Bölüm 732: İkinci Gerçek Benlik!

avatar
5174 13

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 732: İkinci Gerçek Benlik!


 

Bölüm 732: İkinci Gerçek Benlik!

 

 

Patrik Kan Şeytanı gözlerini açtı ve doğrudan Kan Prensi Vadisine doğru baktı.

 

Kan Şeytanı Tarikatındaki herkes hayretler içindeydi.

 

"Bu ne aurası?"

 

"Ne kadar yenileyici! İnanılmaz hissediyorum!"

 

"Sanki gelişim merkezim biraz ilerlemiş gibi hissediyorum...."

 

Kan Prensi Vadisinde Meng Hao derin bir nefes aldı. Benlik Karakteri Efsununda belirlenmiş yönteme göre gerçek Ölümsüzün ruhuna mühürleme efsunlarını yerleştirmeye başladı. Bu zorlama bir şekilde değil nazik bir şekilde yapılmalıydı. Bu bir ruh ve vücut kaynaşması değildi; gereken şey ruhun direnç yada mücadele göstermeden içeride kalmasını sağlamaktı.

 

Meng Hao mühürleme efsunlarını dikkatlice ruha yerleştirdi ve ardından beklenti içinde ruhu büyük bir titizlikle ikinci gerçek benliğin içine yerleştirdi.

 

O anda ikinci benliği bir titreme aldı ve ardından önceki dingin haline döndü.

 

"Seksen bir gün sonra, ikinci gerçek benliğim uyanacak!"

 

"İkinci benliğimin kuluçkasının üç aşaması var. Birincisi seksen bir gün, ikincisi seksen bir ay ve üçüncüsü seksen bir yıl!"

 

"Her aşamanın sonunda ikinci benlik daha da kusursuz bir hale gelecek." Meng Hao derin bir nefes aldı. Hayatında ilk defa böyle garip ve tuhaf bir büyü üstünde çalışıyordu. En sonunda gözlerini kapattı ve zihnini sakinleştirdikten sonra gelişim merkezini deveran ettirdi.

 

Birkaç gün sonra gözlerini tekrar açtı. Artık zayıf değildi. Birçok tamir edilemez kayıplar yaşasa da üzerindeki etkisi nispeten önemsizdi.

 

Elde edeceklerine kıyasla bu kayıpları konuşmaya bile değmezdi.

 

"Üç ay!

 

"Üç ay sonra ikinci gerçek benliğimin ilk versiyonu uyanacak. Acaba... ne kadar güçlü olacak!" Gözleri beklenti ve kararlılıkla parladı. Gerçek Ölümsüz ruhu ve ikinci gerçek benliğinin birleşiminden nasıl bir şey ortaya çıkacağı konusunda son derece meraklıydı!

 

"Ve şimdi, Dokuz Göğün Değerli Vücut Mührüne sıra geldi!" diye düşündü, gözleri canlı ışıkla parlıyordu. Antik Tao Göllerinin yeraltı dünyasında binlerce Ruh Bölme seviye büyülü eşya elde etmişti. On bin tane olmasa da yine de Dokuz Göğün Değerli Vücut Mührünü geliştirmek için yeterliydi.

 

"On bin Ruh Bölme büyülü eşyası dünyevi vücudumu son derece sertleştirecek ve Ruh Bölme seviyesinden Tao Arayışı'na aşmama imkan sağlayacak!" Bununla birlikte depolama çantasını açtı ve bir kılıç çıkarttı. Onu koluna yerleştirdi ve ardından zihninde Dokuz Göğün Değerli Vücut Mührü ortaya çıktı. Bir tütsülük zamanın ardından gözlerinde aleve benzeyen bir şey ortaya çıktı.

 

Alevin dokuz katmanı bir araya bütünleşti ve ardından gözlerinden biçimsizce dışarı çıktı. O görünmezdi ama kolundaki kılıca dokunduğunda onun erimesine ve ardından göz açıp kapayıncaya kadar vücuduyla bütünleşmesine neden oldu.

 

Kılıç vücuduyla kaynaşınca Meng Hao şiddetli bir acı dalgası hissetti. Titremeye başlasa da onu kontrol etmek için elinden geleni yaptı. Kılıç vücudu tarafından tamamen özümsendikten sonra vücudu terler içinde kalmıştı.

 

Bu acı ona Tao temeli çalınırken hissettiği acıyı hatırlatmıştı.

 

Derin bir nefes aldı ve sağ yumruğunu sıktı. Patırtı sesleri çınladı ve yumruğunun etrafındaki hava bozulup çarpıldı.

 

"Gerçekten de biraz güçlendim..." diye düşündü. Gözleri heyecanla parladı. Bu acılıydı ama Dokuz Göğün Değerli Vücut Mührü gerçekten de dünyevi vücudu güçlendiriyordu ve onun ihtiyacı olan şey de buydu.

 

"Bir kez daha!" kararlı bir ifadeyle düşündü. Büyük bir savaş kapıdaydı ve elindeki her türlü yöntemi kullanarak güçlenmeliydi.

 

Daha fazla zaman geçti. İki ay sonra dört büyük güç artık savaşa tamamen hazırdı. Tek Kılıç Tarikatından 150,000 gelişimci on Ruh Bölme gelişincisi ve iki Tao Arayışı uzmanı havalandı.

 

Onlardan birisi Tek Kılıç Tarikatının Tao Stoğu, siyah cübbeli zirve Tao Arayışı yaşlı adamıydı. Onun ne kadar zamandır yaşadığını söylemek güçtü.

 

Diğeri ise sıradan bir Tao Arayışı tuhafıydı. O daha erken aşamada olsa da yine de Tek Kılıç Tarikatının bir Patriğiydi.

 

Onlar havalandıklarında on binlerce kılıç da ortaya çıkmıştı. Bu kılıçların on tanesi aşağı yukarı 3,000 metreydi. En şaşırtıcısı ise 30,000 metrelik bronz bir kılıçtı.

 

Ayrıca kılıçların etrafında dönmekte olan çeşitli sayıda değerli hazine de vardı. Sayısız gelişimci havada uçarken onların parıltısı sonsuz gibiydi.

 

"Kılıç, gel!" zirve Tao Arayışı uzmanı siyah cübbeli adam bağırdı. Elini Tek Kılıç Tarikatının üstündeki gökyüzüne doğru yükselen devasa taş bir kılıca doğru uzattı. Taş kılıç gümbürdemeye başladı ve ardından yüzeyinde beliren çatlaklar bambudan yapılma yeşil bir kılıcı ortaya çıkarttı!

 

O ortaya çıktığı anda gökyüzünde vahşi renkler dans etti, rüzgar uğuldadı ve şok edici bir kılıç qi'si hissedildi. Zirve Tao Arayışı uzmanı kılıcı kavradığında o vızıltılı bir sesle titreşmeye devam etti.

 

"Ata bu hazineyi Antik Tao Göllerinde elde etti," yaşlı adam sakince konuştu. "Şimdi, yine aynı kılıç Antik Tao Göllerinden çıkan bir gerçek Ölümsüzün ruhunu alma savaşında kullanılacak. Bu Karma! Açık bir şekilde gerçek Ölümsüzün ruhu Tek Kılıç Tarikatı için geldi!" Bununla birlikte elbise kolunu fiskeledi ve 150,000 gelişimci yönlerini Tek Kılıç Tarikatına çevirdiler.

 

Bununla neredeyse aynı anda Altın Ayaz Tarikatından sayısız zırhlı figür havaya yükselmişti. Bu 100,000 kişilik ordu havada uçan mekiklerle süzülüyorlardı ve etrafları sayısız değerli hazineyle sarılıydı. Şaşırtıcı şekilde bu büyük grup bir büyü formasyonu şekline organize olarak on binlerce metre uzunluğunda devasa bir kuklaya dönüştü.

 

Devasa kuklanın görünüşü son derece hayret vericiydi ve tarif edilemez korkunç bir aura yayıyordu. Altın Ayaz Tarikatının zirve Tao Arayışı uzmanı, kırmızı saçlı bir adam kuklanın kafasının üstünde ortaya çıktı. Orada bacaklarını çaprazlamış oturuyordu ve gözlerinden vahşilik yayılıyordu.

 

Bu kırmızı saçlı adam Altın Ayaz Tarikatının tek Tao Arayışı uzmanıydı. Görünüşe göre, onlar Tek Kılıç Tarikatına rakip olamazlardı ve bu Tek Kılıç Tarikatının Güney Diyarındaki bir numaralı güç olduğu düşüncesini destekliyordu.

 

Fakat bu Altın Ayaz Tarikatının zayıf olduğu anlamına gelmiyordu. Onların saldırı teknikleri, kukla efsunları büyük bir gelişimci grubunun enerjisiyle birleşince çok katmanlı güç ile patlıyordu.

 

Onların kuklaları Kan Şeytanı Tarikatına doğru uzun adımlarla ilerlerken kükredi ve bu ses aslında 100,000 gelişimcinin ortak sesiydi.

 

Tek Kılıç Tarikatından Chen Fan gibi Altın Ayaz Tarikatından da Li Fugui savaşa katılmayı reddetmişti. Şişkonun tarikatta özel bir statüsü vardı bu yüzden buna hakkı vardı. Fakat bu durum Chen Fan için farklıydı. Bu reddetme olayı yüzünden otuz yıl boyunca tarikat zindanında işkence görme cezası almıştı.

 

Altın Ayaz Tarikatı ve Tek Kılıç Tarikatı harekete geçtiği sırada Siyah Elek Tarikatı da bütün gücünü ortaya çıkartmıştı. Patrik Altı-Tao uzun zamandır bu günü bekliyordu. Haberi aldığı anda sayısız ayrılmış ruh ile birlikte bütün Siyah Elek Tarikatı öğrencileri havalandılar.

 

Fakat Han Bei hiçbir yerde görünmüyordu. Meng Hao'nun tarikatı yok etmek için geldiği gün de ortada görünmemişti. Belli ki antik Şeytan Ölümsüzü Tarikatından döndükten sonra kayıplara karışmıştı.

 

Li Klanı da bir formasyon halinde havalanmıştı. Onların önünde devasa bronz bir çan uçuyordu. O monoton bir sesle birlikte altın ışık saçıyor ve bunlar yayılarak Li Klanı üyelerini kaplayıp onları havada taşıyordu.

 

Çanın tepesinde Li Klanının en güçlü uzmanı 3. Patrik vardı. Orada bacaklarını çaprazlamıştı ve gözlerinde titrek bir ışık parlıyordu.

 

Dört büyük güç aynı anda harekete geçmiş ve doğruca Kan Şeytanı Tarikatına yönelmişti.

 

Daha önce, bu dört büyük güç tüm Güney Diyarında savaş ilanını yaymış ve Kan Şeytanı Tarikatını cezalandırmak için serseri gelişimcilere çağrıda bulunmuştu. Ödül olarak önerilen büyülü eşya ve tıbbi hapların sayısız az değildi!

 

Savaş ilanında Kan Şeytanı Tarikatının işlediği yaklaşık bin tane habis davranış listelenmişti. İlanı inceleyen gelişimciler anında öfkelenmişler ve tüylerinin öfkeden diken diken olduğunu hissetmişlerdi.

 

Fakat işin gerçeği herkes bu listenin çoğunun uydurma olduğunu biliyordu. Yine de onu sorgulamaya cesaret eden yoktu.

 

Ne de olsa ilan ettikleri Göklere uygun olarak yanlışları düzeltmek, Kan Şeytanı Tarikatını yok ederek Güney Diyarını temizlemek sadece bir bahaneydi.

 

Çok az insan Kan Şeytanı Tarikatının bu felaketten kurtulabileceğine inanıyordu. Herkes onların yok olmaya mahkum olduğunu hissediyordu. Kan Şeytanı Tarikatının bütün öğrencileri kesinlikle silinecekler ve kurtulmayı başaran herhangi biri avlanıp öldürülecekti. Kısa süre sonra Güney Diyarında Kan Şeytanı Tarikatı diye bir şey kalmayacaktı.

 

Bu nedenle yüzbinlerce serseri gelişimci harekete geçmişti. Akıllarınca bu savaşın sonucu belliydi ve Kan Şeytanı Tarikatının yıkımını kendi gelişimleri için gereken kaynakları elde etmek için kullanacaklardı.

 

Savaş tüm Güney Diyarını kavuran muazzam bir fırtına gibi dört büyük güç ve serseri gelişimcilerden oluşan 600,000-700,000 kişilik gelişimci ordusu oluşturmuştu.

 

Bulutlar kapandı ve yeryüzü karardı. Büyük bir savaş... artık başlamak üzereydi.

 

Kan Şeytanı Tarikatında bütün öğrenciler mutlak bir sessizlikle beliyordu ve öldürme arzuları inanılmaz seviyelere ulaşmıştı. Onlar Kan Şeytanı Tarikatı gelişimcisi olmaktan gurur duyuyorlardı ve kıyametvari bir felaketle karşı karşıya olsalar bile tarikatın zayıflatılamayacağına dair inançları tamdı. Onlar... savaşacaklardı!

 

"Savaşa!!"

 

"Tarikat için yaşa yada öl!"

 

"Patrik Güney Diyarının en Büyük Uzmanı ünvanına sahip! Kan Prensi Ruh Bölme aşamasındaki bir numaralı figür! Karşımızda Güney Diyarının bütün tarikatları olsa ne olur!?"

 

"Kaybedersek önemli değil. Ama eğer öyle olmazsa, o zaman o dört büyük gücü silip süpürür ve Kan Şeytanı Tarikatını Güney Diyarındaki tek tarikat haline getiririz!"

 

Kan Şeytanı Tarikatı bağırma ve kükreme sesleriyle doldu. Kalp ve ruhlarını Kan Şeytanı Tarikatına adamaları önemli değildi. Yine de bu savaş... kaçınılmazdı. Önlerinde iki seçenek vardı: dövüş yada öl!

 

Hiçbir öğrenci tarikata ihanet etmeyecekti, tarikatın kendisinin yıkımı yakın bile olsa. Bütün öğrencilerin kalplerine ihanetin korkunç sonucu çok önceden derince kazınmıştı.

 

Yedi gün sonra, Tek Kılıç Tarikatı, Altın Ayaz Tarikatı, Siyah Elek Tarikatı ve Li Klanı havada adeta patlayarak Kan Şeytanı Tarikatının bölgesinde ortaya çıkmışlar ve etrafı sarmışlardı.

 

Bu dört büyük gücün dört bir yandan ilerledikleri görülebiliyordu. Tek Kılıç Tarikatının kılıç qi'si kabardı. Altın Ayaz Tarikatının kuklası hayret vericiydi. Siyah Elek Tarikatı son derece habisti. Li Klanı ise altın ışıkla sarılmıştı.

 

Gerçekte isteseler daha erken gelebilirlerdi. Fakat zamanlarını hepsi aynı anda varmak için yolda harcamışlardı. Bu yolla zaferi tek seferde elde etmeyi amaçlıyorlardı.

 

Hemen saldırmak yerine Kan Şeytanı Tarikatının etrafını sarmak ve engel çekmek için büyü formasyonları kurmaya başladılar.

 

Ayrıca tüm Güney Diyarındaki serseri gelişimcilerin gelmelerini sağlamak adına Kan Şeytanı Tarikatının dibine ışınlanma portalları kurmaya başlamışlardı.

 

Mühürleme ve engelleme büyü formasyonları Kan Şeytanı Tarikatını tamamen köşeye sıkıştırmıştı. Hiç kimse kaçamayacaktı.

 

Güney Diyarının üstündeki gökyüzü kara bulutlarla dolarken bu tıpkı Kan Şeytanı Tarikatının öğrencilerinin kalplerini andırıyordu.

 

Bütün büyü formasyonları çoktan etkinleştirilmişti. Tarikatın etrafında havada kan parıltısı dolanıyordu. Uzaktan bakınca bu tıpkı devasa bir Şeytana benziyordu.

 

Şeytani Cisimleşim hayaliydi ama vücudu on binlerce metre uzunluktaydı; bir dağdan daha büyüktü. Karaya bacaklarını çaprazlayarak oturmuştu, üzerinde siyah zırh vardı. Onun yeşil saçları rüzgarla dalgalanıyordu ve yüzünde altın bir maske bulunuyordu.

 

Maske tam değildi, sanki birçok farklı parçadan oluşmuş gibiydi. Şeytani Cisimleşimin kafasının üstünde uzun, kavisli bir boynuz vardı ve onun etrafında yıldırım çatırdıyordu.

 

Şeytani Cisimleşimin zırh ile kaplı olmayan deri kısımları tıpkı kan gibi kızıldı. Ona bakan bir insanın anında korku ve dehşete düşerdi.

 

Bu Kan Şeytanı Tarikatının en güçlü büyü formasyonu olan Kan Şeytanı Yüce Büyü Formasyonuydu!

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr