göz akıyla birlikte kırmızı göz irisi ve dikey elips göz bebekleriyle, fazla uzun olmayan kuyruğu ve kanatları ile tüyler ürpertici ejderimsi bir canavar ile morumsu bir teniyle, siyah saçları ve ametist rengi gözleriyle adeta gökten inmiş bir tanrıçayı andıran güzelleri güzeli bir kara elf ile savaşıyordu. Canavar hırıltılı bir şekilde savaştığı kara elfe karşı konuştu.

"Sırf beni öldürmek için... O kadar askeri... ölüme yollamana değdi mi... Lensa Kearie…?"

Lensa adındaki kara elf sinsice sırıtarak yanıtladı.

"Bir kaç milyon cılız Ölümsüz ordusu, senin cesedinden Antik Ejder Taşını almaya karşılık hiçbir şey. Antik Ejder Taşı sayesinde sonunda darboğazımı aşıp Tanrı alemine geçebilirim. O Ölümsüz çöpleri benim gelişim yolumda basamak oldukları için onur duymalılar."

Bunu duyan ejderimsi canavarın yüzü alaysı bir şekilde gülümser gibi bir şekil aldı.

"Ne yazık ki... cesedimden o taşı alamayacak... Bu Yarı-Tanrı aleminde... ölüp gideceksin!"

Hırıltılı konuşmasının hemen ardından ejderimsi canavar kırmızı ve siyah renklerde parıldamaya başladı. Bunu gören Lensa Kaerie'nin yüzü çirkinleşti. O sırada ejderimsi canavar ise adeta herkese duyurmak istercesine kükredi.

"BEN DAMON DÜŞMANLARIMA ASLA İSTEDİĞİNİ ELDE ETME ŞANSI VERMEDİM! ÖLÜRKEN DE ASLA VERMEYECEĞİM! YASAK TEKNİK: EJDERHANIN GÖRKEMİ!"

Damon'nun kükreyişinin hemen ardından vücudu tamamen kırmızı bir enerjiyle kaplandı. Hemen ardından Damon adeta son nefesini veren bir ejderha edası ile kükredi. Bunu gören Lensa Kaire her ne kadar kaçmaya çalışsa da yeterince hızlı davranamadı ve neredeyse bulundukları diyarın yarısını yok eden tüyler ürperten bir patlama oldu.

Ve böylece bir zamanlar kendi evrenlerinin zirvesinde duran Damon ve Lensa Kaeire hayatlarını kaybetti. Lensa Kaerie'nin istediği Antik Ejder Taşına gelirsek, çeşitli uzmanlar o büyük patlamadan sonra onu arasa da bulamadı. Kim bilir? Belki tamamen yok olmuştur, belki de yeni bir sahip arıyordur...