Bölüm 230

avatar
8766 18

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 230


Bölüm 230: Şeytanları Yeryüzünün Altına Göm



Bu hap yapım süreci tam bir ay sürdü. Meng Hao hap yapımı öğrendiği günden beri bir hap için harcadığı en uzun süre buydu. Tam bir ay boyunca hiç dinlenmedi. Bütün enerjisini bu hapı yapmaya odaklamıştı.



On binden fazla çeşitte tıbbi bitki varyasyonunun hepsi Meng Hao’nun zihninin iradesi doğrultusunda şekillenmişti. Sayısız varyasyon ve ayarlamayla bu bileşenler yavaş yavaş sadece Meng Hao’ya ait olan eşsiz bir hapa dönüştü.



Hap yapımının son gününde, ay ışığının geceyi parlattı bir anda Kan Turnası hap ocağı titredi. Artık rengi parlak kırmızı değildi; yavaş yavaş orijinal rengine dönüyordu. Bu süreç bir kaç saat aldı. Dışarıdaki ay ışığı yavaş yavaş sönmeye başlarken ocak da en sonunda normal haline geri dönmüştü. Meng Hao’nun saçı başı dağılmış durumdaydı ve gözleri kan çanağına dönmüştü. Yüzü kireç gibi soluktu. Gelişim Merkezi tüm ay boyunca dönmüş ve güç yaymıştı.



Neyse ki şu an altı Tao Sütununa sahipti. Önceki gibi beş tane olsaydı kendini tıbbi haplarla yenilemek için işlemin ortasında hap yapımına ara vermek zorunda kalacaktı.



Eğer simyasal aydınlanma tamamlanmadan önce durdurulursa, tekrar geri dönüşü olmayacaktı.



Önündeki hap ocağının tamamen düzeldiğini gören Meng Hao derin bir nefes aldı. Bir aylık süreçte çok yorulmuştu. Hap yapımının en kritik noktası sırasında yaşam ve ölüm arasında verilen acı mücadelenin nasıl bir şey olduğunu tecrübe etmişti. Gözlerini kapattı ve bunun üzerine bu gözler acıyla yandı.



Gözlerini açması çok uzun bir zaman aldı. Hiç tereddüt etmeden sağ elini kaldırarak hap ocağına bastırdı. Ocak titredi ve iki tane siyah renkli hap dışarı havalandı. O anda aniden hap ocağının üzerinde siyah bir bulut şekillenmeye başladı.



Siyah bulut Ölümsüzler Mağarasının dışında değildi. Hayır, o içerdeydi. Bu tuhaf görüntü Meng Hao’nun boş boş bakmasına neden oldu, gözleri karmaşayla doldu. Bulutun şekillenmesi bir an sürdü. Aniden buluttan fırlayan bir yıldırım direk tıbbi haplara yöneldi.



Tam bu kritik anda Meng Hao depolama çantasına vurdu ve et peltesi dışarı fırladı. Et peltesi siyah bulutu gördüğü anda şaşırdı. Ardından gözleri parladı ve hemen uçarak düşen yıldırım ile buluştu. Ağzını açtı ve tüm yıldırım yiyip bitirdi. Ardından sanki lezzetli bir şey yemiş gibi ağzını şapırdattı.



Hap Felaket Yıldırımı...” dedi et peltesi, dudaklarını yalayarak. “Demek en tatlısı buymuş….” Aniden gözleri Meng Hao’nun elinde tuttuğu iki hapa yöneldi. Onları da denemek istiyor gibi bir hali vardı.



Üç zorba!” dedi Meng Hao azimle. Et peltesi bir an tereddüt etti, sanki bir konuda kararsız kalmış gibiydi. En sonunda kan renkli maskenin içine geri döndü, kendi kendine mırıldanıyordu. Belli ki yaşadığı hüsranın acısını Li Klanı Patriğinden çıkartacaktı.



Et peltesinden kurtulan Meng Hao derin bir nefes aldı ve avucuna baktı. İki siyah hap bir mücadele veriyor gibiydi, sanki uçarak uzaklaşmak istiyorlardı. Meng Hao ilk defa Felaket Yıldırımını kışkırtan ve sezgiye sahip gibi duran bir hap yapmıştı.



Meng Hao’nun gözleri parladı. Şu an yorgun olabilirdi, bu iki hapa bakmaktan kendini alamıyordu.



İkisi de tam olarak eşit büyüklükteydiler. Fakat birisi simsiyahken diğeri ise mor bir tona sahipti. Meng Hao bir süre sonra mor renkli hapın daha üstün olduğu kanaatine vardı. Diğeri de eksiksiz bir ürün olsa da diğerine göre biraz kalitesizdi.



Haplar çabalamalarına rağmen Meng Hao’nun elinden ayrılmaya muktedir değillerdi. Bu iki siyah hap tıbbi koku yaymıyorlardı ve sanki üzerlerine yansıyan bütün ışıkları emiyor gibilerdi. Eğer onlara çok uzun süre bakarsan ruhun onların içine çekilecekmiş gibi olacaktı.



Bu hapları gerçek iradeyle yarattım…” diye mırıldandı Meng Hao. En sonunda gözleri titreşti. Sol elini sallamasıyla birlikte bir uçan kılıç ortaya çıktı. Çok hassas bir şekilde hapların bir kenarına bir işaret kazıdı. Bu işaret basit bir… Kazandı!



Bu kazan tıpkı Siyah Elek Tarikatının Kutsal Topraklarında gördüğü Gökleri alt etmeyi arzulayan kazana benziyordu.



Dört dörtlük bir şekilde onu tasvir etmese de çok benzerdi. Tuhaf bir şekilde haplara işareti kazıdıktan sonra çabalamayı kestiler. Kazan işareti titreşti, sanki hapların tam kalbine kazınmışlardı. Şu an kazan işareti canlı ve gerçek gibi duruyordu.



Meng Hao derin bir nefes aldı ve ardından yüzünde bir gülümseme belirdi. Aynı sırada tüm benliğini bir yorgunluk dalgası aldı. Tam bir ay boyunca dinlenmemişti. O bir Temel Kurulum Gelişimcisiydi, ama bu kadarı onun için bile fazlaydı, artık enerjisi kalmamıştı.



Bu bir delirtme hapı, delirmenin tam zirvesi. Kazan damgası yeryüzünü temsil ediyor ve onu bastırmış durumda. Hapın ismine göre Şeytanları Yeryüzünün altına göm.” Meng Hao bir hap şişesi çıkarttı ve ilk Delirtme Hapını onun içine koydu. Onu mumla mühürledi ve ardından mor tona sahip Delirtme Hapını başka bir şişeye koydu.



Bunun ardından Bai Yunlai’yi çağırmak için kullandığı yeşim kayışı çıkarttı. Çok geçmeden Bai Yunlai Ölümsüzler Mağarasının önünde bitiverdi. Daha sonra bir hap şişesi süzülerek onun eline kondu.



Meng Hao’nun yorgun sesi Ölümsüzler Mağarasından yankılandı. “Bunu Hap Açık Artırmasına isimsiz bir şekilde koy. Onun adı Delirtme Hapı. Hap Açık Artırması başlayacağı zaman da bana haber ver.” Meng Hao bacaklarını çaprazlayarak oturdu, gözlerini kapattı, yarı uyur bir şekilde enerjisini yenilemeye daldı.



Bai Yunlai ellerini kenetleyerek selamladıktan sonra hap şişesiyle birlikte oradan ayrıldı.



Üç gün su gibi akıp gitti. Bu süre zarfında Şark Doğuşu Eyaleti Mor Ay Şehrine birer birer gelen Tarikatlarla birlikte iyice canlanmıştı. Bu Tarikatlar sadece Şark Doğuşu Eyaletinden değildi, dışarıdan gelenler de vardı.



R.N: Mor Ay Şehri Meng Hao’nun Mor Felek Tarikatı bölgesinde ilk geldiği yerdi 209.bölüm.



Aslıda diğer dört büyük Tarikat ve üç büyük Klan Mor Felek Tarikatının yıllık olarak düzenlediği Hap Açık Artırmasına katılması için öğrenciler göndermişti. Aslında bir etkinliğin yılda bir yapılması biraz sık yapıldığı anlamına gelse de yine de tüm Güney Diyarı Gelişimcilerinin dikkatini çekiyordu. Bunun nedeni açık artırmada görücüye çıkacak olan eşyaların Doğu Hap Bölümü usta simyacıları tarafından yapılmış olmasıydı.



Dahası Ocak Lordları da genelde buna katılırdı ve çeşitli eşsiz haplar sunarlardı. Onların yaptığı hapların tıbbi kuvveti dikkate değerdi ve Güney Diyarında heyecan yaratmak için yeterli olacaktı. Ara sıra şaşırtıcı ve türünün tek örneği eserler ortaya çıkıyordu.



Her yıl farklı farklı usta simyacıların isimleri yükseliyor ve dış dünyaya yayılıyordu. Yani bu Hap Açık Artırma etkinliğinin usta simyacılar için şöhret kazanma platformu olduğunu söylemek yanlış olmazdı. Tabii ki Doğu Hap Bölümü bunu destekliyordu ve usta simyacıları haplar yaparak açık artırmada satmaları yönünde cesaretlendiriyordu.



Usta simyacıları cesaretlendirmelerinin tek nedeni Güney Diyarında şöhret kazanmaları için değildi, aynı zamanda materyal kazandırmak istiyorlardı. Ne de olsa tıbbi hap satışlarının kazancı usta simyacılara gidiyordu.



Bu bir kuraldı, bu yüzden neredeyse bütün usta simyacılar katılıyordu.



Dahası Mor Felek Tarikatı tıbbi haplarını sıkı bir kontrol altında tutuyordu. Yabancıların onları elde edebilmesinin tek yolu Hap Açık Artırmasına katılmaktı. Her yıl çılgınca tekliflerin havada uçuştuğu bir kaç çeşit hap olurdu. Bunun tek nedeni o hapın sahip olduğu tıbbi kuvvet değildi, aynı zamanda kullanılan hap yapım yöntemi de etkiliydi.



Ne de olsa hap formülüne sahip olmasan da araştırma yoluyla hapın yapımında kullanılan yöntemi açığa çıkarabilirdin. Mor Felek Tarikatı usta simyacılarının bunu engellemesinin bir yolu yoktu. Yeterince becerikli olan biri tıbbi haplar üzerinde böyle araştırmalar yapabilirdi.



Sözün özü yıllık Hap Açık Artırma etkinliğinin yarattığı hareketlilik normaldi.



Bu açık artırmanın yapılacağı yer tabii ki Mor Ay Şehriydi. Şehrin güneydoğu köşesinde yüz bin Gelişimcinin sığabileceği yuvarlak,devasa bir yapı olan stadyum vardı.



Genel olarak konuşmak gerekirse, her yıl yapılan açık artırmalarda bütün bölgelerden gelen Gelişimci akını yüzünden koltuklar tamamen doluyordu.



Hap Açık Artırması genelde yedi gün sürerdi ve Mor Felek Tarikatı tarafından düzenlenen büyük bir etkinlik olarak anılırdı.



Şu an yaşanan gün açık artırmanın ilk günüydü. Açık artırma stadyumu neredeyse tamamen dolmuştu. Çeşitli Tarikat ve Klanlardan gelen Gelişimcilerin gözleri stadyumun ortasındaki sahnedeydi.



Bu sahnede yüzünde gülümseme olan orta yaşlı bir adam vardı ve saygılı bir şekilde kalabalığa karşı ellerini kenetledi.



Güney Diyarının Yoldaş Taoistleri, bayanlar ve baylar, hepiniz Mor Felek Tarikatı Hap Açık Artırmasının kurallarını biliyorsunuz, bu yüzden detaya inmeme gerek yok. Bu açık artırmada toplam 789 tip tıbbi hapımız olacak ve bu haplar Qi Yoğunlaştırma, Temel Kurulum, Nüve Formasyonu ve hatta Gelişen Ruh Gelişimcileri için uygun olan haplar içeriyor! Dahası, zehir hapları ve büyü hapları da satılacak.



Mor Felek Tarikatı Hap Açık Artırmasının kurallarına göre her hap satışa sunulmadan önce hapın etkisini göstermek ve tıbbi kuvvetini test etmek amacıyla ufak bir tıraş işlemi yapılacak.” Adam bunu söyledikten sonra elini salladı ve arkasında devasa, kavisli bir portalın açılmasına neden oldu.



Parlak dalgacıklar yayıldıktan sonra izleyiciler diğer tarafta duran yüzleri ifadesiz yedi yüz kişilik bir Gelişimci grubu gördüler.



Bu Gelişimcilerin Gelişim Merkezleri farklı farklıydı ve bu durum yaşları için de geçerliydi. Fakat aralarında tek bir benzerlik vardı. Bütün hepsinin gözleri mor bir ışıkla parlıyordu. Yabancılar bunun anlamını bilmese de Meng Hao olsa hemen anlardı. Meng Hao tek bir bakışla bu insanların… Batının Mor Qi’si tekniğiyle geliştirildiğini söyleyebilirdi! Bunlar Tarikatın kukla öğrencileriydi!



R.N: Batının Mor Qi’si tekniği 114. bölümde tanımlanmıştı.



Doğu Hap Bölümünden olan bu Gelişimciler bugün burada satışa sunulacak olan hapları test etmek için seçildiler. Bayanlar ve baylar, büyük ihtimalle bu açık artırmaya ilk defa katılmıyorsunuz, bu yüzden zaten Mor Felek Tarikatı Hap Açık Artırmasının tüm Güney Diyarında rakipsiz olduğunun farkındasınızdır!” Adamın sesi tüm stadyumda yankılandı ve bunu saygıyla dolu kahkahalar izledi.



Açık artırma başlasın!” diye bağırdı adam. “Birinci parça Doğu Hap Bölümünden Ocak Lordu Liu Yong tarafından yaratılan Yang Düşürme Hapı! Hayat kuvvetini Ölüm Qi’sine dönüştürerek muazzam bir dönüşüme neden olur! Bu hapı Ölümsüzler Mağaranızda kullanarak Yin gücü toplayabilirsiniz. Bu hapı kullanmak Ölüm Qi’sinde ani bir yükselişe neden olacak. Bu hap Öz Kuklası sanatlarında kendini geliştiren Yoldaş Taoistler için uygundur.” Tam adamın ses çınlarken Bai Yunlai ve Meng Hao stadyuma doğru koşturuyordu.



Bir usta simyacı olan Meng Hao girer girmez hemen bir çok çırak simyacının dikkatini çekti. Tarikatın usta simyacılar için ayırdığı köşke oturdu ve ardından aşağıda devam eden açık artırmaya göz attı.



Beklentiyle dolu derin bir nefes aldı. İnsanların onun yaptığı Delirtme Hapıyla ilgilenip ilgilenmeyeceğini ve fiyatının ne kadar yükseleceğini çok merak ediyordu. Ne de olsa usta simyacı olduğundan beri bir hap için hiç bu kadar istekli olmamıştı. Onu özgüvenli bir şekilde tamamlamış olsa da satışının kazançlı olup olmayacağı konusunda endişeliydi.



Düşünceli bir ifadeyle kalabalığa doğru bir bakış attı. Aniden yüzünde önce şaşkın bir bakış, ardından da hafif bir gülümseme belirdi. Bakışları bir grup ziyaretçinin üzerindeydi ve onların tam ortasında dişlerini kayıtsız bir ifadeyle törpüleyen şişman genç bir adam duruyordu.










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr