Bölüm 132: Yetkin Tao Sütunu!

avatar
9783 27

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 132: Yetkin Tao Sütunu!


 

Bölüm 132: Yetkin Tao Sütunu!



Meng Hao platformda belirirken arkasında bıraktığı altıncı matris tamamen yerle bir olmuştu. Eğer dışarıdaki izleyiciler bunu görebilseydi, şok geçirirlerdi.



Kan Ölümsüzü Miras turnuvalarında daha önce hiçbir büyü matrisi yok edilmemişti!



Ama sadece bununla kalmadı… Gerideki birinci matris bile titremişti. Bir gümbürtüyle birlikte paramparça olmuş ve muazzam miktarda ruhsal enerji dışarı yayılmıştı.



Bu ruhsal enerji hemen Meng Hao ve Mastife doğru akın etmiş ve onlar tarafından özümsenmişti. Muazzam miktardaki bu ruhsal enerji Meng Hao’nun içinde patırdama sesleri çıkarıyordu.



Tam o anda, ikinci Tao Sütunu bir bütün haline geldi. O yetkindi, üzerinde en ufak bir çatlak bile yoktu. İkinci Yetkin Tao Sütunu oluşmuştu! Meng Hao’nun Gelişim Merkezi patlayıcı bir ivmeyle hızla yükseldi.



Meng Hao’dan çok yoğun ve güçlü bir aura yayılıyordu ve aynı zamanda vücudu parlıyordu. Onun arkasında, ikinci matris ve üçüncü matris de aniden yerle bir olmaya başladı. Görünüşe göre Kan Ölümsüzü Miras Turnuvaları sekizden sonrasını göremeyecek gibiydi.



Ardından Meng Hao kafasını kaldırdı ve yedinci matrise baktı. İçeri adım atarken gözlerinden yoğun bir öldürme arzusu yayılıyordu.



Mastif de kafasını kaldırarak kükredi ve daha sonra ışık ışınına dönüşerek Meng Hao’nun ardından yedinci matrise giriş yaptı.



Yedinci matriste devasa bir lahit vardı, ve üzerine üç tane kan renginde, şok edici kelime kazınmıştı.



Gök Lahiti!



Meng Hao içeri adımını atar atmaz Gök Lahiti sarsılmaya başlamıştı. İçindeki ahşap tabutta çatlaklar oluşmuş ve sayısız miktarda beyaz kemik küle çözünmeye başlamıştı. Harap olmuş bayraktan siyah bir sis yayılıyordu.



Boom!



Muazzam bir gürleme sesi eşliğinde Gök Lahiti bir volkan gibi patladı. Üç şeritli bayrak havalanarak Meng Hao’nun aniden dikkatini çeken bir güçle dalgalandı. Ardından bayrak bir anda ortadan kaybolarak dokuzuncu matrisin üstündeki sunak ve tahta doğru fırladı. b

Bunun ardından bayrak sıradan bir maske giymiş cesedin üstüne uçtu, üç tane beyaz saç şekline dönüşerek cesedin kafasındaki siyah saçlara yerleşti.



Aynı sırada, yedinci matris Meng Hao’nun gözleri önünde paramparça olmaya başlamıştı. Onun yerle bir olmasıyla birlikte muazzam miktarda ruhsal enerji Meng Hao’ya doğru akın etti.



Bu tarif edilemez derecedeki görkemli ruhsal enerji gücü Meng Hao’nun içindeki üçüncü Tao Sütununu şekillendirmeye başladı. Meng Hao hemen ilerlemeye devam etti ve yedinci matrisin sütununda durdu. Onun arkasında ikinci, üçüncü ve dördüncü matrisler artık tamamen paramparça hale gelmişti. Artık geri dönüş yolu yoktu. Sadece beşinci matris kalmıştı ve o da dağılma belirtileri gösteriyordu.



Çok sayıda matrisin çökmesi Miras bölgesinin gökyüzünde yoğun ruhsal enerji sislerinin oluşmasına neden olmuştu. Bu sis bir girdap gibi dönmeye başlamıştı ve onun merkezinde de Meng Hao vardı!



Uzaklardan bakınca bu görüntü tek kelimeyle şok ediciydi.



Meng Hao ve Mastif şu an ruhsal enerji denizine dalmış gibiydi.



İkisinin de Gelişim Merkezleri yukarı tırmanıyordu. Bu arada Meng Hao’nun soğuk gözleri sekizinci matris üzerindeydi. Figürü belirsiz olsa da, Li Daoyi’nin arkasına dönüp Meng Hao’ya baktığı çok açıktı.



Matrisler nasıl bu kadar hızlı yok edilebilir!?” Li Daoyi’nin kalbi titremeye başlamıştı. Meng Hao’nun kaderdeki Miras varisi olduğunu biliyordu, ama yine de şok olmuştu.



Kan Ejderi bir anda kükredi. “Bu matrisler onun gelişini bekliyordu. Hepsi de ona yol vermek için kendilerini yok ediyorlar. Ama Kan Ölümsüzü hayatta değil. Yeterince hızlı olursan Miras senin olur!



Li Daoyi’nin gözlerinde soğuk bir ışık parladı ve hemen uzun adımlarla dokuzuncu matrise ilerledi.



Miras belki sana ait olabilir…” dedi. “Ama ben hala buradayım. Onu senin ellerinden alacağım.



Li Daoyi ve endişeli Kan Ejderi'nin dokuzuncu matrise girdiğini gören Meng Hao’nun öldürme arzusu iyice parladı. Mastifle birlikte fırlayarak sekizinci matrise girdi.



Onları girişiyle birlikte, içerideki uçurumdan korku verici bir uğuldama sesi yayıldı. Bu uğuldama karmaşık ve dağınıktı, sanki sayısız ruh aynı anda heyecan ve umutla çığlıklar atıyor gibiydi. Bu sesin yankılanmasıyla birlikte sekizinci matris çatlamaya ve dağılmaya başladı.



Matris kendini yok ediyordu, bu Kan Ölümsüzünün ölmeden önce arkasında bıraktığı gizemli bir emirdi. Emirlerinden biri, onun karşısında durabilen ilk kişinin Mirası almasını belirtiyordu. Fakat, diğer bir emri ise eğer Gökler tarafından reddedilen biri ortaya çıkarsa, dokuz matris kendi kendini yok edecek ve ruhsal enerjiye dönüşerek onun Mirası elde etmesine yardım edecekti.



Sekizinci matris yerle bir olduğunda heybetli ruhsal enerji Meng Hao ve Mastife doğru akın etti. Mastif kafasını kaldırarak kükredi. Gelişim Merkezi Nüve Formasyon aşamasını aşmış, Gelişen Ruh aşamasına ulaşmıştı!



Vücudu üç yüz metreye kadar ulaşmıştı ve öncekine göre daha da vahşi bir görünüme sahip olmuştu. Bu mor kürklü Mastif kafasını kardırarak kükreyince her yer titremişti. Onun vücudundan emsalsiz bir güç yayılıyordu, tarif etmesi çok güçtü!



Aynı sırada, Meng Hao’nun Yetkin Tao Sütununun yarısından fazlası oluşmuş ve hala gelişmeye devam ediyordu. Meng Hao sekizinci matrisin sonundaki platforma adımını attığı anda, arkasında bıraktığı sekizinci matris artık tamamen yerle bir olmuştu.



Arkasında artık ne bir platform ne de bir büyü matrisi kalmıştı. Geriye sadece tüm Miras bölgesini kaplayan yoğun bir ruhsal enerji denizi kalmıştı.



Meng Hao’nun önünde, içinde Li Daoyi’nin de olduğu dokuzuncu matris vardı. Kan Ejderi'nin de yardımını almasına rağmen hala oradan çıkamamıştı!



Li Daoyi!” Meng Hao’nun öldürme arzusu artık göklere ulaşmıştı. Peşinden gelen Gelişen Ruh aşaması Mastifiyle birlikte son matrise giriş yaptı.



Meng Hao içeri girdiği anda, biraz önce üzerinde durduğu platform çökmüştü. Fakat, aynı sırada Li Daoyi de dokuzuncu matristen çıkmıştı!



Fakat bunu yaptığı anda, bir ağız dolusu kan tükürdü. Kan Ejderi'nin ise etrafı sarılmıştı. Belli ki dokuzuncu matrisi hızlı bir şekilde geçmek için dört bin yıllık eski Li Klanı Patriğini içinde barındıran Kan Ejderi oldukça büyük bir bedel ödemişti.



Kaderdeki Miras varisinin burada olması aslında iyi bir şey. Bu sayede büyü matrisleri zayıfladı ve geçmesi daha kolay hale geldi. Daoyi, kurban sunağına yüksel! Kan Ölümsüzünün karşısına çıktığın zaman ikinci nesil varis olacaksın!” Kan Ejderi haykırdı, Yüzünü beklenti ve heyecanla dolu bir ifade kaplamıştı. Eğer Li Daoyi Mirası elde edebilirse, o da Ölümsüz hazineye girebilecek ve Silah Ruhu olacaktı. Böylece asla ölmeyecekti!



Li Daoyi’nin ağzından da heyecanlı bir kahkaha döküldü.



Bu Miras benim!” diye bağırdı, yüzünde acımasız ve vahşi bir ifadeyle deli gibi gülüyordu. Li Klanı bu Miras için büyük bir bedel ödemişti ve onu elde etme hakkına sahiptiler. Geçmişte, gerçekten de Mirası ele geçirecek kişinin kendisi olacağına tüm kalbiyle inanmıştı.



Ama daha sonra Meng Hao ortaya çıkmış ve Patrik bu konudaki sözlerini ona iletmişti. Ardından Meng Hao’nun onlara vurmasına bile gerek kalmadan bütün büyü matrisleri yerle bir olmaya başlamıştı. Li Daoyi, bu isimsiz Gelişimcinin gerçek kaderdeki varis olduğunu inkar edemezdi.



Ama o buna razı olmayı reddetmişti. Bu gerçeğe teslim olmayı reddetmişti. Mirası çalacaktı!



Önce Mirasını alacağım ardından seni öldüreceğim!” dedi Li Daoyi gülerek. “Kaderini zorla elinden alacağım!” Bunun ardından ileri doğru zıpladı. Hedefinde devasa, yeşil renkli sunak vardı.



Dokuzuncu matrisin içinde her şey simsiyahtı. Sanki sonu yok gibiydi. Bu yerin zeminin altında bir iskelet gömülüydü. İskelet yukarı doğru baktı ve boş gözlerinin içinde aniden bir ateş yandı. Bu ateş umutla doluydu. Hemen yukarı doğru delerek ilerledi ve Meng Hao’ya ulaştı.



Kan Ölümsüzünün Mirası, kaderdeki kişinin ortaya çıkması için sayısız yıl boyunca bekledi…” diye mırıldandı kendi kendine. “Umarım en sonunda, benim Ölümsüz Lordumun yürüdüğü o geri dönüşü olmayan yoldan yürümekten kaçınabilirsin…” Bunun ardından iskeletin gözlerindeki ışık yavaşça söndü. Vücudu savrulan küllere dönüştü.



Bununla birlikte, dokuzuncu matris titredi ve ardından sayısız parçaya dağıldı. Tekrar, muazzam miktarda ruhsal enerji Meng Hao’ya doğru hücum etti. Bunun karşılığında Meng Hao’nun üçüncü Tao Sütunu tamamlandı!



Üçüncü, Yetkin Tao Sütunu!



Meng Hao şu an erken Temel Kurulum aşamasının zirvesine ulaşmıştı! Ruhsal enerjisi hızlı bir şekilde artarak geç Temel Kurulum aşamasında görülen ortalamanın bile ötesine geçti!



Meng Hao bir Tao Sütunu daha şekillendirebilirse orta Temel Kurulum aşamasına ulaşacaktı. Tıpkı söylendiği gibi, şu an orta Temel Kurulum aşamasına ulaşamamış olsa da, Yetkin Temelin verdiği güç ile birlikte orta Temel Kurulum aşamasında olan birini kolayca ezebilecek durumdaydı. Hatta Kırık ya da Çatlak Temele sahip olan geç Temel Kurulum Gelişimcileri bile ona rakip olamazdı.



Meng Hao dördüncü Tao Sütununu şekillendirip orta Temel Kurulum aşamasına ulaştığında, Güney Diyarındaki Temel Kurulum aşamasında olan kişilerden sadece Temel Kurulumun Büyük Döngüsünü tamamlamış olanlar ve Nüve Formasyonunun eşiğinde olanlar ona rakip olabilecekti.



Böyle kişiler genelde çeşitli Tarikat ve Klanlarda en güçlü öğrenci olarak yetiştiriliyordu. Böyle uzmanlara verilen isim… Tao Çocuklarıydı!



Genelde hepsi Kusursuz Temele sahip olur, savaş hünerleri, Gelişim Merkezleri ve çeşitli iyi talihleri sayesinde kendi aşamalarının en iyi uzmanları olarak görülürlerdi. Evet, onlar Güney Diyarının Tao Çocuklarıydı!



Li Daoyi de Li Klanının Tao Çocuğuydu. Keza Wang Lihai de kendi klanının Tao Çocuğuydu. Bu kişiler Seçilmişlerin daha üst sınıfıydı. Her Klan ve Tarikatta, her aşamada sadece bir tane Tao Çocuğu olurdu!



Meng Hao üçüncü Yetkin Tao Sütununu oluşturduğu anda, uzun adımlarla dokuzuncu matrisin dışındaki platforma doğru ilerledi. Uzaklarda, yeşilimsi sunağın üzerindeki tahtta bir ceset oturuyordu. O ceset yavaşça kafasını kaldırdı ve… Li Daoyi’ye baktı!



Eliyle yüzündeki maskeyi kavradı. Ardından, maskeyi çıkartmaya başladı!



// Erken Temel Kurulum aşaması(1-3 Tao Sütunu) < orta Temel Kurulum aşaması(4-6 Tao Sütunu) < geç Temel Kurulum aşaması(7-9 Tao Sütunu)



Kırık Temel= Her bir Tao Sütunundaki çatlak sayısı 2’den fazladır.

Çatlak Temel= Her bir Tao Sütunundaki çatlak sayısı 2’dir.

Kusursuz Temel= Her bir Tao Sütunundaki çatlak sayısı 1’dir.

Yetkin Temel= Tao Sütunlarında hiçbir çatlak yoktur. Bu Temel tipi Gökler tarafından yasaklanmıştır.



Gelişim aşamaları



Qi Yoğunlaştırma -> Temel Kurulum -> Nüve Formasyonu -> Gelişen Ruh -> Ruh Bölme -> Tao Arayışı -------> Ölümsüzlüğe Yükseliş



Fullbringer Notu: Çevirmene yaptığı açıklamalar için teşekkür ediyoruz. Günün tavsiyesi şeklinde bir şeyler yazmayı planlıyorum arada bu ilki olsun: Tarih Bölümü okumayın hacılar. Okuyacaksanız da gerçekten okuyun, yoksa benim gibi Orta Asya Türk Tarihinden çıkıp kuracağınız devletleri şeyediyim diyebilirsiniz. Bu arada atalarınıza sövmüş olabilirim arada kusura bakmayın. Sebebini merak eden olursa bana ulaşsın anlatırım :(








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43839 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr