Bölüm 841: Sonuna Kadar Üstünlük İçin Savaş!

avatar
4647 14

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 841: Sonuna Kadar Üstünlük İçin Savaş!


Bölüm 841: Sonuna Kadar Üstünlük İçin Savaş!

Meng Hao genç adamı hemen öldürmedi. Sakince el işareti yaptı ve Feng Shui pusulasının uçarak eline konmasını sağladı. İri adam öldüğü için eşya şuan efendiye sahip değildi bu yüzden Meng Hao ona kutsal duyusunu göndererek onu damgaladı.   "Bu kesinlikle gizemli," dedi "ama ne yazık ki çok güçlü değil." Elini tekrar sallayarak iki tane aşırı yüksek kalite ruh taşının dışarı fırlamasına neden oldu. Onları Feng Shui pusulasına bastırdıktan sonra auraları yayıldı ve saptanır hale geldi.   Göz açıp kapayıncaya kadar Feng Shui pusulası değişti. Normal görünse de şuan daha öncekinden çok daha kudretli bir büyü formasyonu çıkarttı. Aradaki fark dünyalar kadardı. Meng Hao hemen onu yanına koydu ve parıltısı yayılarak mumu kapladı.   "Taiyang Zi gibi Seçilmişlerden birisi ortaya çıkmadığı sürece bu bir tütsülük sürede boyunca direnecektir. Sıradan zirve Tao Arayışı gelişimcileri onu geçemezler." Meng Hao ayağa kalktı ve etrafına bakındı. Şuan zamanın yarısı geçmişti ve sadece bir tane mum söndürebilmişti. Uzaklarda yedi yada sekiz tane söndürmüş olanlar vardı. Belki de bazıları daha fazlasını söndürmüştü.   Meng Hao'nun platformu terk etmesiyle aynı anda dış dünyadaki Dokuzuncu Dağ ve Deniz insanları yukarıdaki burgaçların yerini almış olan ekranlara bakıyorlardı.   Bu ekranlar görüntüler çok küçük olsa da Antik Yollardaki olup bitenleri gösteriyordu. Tabii ki kişinin gelişim merkezi yeterince yüksekse ne kadar küçük olursa olsun bütün bireyleri net bir şekilde görebiliyordu.   Dokuzuncu Dağ ve Denizde sayısız insan ekranları izliyordu. Üç Büyük Taoist Toplumundan, Dört Büyük Klandan, Beş Kutsal Topraklardan, Üç Kilise ve Altı Tarikattan insanların yanı sıra güçlü başıboş gelişimciler de izliyordu.   Çeşitli tarikatlar özellikle yakından takip ediyordu. Onlar klan değillerdi ve bu nedenle dışarıdan öğrenci almaları gerekiyordu. Bu yüzden zorlu sınavı ilgiyle izliyorlardı. Birçoğu yarışmanın sonunu beklemeden öğrenci alımı için seçim yapacaklardı.   Tabii ki Dokuzuncu Dağ ve Deniz genelinde birçok kalabalıktan konuşma sesleri yükseliyordu.   "Üç Büyük Taoist Toplumu Ölümsüzlük Harabelerinin üç Antik Yolunda on aşama yarattılar. Her aşamada farklı bir test var ve yarışmacıları yavaş yavaş eleyerek en sona geleceğin Seçilmişlerini bırakacaklar."   "Tabii ki bazı büyük potansiyelli kişiler de elenebilir ama bu şanssızlığa yapacak bir şey yok."   "Bak, şuan Gelişen Ruh Antik Yolunun birincisi 39 mum söndürdü. Gelişen Ruh gelişimcilerinin gelişim merkezleri çok yüksek olmasa da şiddetli çatışmalar yapıyorlar!"   "Ruh Bölme Antik Yolundaki rekor şuan 27!"   "Tao Arayışı Antik Yolundaki şu maskeli genç adam kim...? Şimdiden 19 mum söndürdü!"   "Tao Arayışı Antik Yolu aralarında en ilgi çekici olanı. Şu herifi gördün mü? O muhtemelen bir Li Klanı öğrencisi. Görünüşünü değiştirmiş olsa da kullandığı kutsal becerilerden tanıyabilirsin. O toplam 15 mum söndürmüş durumda."   Dışarıda tartışmalar devam ederken Meng Hao Tao Arayışı Antik Yolundaki bir otuz metrelik platforma doğru uçtu. Oraya adım attığı anda öfkeli bir kükreme yankılandı ve saçı başı dağılmış yaşlı bir adam ortaya çıktı. Meng Hao'ya doğru hücum ederken delice bir irade yaydı.   "Geber!" diye bağırırken uyguladığı bir büyü hareketiyle bir yarığın ortaya çıkmasına ve ardından bir geniş kılıca dönüşmesine neden oldu!   "Boşluk Bölmesi!" diye bağırarak o bölgede bulunan diğer bir kaç kişinin şaşkınlıkla oraya bakmalarına ve ardından geri çekilmelerine neden oldu. Meng Hao döndü, sakin bir ifadeyle üzerine gelen Boşluk Bölme saldırısına baktı. Geri çekilmek yerine Altın Anka Dönüşümünü harekete geçirdi. Aynı sırada cübbesinin içindeki siyah tüyün gücünü kullanarak altın ankanın tıpkı simsiyah bir akbaba gibi görünmesini sağladı.   Akbaba üzerine doğru gelen Boşluk Bölme saldırısına doğru atıldı. İkisi çarpıştıklarında devasa bir patlama oldu ve Boşluk Bölme bıçağı Meng Hao'ya en ufak bir duraklatma bile yaşatamadan önce paramparça oldu. Yaşlı adam bunu görünce yüzü şaşkınlıkla doldu ve geriye doğru çekildi. Fakat daha çok uzaklaşamadan önce Meng Hao'nun akbaba formunda üstüne çullanmasıyla birlikte vahşi bir rüzgar esti. Pençeler kesti ve yaşlı adamın kafası ezilirken bir parçalanma sesi duyuldu.   Bu bir zorlu sınavdı, iyi talih için yapılan bir dövüş. Eğer rakibini öldürmezsen rakibin seni öldürecekti.   Meng Hao böylesine kanlı vahşetleri çok tecrübe etmişti ve buna alışkındı. Bunun kendisini içten içe etkilemesine izin vermeyecekti. Yaşlı adam öldüğünde mumu söndü ve Meng Hao bir sonraki platforma ilerledi. Eğer yoluna kimse çıkmazsa sadece mum söndürmekle yetinecekti; eğer insanlar onu öldürmeye çalışırsa o da buna aynı şekilde karşılık verecek ve onun hayatını sona erdirecekti.   Kısa bir sürede Meng Hao tüm bölgeyi dolaştı. Hiç kimse ona karşı bir nefeslik süreden fazla direnç gösteremedi ve hayatları sona erdi, mumları söndü.   Meng Hao yoluna sanki kuru otların arasında geziniyormuş gibi devam etti, onun şiddetli enerjisi onun hızla diğer insanların arasında yükselmesini sağladı.   Üç mum. Dört mum. Beş mum....   Meng Hao vahşi ve kararlı bir şekilde saldırıyordu. Şuan çevresinde bir düzine kadar insan vardı ve bunlardan dört beş tanesi gelişim merkezlerini gizliyorlardı. Meng Hao onlara saldırdığında güçleri patladı ve hiçbiri Taiyang Zi ve diğer Seçilmişler kadar güçlü olmasa da yine de eşsiz ve beklenmedik kutsal becerilere sahiplerdi.   Hatta içlerinden birisi Kuzey Menzili Seçilmişi olan Lu Bai'ye benzer bir Zaman kutsal becerisini kontrol ediyordu. Bu kişi saldırdığında şok edici bir şekilde sanki uzay ve zamanı adeta kitlemiş gibi göründü.   Böyle insanlara karşı özellikle uzay-zaman kontrolüne sahip kişilere karşı koyan başka zirve Tao Arayışı gelişimcileri büyük ihtimalle ölürdü. Fakat Meng Hao gerçek Ölümsüz gücünün yüzde seksenine sahipti ve hatta sahte Ölümsüzleri bile imha edebiliyordu. Onun yaptığı her saldırı ya birisini öldürüyor yada bir mumu söndürüyordu. Patlamalar arka arkaya çınladı.   Meng Hao'nun ölümcül saldırı yapmadığı tek an Zamanı kontrol edebilen yaşlı adam ile yüzleştiği andı. Biraz gözlemden sonra bu Zaman Tao'sunun Lu Bai ile dövüşürken karşısına çıkan ile aynı tipte olduğunu fark etti. O zaman bu zaman gücü Meng Hao'yu umutlandırmıştı ama şimdiye kadar üzerine ne kadar düşünse de tamamen onu anlayamamıştı.   O saldırdığında sonuçlarını dikkatlice izledi. Bir gerçek Ölümsüzün gücünün yüzde seksenine sahip olduğunu düşününce birkaç ipucu yakalayabilirdi. Dövüş devam ederken yaşlı adam giderek şaşkına döndü ve en sonunda neredeyse aklını kaybetme noktasına geldi. Onun düşüncesine göre karşısında sıradan bir genç var gibiydi ama o bir şekilde hala analiz ediyor ve hatta onun Zaman Tao'sunu taklit ediyordu. Hatta bir noktada onunla neredeyse aynı gücü kullandı ve yaşlı adam bu durum karşısında tamamen şok oldu.   "İnsan değil! Bu herif kesinlikle şu efsanevi Seçilmişlerden birisi!!" Yaşlı adamın kalbi titredi ve hiç tereddüt etmeden aniden kendi mumunu söndürerek hayatını sürdürebileceğinden emin olmak istedi.   Meng Hao'nun gözleri yaşlı adamın bu kararlılığı karşısında pırıldadı ve ona daha fazla saldırmadı. Mum söndükten sonra yaşlı adama bir bakış attı ve ışınlanma kullanarak onu geçip yoluna devam etti.   Yaklaşık bir tütsülük zamanın üçte biri kaldığında Meng Hao çoktan 19 mum söndürmüştü!   Bölgedeki bir çok platform boştu. Mumu sönmüş ama ölmemiş olan kişiler birer birer ortadan kayboluyor ve Antik Yolun gücü tarafından başka bir yere ışınlanıyorlardı, bu aynı zamanda onların zorlu sınava devam etme haklarını kalmadığını gösteriyordu.   Bir çok insan bu durum karşısında şaşkındı; ölmenin yada hakkını kaybetmenin bir önemi yoktu iki durumda da eleniyordun. Bu durum buraya büyük umutlarla gelenler için ağır bir darbeydi.   "Demek Zaman Tao'su benim kullandığım Zaman gücüne benzer nitelikte. Benzerlikleri var ama aslında farklılar!" Meng Hao'nun gözleri sakindi ama göz bebeklerinde düşünceli bir ışık vardı. Biraz önceki savaş kısa sürmemişti ve Meng Hao bundan bir çok kazanç elde etmişti.   O sırada platformlardan birine oturmuş etrafını gözetliyordu. En sonunda vücudu titreşti ve uzaklarda bir yere doğru uçtu.   Tam o anda Dokuz Deniz Tanrısı Dünyasından Ling Yunzi'nin sesi aniden tekrar yankılandı.   "Bir tütsülük zamanın bitmesine yüz nefeslik süreden az kaldı.... Bu yüz nefeslik sürenin ardından ilk aşama tamamlanmış olacak. Bu süreçte en çok mum söndürmüş olanlar ve ayrıca mumlarını korumuş olanlar özel bir ödül alacaklar!"   Bu duyuru Tao Arayışı Antik Yolunun heyecanla dolmasına neden oldu. Benzer duyurular diğer Antik Yollarda da yapıldı. Bunun üzerine katılımcıların öldürme arzuları hemen tavan yapmıştı.   Bu sırada dış dünyadaki büyük kalabalıklar yukarıdaki devasa burgaçların içindeki ekranları izliyordu. Gelişen Ruh Antik Yolu tam bir kaos halindeydi. Ruh Bölme Antik Yolunda dövüşler daha düzenliydi.   Tao Arayışı Antik Yolu ise eşsizdi. Ekranda farklı konumlarda bulunan on binden fazla güçlü uzman adeta bir vakum gibi etraflarını tamamen temizlemişlerdi.   Bu on bin civarındaki alandan bazıları büyük bazıları ise küçüktü. Fakat Böylesine devasa bir yarışmada hayatta kalabilmek gerçekten de güçlü bir uzman olduğunun kanıtıydı. Kısa süre sonra bu uzmanlar kendi aralarında dövüşmeye başladılar.   "Tao Arayışı yolunda şimdiden yetmiş tane mum söndürmüş olan birisi var!"   "Çok fazla zaman kalmadı! Bu zorlu sınav gerçekten de çok vahşice! Şimdiden çok sayıda katılımcı elendi bile!"   Dış dünyada adeta çalkalanıyordu. Tao Arayışı Antik Yolunda bir çok insanın gözü adeta kıpkırmızı olmuştu. Bazıları ölümcül kuvvetle saldırırken bazıları ise daha savunmacı davranıp zamanın tükenmesini bekliyordu. Meng Hao etrafına baktı ve ardından sekiz kişinin aynı anda dövüştüğü bir yere doğru fırladı. Tüm bu insanlar etraflarındaki alanı temizlemiş olan güçlü figürlerdi.   Şaşırtıcı şekilde onlardan birisi vahşi bir karıncayiyendi ve bu vahşi canavarın gözlerindeki parıltı onun zekasının insanlardan farksız olduğunu gösteriyordu.   Ayrıca vücudu genç gibi görünse de yüzü kırışıklıklarla dolu olan bir kadın vardı. Arkasında bir Dharma İdolünün erken formunda olduğu belli olan pembe, hayali bir görüntü vardı.   Bu sekiz kişi birbirleriyle vahşice savaşırken dört bir yana gümbürtü sesleri yayılıyordu. Fakat hiç biri diğerlerinden üste çıkamıyordu ve aslında bazıları iş birliği halindeydi.   Meng Hao yaklaştığı anda hepsi ona doğru baktılar. Hiç kimse birbirini tanımıyordu; hepsi de Dokuzuncu Dağ ve Denizin farklı yerlerinden gelmişlerdi. Burada iyi talih için savaşıyorlardı ve bu yüzden Meng Hao'yu gördükleri anda karıncayiyen hızla ona doğru saldırıya geçti. Bir kaç kişi daha parıldayan gözlerle ona doğru yöneldi.   "Birbirimizle ne kadar savaşsak da üstünlük kuramayacağız! Aramızda savaşarak zaman kaybetmek yerine gidip başkalarını öldürelim! İyi talih öldürücü vuruşu yapma şansını elde edene gidecek!"   "Evet! Bu herif buraya bizden sonra geldi. Onun savaş hünerleri belli ki sıradan, aksi takdirde kendi bölgesindeki kişileri çoktan temizlemiş olurdu!"   "O sadece şanssız! Öldürün gitsin!"   Yedi ya da sekiz kişi öldürme arzusuyla hücuma geçtiler. Tabii ki konuştukları şeylere rağmen birbirlerine karşı hala tetikteydiler. Başka birisine saldırmak için iş birliği yapmış gibi görünseler de birbirlerine saldırmayacaklarının garantisi yoktu.   Sekiz kişi yaklaşırken Meng Hao'nun ifadesi sakindi ve olduğu yerde durdu. Bu aşamanın sonlanmasına 61 nefeslik süre kalmıştı; zaman hızla tükeniyordu.   Göz açıp kapayıncaya kadar sekiz kişi Meng Hao'ya ulaşmıştı. Karıncayiyenin sayısız pulu havaya kalkarken bir kutsal beceri gümbürdedi ve adeta bir dağı yıkabilecek kadar güçlü görünüyordu. Kadın da elini sallayarak arkasındaki pembe auranın yayılmasına ve pembe bir kuru kafaya dönüşmesine neden oldu.   Diğerleri de çeşitli kutsal becerilerini serbest bırakarak arka arkaya saldırmaya başladılar.   Meng Hao sakince baktı, ardından sağ yumruğunu sıktı ve önündeki boşluğa doğru savurdu.   Yumruk indiğinde tarifsiz bir patlama yükseldi ve sekiz saldırganın üzerinden geçti. Meng Hao hamlesini yaptığında hepsinin de yüzü düştü!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44240 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr