Bölüm 285

avatar
8534 21

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 285


Bölüm 285: En Güçlü Kim?



Meng Hao derin bir nefes aldı. Ardından sağ elini kaldırdı, çiçeğin birini kavradı ve onu hap ocağına attı.



Dağın zirvesindeki izleyiciler arasından sadece Mor Ocak Lordları Meng Hao’nun hareketlerine bakarak amacının ne olduğu hakkında bir fikir üretebilmişlerdi. Fakat hepsinin ifadesi farklıydı. Bazıları kaş çatmış, diğerleri ise düşüncelere dalmıştı.



Fang Mu’nun seçimi… İlginç… Fakat böyle bir şeyi halledemeyecektir!”



Öyle olsa bile Simya Tao’sunda böyle bir düşünce tarzı takdire şayandır. Onun içinde biraz gençliğin verdiği ciddiyetsizlik var ama Fang Mu’nun Simya Tao’su yeteneğini göz önüne alınca kesinlikle başarılı olamayacaktır. Ben hala Ye Feimu’nun tarafındayım. O çocuğun Simya Tao’sunda sebat var. Sebat, bütün simyacılar için gerekli olan bir şeydir.



Gelişmeleri izleyen Mor Ocak Lordları meseleyi tartışmaya devam etti.



Sadece An Zaihai’nin bir an boş boş baktıktan sonra gözleri parlak bir ışıltıyla dolmuştu. “Onun yapmak istediği…” An Zaihai’nin nefesi daha da ağırlaştı. Diğer Mor Ocak Lordlarına katılmıyordu. Hiç düşünmeden döndü ve Ustası Hap Şeytanına baktı. Büyük Usta Hap Şeytanı bacaklarını çaprazlamış oturuyordu. Gözlerinde tuhaf bir ışık titreşmesi belirdi ve ardından kayboldu.



Zaman aktı, üç gün geçip gitmişti. Chu Yuyan ilk tıbbi hapını tamamlamıştı. Bu hap ortaya çıktığı anda yolun ilerisinde 1,111 basamak belirmişti.



Binden fazla basamağın ortaya çıkması dağın zirvesindeki kalabalıktan bir konuşma uğultusu yükselmesine neden olmuştu.



Ondan sonra Ye Feimu da bir hap üretti. Bu hap ortaya çıktığı anda beliren taş basamak sayısı 2,000 olmuştu. Bu durum dağın zirvesindeki izleyicilerin ayağa fırlamasına ve yüzlerinin hayretle dolmasına neden olmuştu.



Daha da hayret verici olan şey ise Ye Feimu bu hapa kaşlarını çatarak bakmış ve ardından onu parmaklarının arasında ezmişti. Bunun akabinde 2,000 basamak ortadan kaybolmuştu.



Görünüşe göre 2,000 basamak onu tatmin etmemişti!



Chu Yuyan, Ye Feimu ve Meng Hao’nun dışında hap yapan iki kişi daha vardı. İkisi de kendine özgü farklı seçimler yapmıştı ve ikisi de Chu Yuyan ve Ye Feimu’ya kıyasla sönük kalmıştı. İkisi de sırasıyla üçer hap üretmiş ve ikisi de toplamda yedi yüz basamak ortaya çıkarabilmişti.



Fakat onlar kendi tıbbi haplarını ezmeye cüret edememişlerdi. Kaç tane hap yapmaları gerekirse gereksin bütün basamakları ortaya çıkartacaklardı.



Geriye düşen simyacılar ise yavaşça kendilerini göstermişlerdi. İkinci testin zorluğunun ardından bir süre orada düşünceli şekilde oturduktan sonra hap yapımına başlamışlardı.



Tabii ki hiçbiri de Chu Yuyan ve Ye Feimu gibi muhteşem sonuçlar ortaya çıkartamamışlardı. Onların gittikleri yol kolay olandı. bu bir hata değildi fakat kendi Simya Tao’larının bir parçası olarak da sayılmazdı.



Bir tütsü çubuğunun yanma süresi kadar sonra Meng Hao ilk ikincil hapını üretmişti!



Ortaya çıkan bu mavimsi-yeşil tıbbi hap Meng Hao tarafından dokuz çiçekten mavimsi-yeşil olan kullanılarak yapılmıştı.



Hap ocağı hayaliydi; Dokuz Hazineli İnci Perde Bitkisi de hayaliydi. Bu nedenle ortaya çıkan hap aslında gerçek değildi. Buna karşın elde tutulabiliyor ve ezilebiliyordu.



Bu, Göksel Toprakların tuhaf ve mucizevi yönlerinden biriydi, hiçlikten bir büyü yaratılabiliyordu!



Meng Hao elindeki mavimsi-yeşil tıbbi hapa baktı, ardından kafasını kaldırdı. Dağ yolunun ilerisi uğuldamaya başladı. Aniden hiç yoktan… Bir basamak belirdi.



Tek bir basamak!



Meng Hao’nun yüzü her zamanki gibiydi, en ufak bir değişim olmamıştı. Daha önceden bunun olacağını tahmin etmişti. Dokuz Hazineli İnci Perde Bitkisinin kızıl çiçeğine baktı, onu kavradı ve işleme başladı.



Bu olay dağ zirvesindeki kalabalıkta hemen bir uğultuya neden olmuştu. Tabii ki buna ne Mor Ocak Lordları ne de diğer Tarikatlardan gelen Patrik seviyesindeki Gelişimciler dahil olmamıştı. Sadece sessiz düşüncelerle ekrana bakmışlardı. Onların konsantrasyonu, yaşları ve hayat tecrübelerini düşününce böyle tuhaflar kolayca ne düşündüklerini göstermezlerdi.



Fakat yanlarındaki eşlikçi öğrenciler bu seviyede değillerdi. Meydana gelen bu olayı görünce anında şaşkın bağırışlar duyulmuş ve tartışma sesleri yükselmişti.



Simyacı Fang Mu sadece tek bir basamak yaratabildi! Bu cidden çok az! O gerçekten de bir Ocak Lordu mu?



Diğer adaylar en az bir kaç yüz basamak yaratmıştı. En çok yaratan ise Ocak Lordu Ye idi, 2,000 basamak yaratmasına rağmen bundan tatmin olmamıştı. Ama Fang Mu… Yüzünde en ufak bir utanç bile yok!



Belki de bazı özel planları vardır…



Böyle tartışmalar kaçınılmazdı. Meng Hao’nun tıbbi hapı ve ürettiği tek basamağı anında bir ihtilafa neden olmuştu. Herkes ne olduğunu net bir şekilde görebiliyordu ve hemen karşılaştırma yapmaları doğaldı.



Han Bei kaşlarını çattı. Fang Munun Simya Tao’su yeteneğinin bu kadar kısıtlı olduğuna inanmıyordu. Onunla Siyah Elek Tarikatındaki etkileşimleri sonucunda onun son derece kurnaz olduğunu görmüştü ve aklında zekice hileler olduğunu konusunda ikna olmuştu.



Zhou Jie’nin ifadesi normaldi, en ufak bir tepki göstermemişti. Sanki hiçbir şey onu şaşırtamazmış gibiydi.



Şişko ise gizlice yumruğunu sıkmıştı. Fang Mu’nun aslında Meng Hao olduğunu biliyordu, bu yüzden içten içe son derece endişeliydi, özellikle ileri fırlayıp Meng Hao’yu neler olduğu konusunda uyaramadığı için canı sıkkındı.



Li Shiqi’nin gözleri ekranda Fang Mu’yu izlerken hafifçe pırıldadı. Ardından Ye Feimu’ya göz attı ve kaşlarını çattı, sanki neler olup bittiğinden tamamen emin değilmiş gibi görünüyordu.



Tabii ki Meng Hao dışarıda yaşanan gürültüyü duyamıyordu ve zaten duyabilse de umursamazdı. Kendini tamamen ikinci ikincil hapı yapmaya kaptırmıştı. Tekrar tavrı ikinci bölgedekine nazaran tamamen farklıydı.



Fakat o daha hevesle çalıştıkça dışarıdaki alay daha da yükseliyordu.



Bir gün sonra Chu Yuyan ikinci tıbbi hapını bitirdi. Tıpkı ilki gibi 1,111 basamak ortaya çıktı. Ye Feimu’nun da ikinci hapı bitmişti. Bu hap ortaya çıktığı anda Gökler büyük bir gürlemeyle sarsılmış ve Yeryüzü sallanmıştı.



4,000 basamak!! O… O bir Ocak Lordu olamaz! Bu Mor Ocak Lordu terfisi kesinlikle ona ait olacak!



Mor Ocak Lordu Ye Yuntian güldü. Ye Feimu’ya olan bakışları derin bir övgüyle doluydu. Diğer Mor Ocak Lordları da ona benzer ifadelerle baktılar. Başlarını aşağı yukarı salladılar ve yüzlerinde hafif gülümsemeler oluştu.



Ye Feimu’nun tıbbi hapı bir kez daha ezdiğini görünce bu övgüler daha da belirgin hale geldi. 4,000 basamak ortadan kayboldu.



Kusursuzluğa olan açlığı Ye Feimu’nun zayıflığı ve aynı zamanda gücü...” dedi Ye Yuntian gülümseyerek. “Bu çocuğun kararlılığını diğerlerinde nadiren görebilirsiniz. Umarım Mor Ocak Lordu olduktan sonra azmini sürdürür ve onu bizim ulaşamadığımız alemlere yürümek için kullanabilir.



Onlar bu meseleyi tartışırken An Zaihai sessizce oturuyordu. O diğer adaylara bakmıyordu, gözleri sadece Meng Hao’nun üzerindeydi. Yavaşça gözlerindeki şok yoğunlaşmaya başladı.



Şişko ise kalbinden bir iç geçirerek Meng Hao’nun ekranına baktı. “Kıyas yapmaya imkan yok. Ah, Meng Hao, böyle insan üstü biriyle karşılaşmak zorunda mıydın? Bu Ye denen herifle nasıl mücadele edeceksin?



Tartışmalar sürerken Meng Hao da dahil Mor Doğu Dağındaki diğer simyacılar tıbbi hap üretimine devam ettiler. Meng Hao’nun hapı tamamlandığında havayı bir gürleme sesi doldurdu ve ikinci bir basamak belirdi. Bu durum hemen dış dünyada sessiz gülüşmelere neden olmuştu. Tek bir taş basamağın ortaya çıkışı onlara oldukça gülünç gelmişti.



Meng Hao ise her zamanki ifadesiyle üçüncü ikincil hapı yapmaya başlamıştı.



Zaman yavaşça geçti. Meng Hao’nun durumu çok çok gerideydi. Bu üçüncü bölgede Chu Yuyan birincilik pozisyonunu elinde tutuyordu. Şu ana kadar sekiz tıbbi hap yapmıştı ve şu an dokuzuncusunun üzerinde çalışıyordu.



Bulunduğu dağ yolunun ilerisinde 8,888 taş basamak vardı. Bu büyüleyici bir görüntüydü ve dış dünyadaki izleyicilerin beğenisini toplamıştı. Şu an Chu Yuyan Ye Feimu için muhtemel bir rakip olarak görülüyordu.



Bu özellikle Doğu Hap Bölümündeki bir çok simyacının düşüncesiydi. Bir kaç kişi Chu Yuyan’a büyük hayranlık duyuyordu ve onu izlerken gözleri hırs ve umutla yanıyor, ona şans diliyorlardı.



Ye Feimu ve Meng Hao dışında diğer adaylar arasından yaşlı bir adam vardı ve bu kişi otuz tane hap yaparak toplamda 8,300 basamak üretmişti. Daha önce çok fazla ilgi çekmeyen bu adam şimdi insanların tartışmalarında yer alıyordu.



Çok fazla tıbbi hap üretmiş olsa da bu hapların hepsi de onun kendi Simya Tao’sundan doğmuştu.



Diğerleri ise 5,000 ile 7,000 arası basamak üretmeyi başarmıştı. Meng Hao ise sadece… 8 basamağa sahipti…



Sekiz ikincil tıbbi hapla beraber sadece sekiz tane basamak ortaya çıkarabilmişti. Fakat son sırada olan kişi o değil, Ye Feimu idi.



Tabii ki hiç kimse aslında onun sonuncu olduğuna inanmıyordu. Şu an dokuzuncu kez hap üretiyordu. Daha önceki hapı 9,300 basamak oluşturmuştu. Ve tabii ki bu durum dış dünyada büyük yankı uyandırmıştı. Hatta diğer Tarikatlardan gelen Patriklerin bile gözlerinde şaşkınlık belirtisi görülmüştü.



Dağın zirvesindeki herkes yavaş yavaş sessizliğe bürünüyor, Qi’lerini yatıştırarak zihinlerini sakinleştiriyorlardı. Karşılarında duran sekiz ekrana odaklanmış durumdalardı; artık üçüncü bölge testinin sonlarına gelindiğini net bir şekilde görebiliyorlardı. Her an birisi sonraki bölgeye geçebilirdi.



İki tütsü çubuğunun yanma süresi kadar sonra Chu Yuyan’ın tıbbi hapı ortaya çıktı. Bu onun dokuzuncu hapıydı; hemen hap ocağının üzerinde bir el büyüklüğünde siyah renkli bir bulut belirdi. Elektriklenmeler oldu ve hap ocağının çevresinde dolandı. Hap ocağı bir gürleme sesi çıkarttı ve dokuzuncu hap dışarı fırladı; Chu Yuyan’ın önündeki yol hemen genişledi.



Taş basamakların sayısı 8,888’den 9,999’a çıktı!



Taş basamakların mutlak sınırı 10,000 idi. Chu Yuyan’ın yarattığı basamak sayısı inanılmazdı. Mor Ocak Lordu terfi sınavında böylesine bir başarı elde etmesi onun sıra dışı bir yeteneğe sahip olduğunu ve bir Mor Ocak Lordu olmaya vasfı olduğunu kanıtlıyordu.



Hemen dış dünyada tartışmalar patlak verdi.



Bir felaket bulutu ortaya çıktı! Bu yalnızca en zorlu tıbbi hap yapımlarında meydana gelen bir şeydir… Chu Yuyan gerçekten de Büyük Usta Hap Şeytanının çırağı olmaya layık birisi! Bu olay onun Mor Ocak Lordu olabilme vasfına sahip olduğunu kanıtlıyor!



9,999 basamak! Chu Yuyan’ın Simya Tao’su yeteneği şok edici.



Usta simyacılar, Ocak Lordları, Mor Ocak Lordları ve Tarikat Patrikleri de dahil bütün gözler onun üzerindeydi!









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr