Bölüm 748: #####

avatar
5373 15

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 748: #####


 

Bölüm 748: #####

 

İnsanlıktan çıkmış şeytani vücutlara sahip yüzlerce figür hücuma geçtiler. Hızları ciddi ölçüde arttı ve gelişim merkezleri tam bir aşama yükseldi.

 

Aralarında dört tane Gelişen Ruh gelişimcisi vardı ve o anda inanılmaz bir güç patlaması yaşadılar. Artık otuz metre uzunluğa sahip değillerdi, tıpkı Ruh Bölme gelişim merkezleri gibi!

 

Dönüşümün ardından en zayıf durumda olan Nüve Formasyonu gelişimcileri Gelişen Ruh aşamasına geçmişti.

 

Böyle bir güç herhangi bir klan yada tarikat için üst düzey sayılırdı. Onlara dövüşürken hiçbir güç onları hafife alamazdı. Aslında böylesine bir güç bir savaşta dengeyi kolayca değiştirebilirdi.

 

Bu özellikle dört Ruh Bölme gelişimcisi için geçerliydi. Şuan Güney Diyarında kalan Tao Arayışı gelişimcileri kendilerini göstermeyi reddettiği için bir Ruh Bölme gelişimcisi ayağını sertçe yere vurursa büyük bir karmaşaya yol açardı.

 

Meng Hao'nun gözleri pırıldadı ve arkasındaki on binlerce Kan Şeytanı Tarikatı öğrencisi öldürme arzusuyla taştı. Buraya intikam almak için gelmişlerdi. Onları kuşatmak ve savaşmak için insanlar geldiğinde hem yok olmanın hem de tarikatın kökünün kazınmasının eşiğine gelmişlerdi.

 

Sadece iki seçenek vardı.

 

Meng Hao'nun yüzü sakindi, üzerine gelen yüzlerce insana baktı. Onlara kendisi saldırmadı. Bunun yerine elbise kolunu salladı ve sakince konuştu, "Onları yok edin."

 

Hemen arkasından kükreme sesleri yükseldi.

 

"GEBERİN!" Kan Şeytanı Tarikatı öğrencileri adeta gürlemişti. Aniden on binlerc gelişimci büyülü tekniklerini ve kutsal becerilerini esrbest bıraktılar. Göz açıp kapayıncaya kadar rengarenk dalgalanmalar dört bir yanda patladı. Onların büyüsü sel suyu gibi akarak havayı kasıp kavurdu.

 

Pus gürledi ve çatladı, içindeki yüzlerce insan aniden parçalanarak kan ve pıhtı haline dönmüştü, ama buna dört Ruh Bölme gelişimcisi dahil değildi.

 

Bu on binlerce gelişimcinin ortak gücünün sonucuydu. Yüzlerce garip, mutasyon geçirmiş Siyah Elek Tarikatı gelişimcisi herhangi bir tarikatın dövüş kuvvetlerinin bel kemiğini oluşturabilecek olmalarına rağen basitçe bu saldırılardan birine karşı koyamamışlardı.

 

Gümbürtüler yankılandı ve Gelişen Ruh aşamasından Ruh Bölme aşamasına yükselen gelişimcilerin ağızlarından kan geldi. Fakat ne ölümden korkuları vardı ne de herhangi bir şeyden kaçınıyorlardı. Bunun yerine delirmiş gibi hücuma devam ettiler ve ardından... kendilerini patlatmayı tercih ettiler.

 

Derileri alevlerle kaplandı ve şok edici bir baskı yaydılar. Sayısız canlı ışık ışını parlayarak kendilerini darbeye karşı hazırladılar.

 

Dört tane Şeytani Ruh Bölme gelişimcisi kendini patlatırken Meng Hao'nun ifadesi tamamen aynı kaldı. O anda ikinci gerçek benlik ortaya çıktı. Sağ elini kaldırdı, parmaklarını gerdi ve ileri doğru itti.

 

Büyük bir gümbürtüyle dört Şeytan patladı, ortaya çıkan güç pusun kaynamasına ve havanın yarılmasına neden olan bir saldırıya dönüştü. Çok sayıda patlama bulutu yukarı yükseldi, içlerinde et ve kanın yanı sıra inanılmaz bir yıkıcı güç barındırıyorlardı. Fakat patlama bulutu saldırısının gücü Meng Hao'nun ikinci gerçek benliği ile karşılaştı.

 

Benlik yayılan patlama bulutuyla karşılaştığında yavaşça elini kapatarak yumruk yaptı. Bununla birlikte patlama bulutu yayılmayı kesti ve ardından küçülmeye başladı.

 

İkinci gerçek benliğin eli tamamen yumruk halini aldığında patlamanın yıkıcı gücü, patlama bulutu tamamen bastırılmıştı.

 

İkinci gerçek benlik yumruğunu şiddetle sıktı ve bir gürültü duyuldu. Yıkıcı patlama bulutu aniden... hiçliğe karışmıştı.

 

Bu sahne Kan Şeytanı Tarikatı gelişimcilerinin morallerini yükseltti. Daha gerideki yüzbinlerce Güney Diyarı gelişimcisinin ise yüzleri hayretle doldu ve ağızları açık kaldı.

 

"Bu Kan Prensi'nin klonu... korkunç!"

 

"Dört tane Ruh Bölme gelişimcisinin patlama gücü tek bir avuç ile ezildi!"

 

"Dört büyük güç ittifakının Kan Şeytanı Tarikatını yenememesine aşırmamak gerek. Sadece o değil, kendilerini savaştan sonra dünyaya tamamen kapattılar! Kan Şeytanı Tarikatı... çok güçlü!"

 

Yüzlerce gelişimci yenildiği anda pus kaynadı, ardından yükselmeye başladı. Havada iki ayağının üstünde duran ve siyah bir ayıyı andıran devasa bir canavara dönüştü.

 

Onun görünüşü tamamen vahşiydi. Boynuzu olmasa da devasa dişleri korku veriyordu. Sis onun etrafında girdap gibi dönerken canavar kükredi ve ardından kıpkırmızı gözlerle Kan Şeytanı Tarikatına doğru saldırdı.

 

Sis canavarından şok edici bir baskı yayıldı ve herhangi bir doğal kanun yaymasa da Meng Hao ondan Tao Arayışı hissiyatı alıyordu.

 

Sis yoğunlaşıp bu canavara dönüştüğünde, Siyah Elek Tarikatınun Doksan Dokuz Dağı ortaya çıkmış ve merkezindeki zeminde bulunan siyah pus yayan devasa yarık gözler önüne serilmişti.

 

Bu yarığın derinliklerinde Meng Hao'nun daha önce fark etmiş olduğu figür vardı.

 

"Sol Dharma Koruyucu, git ve sis canavarını öldür," dedi Meng Hao sakince. Onun solundaki kişi bir zamanlar Altın Ayaz Tarikatı Patriği olan kişiydi. Kan kırmızısı gözlerle hiç tereddütsüz canavara doğru yürüdü ve elini kaldırdı. Ufak bir dağ ortaya çıktı, bu Altın Ayaz Tarikatının değerli miras hazinesiydi.

 

Bir gümbürtüyle beraber iki kuvvet savaşa tutuştu.

 

"Sağ Dharma Koruyucusu, git ve yarığın içinde gizlenen piçi öldür." Li Klanının 3.Patriğinden yaratılan Kan Klonu gözlerinde açgözlülükle ileri fırladı. Li Klanı miras hazinesi olan bir Feng Shui pusulası etrafında dönerken kan klonu zemindeki yarığa doğru yöneldi.

 

Gümbürtüler yankılanırken Meng Hao savaşa katılamayı redderek duruyordu. Sahip olduğu iki zirve Tao Arayışı Dharma Koruyucusu tüm Güney Diyarını kasıp kavurmaya ve her şeyi katletmeye yeterdi.

 

Kan Şeytanı Tarikatı için, Güney Diyarını tek bir çatı altında toplamak basit bir görevdi ve Meng Hao'nun amacı tam da buydu. Bütün tarikat ve klanlara büyük bir baskı uygula ve tüm bölgeyi birleştir.

 

Gökyüzü gürlerken Altın Ayaz Tarikatı Patriğinin kutsal becerilerine karşı koyamayan sis canavarı sadece yedi yada sekiz nefeslik sürede yenildi. En sonunda patlayarak dört bir yana yayılan sayısız pus akışına dönüştü.

 

Yeraltında patlama sesleri çınladı ve bunun arkasına öfkeli bir haykırış duyuldu. İmprator cübbesi giyen ceset şuan Li Klanının 3. Patriği ile mücadele ediyordu. Şuan cesetten zirve Tao Arayışı aşaması dalgaları yayılıyordu.

 

İkisi dövüşürken yer sallandı ve yarık parçalanarak daha da genişledi. Cesedin öfkeli bağırışları gürleşti ve ardından Meng Hao'Nun bir parmak hareketiyle Altın Ayaz Tarikatı Patriği de o savaşa katılmak için fırladı. Şuan ikiye karşı bir olmuştu!

 

Şuan endişelencek bir şey yoktu. Yarım tütsülük zamanın ardından kurumuş ceset yenilgi ardına yenilgi aldı. Hayal kırıklığı ve öfkeyle kükreyerek bağırdı, "Meng Hao.... Git! Artık Şeytan Mühürleyici olmanı falan umursamıyorum! Birbirimizi yalnız bırakmaya ne dersin!?

 

"Eğer böyle dövüşmeye devam edersen sen kazanabilirsin ama adamlarından biri ciddi bir şekilde yaralanabilir, hatta ölebilir! Sadece bırakalım ne dersin ha?"

 

"Benim bir Şeytan Mühürleyici olduğumu önemsemiyor musun?" diye sordu Meng Hao sakince. "Tabii ki!" İkinci gerçek benliğin gözleri pırıldadı, bir adım attı ardından aniden yarığa ışınlandı. Göz açıp kapayıncaya kadar içerideki patlama sesleri arttı.

 

Kurumuş ceset şaşkınlıkla bağırıyordu. Yer salladı ve zeminde daha fazla yarıklar oluştu. Hatta bazı dağlar yerle bir olmaya başladı.

 

Tüm Siyah Elek Tarikatı korkunç bir haldeydi. Dağlar yıkılıyor ve yer parçalanıyordu. Büyük saraylar ve binalar bir zamanlar görkemli haldeyken şimdi yıkılıyordu.

 

Ardından büyük bir çukur oluştu ve Doksan Dokuz Dağı yutmaya başladı. Onun içinden dört tane ışık ışını dışarı fırladı, biri öndeydi diğer üçü ise onu takip ediyordu. Önceki kurumuş cesetti, ağzından kan geliyordu ve tüm vücudu harap bir haldeydi. Hayret dolu bir ifadeyle kaçıyordu. Onun arkasında ise iki Dharma Koruyucu ve ikinci gerçek benlik vardı.

 

Üçünün ortak saldırısı şok ediciydi ve kurumuş cesedin kaçmasını imkansız kılıyordu. Adam havada sendeledi ve bu sırada ikinci gerçek benlik ışıl ışıl parlayan Tahta Zaman Kılıcı ile birlikte onun hemen yanında belirdi. Kurumuş ceset son derece dehşete düşmüştü.

 

Üçlü ona yaklaştıklarında kurumuş cesedin gözleri aniden delilikle doldu. Sağ elini kaldırdı ve ardından göğsünde bir yarık açarak çürümüş iç kısmı ortaya çıktı. Kalbinin olması gereken konumda şaşırtıcı şekilde ufak siyah bir canavar duruyordu.

 

 

Simsiyah canavarın üç gözü vardı, burnu yoktu ve kcoaman bir ağıza sahipti, ve sanki kalbin yerine o büyümüş gibiydi. Onun üç gözü açılarak garip bir parıltı ortaya çıkarttı. Canavar hemen havaya uçtuktan sonra kurumuş ceset titredi. Sahip olduğu bütün hayat kuvveti emilmiş ve o ölmüştü.

 

Kurumuş cesedin ölmesiyle ufak canavar gökyüzüne fırladı. Orada dururken aşağıdaki Meng Hao'ya sert ve nefret dolu gözlerle soğukça baktı. Belli ki Meng Hao'nun görüntüsünü hafızasına kazıyordu.

 

Bu gelişme Meng Hao'nun şaşkınlığa uğramasına neden oldu. Çevredeki gelişimciler de aynı durumdaydı. Kurumuş cesedin içinde böylesine garip bir canavarın olacağı kimin aklına gelirdi?

 

"Şeytan mühürleyici..." dedi ufak canavar yüksek bir ses tonuyla. "İmparator olarak bunu asla unutmayacağım. Er yada geç bunu sana ödeteceğim! Şuanlık... gidiyorum ve kimse de beni durduramaz!" Bununla birlikte kafasının kaldırdı ve ayrılmaya hazırlanıyormuş gibi yıldızlı gökyüzüne doğru fırladı.

 

 

Sol ve Sağ Dharma Koruyucuları onun yolunu kesmek için kutsal becerilerini serbest bıraktılar. Fakat simsiyah ufak canavar alaycı bir şekilde gülümsedi ve kutsal becerilerden kaçınack bir hamle yapmadı. Bunun yerine doğruca onlara fırladı ve bu süreçte hiçbir zarar görmedi.

 

Meng Hao'nun ikinci gerçek benliği soğukça homurdandı ve ardından saldırdı. Büyülğ semboller bir şemsiye biçimine gelerek canlı bir parıltı yaydı. Canavarın göz bebekleri büzüldü ve delici bir feryat koparttı. Aniden ondan muazzam miktarda siyah pus dışarı aktı ve şemsiyeye doğru fırladı.

 

Bir gümbürtüyle beraber büyülü sembollerden oluşan şemsiye paramparça oldu. Canavarın sisi eriyerek onu gözle görülü bir şekilde zayıf bıraktı. Fakat o şuan gökyüzüne yükselmişti. Meng Hao'ya bir bakış attı ve ardından dönerek uçmaya başladı.

 

Meng Hao tehditkar bir hissyatla gözleri pırıldadı. Bu ufak siyah canavarın nereden geldiğini bilmiyordu ama onunla ilgili tehdit edici bir kriz hissi yaşıyordu.

 

"Onun kaçmasına izin veremem!" diye düşündü. Sağ elini havaya kaldırdı ve parmağını canavara doğru salladı.

 

Sekizinci Şeytan Mühürleme Nazarı!

 

Güm!

 

Canavar aniden titreyerek duraksadı. Fakat bir an sonra çabalarıyla kurtuldu. Onun delici sesi tekrar yankılandı, "Beni nazarlamak mı istiyorsun? Gelişim merkezin yeterince güçlü değil!"

 

Rakibinin ortadan kaybolmak üzere olduğunu gören Meng Hao derin bir nefes aldı ve ardından sakinleşti. Sağ elini gökyüzüne doğru uzattı ve ardından bir kesme hareketi yaptı.

 

Zihni Karma dışında her şeyden arınmış durumdaydı.

 

Yedinci Şeytan Mühürleme Nazarı!

 

Karma Nazarı!

 

Bölüm İsmi: Karma Bölmesi

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44240 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr