Bölüm 12: Merhaba Kıdemli Kız Kardeş Xu

avatar
11974 41

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 12: Merhaba Kıdemli Kız Kardeş Xu


 

Çeviri için F5 Tarikatı Lideri Useless'a, düzenleme için Fullbringer'a teşekkürler.

 

Yakınlardakilerin ilgisini çeken bu sahne ifadelerinin değişmesine neden olmuştu. Bir çoğu ne yapacağını bilemez bir şekilde tam olarak ne olduğunu anlamıyordu. Ama şuan hepsi Meng Hao'nun kışkırtılmayacak biri olduğunu biliyordu.


Her ne kadar onlar tam olarak ne olduğunu bilmeseler de Meng Hao'nun titreyen ilk müşterisi biliyordu. Kalbi deli gibi atarken depolama çantasını tokatladı ve 6 Ruh Taşı çıkartarak saygıyla Meng Hao'ya teslim etti. Geçmişte Hap Geliştirme Atölyesinin önünde tereddüt etti diye pişmandı. O zaman Ruh Taşları hakkında endişelendiğinden ilaç almamıştı. Ve şimdi gidip kendine bir şey satın alacak Ruh Taşı yoktu.


Meng Hao Ruh Taşlarını aldıktan sonra Kan Pıhtılaştırma Hapı ve İskelet Gevşetme Hapını ona verdi.


“Müşterim olduğun için çok teşekkür ederim.” Geniş bir gülümsemeyle konuştu. “Yakında tekrar gel.” Bir kez daha zayıf ve güçsüz görünüyordu. Ama karşısındaki adam onun koyun kılığına girmiş korkunç bir canavar olduğunu biliyordu. Titreyen adam oradan ayrıldı.


O ayrıldığında Meng Hao kayanın üzerindeki noktasına gitmemeye karar verdi. Afişini alarak halk bölgesinde yürüyüş yaptı. Savaşan 2 öğrencinin yanında durarak afişi yere sabitledi.


“Kardeşim yaralı gibi duruyorsun.” İleri adım atarken konuştu. “Ayrıca biraz bitkin gibisin. Savaşacak durumda değilmiş gibi görünüyorsun.”

(Ç.N: Başladı acımasız satıcılığa :D )


İki öğrenci şaşkınlıkla ona baktı. Demin onun birisini yendiğini gördüklerinden tereddüt ettiler ve aynı zamanda biraz geri çekildiler.


“Benim Hap Geliştirme Atölyesinden biraz Ruh Canlandırma Hapım var. Bir tane alırsanız tamamen canlanacaksınız ve zaferiniz garanti olacak. Bugün işimizin açılış günü olduğundan fiyatı sadece 1 Ruh Taşı. Ne kadar uygun!” Meng Hao samimiyet dolu bir yüzle ilerlemeye devam etti.


“Benim zaten hapım var.” Satış konuşması yaptığı adam konuştu ve depolama çantasını tokatlayarak Ruh Canlandırma Hapı çıkardı ve ağzına attı.


Meng Hao bunu görünce iç çekti. İlk müşterisini hiç hapının olmadığını belirleyene kadar bir süre izlemişti. Hafif öksürerek önünde duran diğer adama baktı. Adam burnundan soluyarak kendi hapını çıkardı ve içten bir şekilde iç çekerken yuttu.


Ama Meng Hao ümidini kaybetmedi. Bir kayanın yanına giderek onları izledi. Zaman ilerledikçe onlar daha kötü görünüyorlardı. Çok geçmeden hapları bitmişti ve savaşın kritik dönemi gelmişti. Kazanan ve kaybeden belli olacaktı.


Ruhu yeniden yükselirken Meng Hao afişi kaldırdı ve onlara yaklaştı.


“Kardeşlerim yaşam yada ölüm vakti geldi. Sizin hiç hapınız kalmadı ama merak etmeyin burada biraz var!”


“Bu kritik noktada benim Ruh Dondurma Haplarımdan birini alın. Böylece enerjiniz bir anda yenilenecek. Hatta ruhsal enerjiniz bile yenilenecek. Kardeşlerim siz tıbbi ilaç almıyorsunuz siz ruhsal enerji alıyorsunuz. Aiyo sen yaralısın!” Meng Hao'nun sözleri geliştiricilerin kafasını karıştırmıştı. Bir uçan kılıç onlardan birinin kolundan vurdu ve kan çeşmesi dışarı çıktı. O çığlık atarak geriye doğru çekildi.


Meng Hao ondan daha hızlıydı ve onu takip ederken konuşmaya devam ediyordu ve tüm bu zaman boyunca her zaman ki gibi zayıf ve bilgili gibi gözüküyordu.


“Kardeşim şimdi zamanı! Sen çok kanıyorsun. Çabuk bir Kan Pıhtılaştırma Hapı al. Eğer almazsan tehlike çok büyük olacak.”


“Defol git buradan.” Adamın rakibi Meng Hao'ya bağırdı. O yaralı rakibine saldırdı.


“Bana bir hap ver!” Yaralı geliştirici soluk yüzüyle konuştu. Geriye doğru birkaç adım çekilirken dişlerini gıcırdattı ve Ruh Taşını çıkardı. Kan Pıhtılaştırma Hapı Meng Hao'nun elinden adamın yaralı koluna atıldı. Kanın akışı yavaşlamaya başladı. Dikkatini topladı ve ardından atlayarak savaşa geri döndü.


“Aiya, Kardeşim. Görünüşe göre hapın kalmamış. Bak bende bolca var. Şimdi rakibin bir tane aldı ve şuan enerji ile dolu. Ama sen yaralısın. Neden bir tane Kan Pıhtılaştırma Hapı almıyorsun?”


“Oh hayır sen yine kesildin. Kesinlikle yorgun olmalısın. Ağırdan al ve cesaretini kaybetme. Kardeşim benim hala İskelet Gevşetme Hapım var.”


“Bir hap için bir Ruh Taşı. Hapları hızlıca almalısın. Bir bilge derki Ruh Taşlarının bir fiyatı vardır ama hayat paha biçilemezdir." Meng Hao onları daire içine aldı. Beklenildiği gibi hapları kalmamıştı ve çok geçmeden almaya başlamışlardı. Birbirinden gelen baskıyı hissettiklerinden oldukça fazla almışlardı. Savaş giderek ciddileşiyordu. Onların savaşları 4-5 tane normal savaştan daha yoğundu.


Normalde bu basit bir savaştı ama Hap Geliştirme Atölyesi Satış Noktasının gelişiyle birlikte işler karışmıştı. Tehlikeli dövüş ile birlikte yaralanmalar geliyordu. İkisi ayrılamıyorlardı.


Düşme sesi Düşme sesi . 2 adamın sonunda pilleri bitmişti. Bilinçlerini kaybederek yere düştüler. Ruh Taşların harcamışlardı ve şifalı haplarını yemişlerdi. Hatta savaş sırasında akıllarıyla birlikte büyülü eşyaları bile yok edilmişti. Ne kadar trajik.


Meng Hao ilgili bir şekilde onların hayatını kurtarmıştı. Yada en azından birininkini kurtarmıştı. Afişini kaldırarak yeniden platonun etrafında gezindi ve bir kez daha şiddetli bir savaşın ortasındaki 2 geliştiriciyi buldu. Onlara bakıldığında şifalı haplara sahip olsalar bile bitecek gibi duruyordu. Gözleri parlarken Meng Hao onların yanında afişini kaldırdı.


"Kardeşlerim yüzünüzün rengi kötü görünüyor ve ciddi yaralanmalar almışsınız. Ama korkmayın benim şifalı haplarım var. 1 Ruh Taşına alacağınız hap sizin iyileşmenizi garanti edecek.”


“Neden bir şey söylemiyorsunuz? Bana güvenmediğinizi söylemeyin. Demin başka bir öğrenci haplarımdan aldı ve sonuç rakibinin ölümü oldu.”


Kısa süre sonra ikisi de hapları aldılar ve hiç Ruh Taşları kalmayana kadar almaya devam ettiler. Şiddetli savaşın sonucunda boş depolama çantaları dışında gösterecek bir şeyleri kalmamış bir şekilde berabere kaldılar.


Meng Hao kafasını sallayıp afişi aldı ve iş yapmak için yeni bir yer buldu.


Güneş batana kadar Meng Hao Halk Bölgesindeki her yerde haplarını satmıştı. En sonunda nereye giderse gitsin şiddetli savaş hemen duruyor ve katılımcılar ayrılıyordu. En sonunda Meng Hao boş Halk Bölgesinin üzerinden baktı. Memnun bir şekilde depolama çantasını okşadı ve ayrıldı.

(Ç.N: Kaçın satıcı geliyor :D :D )


Ölümsüz Barınağına geldiğinde gece geç vakitlerdi. Hemen bağdaş kurarak oturdu ve heyecanla ganimetlerini saymaya başladı.


“Bir, İki….” Sayarken giderek daha heyecanlanıyordu. “Toplam 53 tane. Ben zenginim. Bu yöntem insanları soymaktan daha hızlı ayrıca çok daha güvenli. Öldürmeye gerek yok.”


“Hiç hapım kalmadı bu yüzden yarın Hap Geliştirme Atölyesine gidip biraz daha almalıyım. Eğer işlerin iyi gitmesine istiyorsam 1 aylık hap almalıyım. Eğer Ruh Taşlarım yetmezse sadece alabildiğim kadar alırım. Daha nadir bulunan haplar daha kolay satılır!”


Meng Hao bilincini kaybetmiş geliştiriciden aldığı depolama çantasını açtı. İçinde birkaç Ruh Taşı, 2 Ruh Yoğunlaştırma Hapı ve bir tane pembe renkli şifalı hap vardı.


Hapı kaldırdı ve inceledi. Onun Hap Geliştirme Atölyesindeki pahalı haplardan olan Kozmetik Geliştirme Hapı olduğunu onayladı. O yaklaşık 10 tane Ruh Yoğunlaştırma Hapı fiyatındaydı ve elde edilebilir en pahalı ürünlerden biri olarak kabul ediliyordu.


“Bu hap kişinin fiziksel görüntüsünü devam ettirmesi için kullanılmış. Kendim kullanırsam bu israf olur.” Bu hapın önceki sahibi kesin kadın öğrencilere kendini sevdirmeye çalışmış diye düşündü ve bu konuda daha fazla kafa yormadan hapı depolama çantasına koydu.


O Memnun bir şekilde Ruh Taşları ve Ruh Yoğunlaştırma Haplarına bakarken Ölümsüz Barınağının kapısı gıcırdadı ve açılmaya başladı. Her şey çok hızlı olmuştu ve Meng Hao'nun ganimetlerini toplayacak zamanı yoktu.


Ay ışığının ışık halkası tarafından çevrelenmiş bir kadın içeri girdi. O güzeldi ama aynı zamanda soğuk ve ifadesizdi. Sanki ayın kendisini giymiş gibi uzun gümüş renkli bir elbise giyiyordu.


O Reliance Tarikatının İç Tarikatından Kıdemli Kız Kardeş Xu’ dan başkası değildi.


O içeri girdiğinde ay ışığı Meng Hao'nun önündeki Ruh Taşları ve şifalı hapların üzerine düştü. Bir şaşkınlık şeridi aniden onun soğuk tavrını kesti.


“Selamlar Kıdemli Kız Kardeş Xu.”  Meng Hao konuştu. Sağ eliyle Ruh Taşları ve şifalı hapları kaptı. Utanmış görünerek orada duruyordu.


Kıdemli Kız Kardeş Xu bir şey demedi. Sadece Meng Hao’ ya baktı ve başıyla selam verdi ardından ayrılmak için döndü.


Şaşırmış görünen Meng Hao onu takip etti.


“Kıdemli Kız Kardeş Xu buraya gelerek zahmete girdiniz. Neden biraz kalmıyorsunuz?”


“Gerek yok.” Soğukça cevapladı. “Ben yarından itibaren inzivaya çekilip meditasyon yapacağım. Sadece seni kontrol etmek istedim.” Ona baktı ve ardından barınaktan çıktı.

(Ç.N: Öldü mü acaba bir bakayım zeki bir çocuktu :D )


Meng Hao utanmış hissetti ve Ruh Taşlarıyla şifalı hapları daha hızlı toplamadığı için pişman oldu. Öyle olsaydı daha kötü gözükürdü ve belki de Kıdemli Kız Kardeş Xu ona biraz daha yardım etmek isteyebilirdi.


Aynı zamanda kalbinde biraz sıcaklık hissetti. Kıdemli Kız Kardeş Xu soğuk ve ilgisiz görünüyordu ama buraya gelip onu görmesi hala onu hatırladığı anlamına geliyordu. Hemen depolama çantasını tokatladı ve pembe renkli hapı çıkardı.

(Ç.N: Saldır oğlum bir kızın kalbine ya damarlarından gireceksin (Bakınız Yun Che) yada güzellikten :D )


“Kıdemli Kız Kardeş Xu sana teşekkür etmek istiyordum. Biraz Ruh Yoğunlaştırma Hapı biriktirdim böylece onları Kozmetik Geliştirme Hapı ile takas ettim. Lütfen kabul et. Benim gözümde sadece sen böyle bir hapa layıksın. Tarikata girdiğim andan beri senin sonsuza kadar genç ve sonsuza kadar güzel olacağınla ilgili bir rüya gördüm.” Gözlerini bile kırpmadan ciddiyetle ve saygıyla hapı tuttu.

(Ç.N: Demek biriktirip aldın :D )


Kıdemli Kız Kardeş Xu yürümeyi kesti ve dönerek ona baktı. Sessizce onun elindeki hapa göz attı ardından kabul etti.


“Her ne kadar Ruh Yoğunlaştırma Hapları Tarikatta yaygın olsa da onlar sadece Ki Yoğunlaştırma da 5. seviyeye kadar etkili. Biz geliştiriciler gelişim üssümüze çok önem veririz. Biz ölümün ve yaşamın ipin ucunda olduğu Geliştirici Dünyasında yaşıyoruz. Gelecekte böyle olamazsın. Sen belki akıllı olabilirsin ama gelişimin için biraz daha çalışmalısın.” Bu Meng Hao'nun Kıdemli Kız Kardeş Xu’ nun bu kadar konuştuğunu duyduğu ilk seferdi. O konuşurken saygılı bir şekilde başıyla onayladı.


“Kıdemli Kız Kardeş Xu bunu sevdiği sürece ben kozmetik hapı için takas etmeye istekliyim." Başını alçaltıp göz kırptı. Biraz utanmış görünüyordu.


"Bu hap….bu sefer kabul edeceğim ama bir dahaki sefere haplarını bu şekilde bir şey için takas etme.” Hapı bir kenara koydu. Biraz tereddüt etti ve ardından pembe renkli yeşim bir kolye çıkararak Meng Hao’ ya verdi.


“Bu bir büyülü eşya. Kendini koruman gerek.” Dağdan aşağı yürümeye başladı.


“Çok teşekkürler Kıdemli Kız Kardeş Xu.” Meng Hao konuştu. “Siz yürürken size eşlik etmeme izin verir misiniz? Benim için açıklığa kavuşturacağınızı umduğum gelişim ile ilgili birkaç sorum var." Bunun önemli bir fırsat olduğunu biliyordu. O güvenebileceği tek kişiydi. Onunla Dış Tarikata kadar yürür ve başkaları tarafından görülürse belki de gelecekte ona karışacak daha az kişi olacaktı.


Kıdemli Kız Kardeş Xu tereddüt etti. O kayıtsız bir insandı ve genelde çok konuşmazdı. Daha önce hiçbir erkek tarikat üyesiyle vakit geçirmemişti ve Meng Hao'nun yanında durması biraz garip hissettiriyordu. Tam reddedecek iken Meng Hao'nun ona verdiği Kozmetik Geliştirme Hapını mahcup bir şekilde düşündü ve sessizce başıyla onayladı.


Onlar yürürken üzerlerinde ay ışığı nazikçe parlıyordu.


Tam o sırada Kuzey Dağı'nın zirvesinde uzun boylu gri elbiseli yaşlı bir adam ayağa kalktı. Bu sahneyi görünce yüzünde takdir dolu bir bakış ortaya çıktı.


"Mükemmel. Bu delikanlı Meng Hao gerçekten fena değil. O Reliance Tarikatı'nın yorumunu doğru bir şekilde kavrıyor. Güvenebileceği birini nasıl bulacağını biliyor ve o kişiyle ilişkisini korursa her zaman güvenebileceği bir kişi olacağını da biliyor.” Bu Meng Hao'yu Hap Dağıtım Gününde öven yaşlı adamdı. Onun hakkında daha çok şey öğrendikçe onu daha çok sevmişti.


—————–ÇEVİRMEN NOTU——————


Bir bölüm daha bitti :D Oylamada İSSTH olsa ne olurdu acaba :D (En sevilen seri oylaması)


Meng Hao'nun aldığı kolye ne işe yarıyor? Onlar yürürken tarikattan biri görecek mi? Yaşlı adam kim? Yarın hap satma işi nasıl geçecek? Merak mı ediyorsunuz? O zaman bekleyin okuyun ve öğrenin…

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr