Bölüm 109: Lanet Efsanesi

avatar
9962 22

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 109: Lanet Efsanesi


 

Bölüm 109: Lanet Efsanesi



Samanyolu Denizinden gelen bu bin yıllık deniz kabuğu, bir Gelişimcinin ömrünü uzatabiliyordu. Ömre paha biçilemezdi. Uzun yaşam herkes için önemli bir şeydi; ruhun kendisinden gelen bir susuzluk gibiydi.



Bu özellikle Gelişimciler için geçerliydi, tabii ki en çok da ömrünün sonuna yaklaşanlar için. Altmış yıllık döngünün yarısı kadar hayat kazanmak için her şeylerini verebilirlerdi.



Açık artırmada çıkan daha ilk eşya olduğu için oldukça fazla uğuldamalar olmuştu. İnsanlar hemen tekliflerini vermeye başladılar, hem yukarıdaki özel kabin halkasından hem de aşağıdaki bine yakın insan kalabalığından teklifler yağıyordu. Bu bin yıllık deniz kabuğu için verilen fiyat gittikçe artıyordu, fiyat o kadar yükselmişti ki Meng Hao bile biraz endişelenmişti.



En sonunda, ikinci seviye özel kabinlerin birinde bulunan birisi onu satın aldı. Aşağıdaki kalabalıktan hiç kimse onu elde edemese de, onların ruhları bu satın alımla birlikte yükselmişti. İkinci, üçüncü ve dördüncü eşyalar ortaya çıktığında atmosfer daha da heyecanlı bir hal almış ve verilen teklifler daha da artmıştı.



Meng Hao ilk defa böyle bir açık artırmaya katılıyordu ve aynı zamanda ilk defa Gelişimcilerin heyecanını dizginleyemediğini görüyordu. Meng Hao’nun kafası iyice açıldı ve etrafa soğukça bakarken Gelişimciler istedikleri eşyalar için fiyat yükseltmeye devam etti.



8.parça, bir çok Yoldaş Taoist’in buraya sırf onun için geldiği bir eşya…” dedi Bay Qiao sakince. Sağ elini savurdu ve onun arkasından Qiao Ling başka bir yeşim tepsiyle birlikte ortaya çıktı.



O, siyah bir kemik parçasıydı. Kenarları tırtıklıydı ve sanki bir kafatası parçasıymış gibi bir görünümü vardı. Üzerine karmaşık büyülü semboller kazınmıştı ve yeşim tepsi tarafından üretilen küçük bir kalkanla mühürlenmiş antik, dehşetli bir aura yayıyordu.



Mühre rağmen auranın birazı dışarı sızıyordu ve açık artırma meydanını sanki yıllardır birikmiş bir çürük et kokusuyla dolduruyordu. Orada bulunan herkes antik aurayı hissetmiş ve vahşi, tarif edilemez bir hüzünle dolmuştu.



Güney Diyarının üç Tehlikeli Bölgesinden biri olan Lanetin Antik Tapınağı! Lanet Klanı antik zamanlarda yükseldi ve Göklerin onayını alamadı. Göksel Tao onları lanetledi ve bunun ardından öldüler. Ama onların ruhları yok olmaya gönüllü değildi, bu yüzden Göklere karşı gelerek kendi tapınaklarını yarattılar!



O zamandan bugüne kaç yıl geçtiğini söylemek güç. Tapınak inanılmaz tehlikelerle dolu bir Tehlikeli Bölge oldu. Gelişen Ruh Gelişimcileri bile oradan sağ çıkmakta zorluk çekiyor. Fakat, tapınağın içinde bir antik Miras, antik Ruh ilaçları ve antik hazineler var. Bir kaç yıl önce Tek Kılıç Tarikatının kıdemlilerinden biri oradan sağ çıkmayı başardı ve görmüş olduğu Uzun Hayat Hapını anlata anlata bitiremedi!



Yüz Hazine Köşkünü temsilen bu doğrudan Lanetin Antik Tapınağından getirilen eşyayı açık artırmaya memnuniyetle sunuyorum. Bunun kötülüğe karşı koruyucu etkisi var.” Adam sözlerini bitirdiğinde ortalığa bir sessizlik çöktü. Fakat, insanların teklif vermeye başlaması çok uzun sürmedi.



Üç yüz bin Ruh Taşı!”



Beş yüz bin Ruh Taşı. Bu eşya kötülüğe karşı koruyucu etkiye sahip. Eğer Lanetin Antik Tapınağına gidersem kesinlikle ölürüm. Ama, artık ömrümün sonlarına yaklaşıyorum. Bu eşyayla birlikte belki Tapınağa girebilirim!



Altı yüz bin Ruh Taşı! Bu eşyayı almaya kararlıyım!



Meng Hao gittikçe yükselen teklifleri dinlerken gözleri titreşti. Güney Diyarının üç Tehlikeli Bölgesi hakkında bir şeyler okumuştu. Ama sadece bazı genel bilgileri biliyordu, çok detaylı değildi. Ama şimdi Bay Qiao sayesinde Lanetin Antik Tapınağı hakkında biraz bilgi sahibi olmuştu.



Üç Tehlikeli Bölge; Yeniden Doğuş Mağarası, Lanetin Antik Tapınağı ve İlkel Tao Gölleri…” Meng Hao Lanetin Antik Tapınağından çıkartılan bu eşyaya verilen tekliflerin artmasını izledi. Bir süre sonra gözlerini kapattı. Bu farklı eşyalarla hiç ilgilenmiyordu.



Zaman geçiyor ve eşyalar sırasıyla açık artırmaya sunuluyordu. En sonunda Bay Qiao’nun sesi çınladı.



38.parça, içinde toplam altı tane olan bir şişe Saf Kurulum Hapı. Bizzat Büyük Usta Hap Şeytanı tarafından yapılan bu haplar Temel Kurulumu aşamasında olan Gelişimciler için kullanışlıdır. Başlangıç fiyatı otuz bin. Teklifler en az on bin artırılmalı.” Meng Hao’nun gözleri bir anda açıldı.



Daha önce de bazı tıbbi haplar açık artırmaya sunulmuştu. Fakat, ya fiyatları çok yüksekti ya da onun seviyesine uygun değildi. Hazineler birbirine benziyordu. Ama bu Saf Kurulum Hapı şimdiye kadarki en ucuz olanıydı.



Kırk bin Ruh Taşı.” Katılımcıların büyük bir kısmını Q Yoğunlaştırma aşamasında olanlar oluşturuyordu, ondan sonra da Temel Kurulumu geliyordu. Daha önce teklif yapanlar sayısı çok fazla değildi, ama bu eşya için bir çok kişi teklif vermeye başlamıştı.



Elli bin Ruh Taşı!



Seksen bin veriyorum. O Saf Kurulum Haplarına ihtiyacım var. Lütfen, Yoldaş Taoistler, Bulut Zirvesi Tarikatı adına, onları almama izin verin.



Yüz bin!” dedi Meng Hao, gözleri parlıyordu. Onun da bu tıbbi haplara ihtiyacı vardı. O ağzını açtığı anda, biraz önce konuşan Gelişimci ona doğru döndü. Gözleri hızla sağa sola bakındı; çok fazla insan vardı, bu yüzden onun kimin konuştuğunu anlaması imkansızdı.



Yüz on bin!” dedi soğukça.



Yüz yirmi bin!” Meng Hao diğer Gelişimcinin onun kim olduğunu fark etmesini umursamıyordu. Konuştuğu anda, adamın bakışları onun üzerine düştü.



Bu Bulut Zirvesi Tarikatından olan Gelişimci de erken Temel Kurulumu aşamasındaydı. Meng Hao’ya doğru tehditkar bir şekilde baktıktan sonra dişlerini sıktı. “İki yüz bin!” dedi. Daha fazla teklif artırmaya kimse gönüllü değildi. Bu haplar sıra dışıydı, ama iki yüz bin Ruh Taşı çoğu kişinin bütçesini aşıyordu.



Meng Hao kaşlarını çattı. Bu tip bir hapa ihtiyacı vardı, ama aslına bakarsak sadece bir taneye ihtiyacı vardı. Ayrıca Bahar ve Güz Ağacının fiyatının nereye kadar ulaşacağı konusunda bir fikri yoktu. Bahar ve Güz ağacına kıyasla hap çok önemli değildi. Bu nedenle, vazgeçmeye karar vermişti.



39.parça, Bahar ve Güz ağacı. Bu ağaç sıradan bir cins değil. On bin tip zehri sindirebilen ve çeşitli büyülü eşyaların yapımında gerekli olan birincil bileşenlere arıtılabilen bir ağaçtır. Ben bizzat ilk defa bu eşyayı açık artırmaya sunuyorum. Bu yüzden, siz Yoldaş Taoistler ile bazı gizli bilgileri paylaşmak istiyorum.



Bahar ve Güz ağacı normal odunun Bahar ve Güz Yıldırımı tarafından çarpılmasıyla yaratılır. İnsanlar tarafından üretilemez ve sadece Göklerin şansına göre ortaya çıkar. Bir çoğunuz zaten bunu biliyorsunuzdur. Bu ağacın kökü yoktur, bu yüzden onu toprağa dikseniz bile büyümeyecektir. Fakat, efsanelere göre bu ağacın yer altı sarı kaynaklarında bir atası vardır, o da Dünya Ağacıdır!” Onun bu sözleri açık artırma meydanında bir karmaşaya yol açtı. Dünya Ağacını duyunca özel kabinlerdeki Gelişimciler bile şok içinde aşağı baktı.



Bay Qiao,” özel kabinlerden birinden bir ses çınladı, “Bahsettiğiniz bu Dünya Ağacı, efsanelerdeki Göklerin ötesine uzanan ağaç mı?



“Doğru.” dedi Bay Qiao, ifadesi sakindi. “Onun şekli tıpkı bir öküze benzer, onun kabuğu kolayca soyulabilir ve bu olduğunda, şerit benzeri iplikler sarı bir yılana benzer. Onun yaprakları tıpkı bir ağ gibidir. Onun meyvesi sarı salkımınkine benzer ve gövdesi karaağaç gibidir. Onu adı Dünya Ağacıdır.



Antik efsanelere göre, bir zamanlar kudretli bir uzman Gökler ile yer değiştirmiş. O, kendi enginliğiyle yıldızlı gökyüzünün bile üstünü kaplamış. Onun enginliği yıldızlı gökyüzüyle birlikte tabii ki dünyayı da kaplamış. Fakat Dünya Ağacı o Göğün altında yaşamayı kabul etmemiş. Bunun yerine kendini yıldızlı gökyüzünde yok etmiş. Fakat, onun iradesi yeryüzünde kalmış. O günlerden beri Bahar ve Güz mevsimlerinde, Göksel yıldırım onu yok etmek için düşüyor, o ise kendini korumak için, Bahar ve Güz ağacını yaratıyor.



Koyu yeşil yapraklar ve mor bir gövde. Siyah çiçekler ve sarı meyve. Onun örtüsü altında ne bir çıt çıkar ne de bir gölge belirir. Tabii ki, bunlar sadece duyduğum söylentiler, doğru ya da yanlış olduğundan emin değilim. Bahar ve Güz ağacının açılış fiyatı yüz bin Ruh Taşı olacak.” Bay Qiao’nun sözleri bir çok kişinin ağaca daha önce ilgi göstermese de aniden ilgilenmeye başlamasına neden olmuştu.



Meng Hao’nun kaşları çatıktı. Daha önce ağacın fiyatını kontrol edebileceğinden emindi, ama şimdi çok fazla insanın ilgisini çektiği için, kesinlikle çok daha fazla fiyat ödemek zorunda kalacaktı.



Meng Hao açık artırma sahnesinde duran Bay Qiao’ya doğru baktı. Onun yüzü ifadesizdi, ama Meng Hao onun ne kadar kurnaz ve gaddar olduğunu net bir şekilde hissedebiliyordu.



En üst seviye özel kabinlerde yer alan Chu Yuyan’ın da kaşları çatılmıştı. Narin kaşları kırışırken kalbinden bir iç geçirmişti. Biraz aceleci davrandığını fark etmişti. Yüz Hazine Köşkü bunu, onun soruşturmalarından sonra bilerek yapmıştı. Büyük ihtimalle neden özellikle bu ağaca ihtiyacı olduğunu da biliyorlardı.



Açık artırma meydanında bir çok kişi teklifler sunmaya başladı.



Yüz elli bin!



İki yüz bin!



İki yüz elli bin!



Meng Hao teklifler yükselirken olduğu yerde oturuyordu; elini kaldırdı.



İki yüz altmış bin! Bu benim sınırım. O zehirleri bastırabiliyor olsa da, tek kullanımlık bir eşya. Ona Dünya Ağacı denilen şey yüzünden ihtiyacım yok. Ona zehri gidermesi için ihtiyacım var.” Bu sözler uzun siyah cübbe giymiş bir Gelişimci tarafından yumuşak bir tonla söylenmişti. O, etraftaki Gelişimcileri ellerini kenetleyerek selamladı.



Tam o sırada Chu Yuyan konuştu. “Üç yüz bin!” Onun berrak sesi çınlayınca bir çok kişi konuşan kişinin kim olduğundan tamamen emin olmasa da, oraya doğru baktı.



Üç yüz yirmi bin!”  dedi diğer Gelişimci, kalbi güm güm atıyordu. Dişlerini sıktı ve özel kabin halkasına doğru baktı. Oradaki bütün insanlar Şark Doğuşu Eyaletindeki ünlü figürlerdi ve kolay kolay kızdırılmaması gereken kişilerdi. Ama o vazgeçemezdi.



Üç yüz eli bin!” dedi Chu Yuyan soğukça. Aşağıdaki bazı insanlar sesin geldiği yeri ayırt edebilmişti ve özel kabinlerin en üst seviyesine bakıyorlardı. Fakat, çoğu Gelişimci hala sesin nereden geldiğine karar verememişti.



Siyah cübbeli Gelişimcinin yüzü seğirdi. En sonunda acı bir kahkaha attı. Üç yüz yirmi bin onun sınırıydı ve buna diğer bazı insanlardan alabildiği borçlar da dahildi. Fakat bunun önemi ikinci sırada geliyordu. Bu rekabetten çekilmesinin en büyük nedeni karşı tarafın kimliğiydi. O kişinin tam yerini saptayamasa da, özel kabinlerin en üst seviyesinden geldiğini göz önüne alınca, onun tahrik edilmemesi gereken biri olduğunu varsayabiliyordu.



Hüzünlü bir şekilde yerine oturdu ve başka teklif yapmadı.



Herkes bu gizemli kadının kimliğini bilmese de, Bahar ve Güz ağacına ihtiyacı olduğunu anlamıştı. Hiç kimse özel kabin halkasında olan birini kızdırmaya gönüllü değildi.



Chu Yuyan hafif bir nefes aldı. Onun verdiği üç yüz elli bin gerçek değerinin üstündeydi. Ama onun için buna değerdi.



Fakat tam o anda, bir ses aşağıdaki sessizliği aniden bozdu.



Üç yüz altmış bin.



Ses çınladığında, açık artırma meydanındaki herkes şaşkınlık geçirerek etrafına baktı ve bu sesin sahibini aradı. Onun yakınlarındaki Gelişimcilerin şaşkınlık dolu bakışları nedeniyle meydandaki herkesin onu fark etmesi uzun sürmedi.



O, oturduğu yerde başını öne eğmiş, yüzünü gizlemişti ve gözleri de sakindi.



Dört yüz bin!” dedi Chu Yuyan kaşlarını çatarak. Onun üzerine teklif verecek birinin çıkacağını hiç düşünmemişti, ama fiyatı artırmaktan başka da çaresi yoktu.



Dört yüz on bin!” dedi Meng Hao soğukkanlı bir şekilde. Onun sesi normalden daha derindi, ama hala sakince konuşuyordu.





 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44240 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr