Bölüm 361

avatar
7754 15

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 361


Bölüm 361: Küçük Bir İyilik



Sesler havayı doldurduğu sırada Zhou Dekun hap ocağını yerine geri koydu. Olay yerine doğru yaklaşan üç figür ne onu ne de tıbbi hapları net bir şekilde görememişlerdi.


Bu yaklaşan üç figür Büyük Kıdemlilerin yüzlerinin düşmesine neden oldu.


Onlardan biri yüzü beyaz yeşim gibi olan, üzerine uzun beyaz cübbe giymiş orta yaşlı bir adamdı. Orta yaşlı olsa da uzun ve dimdik duruyordu. Onun siması oldukça yakışıklıydı ve sıradanın üstündeydi, yüzünde hafif, sıcakkanlı bir gülümseme vardı. Fakat ona dikkatlice bakınca aslında daha soğuk bir tavrının olduğu görülebiliyordu.


Bu adamın üzerinde Totemik Qi yoktu, bunun yerine hafif tıbbi aromaya sahipti.


Biraz önceki sözler hala havada yankılanırken adam meydana inerek Zhou Dekun ve Meng Hao’nun tam ortasında durdu.


Adamın mağrur bir havası vardı ve beyaz cübbesinin üstüne pırıltılı hap kazanları işlenmişti. Yüzünde küçümseyici bir ifade görülüyordu.


Güney Diyarının Simya Tao’su böyle mi işliyor? Ne büyük bir hayal kırıklığı! Korkarım ki ben, Yan, Doğu Topraklarına bu hayal kırıklığıyla dönmek zorunda kalacağım.” Adam başını sağa sola salladı.O gerçekte Zhou Dekun ve Meng Hao’yu hap yaparken görmemişti; sadece havada süzülen tıbbi aromayı koklamış ve Zhou Dekun’un hap ocağını kaldırdığını görmüştü. Tüm bunlar onu hayal kırıklığına uğratmıştı.


Bu yeni gelenlere bakarken Zhou Dekun’un yüzünde çirkin bir ifade belirdi. Orta yaşlı adamın yanı sırada koyu yeşil bir cübbe giyen ve gözleri yıldırım gibi parlayan yaşlı bir adam vardı. Onun ifadesi gururlu ve soğuktu. Gelişim merkezlerinden yayılan güç onun Gelişen Ruh aşamasının büyük döngüsünde olduğunu işaret ediyordu.


Soğuk Kar Klanının Büyük Kıdemlileri bile böyle bir Gelişim merkeziyle kıyaslanamayacak seviyedeydi.


Fakat, adamın üzerinde diğer Gelişimcilerden çok farklı olan bir Qi vardı. O yoğundu ve dışarı yayılmıyordu, ama tıpkı gecenin karanlığındaki bir çağrı sinyali gibi net bir şekilde görülebiliyordu.


Yaşlı adamın elinin arkasında bir totem dövmesi vardı. Diğer totemler ise bol cübbesi tarafından gizlenmiş ve görünmesi imkansız haldeydi.


Üçüncü ve son kişi ise genç bir adamdı. O çok yaşlı görünmüyordu fakat üzerinde kadim bir hava vardı. Uzun adımlarla ilerledi, ara sıra etrafa geçmişi hatırlamış gibi gözlerle bakındı ve hatta iç geçirir gibi oldu. Vücudundan normal Gelişimci dalgalanmaları ile Totemik Qi kaynaşımı yayıldı.


Siyah Topraklarda bu genç adam gibi totem gelişimi ile normal gelişim tekniklerini birleştirmiş olan bir çok Gelişimci vardı. Onunla ilgili özelikle sıra dışı olan bir şey yoktu; fakat onda özel bir şey var gibiydi ama ne olduğunu söylemek zordu.


Soğuk Kar Klanı Büyük Kıdemlileri genç adamı gördüklerinde yüzleri titreşti, bu durum özellikle Birinci Kıdemli için geçerliydi. Yüzünde inanamamışlık ile birlikte endişeli ve şüpheci bir ifade görüldü.


Meng Hao bu yeni gelen üçlüye doğru baktı ve ardından bakışlarını başka yöne çevirdi.


Doğu Topraklarından gelen orta yaşlı adam hayal kırıklığıyla başını sağa sola salladı ve tam ayrılmak üzereyken aniden duraksadı ve konuşmaya başladı, “Eee?” Aniden gözlerinde ışıltılı bir parlaklık belirdi, yüzü şaşkınlık ifadesine büründü. “Bu… Bu…” Adam nefes nefese kalırken sağ elini havaya kaldırarak bir kapma hareketi yaptı. Hemen Qi iplikleri adamın eline doğru akmaya ve bir araya toplanmaya başladı. Biraz sonra avucunun üzerinde hayali bir Qi yığını belirdi.


Qi yığını yeşil renkteydi ve tıpkı bir tıbbi hapa benziyordu. Fakat o sadece hayaldi, bu adamın büyülü tekniğinin eseriydi.


Meng Hao bunu görünce gözleri kısıldı ve onların içinde hafif bir parıltı titreşti.


Hayali Qi Damıtımı!” diye düşündü adama bakarak. Qi’yi hayali bir tıbbi hapa damıtabilmek Mor Ocak Lordlarının bile kullanamayacağı bir beceriydi.


O, Meng Hao’nun biraz önce kullandığı sıvıyı bir hapa yoğunlaştırma becerisinin bir seviye üstünde bir beceriydi.


Meng Hao’nun gözleri titreşti. “Bu adamın Simya Tao’su inanılmaz.


Zhou Dekun’un gözleri kocaman açıldı ve büyülenmiş gibi göründü. Fakat hemen bu tavrını gizledi. Hala kibirli tavrını korudu ama içten içe kalbinde büyük fırtınalar koptu.


Bu bir hile değildi.” diye düşündü Zhou Dekun istemsizce bir adım gerileyerek. “Bu gerçekten de Hayali Qi Damıtımı idi. Lanet olsun, burası Siyah Topraklar. Nasıl böyle bir simyacı burada ortaya çıkabilir. O… En az bir Mor Ocak Lordu seviyesinde, hatta belki bir Büyük Usta olmaya bile yakın seviyede!” Zhou Dekun’un kalbi güm güm atıyordu, oradan nasıl kaçacağını düşünmeye başladı. Tam o sırada Doğu Topraklarından gelen adam aniden kafasını kaldırdı.


Bu hap…” Yan isimli adam derin bir nefes aldı ve gözlerinde şiddetli bir ışık parlamaya başladı. “Demek Göklerin altında böyle bir hap varmış. Dahası, biraz da aceleyle yapılmış gibi görünüyor. Bana göre bu hapı her kim yaptıysa bir simya düellosu ruhuyla yapmamış. Bu hap bir anlık fikirle yapılmış olsa da sonuç Gök ve Yerin doğal ruhunun cisimleşmesi olmuş!


Bu hap sadece Temel Kurulum aşaması için tasarlanmış. Fakat, içinde yüce bir Simya Tao’su barındırıyor. Daha da şaşırtıcı olan şey ise bu pırıltılı, yarı saydam hap dışarı herhangi bir tıbbi aroma sızdırmıyor! Eğer Tarikatımın özel tekniğini kullanmasaydım, onun hayali damıtımını yapmam imkansız olacaktı.


Daha da akla sığmayan şey ise bu hapın tıbbi kuvvetinin yüzden seksenden yüksek olması. Yapan kişi için bu hap sıra dışı bir şeymiş gibi görünmüyor ve belli ki gelişigüzel bir şekilde yapılmış. Fakat gelişigüzel bir şekilde yapılan yüzde seksen tıbbi kuvvete sahip bir tıbbi hap… Bu…” Hayali hapın dağılmasına izin verirken Yan’ın yüzü heyecanla doldu. Hap tamamen dağıldığında, o da uzun bir iç geçirdi.


Şimdi o bir tıbbi hap! Gerçekten Gök ve Yerdeki harika bir hap! Bu hapı her kim yapmışsa gerçek bir Büyük Usta olmalı! Havaya yayılmış olan tıbbi aroma harika gibi görünüyor, ama aslında onu diğer sıradan tıbbi hapla kıyaslamak tam anlamıyla bir küfür gibi olur! Öyle haplar çöpten başka bir şey değildir! Bu iki hapı kıyaslamaya kim cüret edebilir!?” Adam Meng Hao’ya düzgün bir bakış attı ardından Zhou Dekun’a döndü. Belli ki yeşil hapın Zhou Dekun tarafından yapıldığı sonucuna varmıştı.


Bunun sebebi buraya gelirken Siyah Topraklardaki yerli insanların Büyük Usta Zhou hakkında söylediklerini işitmesiydi.


Meng Hao şaşkınlıkla bakakaldı, ardından başını buruk bir gülümsemeyle sağa sola salladı.


Şaşıran sadece o değildi. Çevredeki Gelişimciler de olayı kocaman açılan gözleriyle izliyorlardı. Dört Büyük Kıdemli ise tamamen sarsılmıştı.


Onlar Simya Tao’sundan fazla anlamıyorlardı ama adamın biraz önce elinde beliren tıbbi hap Meng Hao’nun yaptığı hapa çok benziyordu.


Dahası, adamın çöp olarak tarif ettiği tıbbi hap da Zhou Dekun tarafından yapılana söylenmiş gibiydi.


Um….


Yanlış bir şeyler var. Büyük Usta Zhou iki tıbbi hap yapmış olabilir mi?


Neyse, her durumda Büyük Usta Zhou asil bir karakter ve Simya Tao’sunun zirvesinde duruyor. Yanlış bir şey olması mümkün değil.


Kalabalıktaki yüzlerde tuhaf bir ifade yayılırken, Yan ciddi ve utanmış bir yüz ifadesiyle Zhou Dekun’a döndü. Ellerini kenetledi ve içten bir baş selamı verdi.


Biraz önce saygısız bir şekilde konuştum Büyük Usta Zhou, umarım kızmamışsındır. Simya Tao’su konusunda takıntılı biriyim ve herhangi birinin Simya Tao’sunu kirletmesine tahammül edemiyorum. Biraz önce fevri davrandım ve gözlerim beni yanılttı. Aceleci konuştum. Büyük Usta Zhou, Doğu Hap Bölümüne her zaman büyük saygı duydum ve sen gerçekten de Siyah Toprakların bir numaralı simyacısı olmayı hak ediyorsun. O tek hap bile senin Simya Tao’su yeteneğini kanıtlamana yetti. O kesinlikle kusursuzluğunun zirvesine ulaşmış bir eserdi.” Bununla birlikte adam uzun bir iç geçirdi, ardından bir kez daha ellerini kenetleyerek baş selamı verdi, analizinden tam anlamıyla ikna olmuştu.


Zhou Dekun ne yapacağını bilemedi. İstemsizce boğazını temizlerken kafası dönüyordu. Olaylardaki bu ani değişim onun için kabul etmesi zor bir şeydi ve adeta dizlerinin bağı çözülmüştü. Aniden Meng Hao’ya doğru baktı.


Onun yüzündeki gizemli gülümsemeyi görünce Zhou Dekun daha da kaygılandı.


Fakat bir kaplana bindiğinde ondan inmek zor olacaktı. Zhou Dekun’un şu anki durumu tam olarak böyleydi. Hiç şüphesiz adamın sözlerinin gerçek olmadığını ilan edemezdi. Bu nedenle, boğazını temizledi ve hiçbir şey söyleyemeden sadece başını aşağı yukarı salladı.


Yan isimli adam bir kez daha baş selamı verdikten sonra kadim bir havaya sahip olan genç adama döndü. “Yoldaş Taoist Hanxue, daha fazla analiz yapmaya gerek yok. Büyük Usta Zhou gibi bir Simya Tao’su Büyük Ustasına bakabilmek bile yeterli. Biraz önceki tıbbi hap ile Büyük Usta Zhou’nun Simya Tao’sunun akıl almaz olduğunu teyit ettim. Bundan eminim.


Genç adam gülümsedi. “Büyük Usta Yan, kendini böyle küçük göstermene gerek yok. Simya Tao’sunun yüce yolundan pek anlamasam da, zaferlerin sadece dövüşerek kazanıldığını biliyorum. Dahası, buraya uzun zamandır gelmemiştim, biraz nostalji yapmak hoşuma gidecek. Büyük Usta Yan, neden Büyükusta Zhou ile bir simya düellosu yapmıyorsun?” Genç adamın yaydığı kadim havayı saklamak gibi bir niyeti yoktu. Konuşurken yavaşça etrafına bakındı ve sözlerini bitirdiği anda bakışları dört Büyük Kıdemlinin üzerine geldi, bunun ardından konuştu: “Büyümüşsünüz.”


Bu sözler meydandaki herkesin yüzünde bir titreşmeye sebep oldu. Bu üçlünün ortaya çıkışı çok ani olmuştu, özellikle yaşlı olan adam belli ki Batı Çölü Gelişimcisiydi. Kutsal Kar Şehri uzun zaman önce görünmez koruyucu büyü formasyonunu totem Gelişimcilerinin giremeyeceği şekilde ayarlamıştı.


Fakat bu üçlü herkesin gözleri önünde koruyucu büyüyü kolayca geçmişlerdi.


Bu durum, Yan isimli adamın sözleriyle birlikte herkesin yüzünde tuhaf ifadelerin belirmesine neden olmuştu. O üçlü aniden daha da gizemli bir hale gelmiş gibi görünmüştü.


Ve daha sonra genç adamın sözleri kulaklarda çınlamıştı. Soğuk Kar Kıdemlileri aniden son derece ciddi göründüler, bu özellikle Birinci Kıdemli için geçerliydi. Genç adam ortaya çıktığı anda onun ifadesi tuhaf ve hatta endişeli hale bürünmüştü. Gözlerinde inanamaz bir ifade parlamıştı.


Diğer üç Kıdemli ise genç adama şüpheli gözlerle baktılar. Bunun nedeni o genç adamdan kendi klanlarının Qi’sini hissedebiliyor olmalarıydı.


Sen…” dedi Birinci Kıdemli, nefesi kesilmişti.


Bu sırada Yan isimli adam başını sağa sola salladı. Belli ki genç adamın önerisini kabul etmeyecekti. Çevredeki Gelişimcilerin genç adama şaşkın bakışlarını görmezden gelerek bir kez daha ellerini kenetledi ve Zhou Dekun’a içten bir baş selamı verdi.


Büyük Usta Zhou, simya konusunda bir rekabete girmemizin anlamı olmadığına inanıyorum. Fakat, senden küçük bir iyilik isteyeceğim.” Ellerini kenetledi ve saygıyla başını eğdi. “Lütfen biraz önce yaptığın hapı çıkartıp benim onun görkeminin zevkini çıkartmama izin verir misin? Ne dersin!?


Zhou Dekun’un kalbi güm güm atıyordu. Yüzündeki gülümsemeyi korudu, ama içten içe ağlamanın eşiğine gelmişti. “Uh… Hangi haptan bahsediyorsun?


Meng Hao hafifçe öksürdü, ama hiçbir şey söylemedi.


—–








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44256 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr