Bölüm 410

avatar
7667 22

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 410


Bölüm 410: Saf Yeryüzü Papazı

Büyükbaba, Baş Papazlar ve Büyük Kıdemli de dahil bütün Karga Gözcü Kabilesi üyeleri hızla yaklaşan renkli ışığı izlediler. Çılgın ve kararlı bir şekilde Yabancı Canavara yaklaştı.

O şeytansı belli ki efendisine sadık…” dedi Yeryüzü Papazı hafifçe iç geçirerek. Bugüne kadar çok sayıda şeytansı görmüştü ama böyle efendisine sadık olan, böyle çılgınca davranan ve efendisi korumak için gözü dönen çok azına rastlamıştı.

Papağanın heyecanı aslında diğer insanlara kararlılık gibi görünmüştü. Dahası onun yeni kürklü canavar deneme arzusu insanlara onun efendisini koruma sadakati gibi gelmişti.

Böyle düşünen sadece Yeryüzü Papazı değildi. Bu sahneyi gören diğer bir çok Kabile üyesi bu kararlılıkla dolu olan renkli ışığı takdirle izliyordu.

Renkli Papağan kükreyerek Yabancı Canavara yaklaşırken bütün gözler onun üzerindeydi. Papağan her şeyi görmezden geldi, hayatını tehdit edebilecek bütün potansiyel tehditleri umursamıyor ve Yabancı Canavar ile birlikte ölmeye hazır gibi görünüyordu. Papağan havada uğuldayarak ilerledi, Yabancı Canavarın etrafında dolandıktan sonra saldırıya geçti.

Bu papağan şeytansı cidden sıra dışı!” dedi Yeryüzü Papazı hayretler içinde kalarak. “Gerçekten de Yabancı Canavarın tek zayıf noktasının ön tarafı değil, kıç tarafı olduğunu biliyor!” Gözlerindeki hayranlık daha da güçlendi.

Olan biteni izleyen Büyük Kıdemlinin gözleri kocaman açılmıştı. O da tüm bunların karşısında hayrete düşmüştü. Büyükbabanın yüzü titreşti ve gözleri iyice açıldı. Önce Yeryüzü Papazına bir bakış attı, daha sonra gözlerini Papağana çevirdi. Aniden biraz kuşkulanmaya başlamış gibi göründü.

Yan tarafta Yeryüzü Papazının sözlerini duyan Meng Hao hafifçe öksürdü. Oraya doğru baktığında Yeryüzü Papazının Papağana gerçekten de derin bir saygı duyduğunu gördü. Adamın bu basitliği karşısında Meng Hao kalbinden bir iç geçirdi, kendisinin yıllar boyunca oldukça değişmiş olduğunu fark etti.

Bu sırada kararlılıkla dolu Papağan hayalini gerçekleştirmek üzereydi. Tıpkı bir intihar timi üyesiymiş havasına sahipti, gözleri kıpkırmızıydı, heyecanla titreyerek Yabancı Canavara doğru fırladı. Fakat tam bu kritik anda Yabancı Canavarı aniden titreşti ve daha sonra ortadan kayboldu. Bir an sonra başka bir konumda tekrar ortaya çıktı.

Görünüşe göre Papağanın niyetini anlamış gibiydi. Gözleri öfkeyle doldu ve kükredi: “Yabancı!

Bu kükreme Papağanı şaşırttı ve onu havada geriye doğru savurdu. Ona yaklaşamamıştı bile; görünüşe göre bu Yabancı Canavar gerçekten de biraz problem çıkartacaktı. Fakat Papağan bu işten vazgeçecek gibi görünmüyordu. Tiz bir çığlık attı ve gözleri beklentiyle doldu. Heyecan ve zamparalık karışımı bir ifade takındı. Bu ikisinin birleşimi oldukça müstehcen ve sapkın görünüyordu. Yabancı Canavara doğru bir kez daha renkli bir parıltı şeklinde saldırıya geçti.

Ne kadar da sadık bir şeytansı!” diye bağırdı Yeryüzü Papazı, bundan baya etkilenmişti. “Mutlak bir sadakate sahip gerçekten nadir bir şeytansı! Şuna bakın, yaralanmış olmasına rağmen direniyor ve ölüme cesurca meydan okuyor!

Çevredeki birçok Kabile üyesi de aynı şekilde hissediyordu.

Büyük Usta Meng böylesine sadık bir şeytansıya sahip olduğu için çok şanslı!

Bu doğru. O biraz çirkin görünse de ahlaki kişiliği gerçekten de övgüye değer!”

İnsanlar Papağana saf, basit kalplerindeki kıskançlıkla baktılar. Onlar da böyle kendini efendisine adamış, inançlı bir şeytansıya sahip olmayı arzuladılar.

Fakat, tam Yeryüzü Papazı ve çeşitli kıskanç Kabile üyeleri Papağanı izleyip duygulu bir şekilde iç geçirirken…

Kaçma bebeğim!” diye bağırdı Papağan hızlanarak. “Beşinci Lord işini bitirmek için geldi!

Bu sözler yankılanıp Kabile üyelerinin kulaklarına girdiği anda, yüzlerinde tuhaf ifadeler belirdi. Papağanın sözlerinin ne anlama geldiğini fark ettiklerinde ağızları neredeyse yere düşecek gibi oldu. Buna inanmakta güçlük çekeceklerdi.

Yeryüzü Papazı bir an şaşkınlığa uğradı, ama daha sonra anlamış gibi bir bakış takındı ve ardından yüzünde hayranlık belirdi. “Demek strateji bile yapabiliyor!” dedi ve ardından uzunca bir iç geçirdi. “Böyle bir taktik kullanarak Yabancı Canavarın efendisini yaralamasının önüne geçmek istiyor, ne kadar asil bir kişilik göstergesi!

Yeryüzü Papazının vardığı sonuç çok makul olmasa da, buna katılan Kabile üyeleri de yok değildi. Fakat, çoğunun yüzünde hala tuhaf ifadeler vardı. Gökyüzü Papazı diğer Papaza doğru baktı ve tam bir şey söyleyecek gibi oldu, ardından tereddüt etti ve sadece buruk bir gülümseme gösterdi.

Büyük Kıdemli ise Yeryüzü Papazına şaşkın şaşkın baktı, sanki adamın ne demek istediğini bile anlamamıştı.

Büyükbabanın yüzündeki ifade daha da tuhaf bir hal aldı ve o da buruk bir gülümsemeden başka bir şey yapmadı.

Meng Hao bir kez daha hafifçe öksürdü. Bu Yeryüzü Papazının saflığı sık sık görülebilecek cinsten değildi.

Yukarıdaki havada Papağan cıyaklayarak Yabancı Canavara doğru fırlarken, rakibi ise kükredi ve korkunç dalgalar ortaya çıkartan bir saldırı gönderdi. Bu dalgalar hücuma geçmiş olan Papağana çarparak onun Yabancı Canavara yaklaşmasını imkansız hale getirdiler. Fakat bu aksilikler Papağanın yüzündeki heyecan ve kararlılığı daha da güçlendirdi. Görünüşe göre bu Yabancı Canavarı artık öncekinden bile daha fazla istiyor gibiydi.

“Heyyy, cidden mücadele edebilirsin. İstiyorsan deneyebilirsin, bebeğim. Bu sadece Beşinci Lordun heyecanını körüklüyor!” Papağan bir kükremeyle birlikte tekrar hücuma geçti.

İleri doğru inanılmaz bir hızla fırladı. Yaklaştığında, bir patırtı sesiyle birlikte hepsi de Yabancı Canavara doğru fırlayan yüzlerce Papağan ortaya çıktı.

Mücadele et, bebeğim! Mücadele et ve Beşinci Lordun çakışlarının karşısında merhamet dilen!” Papağan heyecanla kükreyerek yaklaşırken Yabancı Canavar buna karşı uludu. Bütün hayali Papağanlar patladı, ama Yabancı Canavarın içine girmeyi başaran bir Papağan kaldı.

(FN: Bir Johny bir Papağan, ikisinin elinden de uçan kaçan kurtulmuyor.

Bu içine girme olayı gerçekleştiği anda Yabancı Canavarın vücudu titredi ve yüzü karmaşık bir bakışla doldu. Bu bakış daha sonra hemen aşağılanma ve benzersiz bir çılgınlığa dönüştü. Canavar delice uluyarak şimdiye kadar duyulan en gürültülü sesi çıkarttı ve yeri göğü titretti. Bu şiddetli ses, şiddetli bir rüzgarın bile peyda olmasına neden oldu!

Bir patırtı sesiyle birlikte Papağan aniden diğer tarafta havada beliriverdi. Heyecanla titriyordu ve gözleri parlıyordu. “Çığlık at, boğazın patlayana kadar bağır! Seni kurtarmaya kimse gelmeyecek!

Bu noktada artık çevredeki insanlar afallamış bir şekilde olanları izliyordu. Daha önce Papağanın sadık ve cesur olduğunu düşünen bir çok kişinin yüzleri şu an tamamen soluktu. Sanki dünya başlarına yıkılmış gibi oldu. İnsanların boş bakışları havadaki tarif edilemez bir edepsizliğe sahip olan Papağanın üzerindeydi.

Yeryüzü Papazı bir kez daha şaşkınlığa uğradı. Fakat gözlerinde göz alıcı bir ışığın parlamaya başlaması çok uzun sürmedi. Bu parıltı hayranlık ve anlayışı işaret ediyordu.

Yabancı Canavarda bir tepkiye neden olmak için, Papağan şeytansı onunla alay ediyor! Ne kadar bilgece! Ne akıl almaz bir cesaret!” Yeryüzü Papazı iç geçirdi. “Yoldaş Taoist Meng, böyle bir şeytansıya sahip olduğun için gerçekten de çok şanslısın!

Karga Gözcü Kabilesinin Büyükbabası artık buna daha fazla dayanamadı ve bir şey söyleyecek gibi oldu. Fakat, Yeryüzü Papazının gözlerindeki şiddetli hayranlığı gördü. Büyükbaba iç geçirdi ve dilini tutmaya karar verdi.

Büyük Kıdemli ise yan tarafta gözleri kocaman açılmış bir şekilde duruyor, Yeryüzü Papazına şaşkınlıkla bakıyordu. Gökyüzü Papazının yüzünde de tuhaf bir ifade vardı. İkili birbirlerine buruk gülümsemeler gösterdiler.

Yeryüzü Papazının konuşmasıyla aynı sırada Papağan bir cıyaklama sesi daha koparttı. Yabancı Canavara doğru bir kez daha fırlarken onun ulumasına neden oldu. Bunun akabinde canavar ile Papağan iler geri gitme üzerine bir savaşa giriştiler. Tabii ki Papağan verici ve Yabancı Canavar ise alıcı taraftı.

Uluma sesleri aralıksız çınlamaya devam ederken en sonunda Papağanın kükremesi duyuldu. Onun özellikle hangi tekniği kullandığı net değildi. Olabilecek herhangi bir yaralanmayı önemsemeyerek ileri doğru atıldı ve bir kez daha Yabancı Canavarın içine girdi. Yabancı Canavar dehşete düşmüş bir ifadeyle birlikte şok edici bir uluma koparttı. Havada asılı duran canavar titriyordu. O anda artık Meng Hao’nun Şeytani Qi’sine olan ilgisini tamamen kaybetmişti. Bunun yerine arkasını döndü ve kaçmaya başladı.

Papağan bir kez daha somutlaştı, titriyor ve heyecanlı görünüyordu. Daha önce hiç denemediği bir canavara boyun eğdirmenin verdiği gurur yüzüne yansımıştı. Tiz bir çığlık atarak Yabancı Canavarın peşine düştü.

Kaçma bebeğim!” diye bağırdı. “Gel buraya, Beşinci Lordun denemediği bir kaç pozisyon daha var. Kaçma!” Hemen prizmatik bir ışık ışına dönüşerek Yabancı Canavarın ardından yola koyuldu.

Bu olaya Karga Gözcü Kabilesinin üyelerinin dışında diğer Kabilelerin güçlü uzmanları da Kutsal Duyuları aracılığıyla şahitlik etmişti. Hepsinin de kalpleri titriyordu ve tarif edilemez tuhaflıkta hissiyatlar yaşıyorlardı.

Gizemli Yabancı Canavarın dövüşmek yerine kaçmayı tercih ettiğini görmek… Gerçekten şok ediciydi. Daha şaşırtıcı olan ise ölümden bile korkmuyormuş gibi görünen Papağandı. Tabii ki onun saldırı yöntemleri de son derece tuhaftı.

Papağanın uzaklara doğru yola koyulduğunu gören Meng Hao rahat bir iç geçirdi. Papağanı buraya çağırırken en kötü senaryoya kendini hazırlamıştı. Çevredeki Kabile üyelerinin tuhaf ifadelerine ve Yeryüzü Papazının yüzündeki hayranlığa bakınca, Papağanı mutlak zorunluluk olmadığı sürece buraya bir daha çağırmamak konusunda kesin bir karar verdi…

Kalabalık dağılırken Büyükbaba, Meng Hao’ya buruk bir gülümseme gösterdi ve ardından totem dövmesine dair bir kaç zorlama övgüde bulundu. Ardından başını sağa sola salladı ve uzaklaşmaya başladı.

Büyük Kıdemli Meng Hao’ya ciddi bir ifadeyle baktı, ardından ondan nadir görülen bir baş selamı verdi. Bunun ardından o ve onun gibi kafası karışık olan Gökyüzü Papazı o bölgeden ayrıldılar.

Yeryüzü Papazı ise Meng Hao’ya bir şeyler söylemek istiyormuş gibiydi. Fakat Meng Hao’nun Papağanın güvenliği konusunda herhangi bir endişeye sahip olmadığını fark edince basitçe ona sert bir bakış attı ve ardından prizmatik bir ışık ışınına dönüşerek Papağanın gittiği yöne doğru fırladı.

Meng Hao’nun yüzünde buruk bir gülümseme belirdi. Sadece Yeryüzü Papazının kayboluşunu izlemekle yetindi.

Bu saf Yeryüzü Papazı Papağanın gerçek yüzünü fark ettiğinde, ona göre gökyüzü artık mavi olmayacak ve hayatı artık eskisi gibi güzel göremeyecek…” Meng Hao bu sahnenin nasıl olabileceğini düşündü ve ardından Yeryüzü Papazı için biraz üzüldü. En sonunda ardını döndü ve avlusuna doğru yöneldi.

İki gün geçti. İkinci günün akşamında Yeryüzü Papazı geri döndü. Biraz aklı başından gitmiş gibi görünüyordu ve sanki vahşi bir saldırının hedefi olmuş gibi yüzü soluktu. Geri döndükten sonra doğrudan kapalı meditasyona girdi.

Bu iki gün boyunca Meng Hao nereye giderse gitsin her yerde Karga Gözcü Kabilesi üyelerinin ona korkuyla baktıklarını gördü. Hatta bazen korkuları daha da öteye geçiyor ve onu kızdırmaktan kaçınmak istiyormuş gibi ona yaklaşmaya cüret edemiyorlardı. Onu gördükleri anda alınlarından terler akıyor ve hemen tam tersi yöne yollarını değiştiriyorlardı.

En nihayetinde Papağanın habisliği Meng Hao’nun durumuna bir etkide bulunmuştu. Tüm Kabilenin Büyük Usta Meng’in habis şeytansısını duyması çok uzun sürmemişti.  Bu haber hızla diğer Kabilelere de yayılmıştı.







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr