Bölüm 843: Yükselen Yıldız!

avatar
4235 15

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 843: Yükselen Yıldız!


Bölüm 843: Yükselen Yıldız!     O anda bütün gözler Meng Hao'ya dönmüştü!   Bu sadece dışarıdaki izleyiciler için geçerli değildi. Tao Arayışı Antik Yolunda kalan diğer gelişimciler de ister istemez Meng Hao'ya bakmışlardı. Herkesin arasında büyük boşluk bulunsa da Tao Arayışı Antik Yolunda 30,000 metrelik alandaki herkesi temizleyebilen tek kişi oydu. Bu sahne şok ediciydi.   Son anlara birinci giren maskeli genç adam bile sadece kendi çevresindeki 20,000 metrelik alanı temizleyebilmişti.   An itibariyle Üç Tarikat ve Altı Kilise, Beş Büyük Kutsal Topraklar ve hatta Dört Büyük Klanın yüksek seviye üyeleri içten içe sarsılmıştı. Hepsinin gözleri ışıldadı ve bir çok sesin yükseldiği duyuldu.   "O adama ne olursa olsun bir mesaj gönderilmeli. Şartları ne olursa olsun, onun Yanan Tütsü Çubuğu Toplumuna katılması lazım!"   "Daha birinci aşamada birinci sırayı almak çok mühim değil. İlerde daha bir çok aşama var bu yüzden şöhretini yükseltecek olan başkaları da kesin olacaktır. Korkarım ki ikinci sıradaki kişi şuan çok ilgi almayacak. Fakat... birinci olan sonraki aşamalarda iyi iş çıkartmasa bile ilk aşamada gösterdiği böylesine inanılmaz kuvveti düşününce Ölümsüz İmparator Kilisesi onu öğrenci olarak almalı! Ona hemen mesaj gönderilsin!"   "Onun savaş hüneri hayret verici ve mizacı acımasız. Böyle kişiliğe sahip birisi Kan Orkidesi Kilisesi için biçilmiş kaftan!!"   Meng Hao sergilediği gösterişli performans sayesinde Üç Tarikat ve Altı Kilisenin çoğunun anında ilgisini çekmişti.   Beş Büyük Kutsal Topraklar, Dört Büyük Klan ve Üç Büyük Taoist Toplumu da şaşırmış olsa da böylesine erkenden harekete geçmeyi tercih etmemişlerdi. Fakat artık onu kesinlikle daha farklı gözle izleyeceklerdi.   Havadaki burgaç ekranından Meng Hao'nun ailesi de olup bitenleri izliyordu. Onun performansına Doğu Topraklarındaki Fang Klanında şahit olmuşlardı. Meng Hao görünüşünü değiştirmiş olsa da Fang Xiufeng ve Meng Li onu yine de hemen tanımışlardı.   Onun birinci aşamada birincilik elde ettiğini görünce gülümsemişlerdi. Gülümsemeleri gurur ve beklentiyle doluydu. Tabii ki Meng Hao'nun annesinin gülümsemesinde bir nebze de kaygı vardı. Fakat şunun da farkındaydı, Meng Hao'nun önünde yürümesi gereken yol buydu.   Kunlun Toplumunda Hap Şeytanı da Tao Arayışı burgaç ekranına bakıyordu. Meng Hao başkaları tanımasa da Hap Şeytanının bir zamanlar Fang Mu diye çağırdığı kişiyi tanımaması mümkün müydü?   Chu Yuyan ise onun yanında sessizce izliyordu. Onun kalbinde asla atamadığı yada unutamadığı duygular mevcuttu. Onca zamandır artık Meng Hao'yu sadece uzaktan izlemeye alışmıştı.   Chu Yuyan Hap Şeytanı'nın çırağıydı ama Kunlun Toplumunda Hap Şeytanı doğrudan Taoist Kunlun tarafından çırak olarak kabul edilmiş ve aniden parlak bir güneş olmuştu. Bu yüzden Chu Yuyan da eşsiz bir pozisyon elde etmişti. Onun oradaki bir çok Seçilmiş ile tanışması çok uzun sürmemişti. Dahası sahip olduğu inanılmaz güzellik sayesinde sayısız Kunlun Toplumu öğrencisi onun peşine düşmeye başlamıştı.   Chu Yuyan'ın dünya görüşü artık tamamen farklıydı. Şuan kafasını kaldırdığında gördüğü şey sadece gökyüzü değil yıldızlardı. Etrafında baktığında gördüğü şey yüksek dağlar değil gök cisimlerinden oluşan bir denizdi.   Fakat tüm bunlara rağmen Güney Gök Gezegenindeki bütün yaşadıkları ruhuna kalıcı bir şekilde kazınmıştı.   **   İlk aşama bitti. Her üç Antik Yolda da çok sayıda yarışmacı elenmişti. Şuan ikinci aşamaya geçme hakkı kazanmış olanlar yorgun ve endişeli bir şekilde bekliyorlardı.   Daha sonra üç Antik Yolda da antik sesler duyuldu. Söylenen kelimeler farklı olsa da anlattıkları şey birinci aşamanın sona erdiği ve aynı zamanda... her bir yarışmacının kaç adım atabileceğinin duyurusuydu!   "Birinci aşamada elli ve daha az mum söndürenler 3,000 adım ilerleyebilir! Yüz ve daha aşağısındakiler 5,000 adım!   "İki yüz mum ve aşağısındakiler 7,000 adım. Üç yüz mum ve aşağısındakiler 9,000 adım... beş yüz mum'a kadar olanlar ise 10,000 adım!" İlk defa Dokuz Deniz Tanrısı Dünyasından Ling Yunzi bizzat Tao Arayışı Antik Yolunda ortaya çıkmıştı. O ince biriydi, üzerinde uzun yeşil bir cübbe vardı. Beyaz kaşlıydı ve alnında adeta tüm bir okyanusu içinde barındıyormuş gibi görünen mavi bir iz vardı!   Olduğu yerde durdu, aurası sanki kendisi bir yıldızlar denizinden yapılmış gibi inanılmaz bir güç yayıyordu!   Şaşırtıcı şekilde arkasında dokuz başlı hayali bir deniz ejderhası görüntüsü görülüyordu. Görüntü hayali olsa da Meng Hao ona baktığında sanki göksel bir kuvvete bakıyormuş gibi hissetti.   King Yunzi Dokuzuncu Dağ ve Denizdeki en güçlü uzmanlardan biri sayılabilirdi!   Gözleriyle bölgeyi süzerken bir an Meng Hao'nun üstünde durdu.   Konuşmasını bitirdikten sonra Ling Yunzi elbise kolunu sallayarak Tao Arayışı Antik Yolundaki herkesin ortadan kaybolarak kendi kontrolleri dışında harekete geçmelerine ve daha önceki açıklamayla örtüşen adım sayısına göre seyahat etmelerini sağladı.   Herkes adım adım ilerlerken yol boyunca herhangi bir mum yada platform ile karşılaşmadılar. Boşlukta bir süre süzüldükten sonra sonsuz harabelerin bir noktasına ulaştılar. Orada yıkılmış bina kalıntıları, antik heykeller kurumuş ormanlar nehirler ve dağ silsileleri görülebiliyordu.   Şuan... Dokuzuncu Dağ ve Denizin Ölümsüzlük Harabelerindeydiler.   Biraz önce geçtikleri boşluk sadece bir girişti!   Bu bölgeyi tarif etmek için kullanılabilecek kelimeler: cansız, kadim, antik, gizemli, sessiz ve devasa olabilirdi!   İlk defa Ölümsüzlük Harabelerini görmüş olan yarışmacıların hepsinin zihinlerinden bu altı kelime geçiyordu. Son kelime aslında tecrübelerine göre en öne çıkanıydı.   Bu yolun sonunun nereye vardığını söylemek adeta imkansızdı. Gözlerinin önüne serilen tek şey bir çizgi halinde uzaklara doğru uzanan sayısız sunaktı. Onlar sanki zamanın havasıyla, bir kadimlikle dolu gibi görünüyordu. Hiç kimsenin anlayamadığı karmaşık büyülü semboller kazınmıştı. Daha uzaktaki sunaklar yakındakilere göre daha yoğun büyülü sembollerle kaplıydı ve inanılmaz bir gizem hissiyatı veriyorlardı.   Eğer buna bir yol diyecek olursak sunakların uzanışı bu yolun şeklinin görünür olmasını sağlıyordu.   Orada kaç tane sunak olduğunu söylemek imkansızdı; uzaklara doğru adeta ebediyete uzanıyorlardı.   İlk bakışta sunaklar çok büyük görünmedi. Fakat... onlar aslında devasa yapılardı. Doğrusu onların en küçükleri biraz önce bulundukları boşluğun yüzde otuzu kadardı.   Sunakların her biri basitçe devasa şeylerdi!   Sadece buna bakarak Ölümsüzlük Harabelerinin nasıl şok edici bir yer olduğu anlaşılabiliyordu. Meng Hao'nun aldığı hissiyata göre burası gelişimcilerin değil bir çeşit kocaman dev ırkının kullanması için inşa edilmiş gibiydi.   Ama sonra geriye dönüp Doğu Topraklarındaki dağlarda bulunan Ölümsüz Antik Taoist Ayin Tapınağında gördüklerini düşününce aniden fikrini değiştirdi. Oradaki görüşünde böyle şeylerin antik zamanlarda sıkça karşılaşıldığını gösteren bir çok şey görmüştü. Belki de devler ve gelişimciler aslında tek ve aynı şeylerdi.   3,000 adımlık mesafede duran grup nispeten küçüktü. Hepsi de bir sunaklardan birine vardılar ve herhangi bir kalabalık yoktu. En kalabalık olan grup 5,000 adım ilerleyenlerdi. Çok sayıda insan olmasına rağmen her bir kişi o belirli sunağın etrafında kendi alanları sayabilecekleri büyük bir boşluğa sahiplerdi.   Daha sonra 7,000 adım ilerleyenler geldi. Bu grup nispeten azdı ve hemen sunağın etrafında birbirlerini gözetleyerek yayıldılar.   9,000 adımda sadece maskeli genç adam ve yaşını değiştirebilen kişi vardı. Şuan görünüşünü yaşlı bir adamdan genç bir adama dönüştürmüştü. O ve maskeli genç devasa bir sunağı paylaştılar.   Meng Hao ise en son duran kişiydi ve en öndeydi. Koca bir sunağı tek başına işgal eden tek kişi oydu!   Benzer sahneler Ruh Bölme ve Gelişen Ruh Antik Yollarında da yaşandı.   "İkinci aşama, öldürme aşaması!" dedi Ling Yunzi soğuk bir sesle.   "Birinci aşama sizin büyü savaşlarındaki becerilerinizi test etmek içindi. Gelişimcileri dövüşebilmek için gelişim pratiği yaparlar. Biz insanlarla dövüşürüz, Göklerle dövüşürüz, Yeryüzüyle dövüşürüz. Ancak dövüşerek Göklere karşı koyabilecek bir kader şekillendirebiliriz!   "Bu ikinci öldürme aşaması testi sizin Tao Arayışı aşamasında ne kadar güçlü olduğunuzu gösterecek!   "Bu aşama birinci aşamaya benzese de aslında oldukça farklı. Birinci aşamada hepiniz farklı rakiplerle dövüştünüz. Bazıları zayıftı, bazıları güçlüydü. Kimin ne kadar güçlü olduğunu kesin olarak anlamak imkansızdı.   "İkinci aşamada, hepiniz tam olarak aynı düşmanla dövüşeceksiniz!   "Biz gelişimciler için Tao en önemli şeydir. Büyülerimiz Tao'larımızı korumak için hazırlanmıştır. Uygun büyü olmadan nasıl kendi Tao'muzu elde edebiliriz? Bu nedenle hepiniz bu ikinci aşamada bütün gücünüzü ortaya koymalısınız!   "Bu aşamada, zaman sınırı yine bir tütsülük süre olacak. Bu test sizin ne kadar ölümcül vuruşlara sahip olduğunuzla değil ne kadar hızlı öldürebilidiğiniz ile ilgili olacak!   "Görebildiğiniz herkesi öldürün. Bir tütsülük sürede görevi yerine getiremeyenler elenecekler. Bu ikinci aşamada hayati tehlike altında olacaksınız. Eğer isterseniz şuan kendi isteğinizle ayrılabilirsiniz!" Ling Yungzi gözleriyle herkesi süzdü ama herhangi bir çekilme belirtisi gösterilmedi. Soğuk bir yüz ifadesiyle elbise kolunu salladı ve hemen sunaklardaki büyülü semboller ışıl ışıl parlamaya başladı. Hava gürültüyle doldu ve her yer parlak ışıkla kaplandı.   Işık hızla yayılarak her sunağın tamamını kapladı ve herkesi tamamen içine aldı.   Meng Hao'nun 1,000 adım arkasında duran maskeli genç adam ışık onu sararken Meng Hao'ya gözlerini dikmişti. Meng Hao'nun ortadan kayboluşunu izlerken gözlerinde vahşi bir parıltı görüldü.   "Birinci aşamayı kazandın ama ikinci aşama benim olacak!"   Yaş değiştirebilen yaşlı adam şuan bir genç formundaydı ve gözleri benzer bir ışıkla parladı.   Onların arkasında birinci aşamada iyi bir performans gösteren diğer yarışmacılar vardı. Hepsi de gözlerinde inatçı parıltılarla Meng Hao'nun ortadan kayboluşunu izlediler.   "Daha önce o kesinlikle son anda bir çeşit hile kullandı. Bu sefer... bize gerçek rengini göstermek zorunda kalacak!"   Aynı sırada diğer iki Antik Yolda da insanlar canlı ışıkla kaplanmaya başlamıştı. Kısa süre sonra hiç kimse kalmadı ve görülebilen tek şey parlak ışığın içindeki bir isim listesiydi.   Her ismin yanında kaç tane ölümcül vuruşu gerçekleştirdikleri görünüyordu.   Meng Hao'nun sunağında, aniden soğuk bir ses kulağına onun ismini sordu. Meng Hao'nun yüzü hafifçe titreşti ve bir an kendi kendine mırıldandıktan sonra "Fang Mu" diye cevap verdi.   Göz açıp kapayıncaya kadar sunağın ışığında Fang Mu 方木 karakterleri belirdi. O anda Dokuzuncu Dağ ve Denizdeki herkes bunu görmüştü.   "Onun adı Fang Mu!!"   "Onun Fang Klanı ile ilgisi olabilir mi? Fakat Fang Klanı ile bağlantısı olmayan tonlarca Fang soy isimli insan var."   "Fang Mu. Fang Mu.... Birinci aşamada birinci olmuştu, acaba ikinci aşamada nasıl bir performans sergileyecek...."   "Bunu çok kafaya takma. Bir kişinin hem birinci hem ikinci aşamada birinci sırayı elde etmesine imkan yok. Ben onun son anlarda yasaklı bir Taoist Büyüsü kullandığından şüpheleniyorum. Aksi takdirde birinci aşamada asla liderliği alamazdı. Bu yüzden aniden son anlarda kendini ortaya çıkarttı."   "Öyle yada böyle eğer yine birinci olursa bu kesinlikle sarsıcı bir olay olacak. Tarikatlar adeta karmaşayla dolacak!"






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr