Bölüm 370

avatar
7944 18

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 370


Bölüm 370: Ruh Bölme Hapı


Meng Hao’nun iradesine bir ses iletisi ulaştı. “Büyük Usta Meng, Ben Yan Song… Yoldaş Taoist Meng, o gün ayrıldıktan sonra olan bitenleri düşünmeye devam ettim ve ister istemez Zhou Dekun ile ilgili bir şeylerin şüpheli olduğunu hissettim… Ama o çoktan Batı Çölüne gönderildi, bu yüzden teorimi destekleyecek bir şey bulamadım.  Yoldaş Taoist Meng, aslında ben bugün buraya sana bakmaya geldim. Bu benim gerçek bedenim değil, sadece irademin küçük bir zerresi.


Yoldaş Taoist, senin Simya Tao’na gerçekten de hayranım, pekala… Bu uzun uzun konuşmak için uygun bir zaman değil. Sadece iki şey daha söylemek istiyorum. Sahip olduğun Simya Tao’suyla Ruh Bölme Hapı hakkında konuşabiliriz! Eğer ilgilenirsen üç gün sonra şehrin doğusunda buluşabilir ve bu konuyu enine boyuna tartışabiliriz.


Ses aniden ortadan kaybolurken Meng Hao’nun gözleri pırıldadı. Şehrin dışındaki çığlık sesleri yavaşça kaybolmaya başladı. Gizli tekniğin etkisinden sadece bir kaç tane Gelişimci kaçmayı başarabilmişti; çoğu kişi çürümüş cesetlere dönüşmüştü.


Meng Hao yavaşça iradesini Dikenli Surun gövdesinden ayırdı ve geriye ufak bir bağlantı bıraktı. Şehri dolduran diğer bütün dikenleri yavaş yavaş geriye çekti. Şu an ana gövde çok daha dikkat çekici bir görünüme sahipti.


Havada savaş borazanları inledi; belli ki Batı Çölü ve Siyah Toprak Sarayı saldırı grubunun geri çekilmekten başka şansı yoktu. Savaş sona ermişti. Siyah Toprak Sarayı ve Batı Çölü kuvvetleri azalmış olsa da uzaklarda, gökyüzü prizmatik ışık ışınlarıyla doldu.


Artık vakit gece değildi; şafak söküyordu. Şehirdeki herkes bitkindi. Nadir sessizliğin arasında dört Büyük Kıdemli ona doğru yaklaşırken Meng Hao ayaklandı.


Kıdemliler bezgin görünüyordu, Üçüncü ve Dördüncü Kıdemliler yaralıydı. Meng Hao’nun karşısında durarak ona karmaşık ifadelerle baktılar.


Uzun bir sürenin ardından Birinci Kıdemli yavaşça konuşmaya başladı. “Dikenli Sur bir ay boyunca yaşayacak. Bu süre zarfında güvende olacağız. Biz dördümüz Soğuk Kar Larvasını tamamlamak için elimizden geleni yapacağız.” Adam Meng Hao’ya derin bir bakış attı, ardından döndü ve oradan ayrıldı.


Diğer Kıdemliler de Meng Hao’ya sessizce baktılar ve ardından oradan uzaklaşmaya başladılar. Oradan uzaklaşırken yaşlı kadın arkasına dönerek Meng Hao’ya baktı ama hiçbir şey söylemedi.


Soğuk Kar Klanının hayatta kalan üyeleri şehrin ve büyü formasyonlarının tamiri için harekete geçtiler. Bir ay boyunca nispeten güvende olacaklardı ama tamir etmeleri gereken bir çok şey vardı.


Herkes yorgundu. Yaraların icabına bakıldıktan sonra hala zihinsel yaralar vardı. Çoğu Gelişimcinin meditasyona oturmasıyla şehir tamamen sessizliğe bürünmüştü.


Batı Çölünden yeni gelen destek kuvvet düşman saflarını binlerce kişiyle desteklemişti. Fakat karşı taraf saldırı yapmak yerine etrafa dağıldı ve Kutsal Kar Şehrinin etrafını tamamen kuşattı.


Meng Hao da yorgundu. Şehrin içinde dolanırken karşılaştığı Gelişimcilerin ona korku dolu gözlerle baktığını gördü. Bütün herkes onu görünce başını eğiyordu, göz teması kurmaya cüret edemiyorlardı.


Dikenli Surun ortaya çıkışı Meng Hao’nun herkesin gözünde dehşetin vücut bulmuş hali olarak görülmesini sağlamıştı. Onun Büyük Usta statüsüne rağmen, bu korku kolay kolay giderilebilecek cinsten değildi.


Soğuk Kar Klanı üyeleri de ona yoğun bir saygıyla bakıyorlardı. En nihayetinde Meng Hao tek başına savaşın kaderini belirlemişti. Eğer o burada olmasaydı, şu an Kutsal Kar Şehri harabeye dönmüş olacaktı.


Siyah Toprak Sarayına karşı verilen savaşta elde edilen başarılara göre Soğuk Kar Klanı şehrin içinde kendi adamlarına büyülü hazineler dağıttı. Bir çok Gelişimci, ödüllerin dağıtıldığı ve savaş başarılarının kayıtlarının olduğu şehrin merkezine yakın bir yerdeki bir sarayda toplanmıştı.


Meng Hao bitkindi ama kendi konutuna giderken bu sarayı gördü, yolunu değiştirdi ve oraya doğru ilerledi.


O bölge oldukça canlıydı, sürekli Gelişimciler gelip gidiyordu. Meng Hao burada yüz civarında insan gördü, buraya göre şehrin diğer kısımları tamamen boştu.


Meng Hao girdiği anda insanların onu fark ettiler ve hemen ona baktıklarında kalpleri titredi. Hiç düşünmeden ona baş selamı verdiler ve ellerini kenetlediler, yüzlerindeki korkuyu gizlemekte başarısızlardı.


Büyük Usta Meng….


Selamlar, Büyük Usta Meng!”


Meng Hao başını aşağı yukarı salladı, insan grubunun içinden geçti, ana salonun ortasında bulunan bir ışık sütununun önüne gelince durdu. Sütun hayaliydi ve içinde isim listeleri görünüyordu. Her ismin yanında bir sayı vardı.


Bunlar şehrin savunmasında elde edilmiş olan savaş başarılarını temsil ediyordu. Bir kişi kaç düşman öldürdüğüne göre ödül alıyordu.


Sütunun yanında iki tane Soğuk Kar Klanı üyesi oturuyordu. Meng Hao’yu gördüklerinde hemen ayağa kalktılar, ellerini kenetlediler ve içten bir baş selamı verdiler.


Alandaki herkes sessizliğe büründü.


Meng Hao hiçbir şey söylemedi. Basitçe ışık sütunundaki isim listesini inceledi.


Büyük Usta Meng. Savaş başarısı 97, 542!


İkinci sıradaki kişinin savaş başarısı iki bini bile geçmiyordu. Kendi kendine mırıldanan Meng Hao ödül listesine göz attı.


Listede tekniklerin el kitapları, büyülü eşyalar, tıbbi iksirler ve tıbbi hap yapımı ve silah işlenişi için özel materyaller vardı. Gördükten sonra Meng Hao’nun kalbinin güm güm atmasını sağlayan bazı eşyalar da vardı.


En önemlisi bu eşyaları alabilmek için gereken savaş başarısı, Meng Hao’nun sahip olduğu savaş başarısına nazaran neredeyse hiçbir şeydi.


Meng Hao tam onların hepsini alıp almamak konusunda karar vermeye çalışırken aniden ödül listesinde dört tane daha yeni eşya belirdi.


Bu yeni gelen eşyalar çevredeki Gelişimcilerin bir gürültü kopartmasına sebep oldu.


Dikenli Sur tohumu. 100,000 savaş başarısı!


Soğuk Kar Klanı Gizli Ejderhacı Tekniği. 20,000 savaş başarısı!


Beş Gezegenli Kar Formasyonu. 50,000 savaş başarısı!


Şeytan Besleme Hapı formülü. 100,000 savaş başarısı!


Meng Hao’nun gözleri pırıldarken çevredeki Gelişimcilerin nefesleri kesildi. Onların gizli Ejderhacı tekniğinin ne olduğu hakkında bir fikirleri yoktu ama Dikenli Sur tohumunu tanımışlardı. Önceki savaşta gördükleri korkunç Dikenli Sur onların kolay kolay unutamayacakları bir şeydi.


Bir de Beş Gezegenli Kar Formasyonu var. Bu Soğuk Kar Klanının özel bir büyü formasyonu. Bununla Beş Gezegenli Büyülü Kalkan yaratabilirsin…


Gelişimciler bu yeni eşyaları tartışırken Meng Hao olduğu yerde düşünceli halde duruyordu. Dikenli Sur tohumu harcanabilen bir eşyaydı ama son derece güçlüydü. Savaşta kullandığı tohumu ona Hanxue Shan vermişti. Eğer ilerde bir kez daha Dikenli Sur kullanmak isterse, bu büyük ihtimalle elde edilmesi kolay bir şey olmayacaktı.


Fakat en göze çarpan eşya Beş Gezegenli Kar Formasyonuydu.


Şehrin üzerinde uçan Beş Gezegen eşyası değil mi bu?” diye düşündü. Daha sonra gözlerini Şeytan Besleme Hapı formülüne yöneltti.


Bu hap da ne?” Meng Hao gülümsedi. Meng Hao bu eşyaların Soğuk Kar Klanının onun dikkatini çekmek için bilerek koyduğunun farkındaydı. “Görünüşe göre Soğuk Kar Klanı son savaştan sonra cidden bana değer veriyor.” diye düşündü. Meng Hao bu eşyalardan birini almak yerine ışık sütununun yanında oturan Soğuk Kar Klanı üyelerinden birine doğru baktı.


Krediyle eşya alabilmem mümkün mü?” diye sordu gülümseyerek. Çevredeki Gelişimciler Meng Hao’ya şaşkınlıkla baktılar. Onlar böyle bir şey yapmayı asla akıllarından geçirmemişlerdi.


Özellikle Kutsal Kar Şehrinin şu an içinde bulunduğu tehlikeyi de düşününce, genel düşünce bunun çizgiyi aşmak gibi göründüğü yönündeydi. Çevredeki Gelişimcilerin gözleri tuhaf bir ışıkla parlamaya başladı.


Meng Hao’nun soruyu yönelttiği kişi orta yaşlı bir kadındı. Kadın ne diyeceğini bilemeyerek ona bakakaldı. Fakat tam o anda aniden Meng Hao’nun isminin yanındaki savaş başarısı puanı yüz bin arttı. Şu an aşağı yukarı 190,000 idi.


Meng Hao istediği eşyaları gösterirken gözleri pırıldadı. Işık sütunu ışıldadı ve iki yeşim kayış dışarı uçtu. Onlardan birisi Beş Gezegenli büyü formasyonu yöntemiydi ve diğeri ise Şeytan Besleme Hapının formülüydü.


Bunun ardından Meng Hao’nun ismi artık ışık sütununda birinci sırada değildi, son sıradaydı. Aslında şu an onun puanı yaklaşık 50,000 kadar eksiye düşmüştü.


Meng Hao elinde yeşim kayışlarla oradan ayrılırken çevredeki Gelişimcilerin kıskanç bakışları üzerine yoğunlaşmıştı. Meng Hao oradan ayrılarak kendi avlusuna vardı.


Lotus çiçeklerinin ortasına bacaklarını çaprazlayarak oturdu, ardından yeşim kayışlara göz attı. Zaman hızla akıp gitti. O akşam Meng Hao kafasını kaldırdığında gözleri parıldıyordu.


Bu büyü formasyonu oldukça iyi görünüyor. Büyü formasyonlarından fazla anlamamam kötü oldu. Eğer büyü formasyonlarından anlayan biriyle karşılaşırsam bana onları kullanmayı öğretmesi konusunda belki yardım isteyebilirim.


Bu Şeytan Besleme Hapı ise cidden ilginç. Bu hap Gelişimciler için uygun değil, bu hapın hedefinde şeytansılar ve canavarlar var.” Meng Hao yeşim kayışları bir kenara koydu ve ardından gözlerini kapatarak enerjisini yenilemek için meditasyona başladı.


Bir kaç gün sonra, gecenin geç bir saatiydi ve ay gökyüzünde parlıyordu. Dikenli Sur şehrin son savunma çizgisi halindeydi. Ara sıra Siyah Toprak Sarayı Gelişimcileri onu geçmeye çalışsalar da tamamen tıkanmışlardı. Çok fazla kişi ölmüş yada yaralanmış olmasa da dikenlerin etkinliği çok barizdi.


Meng Hao o sırada avlusunda oturmuş meditasyon yapıyordu. Aniden gözleri açıldı ve sağ işaret parmağını yere doğru yöneltti. Hemen Şeytani Qi toplanmaya başladı. Biraz sonra Meng Hao’nun karşısında onu andıran bir figür şekillendi. Bu figür Meng Hao’ya dönüştükten sonra titreşti ve havalandı.


Şehrin doğu kısmında nispeten ıssız bir cadde vardı. O sırada cadde tamamen terk edilmiş haldeyken bir figür oraya geldi. Bu kişi tabii ki Meng Hao idi.


Rüzgarlı caddede bir tütsü çubuğunun yanma süresi kadar uzun adımlarla yürüdükten sonra çok daha tenha bir köşeye gelince durdu. Omuzunun üstünden arkaya baktı ve konuştu: “Bir süredir beni takip ediyorsun. Ne zamandan beri?


Gıcırtılı bir ses duyuldu. “Yoldaş Taoist Meng, sen sadece bir Simya Tao’su Büyük Ustası değilsin, senin Ruhsal Duyunun Nüve Formasyonunda gördüğüm en güçlü Ruhsal Duyu olduğunu düşünüyorum. O neredeyse benimkiyle kıyaslanabilecek düzeyde.” Meng Hao’nun arkasındaki gölgelerden biri bükülerek Yan Song’a dönüştü. Yüzünde bir gülümsemeyle Meng Hao’ya baktı.


Kendini ifade etmen için sana üç cümle veriyorum.” dedi Meng Hao hafif bir ses tonuyla. Sözler ağzından dökülürken aniden yerden dikenler patladı.


Yan Song bunun üzerine hiç tereddüt etmeden cevap verdi: “Bir seferinde, kullanıldığında Ruh Bölme Aşamasına ulaşmayı garanti eden ve adı Ruh Bölme Hapı olan antik bir tıbbi hapın yapımına dair bilgiler içeren bir el kitabıyla karşılaştım. Yıllar süren araştırmaların sonucunda bu Simya Tao’su mirasının bulunduğu yerin Batı Çölünde, daha önce ziyaret ettiğim bir yerde olduğunu keşfettim. O hapı tek başıma elde edemem fakat senin Simya Tao’su yeteneğinle eminim ki bunu başarabiliriz, bunun üzerine hap formülünü paylaşabiliriz.


Şu anki Gelişim Merkezimi düşününce, böyle bir hap beni çok ilgilendirmiyor.” diye cevapladı Meng Hao.


Yoldaş Taoist lütfen tekrar düşün. Sahip olduğun Simya Tao’sunu göz önüne alınca, Gelişen Ruh aşamasına ilerlemek senin için çok zor olmayacaktır. Eğer şimdiden Ruh Bölme aşamasına hazırlık yapmazsan, Bölmelerin İlki zor olacaktır. Sadece aydınlanmaya bel bağlayamazsın. Üstelik, gitmeye niyetlendiğim yerde sadece hap formülü yok, aynı zamanda tamamlanmış bir Ruh Bölme Hapı da var!” Yan Song sağ elini sallayarak ahşap kayışın havalanmasına neden oldu. “Bu ahşap kayış el kitabının kısımlarından birisi. Yoldaş Taoist Meng, doğru söyleyip söylemediğimi teyit edebilirsin. Eğer fikrini değiştirirsen bu ahşap kayış yoluyla benimle iletişime geçebilirsin. Batı Çölündeki bahsettiğim yer bir çok kabileye yakın. Benim yardımım olmadan kendi Gelişimci Qi’ni gizleyemeyecek ve bölgeye giremeyeceksin.” Bununla birlikte Yan Song Meng Hao’ya son bir bakış daha attı ve ardından yavaş yavaş solarak ortadan kayboldu.







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr