Bölüm 262

avatar
9141 21

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 262


Bölüm 262: Nüve Formasyonuyla İlk Savaş!



Dört bir yanda şok edici bir kükreme duyuldu. Aynı zamanda Meng Hao’ya doğru buz gibi bir soğuk akın etti.



Meng Hao ikinci kez yer değiştirmek için Ocak Lordu elbisesinin becerisini kullanalı otuz nefeslik süre geçmişti.



Daha çok fazla uzaklaşamadan azure maskeli Gelişimci onun izini bulmuştu. O anda adam uzakta olsa da açık sarı parıltı kafasının üstünden yayılmaya devam ediyordu. Bu parıltının içinde zar zor görülebilen bir kılıç görüntüsü vardı.



O hayaliydi ama ona uzaklardan tek bir bakış atması Meng Hao’nun kalbinin titremesine neden olmuştu. Zihni ve kalbi yoğun bir tehlike hissiyle dolmuştu.



Bu herif Çekirdek Qi’si geliştirmiş!” diye düşündü. Meng Hao artık Gelişim Dünyasında çaylak değildi. Bir çok şey görmüş ve tecrübe etmişti ve Nüve Formasyonunun, özellikle Çekirdek Qi’sinin ne kadar korkunç olduğunu uzun zaman önce öğrenmişti.



Zhao Ülkesindeyken Çekirdek Qi’sinden faydalanan hiçbir Nüve Formasyonu Gelişimcisiyle karşılaşmamıştı, belki yaşlı kadın buna bir istisna olabilirdi. Tüm bu bilgileri Doğu Hap Bölümünde antik kayıtları okurken tespit etmişti.



R.N: Bu bahsettiği yaşlı kadın 81. bölümde Patrik Reliance’ın Ölümsüzler Mağarasına götürdüğü tayfanın içindeki bir gelişimciydi.



Çekirdek Qi’si değişken bir forma sahiptir. Fakat değişmez halde olan bir nüveye sahiptir. Acaba bu herifin Çekirdek Qi’sinin özü nasıl…” Meng Hao’nun kalbi titredi ama aniden aklında bir fikir titreşti.



Aynı sırada hiç tereddüt etmeden Ocak Lordu elbisesinin becerisini bir kez daha kullanarak konumunu bir kez daha değiştirdi. Vücudu kaybolurken gücü Gök ve Yeri sarsan kılıç görüntüsü ortaya çıktı. Aura yükseldi, tüm bölge bir mühürleyici kuvvet tarafından kilitlendi. Fakat Meng Hao’nun hayali vücudu onu geçebilmişti.



Ne kadar atik ve kurnaz bir simyacı...” dedi azure cübbeli Gelişimci. “Fakat, o cübbeyi yalnızca üç kez kullanabilirsin ve elli kilometreden daha uzağa ışınlanamazsın. Bakalım… Bir dahakine nasıl kaçacaksın!” Gelişimci gözlerini kapattı ve açık sarı Çekirdek Qi’si yayıldı. Hayali kılıç titreşerek dönmeye başladı. Üç nefeslik sürenin ardından kılıç uğuldadı ve kuzeye doğru ucunu yöneltti.



Bunun üzerine azure maskeli Gelişimcinin gözleri birden açıldı ve vücudu titreşerek kuzeye doğru fırladı.



Meng Hao kırk kilometre ötede tekrar ortaya çıkmıştı. Bunun akabinde ise ağzının kenarından kan sızmaya başlamıştı. Göğsünde, kan sızdıran bir kılıç yarası vardı. Eğer ışınlanmakta bir an bile geç kalsaydı biraz önceki kılıç onu ikiye bölebilirdi.



Ağzındaki kanı temizlemek için zamanını harcamadı. Vücudu hemen yıldırım hızında ilerlemeye başladı.



Hayali bir kılıç. Acaba bu adamın kişisel Çekirdek Qi’si bir kılıç mı…” Meng Hao’nun yüzünde sert bir bakış belirdi. Çekirdek Qi’si geliştirmemiş bir Nüve Formasyonu Gelişimcisi olsa Meng Hao’yu bu kadar zor bir duruma sürükleyemezdi. Meng Hao, bu azure maskeli Gelişimcinin Erken Nüve Formasyonu aşamasında Çekirdek Qi’si geliştirebilmesinin inanılmaz bir saklı yeteneğe sahip olduğunun göstergesi olduğunu biliyordu.



Meng Hao Ocak Lordu olduktan sonra Nüve Formasyonu aşamasıyla ilgili antik kayıtlardan araştırmalar yapmıştı. Bu nedenle Çekirdek Qi’si gibi konulara aşinaydı. Genel olarak Çekirdek Qi’si Geç Nüve Formasyonu aşamasında ya da Orta aşamada geliştiriliyordu. Sadece az sayıda Seçilmiş kişi onu Erken Nüve Formasyonu aşamasında geliştirebilirdi.



Böyle Gelişimciler oldukça nadirdi. Ve onların arasında en nadiri ise Erken Nüve Formasyonu aşamasına geçtiği anda sanki doğuştan sahipmiş gibi Çekirdek Qi’sini elde edenlerdi.



Değişken Çekirdek Qi’si formlarının içinde değişmeyen bir form vardı. Bu form Gelişimcilere bağlıydı ve her Gelişimci için farklıydı.



İleri doğru kaçmaya devam eden Meng Hao’nun yüzü kararmıştı. O sırada ağzına bir tıbbi hap attı. Hap çözüldüğü anda vücudunu sıcak bir hissiyat doldurdu ve hızı aniden arttı.



Otuz nefes kaldı…” Elindeki iyi şans efsunu siyah cübbeli adamlarla dövüşmeye başladığından beri ısınmaya devam ediyordu. Şu an etkinleşmesi için otuz nefeslik süre kalmıştı.



Bunun ardından Meng Hao ortadan kaybolacak ve azure cübbeli Gelişimcinin onu takip etmesi imkansız hale gelecekti.



Fakat on sekiz nefesin ardından gökyüzü açık sarı Çekirdek Qi’sinin parıltısıyla doldu. Keskin soğukluk bir kez daha ortaya çıktı. Uzaklarda azure maskeli Gelişimcinin ince figürü havada belirmişti. Adam yaklaşırken çevredeki her şey bir karmaşanın içine düşüyordu.



Meng Hao adamın yaklaştığını hissettiği anda depolama çantasına vurarak yeşim bir kolye çıkartarak onu parmaklarının arasında ezdi.



Ben, Yang, sana kaçamayacağını söylemiştim…” Azure maskeli adam sakince konuştu. “Sen basit bir Temel Kurulum Gelişimcisisin. Bu kadar uzun süre kaçmayı başardığın için kendinle gurur duymalısın.” Çekirdek Qi’sinin içindeki kılıç görüntüsü kulakları tırmalayan bir uğultu yaydı. Buz gibi bir soğuk yayarak doğrudan Meng Hao’ya doğru fırladı.



Onun hızı inanılmazdı, göz açıp kapayıncaya kadar Meng Hao’nun karşısında belirivermişti.



Kılıç doğrudan Meng Hao’nun alnına ilerliyordu ve onu delip geçmek üzereydi. Meng Hao için onu atlatmaya zaman yoktu. Aralarındaki Gelişim Merkezi farkı çok yüksekti. Ölüm kapıdaydı.



Fakat tam o anda Meng Hao’nun avucundan bir parıltı fırladı. Bir dalgalı, su gibi parıltı Meng Hao’nun vücudu boyunca aktı. Genişleyerek Çekirdek Qi’sinin hayali kılıcının sertçe çarptığı yeşilimsi-mavi bir kalkan şekillendirdi.



Bu kalkanı görünce azure maskeli Gelişimcinin maskenin altındaki gözleri kocaman açıldı. Göz bebekleri büzüldü ve gözlerinde inanamaz bir bakış belirdi. Tam Çekirdek Qi’si hayali kılıcını geri çağıracaktı ki artık çok geçti.



Çekirdek Qi’si hayali kılıcı sonsuz bir keskinlik ve sessizliğe sahip bir şekilde yeşilimsi-mavi kalkana sertçe çarptı. Kılıç aniden zayıfladı ve parçalanmaya başladı. Göz açıp kapayıncaya kadar toza dönüşmüştü.



Çekirdek Qi’si hayali kılıcının toza dönüştüğünü gören azure maskeli Gelişimci sinirli bir şekilde homurdandı. Maskenin altında, ağzından kan sızıyordu. Gözleri öfkeyle dolmuştu. O, Çekirdek Qi’si geliştirmiş bir Nüve Formasyonu Gelişimcisiydi. Fakat bu önemsiz Temel Kurulum Gelişimcisiyle oynarken Çekirdek Qi’si parçalanmış ve bu durum onun yaralanmasına neden olmuştu.



Gelişen Ruh Gelişimcisi kanı…. Bakalım bunu daha ne kadar devam ettirebileceksin!” Azure maskeli adamın gözlerindeki öldürme arzusu daha da yoğunlaştı. Meng Hao’ya doğru fırlarken sağ eliyle büyü hareketi uyguladı. Büyülü güç dışarı doğru taşarak Meng Hao’ya doğru kıvrılan on tane Ejderha ve on tane Ankaya dönüştü.



Aynı sırada yeşilimsi-mavi kalkan küçülerek Meng Hao’nun avucundaki yeşim kolyeye geri dönmüştü. Bu kolye Tek Kılıç Tarikatındaki zafer ganimetlerinden biriydi. Bu kolye Chen Fan’ın Ustası Zhou Yanyun’un Gelişim Merkezi kanını içinde barındıran bir hayat-kurtarıcı hazineydi ve bir Gelişen Ruh Gelişimcisi tarafından yapılan saldırıya karşı savunma yapabilme becerisine sahipti.



R.N: Kolyeyi 185. bölümde ele geçirmişti. Ayrıca bu Zhou Yanyun Chen Fan’ı 43. bölümde Reliance Tarikatından götüren adam. Şu anki Ustası.



Bir Gelişen Ruh saldırısına direnebilse de sadece tek bir kez kullanılabilirdi. Bir Nüve Formasyonu Gelişimcisine karşı kullanıldığında parıltısı biraz zayıflamıştı ve şu an olmasa da daha sonra hala kullanılabilir haldeydi.



Azure maskeli adamın ağzından kan sızıyordu. Adam yaralanmıştı ve kafasının üzerindeki Çekirdek Qi’si dengesiz bir durumdaydı. Fakat yine de Meng Hao’ya doğru ilerlemeye devam etti, on Ejderha ve on Anka kükremeler eşliğinde havada ilerledi. Aniden Meng Hao’nun gözlerinde yoğun bir öldürme arzusu belirdi.



O anda kaçmak yerine elini kaldırdı ve azure maskeli Gelişimciye doğrulttu.



Sekizinci Şeytan Mühürleme Nazarı!” Gözlerinde kan damarları ortaya çıktı. Parmağını ileri doğru yönelttiği anda Gök ve Yer sarsıldı, Meng Hao’nun vücuduyla birlikte her şey hareket etti. Hatta on Ejderha ve Anka bile hareket etti. Çift görüntüler ortaya çıktı ve azure maskeli Gelişimciye doğru çöktü.



O anda azure maskeli Gelişimcinin ifadesi titreşti. On Ejderha ve on Anka titremeye başladı, sanki bir kuvvet tarafından boyun eğdiriliyormuş gibilerdi. Dünya tersine dönmüştü; bölgedeki her şey mühürlenmişti.



Böyle bir mühür karşısında azure maskeli Gelişimci kendi Gelişim Merkezini kontrol etmekten aciz durumda kalmıştı.



Bu ne tür bir büyü!?” dedi, kalbi sarsılmıştı.



Meng Hao’nun gözleri kan çanağına dönmüştü ve o sırada bir ağız dolusu kan tükürdü. Mühürleme nazarını bir Nüve Formasyonu Gelişimcisinin üzerinde kullanmak son derece ağırdı; vücudundaki bütün kan damarları patlamanın eşiğine gelmişti. Meng Hao’nun öldürme arzusu göklere yükseldi. Elbise kolunu fiskelemesiyle birlikte kırmızı bir toz uçuşarak havayı doldurdu ve kırmızı bir sise dönüştü. Bu sis kabarmaya başladı ve Meng Hao ileri doğru hareket ettiği anda sis de azure maskeli Gelişimciye doğru fırladı.



Aynı sırada Meng Hao hayat-kurtarıcı yeşim kolyeyi cübbesinin içine koymuştu. Sol elini kaldırdı ve parmaklarını kesmeye başladı bir parmak, iki parmak, üç parmak… Beş parmağı da kanla kaplanmıştı! Beş parmağından akan kanlar… En sonunda Kanlı Avucu şekillendirmişti!



Kanlı Avuç ortaya çıktığı anda Meng Hao’nun etrafındaki kırmızı sis çok daha şiddetli bir şekilde kabarmaya başladı ve bir kan sisine dönüştü. Bu sis bölgedeki her şeyi aşındırmaya başlamıştı; bu son derece zehirli görünen sis Meng Hao’nun saldırısına fazladan yüzde otuz güç ekledi.



Tüm bunları tarif etmek uzun zaman alsa da aslında bir anda oluyordu. Meng Hao’nun çok sayıda ölümcül saldırısı azure maskeli Gelişimcinin üzerine çökerken, adamın gözleri kocaman açılmıştı. Aniden tekrar hareket edebilir hale geldi; ne de olsa o bir Nüve Formasyonu Gelişimcisiydi. Sekizinci Nazar sıra dışı olsa da adamı iki nefeslik süreden fazla mühürlü tutamamıştı.



Önemsiz yetenek! GEBER!” diye kükredi azure maskeli Gelişimci. Sağ eliyle hızlıca bir büyü hareketi uyguladı ve ardından onu Meng Hao’ya doğru itti. Aniden hava bir gürültüyle doldu ve hayali, on başlı bir Ejderha ortaya çıktı. Vahşi bir edayla kıvrılan Ejderha Meng Hao’nun büyülü saldırısına doğru fırladı. Bir gümbürtü çınladı.



Kırmızı sis yerle bir olmuştu. Kanlı Avuç çözülmüştü. İpi kopmuş bir uçurtma gibi geriye doğru savrulan Meng Hao’nun ağzından kan sızıyordu. Aynı sırada azure maskeli adam onun ardından fırlamak üzereydi. Fakat ciddi bir şekilde yaralanmış ve geriye doğru savrulmuş olan Meng Hao’nun aniden depolama çantasına vurduğunu görünce adamın gözleri kocaman açılmıştı. Meng Hao elbise kolunu fiskeleyerek havayı daha fazla toz ile doldurdu. Bu toz tabakası inceydi ama azure maskeli Gelişimciyi bir anlığına duraklatmak için yeterli olmuştu.



Biraz önce kan sisinin ciğerlerine girmesine engel olsa da sisin korkunç gücünü yine de hissedebilmişti. Bu yüzden sağ elinin serçe parmağında hafiften etkilenen yerde ufak bir kesik belirmişti. Ama bu yara çok ufak olsa da tüm vücudunda yoğun bir acıya sebebiyet vermişti.



Meng Hao ağzından kanlar sızmış ve geriye doğru savrulmuş olsa da göz bebekleri mor bir ışıkla parlamaya başlamıştı. Onu cildi ve Qi geçitleri de mor renkle parlamaya başlamış, bu durum tüm vücudunu parlak bir hale getirmişti.



Bu, Mor Göz Bebeği Dönüşümüydü!



R.N: 242.bölümde öğrenmişti.



Mor Göz Bebeği Dönüşümüyle birlikte Meng Hao’nun vücudu hızla iyileşmeye başladı. Etrafı zehir sisiyle sarılı bir şekildeyken azure maskeli Gelişimciye ve kafasından çıkan Çekirdek Qi’sine baktı. Adam hızla dengeye ulaşıyordu. En fazla on nefeslik süre sonunda tekrar Çekirdek Qi’sini serbest bırakabilecekti.



Meng Hao bir an bile tereddüt etmedi. Hemen iyi şans efsununa bastırarak onun ışınlanma becerisini etkinleştirdi.



Aniden bir kara delik ortaya çıktı, devasa bir ağız hemen Meng Hao’yu yuttu. Bu olay azure maskeli Gelişimciyi tamamen şaşkınlığa uğratmıştı. Adamın yüzü titreşti ve hemen onu takip etmeye yeltendi.



Ama çok geç kalmıştı.










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr