Bölüm 408

avatar
8451 21

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 408


Bölüm 408: Yeşilodun Ağaç Totemi!

Ya da çok çok uzun zaman önce insanlar bu tüm yıldızlı alemdeki Dokuz Dağ ve Denizlerin doğal mekanizmasının gerçeğini anlamamış olabilirler. Onlar Dokuz Dağ ve Denizleri vücudu geliştirmek için anahtar olarak düşündüler. Dağlar ve Denizlerle beslenerek güçlendiler ve en sonunda diğer hayat seviyesini aştılar. Hayatları Dağlar ve Denizlerle kaynaştı ve birer Ölümsüz oldular!

“Olaya bu yönden bakanlar en sonunda çoğunluğa ulaştılar. Fakat, küçük bir insan grubu da Dokuz Dağ ve Denizlerin, mühürleyebilecekleri ya da onaylayabilecekleri Göksel Şeytanlar olduğuna inandılar. Onları mühürlemek güce giden bir yoldu, onları onaylamak ise onların efendileri olmaktı.

Bu küçük insan grubu… O zamanlardaki Şeytan Mühürleyicilerdi!

Bu iki insan grubunun felsefeleri farklıydı ve güce giden farklı yollarda yürüdüler, ama araları bozuk değildi.” Meng Hao aydınlanma kazanırken derin bir nefes aldı.

Şeytan mühürleme Yeşimini alarak Dokuzuncu Nesil Şeytan Mühürleyici olduktan sonra Meng Hao’nun yolu daima karmaşayla dolu olmuştu. Bu özellikle Şeytan Mühürleme için geçerliydi. Meng Hao’nun gerçeği ortaya çıkartmak adına sabit girişimlerde hissettiği kafa karışıklığı, en sonunda kavrayışa yol açmıştı.

Batı Çölüne Beş Renkli Gelişen Ruh için geldim. Beş element totemlerini kendi hap yapma tekniğimle kaynaştıracağım. Vücudumu bir hap ocağı gibi kullanacağım ve totemlerde hap tarifleri olacak. Kendi Yetkin Gelişen Ruhumu yapacağım!

Batı Çölüne gelirken ana amacım buydu!

Benim hayatım Çeşitli Şeytanların yürüdükleri yollardan birisi. Sonsuz çeşitlilik anlayışı Şeytan Mühürleyici yoludur! Bu yolun sonunda ise hem Göklerin yüce Şeytanlarını hem de Ölümsüzleri mühürlemek vardır!

Benzer şekilde, bu yol var olan sayısız canlıya Şeytanlığı sunarken aynı zamanda… Ölümlülere, Ölümsüzlüğe Yükselişi elde edebilmelerini sağlayan bir lütufta bulunuyor!

Meng Hao’nun zihni uğuldadı. Bu aydınlanmayla birlikte Gelişim Merkezi çalkalandı. Geç Altın Çekirdek Aşamasından Altın Çekirdeğin büyük döngüsüne yükseldi.

Meng Hao şu an Gelişen Ruh aşamasına daha da yaklaşmıştı. Eğer Beş Renkli Gelişen Ruh yolunu takip etmemiş olsaydı şu an çoktan bir Gelişen Ruh şekillendirme girişimlerine başlamış olacaktı. Fakat, böyle bir kontrol noktası sayısız Gelişimcinin geçmişte asla ulaşamadığı bir noktaydı.

Meng Hao bir Gelişen Ruh şekillendirmenin zorluğunu tecrübe etmemiş olsa da, bu konu hakkında Mor Felek Tarikatının antik kayıtlarını okumuştu. Biliyordu ki yalnızca muazzam bir şans ve saklı yeteneğe sahip olan kişiler ejderha kapısından sıçrayarak derin ve arıtılmış bir aşamaya adım atan meşhur sazan gibi olabilirdi.

Gelişen Ruh… Bu Nüve Formasyonunun çok ötesinde bir aşamaydı. Gelişen Ruh Gelişimcileri sıradanın çok üstünde büyülü tekniklere sahipti; onların Gök ve Yerin ilkeleri konusundaki uzmanlıkları, onları neredeyse kutsal beceriler haline getiriyordu.

En açık örnek onların küçük ışınlanma sanatlarıydı. Bu büyülü teknikten kudretli olarak bile bahsedilebilirdi. Bu teknik sayesinde Gelişen Ruh Gelişimcileri istedikleri zaman kolayca geri çekilebilirlerdi. Bir kısıtlayıcı büyü formasyonu tarafından kapana kısılmadıkları sürece, etraflarını kuşatmak ve onları öldürmek oldukça zor olacaktı.

Gelişen Ruh aşamasına ulaştıktan sonraki başka bir önemli unsur ise Gelişimcilerin sahiplik adı verilen belli bir kutsal beceriyi neredeyse içgüdüsel olarak kullanabilmeleriydi.

Vücut ikincil olduğu için Gelişen Ruh dışarı çıkabilirdi. Gelişim Gelişen Ruhun kendisine odaklanıyordu; eğer vücut yok olursa, onu terk edebilirler ve yeni bir vücut ele geçirebilirlerdi. Bu yüzden bir Gelişen Ruh Gelişimcisiyle uğraşmak, bir Altın Çekirdek aşamasıyla dövüşmekten çok daha zordu. Gelişen Ruh aşamasında Tao’nun yüce yolunda hayatta kalabilme özgüveni çok daha yüksekti.

Bunlar daha Gelişen Ruh aşamasında ortaya çıkan kutsal becerilerin bir çok avantajından sadece birkaç tanesiydi, bu gerçekte buz dağının görünen yüzüydü. Popüler anlayışa göre onların ne kadar güçlü olduğunu anlayabilmek için onların seviyesinde, yani Gelişen Ruh aşamasında olman gerekiyordu!

Meng Hao’nun gözleri parlak bir ışıkla doldu. Vücudu aniden titreşti ve bir ışık ışınına dönüşerek dağın arkasındaki avlusuna doğru fırladı. Meng Hao havada uğuldarken birçok Kutsal Duyu akışı dışarı çıktı. Meng Hao’yu hissettikten sonra durdular ve sadece onun gidişini izlemekle yetindiler.

Görünüşe göre Ata Yeşilodun Ağacından kazandığım bu aydınlanma ve sonucundaki değişimler, beni burada biraz özel bir pozisyona soktu…” Meng Hao bu Kutsal Duyu akışlarının onun ayrılışını izlemekten başka bir şey yapmadıklarını fark edince birçok tahminde bulunabilmişti.

Avlusuna vardıktan sonra, şeytansı sürüsü heyecanla koşuşturmaya başladılar. Büyük Tüylü ona doğru atıldı ve ardından etrafında bir kaç tur atarak mutlu bir şekilde uludu. Meng Hao gülerek onun kafasına hafifçe vurdu. Şeytansı sürüsü sakinleştikten sonra bacaklarını çaprazlayarak oturdu, gözleri pırıldıyordu. Biraz düşündükten sonra gözleri parlamaya başladı.

Daha önce uyandığım zaman vücudumdan çok sayıda Ahşap tip dal yayılmıştı…” Meng Hao gözlerini kapattı ve Gelişim Merkezini deveran etti. Bir kaç nefeslik sürenin ardından vücudu sallanmaya başladı. Cildinde damarlar şişti ve ufak, filiz gibi dallar dışarı uzamaya başladı. Dallar aşağı doğru bükülerek yere gömüldüler, daha sonra dört bir yana yayıldılar. Tam o anda Meng Hao yoğun bir Ahşap tip aura yayıyordu. Ayrıca sanki antik Yeşilodun Ağacının kendisiymiş gibi göz alıcı yeşil bir ışıkla parlıyordu.

Avludaki bütün şeytansılar Meng Hao’ya şaşkınlıkla baktılar. Gözlerinde aynı zamanda kafa karışıklığı da vardı. Fakat bir anda Efendilerinin öncekinden daha tanıdık gelmeye başladığını hissettiler. Yeşilodun Kurtları Meng Hao’nun etrafında koşuşturmaya başladılar, etrafta neşeli bir şekilde hoplayıp zıpladılar.

Zaman geçti. İkinci günün şafağında Meng Hao gözlerini açtı. Sanki bir çeşit trans durumundan uyanmış gibiydi. Gözlerini açtığı anda etrafındaki yeşil parıltı titreşti ve sonsuz bir ışıma yaydı.

Wu Chen’in bana verdiği Ahşap tip damgalamadaki bilgiye göre, görünüşe göre ben… Çoktan ilk kritik noktayı geçmiş durumdayım. Şu an tamamen Ahşap ile bütünleştim. Herhangi bir ayrım yok…” Meng Hao Yeşilodun vücuduna baktı; bu kesinlikle Treant tarafından hediye edilen şansla birlikte gelmişti, antik Yeşilodun Ağacının kişileşmesiydi...

Belki de bunun Beşinci Nesil Şeytan Mühürleme Patriğiyle de alakası olabilirdi. Her durumda Meng Hao şu an sadece bu meseleye odaklandı.

Karga Gözcü Kabilesine gelmesinin ana nedeni bir Ahşap tip totem elde etmekti. Şu an elde etmeyi başarmıştı, hem de sıradan bir Ahşap tip totem değil, Antik Yeşilodun Ağacını elde etmişti.

Meng Hao derin bir nefes alarak gözlerini kapattı. Wu Chen’in verdiği bilgilerdeki teknik ve adımlara göre Gelişim Merkezini yavaşça deveran etti ve son adım olan gerçek totem dövmesi damgalamasını tamamlamaya başladı.

Zaman geçti. Bir saat sonra Meng Hao’dan yayılan yeşil parıltı titreşmeye başladı. Bununla birlikte Meng Hao’nun elleri havaya kalkarak bir büyü uyguladı. Ellerini aniden ileri itti ve göz alıcı bir parıltıyla dolu olan gözlerini bir anda açtı.

Ellerini ileri ittiği anda Meng Hao bir gürültü sesiyle doldu. Yeşil ışık yükselip yavaşça kafasının üstünde toplanmaya başladı; aynı zamanda ona bağlı olan dallar titremeye ve daha da büyümeye başladılar. Aynı anda Meng Hao’nun etrafında bir ağacın hayalet görüntüsü belirdi. An itibariyle Meng Hao’nun yapması gereken şey bu hayali ağacı kendisinden ayırmak olacaktı.

İlk önce onu eritti, ardından ayırdı ve en sonunda onu damgaladı. Farklı Kabileler farklı yöntemler kullanıyordu ama temel anlayış tüm Batı Çölünde aynıydı. Totem damgalama daima bu şekilde gerçekleştiriliyordu.

Yeşil ışık yavaş yavaş Meng Hao’nun vücudundan ayrılırken, dallarda ortadan kaybolmaya başladı. Kaybolduklarında ağaç görüntüsü yeşil parıltının içinde bütünleşmeye başladı. Parıltı daha da büyüdü ve sanki devasa yeşil bir ağaç ortaya çıkıyormuş gibi daha da somutlaştı.

Ağaç hayali olsa da, yoğun bir Ahşap tip aura yaydı. Aura dört bir yana yayılarak avludaki bütün şeytansıların sessizliğe bürünmelerine neden oldu. Buna eş zamanlı olarak yerdeki çimler ve çevredeki ormanlarda bulunan ağaçlar aniden kımıldanmaya ve büyümeye başladılar. Meng Hao’nun önündeki hayali ağaçtan yoğun, tarif edilemez bir hayat kuvveti dışarı taşmaya başladı.

Bu aura Gök ve Yeri sarsmak için yeterliydi.Çevredeki bir çok Gelişimci fark etmiş ve ciddi ifadelerle etrafa bakmaya başlamışlardı.

Meng Hao derin bir nefes aldı. Aslında etrafındaki her şey daha da şiddetli bir şekilde sallanmaya başlasa da bunu umursamadı. Şu an tamamen odaklandığı şey Beş Renkli Gelişen Ruhun ilk adımı, Ahşap tip totem damgalamasıydı.

Katılaş!” Pırıldayan gözleriyle iki elini bir büyü hareketi uygulamak için kullandı. Ardından ellerini önündeki yeşil ağaca doğru işaret etti; hemen ağaç daralmaya başladı.

Bu daralma işlemi çok yavaştı; azar azar küçülüyordu. Aynı zamanda çevredeki şok edici değişimler daha da şiddetlendi. Kısa sürede etki daha da uzaklara ulaştı, artık bütün Kabile üyeleri bunu fark etmiş ve şaşkınlık geçirmişti.

Gökyüzüne doğru yükselen yeşil parıltıyı net bir şekilde görebilmişlerdi. Aynı zamanda, büyük, yeşil bir ağaç büyülü bir şekilde ortaya çıkmış, yoğun hayat kuvveti çevredeki yeşilliklerin çılgınca büyümesine neden olmuştu.

Tam  o sırada dağdan dört tane ışık ışını aşağı doğru fırladı. En önde Karga Gözcü Kabilesinin Büyükbabası olan beyaz saçlı yaşlı bir adam vardı. Yüzünde ciddi bir ifadeyle Meng Hao’nun avlusuna doğru gitti ve ardından oranın üzerinde havada durdu.

Yoldaş Taoist Meng, lütfen yanlış anlama! Ben Karga Gözcü Kabilesinin Büyükbabasıyım, seni korumak için burada duracağım!

Onun sesinin çınlamasıyla birlikte ışınlardan iki tanesi de Yeryüzü ve Gökyüzü Papazlarına dönüştü. Onlar da havada durarak Meng Hao için nöbet tutmaya başladılar.

Son kişi ise Büyük Kıdemli idi. Oldukça gönülsüz olsa da o da havada bacaklarını çaprazlayarak oturdu, dördüncü yöne yüzünü çevirerek Meng Hao’nun totem damgalama işlemi için nöbet tutmaya başladı.

Aslında Meng Hao Yeşilodun Ağacı totemini elde ettiği andan beri Meng Hao’nun uyanıp totem damgalama işlemine başlaması için hazırlık yapıyorlardı, bu olduğunda Meng Hao’yu korumak için nöbet tutacaklardı.

Yeşilodun Ağacı totemi sıradan bir ağaç değildi. Böyle bir totem damgalama işlemi kesinlikle Gök ve Yerde çeşitli şok edici değişimlere neden olacaktı. Aslında bu durum çeşitli şeytansıların bile araştırma için gelmesine neden olacaktı. Bu yüzden işlerin doğruca devam ettiğinden emin olmak için nöbet bekleyecek insanlara ihtiyaç vardı.

Meng Hao kafasını kaldırarak yüzlerini dört farklı yöne dönmüş olan dört Gelişen Ruh Gelişimcisine baktı. Bir an sessiz kaldıktan sonra yumuşak bir iç geçirdi. Karga Gözcü Kabilesinin herhangi bir gizli gündemi olsa da olmasa da son günlerde yaptıkları her şey inanılmaz bir iyi niyet barındırıyordu. Meng Hao bunu net bir şekilde görebilmişti.

Meng Hao derin bir nefes aldı. Yukarıdakileri görmezden gelerek Yeşilodun Ağacı totem dövmesini damgalama işlemini tamamlamaya odaklandı. Gelişim Merkezinin titreşmesiyle birlikte büyü hareketleri uygulamaya devam etti. Karşısındaki devasa hayali ağaç daralmaya devam etti ve bununla birlikte aurası giderek güçlendi. Kısa süre sonra Yeşilodun Ağacının boyu 20-25 metreye düştü. Onun yaydığı hayat kuvveti etraftaki her şeyi sarsmak için yeterliydi. Şu an dağ silsilesinin içinde bulunan diğer Kabilelerin de dikkatini çekmişti.








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44338 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr