Bölüm 179

avatar
9231 24

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 179


Bölüm 179: Tarikat Kardeşleri



Bu babamın uçan hançeri!” dedi Zhou Shanyue soğukça homurdanarak, bakışları Chen Fan’ın kafasının etrafında dönen siyah bıçaktaydı.



Bu bana Ustamın hediyesi.” diye cevap verdi Chen Fan, ifadesi soğuktu. Zhou Shanyue’nin ifadesi hemen karardı. Elbise kolunu fiskeledi ve Chen Fan’a doğru yaklaşmaya başladı.



Sorumluluk almak basit.” dedi uzun adımlarla yürürken. “Onun iki gözünü istiyorum. Bakalım beni öldürmeye çalışmaya cesaret edebilecek misin. Eğer yaparsan saygımı kazanacaksın. Ama bunu Ustana, yani babama nasıl açıklayacaksın!?



Meng Hao’nun ifadesi her zamanki gibiydi. Önünde vuku bulan olayı sakince izlemeye devam etti. Önündeki Chen Fan soğuk bakışlarını Zhou Shanyue’ye yöneltti. Sağ elini kaldırdı ve uçan hançer hemen parlamaya başladı.



Her şey kaosa sürüklenmeye hazırdı. Zhou Shanyue ilerlemeye devam etti, yüzünde vahşi bir ifade vardı.



Bir yabancı için bana saldırabileceğine inanmıyorum!



Senin için o bir yabacı olabilir ama benim için o bir Küçük Kardeş.” Chen Fan elini salladı ve uçan hançer Zhou Shanyue’ye doğru fırladı.



Bunun üzerine Zhou Shanyue’nin tüyleri diken diken oldu ve aniden duraksadı. Siyah hançer tam yüzünün önüne geldiğinde durdu.



Beni zorlama Zhou Shanyue.” dedi Chen Fan yumuşak bir sesle.



Tam Meng Hao bir adım öne çıkacakken aniden Sahte Nüve Gelişimcisi konuştu: “Siz ikiniz ne yapıyorsunuz!? Zhou Shanyue, geri çekil! Chen Fan eğer o senin eski Tarikatından bir Küçük Kardeşin ise ona kefil olmalısın. Onun gelecekteki bütün hatalarının sorumlusu sen olacaksın.” Bu sözler açıkça tehdit içeriyordu. Görünüşte durumu tatlıya bağlamaya çalışıyor gibi görünse de, aslında küçük bir meseleyi büyük bir olay haline getiriyordu.



Meng Hao oldukça tecrübeli olduğundan, bu sözlerin ne manaya geldiğini elbette ki anlamıştı. Soğukça güldü.



Benim işlerim Kıdemli Kardeşimi ilgilendirmez.” dedi. “Efendim, eğer sözlerinizi gönüllüce geri almazsanız, bunu size zorla yaptıracağım.” Sesi buz gibiydi. Orta yaşlı adam bunları duyunca gözlerini soğuk bir bakış doldurdu ve Meng Hao’ya gözlerini dikti.



Tabii ki Chen Fan, Meng Hao’nun konuşmaya cesaret edebileceğini hiç düşünmemişti. Hiçbir şey söylemeden eliyle bir büyü hareketi yaptı ve uçan hançer tekrar yanında belirdi.



Chen Fan, senin itibarını düşürmek gibi bir niyetim yok ama senin bu Küçük Kardeşin iyi bir dersi hak ediyor.” Yüzünde sert bir gülümsemeyle birlikte orta yaşlı adam elbise kolunu fiskeledi ve Meng Hao’ya doğru yürümeye başladı.



Meng Hao’nun ifadesi her zamanki gibiydi. Gelişim Merkezi artık dört Tao Sütununa sahipti. Geç Temel Kurulum gelişimcileriyle mücadele edebilirdi ve hatta Kusursuz Temele sahip Tao Çocuklarıyla baş edebilirdi. Bu adamın en iyi ihtimalle Çatlak Temele sahip olduğundan bahsetmeye bile gerek yoktu.



Meng Hao onu kolayca katledebilirdi.



Bu adam Kıdemli Kardeş Chen’in yoldaş Öğrencisi olabilirdi, ama Meng Hao daha sonra Kıdemli Kardeş Chen’i etkileyebilecek tehditlere izin veremezdi. Bu yüzden kendini Chen Fan’dan ayırmaya çalışmıştı.



Çevredeki bütün öğrencilerin yüzlerinde soğuk bir gülümseme vardı ve küçümseyici ifadelerle Meng Hao’ya bakıyorlardı. Belli ki Meng Hao’nun Temel Kurulumun büyük döngüsünü tamamlamış biri karşısında kibirli ve burnu havada davrandığını düşünüyorlardı.



Bütün öğrencilerin kafalarında farklı farklı düşünceler döndü.



Kıdemli Kardeş Chen’in kendini bu kadar büyük gören arkadaşlar edindiğine inanamıyorum.



O, tıpkı arkasındaki kaplanın gücüyle hava atan bir tilki gibi Kıdemli Kardeş Chen’e güveniyor.



Ölüme susamış olmalı!



Zhou Shanyue’nin yüzünde sinsi bir gülümseme belirdi. Bir kaç adım gerileyerek keyifli bir şekilde bu karmaşayı izlemeye başladı.



Orta yaşlı adam üzerine doğru gelirken, Meng Hao her zamanki gibi sakindi. Yüzünde hafif bir gülümseme belirdi ve tam bir adım atacakken Chen Fan onun kolunu tuttu.



Kıdemli Kardeş Li, bu Küçük Kardeşim hala genç ve duyarsız. Lütfen benim hatırıma bunu affedin. Bu meseleyi kapatalım.” Bunu dedikten sonra Meng Hao’nun omuzundan kavradı ve ona temkinli bir bakış attı. “Kıdemli Kardeşini dinle.” dedi. Bu üç kelime Meng Hao’nun kulaklarına ulaştığı anda kulakları uzun zamandır tecrübe etmediği nazik bir sıcaklıkla doldu. Chen Fan’ın gözlerine baktı ve ardından başını aşağı yukarı salladı.



Li isimli adam birden duraksadı, soğuk bakışlarla bir an Meng Hao’yu süzdükten sonra tekrar Chen Fan’a döndü. Yüzü yavaşça rahatladı. Uzun bir süre geçtikten sonra konuşmaya başladı. “Küçük Kardeşine kendisini çok büyük görmemesi gerektiğini öğretmelisin. Eğer böyle devam ederse günün birinde bir cesede dönüşür.” Elbise kolunu fiskeledikten sonra oradan uzaklaşmaya başladı. Zhou Shanyue ise yüzünde alaycı bir gülümsemeyle diğer öğrenciler gibi onu takip etti



Seni ilerde bekleyeceğiz.” dedi Li isimli adam. “Küçük Kardeşinle birlikte geçirmek için bir tütsü çubuğunun yanması kadar süren var.



Gelişimciler uzaklarda kaybolduğu anda Meng Hao ona tereddütle baktı.



Kıdemli Kardeş ben…



Bir şey söylemene gerek yok.” dedi Chen Fan, yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Meng Hao’yu yine büyük sevgi dolu bir şekilde kucakladı.



Mutlu bir şekilde gülen Chen Fan ona baktı, gözleri tekrar bir araya gelmelerinin verdiği heyecanla doluydu. “Büyümüş ve güçlenmişsin, görebiliyorum! Haha! Eski küçük bilgin halinden eser yok.



Her zamanki içten sesiyle konuşurken Meng Hao’nun kolunu tuttu. “Buna inanabiliyor musun? Buradayız, yoldaş Kardeşler Güney Diyarında tekrar buluştu. Bunu kutlamalıyız! Gel bakalım geçen yıllarda neler yaptığını Kıdemli Kardeşine anlat. Bir süre önce Zhao Ülkesinin ortadan kaybolduğunu duymuştum! Hey…” Meng Hao’ya cevap verme fırsatı bile bırakmadı.



Onun kişiliği hep böyleydi. Neredeyse nefes almadan konuşmaya devam etti ve çok geçmeden zaman doldu. Tüm bu süre boyunca Meng Hao’nun hiç konuşma fırsatı olmamıştı. Reliance Tarikatındayken de hep böyle olurdu.



Chen Fan kesinlikle çok konuşan biriydi, ama öyle olsa da Meng Hao bundan şikayetçi değildi. Chen Fan’ın söylediği her şeyin onunla ilgili olduğunu fark edince kalbi sıcak bir hisle dolmuştu. Chen Fan düşünceli, heyecanlı ve mutluydu.



Şu Li Fugui şişkosunu hatırlıyor musun? Eskiden hep seninle takılırdı. Şu an Altın Ayaz Tarikatında çok önemli bir pozisyonda. Geçen sefer Ustamla Altın Ayaz Tarikatına gittiğimde onun etrafta kasıla kasıla yürüdüğünü gördüm. O kesinlikle Tarikatın sevilen bir üyesi. Eğer ona birisi sıkıntı çıkarmaya kalkarsa, Altın Ayaz Tarikatında büyük bir öğrenci kalabalığı hemen ona yardım etmeye hazır durumda…



Fakat Küçük Kız Kardeş Xu iyi durumda değil. Onun için tek yapabileceğim şey Siyah Elek Tarikatında tanıdığım bir kaç kişiye onun arkasını kollamalarını istemek oldu. Bir kaç yıldır Qi Yoğunlaştırma aşamasının dokuzuncu seviyesinde takılıp kalmış. Temel Kurulum Hapına ihtiyacı var. Son yıllarda Tarikat için bir dizi değerli hizmette bulundum. Tahminimce ona göndermek için Ustamdan bir Temel Kurulum Hapı almama az bir zaman kaldı.



Ah, bir de Wang Tengfei var… Onu tekrar kızdırmasan iyi edersin, arkasında cidden büyük bir güç var. Ah doğru ya, son zamanlarda çıkan söylentilere inanamayacaksın. Söylentilere göre onun nişanlısı olan Mor Felek Tarikatından Chu Yuyan bir yabancıyla samimi bir ilişki içinde görülmüş.



Haber hızlıca yayıldı ve bütün Tarikatlara ulaştı. Chu Yuyan’ın erkek kıyafetleri giydiğini gören şahitler de varmış. Belli ki şüpheli şeyler dönüyor… Sence o adam kim olabilir? O kişi her kimse ona saygı duyuyorum. Chu Yuyan’ı Wang Tengfei’den çalabilmiş…” Meng Hao’nun bir şey söyleme fırsatı olmamıştı daha. Laf Chu Yuyan’a gelince, aniden yüzünde tuhaf bir ifade belirmişti.



Demek…” diye düşündü, “Şu Zhou Daya isimli arkadaş tıpkı tahmin ettiğim gibi hemen söylentileri yaymış…” Kuru kuru öksürdü, hiçbir şey çaktırmadı. Bunun yerine konuşmaya başladı: “Vay, o herif harikaymış. Umarım bir gün onunla tanışma fırsatım olur ve belki de arkadaş oluruz.” Meng Hao’nun yüzünde de tıpkı Chen Fan gibi saygı duyuyormuş gibi bir ifade belirdi.



Tam o sırada, havada bir kılıç sesi çınladı. Meng Hao uzaklara doğru Tek Kılıç Tarikatı öğrencilerine baktı, belli ki acele etmelerini istiyorlardı.



Chen Fan’ın konuşmasının bölünmesini fırsat bilen Meng Hao kafasını kaşıdı ve konuştu, “Kıdemli Kardeş, belki de sen…” Daha sözünü bitiremeden tekrardan Chen Fan’ın konuşmasına boğuldu.



Küçük Kardeş, daha kendine uygun bir sevgili bulamadın mı?” dedi aniden.



Uh…” Meng Hao şaşkınca bakakaldı. Chen Fan’ın bu sorusunu hiç beklemiyordu. Daha cevap bile veremeden Chen Fan başını aşağı yukarı salladı.



“Ah, anladım. Demek aklın hala Kıdemli Kız Kardeşin Xu’da. Küçük Kardeş, beni dikkatlice dinle. Güney Diyarında bir çok bayan Gelişimci var, ama sadece dört tanesi en büyüleyici olanlar.



Chu Yuyan onlardan birisi, ama onu aklından çıkartmalısın. O, Wang Tengfei ve diğer gizemli adama ait. Fakat, diğer üçü senin iyi görünüşün ve Gelişim Merkezin için çok uygun.” Chen Fan’ın ona bakan gözleri ışıl ışıl parladı. Tıpkı bir çöp çatan gibi konuşuyordu.



Bu konu Meng Hao’nun tahmin gücünün çok üzerine geçmişti artık. Kıdemli Kardeş Chen’e boş boş bakıyordu. Kıdemli Kardeş Chen’in bu kadar yılın ardından böyle yeni bir ilgi alanına sahip olacağını nereden bilebilirdi ki? Meng Hao bir kaç kez boğazını temizledi. “Kıdemli Kardeş, ben…



Utanma! Bak, bu Kıdemli Kardeşin bu konuda baya tecrübeye sahip. Bu konularda anlayamadığın bazı şeyler olabilir, ama endişelenme. Her şeyin icabına bakacağım. Daha çok zamanımız var, çok zamanımız var.



Ee… Çok zaman derken…” Meng Hao’nun alnında ter damlacıkları belirmeye başladı.



Pekala, benimle Tek Kılıç Tarikatına geliyorsun. Oraya vardığımızda bu yeniden buluşmamızı düzgün bir şekilde kutlayabiliriz.” Daha Meng Hao’ya reddetme fırsatı bile vermeden kolundan tuttu ve onu götürmeye çalıştı.



Kıdemli Kardeş, bu…



Kıdemli Kardeşini dinle, tamam mı? Üstelik, yakın bir zamanda üç büyük Klandan biri olan Song Klanı büyük bir parti düzenleyecek. Tüm Güney Diyarındaki Seçilmişleri ve Tao Çocuklarını davet ettiler. Ben gideceğim, sen neden gelmeyesin ki? Bu parti Güney Diyarının yeni nesil Seçilmişleriyle buluşmak için iyi bir fırsat olacak. Sen sadece bana takıl, ben her şeyi ayarlayacağım.



Zhao Ülkesi artık yok, Reliance Tarikatı da yok. Geçen 7-8 yıl boyunca en çok senin için endişelendim! Bir kaç yıl önce seni bulması için biriyle mesaj gönderdim, ama o zaman Zhao Ülkesi ortadan kaybolmuştu ve senin öldüğünü düşünerek korkmuştum.



Neyse bunu geride bırakalım. Küçük Kardeşim, şimdi bile beni en çok endişelendiren şey sensin.” Meng Hao’ya ısrarla baktı. “Sen bir başınasın, bir Tarikatın yok! Böyle olmaz. Kıdemli Kardeşinin sözünü dinle tamam mı?



Meng Hao’nun tüm vücuduna samimi bir hissiyat yayıldı. Chen Fan’ı geri çeviremeyerek başını yavaşça aşağı yukarı salladı.










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr