Bölüm 730: Kan Prensi'nin Dönüşü!

avatar
5268 14

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 730: Kan Prensi'nin Dönüşü!


 

Bölüm 730: Kan Prensi'nin Dönüşü!

 

 

Bu yağmur sanki yukarıda toplanan bulutlar yüzünden değil, ortaya çıkan kritik bir baskı yüzünden başlamış gibiydi. Daha doğrusu, insanların bulutlu gökyüzünden zorla tünel açarak geçmelerinden kaynaklı olarak bulutlar bertaraf olmuş ve yağmur yağmaya başlamış gibiydi.

 

O anda üç tane zirve Tao Arayışı tuhafı Meng Hao'nun bulunduğu yere doğru ilerliyordu. Öyle hızlılardı ki Meng Hao'nun savaş arabasına adım attığı andan kısa bir süre sonra Antik Tao Göllerinin yakınında ortaya çıkmışlardı bile.

 

Fiziksel görünüşlerini ortaya çıkarmasalar da auraları çok netti. Meng Hao'nun geçişinin izlerini bulmaları çok uzun sürmedi ve ardından onun peşinden gittiler.

 

Tabii ki Meng Hao'nun savaş arabası gibi inanılmaz bir hıza sahip eşyaya sahip olduğu akıllarından bile geçmemişti.

 

Meng Hao elinden geldiğince hızlı ilerliyordu. Göz açıp kapayıncaya kadar Antik Tao Göllerinden uzaklaşmış ve Kan Şeytanı Tarikatı bölgesinin sınırına yaklaşmıştı. Bu noktada derin bir nefes aldı ve daha da hızlı hareket etmeye devam etti. Arkasında gök gürültüsüne benzeyen bir gümbürtüyle beraber bir çft kurumuş el havada devasa bir delikten dışarı uzandı. İçinden kırmızı saçlı bir yaşlı adam çıktı.

 

O büyük ve uzundu, ve vücudunda elektrik arkları dolanıyordu. O ortaya çıktığı anda sanki tanrı yeryüzüne inmiş gibi hava gümbürtülerle doldu.

 

Onun sağında bir kılıç aurası belirdi ve bu aura sanki Gök ve Yer ikiye ayırabilecek kudretteydi. Kılıç aurasının içinden siyah cübbeli bir yaşlı adam dışarı adım attı.

 

Daha da uzakta Li Klanının zirve Tao Arayışı gelişimcisi, 3. Patrikleri gök gürültüsü eşliğinde kendini göstermişti. Gelişim merkezinin tüm gücünü serbest bırakmıştı. O uçarken etrafında adeta gökyüzüne doğru parlayan hayaletsi alev küreleri pırıldıyordu.

 

Bu üç insan ortaya çıktığında Meng Hao'nun yüzü düştü. Bu adamların her biri yıllar önce dövüştüğü Wang Klanının 10. Patriğine denkti. Onlar ortaya çıktıkları anda savaş arabası gümbürdedi ve sayısız vahşi canavar ortaya çıktı. Her yer titredi ve Meng Hao uzaklara doğru fırladı.

 

Öyle hızlıydı ki gözden kaybolması sadece bir an sürdü. Üç zirve Tao Arayışı gelişimcisi de hemen onun peşine düştüler.

 

Aniden başka bir yönde yağmurla ıslanmış halde delice kahkaha atan dengesiz bir yaşlı adam bulutların altında uçuyordu.

 

"Hahaha! Ölümsüzlüğe Yükseliş.... Ölümsüzlüğe Yükseliş...." Onun aptalca kahkahası içinde bir delilik hissi barındırıyordu. Vücudu titreşti ve ortadan kayboldu.

 

Meng Hao'nun savaş arabası inanılmaz bir hıza sahipti ama takipçiler de yıldırım gibiydi. Onlar giderek yaklaşırken Meng Hao'nun zihnindeki tehlike hissi de giderek şiddetlendi.

 

Fakat gözlerinde acımasızlık ve öfkeyle birlikte bir öldürme arzusu görülüyordu.

 

Yine de yavaşlamadı ya da duraksamadı. Onun gelişim merkezi zirve Tao Arayışı rakiplerine karşı koyamazdı ve Sonsuz Tao temelini kaybetme riskini almak istemiyordu! Her şeye rağmen rakipleriyle arasındaki mesafe giderek azalıyordu!!

 

"Daha hızlı! Daha hızlı gitmeliyim!!" diye düşündü içinde fırtınalar koparken. Arkasında üç Tao Arayışı uzmanı ellerini kaldırdılar ve Meng Hao'ya doğru işaret ettiler. Bir anda yukarıdan soğuk bir homurdanma sesi duyuldu.

 

"KAYBOLUN!" ses antikti ve ayrıca sonsuz bir agresiflikle doluydu. Ses çınladığı anda gökyüzü kızıla döndü ve yeryüzü kan denizine dönüştü. Patrik Kan Şeytanı aniden Meng Hao ile Tao Arayışı uzmanlarının arasında ortaya çıkmıştı.

 

Onun sözleri göklerde gürültüyle yankılandı ve aşağıdaki topraklar kan rengine dönerken çatırdama sesleri duyuldu. Yerden yükselen bir kükreme bir şok dalgasına dönüşerek üç gelişimciye doğru hızlandı.

 

Üç adam hemen çeşitli yöntemler kullandılar. Kırmızı saçlı yaşlı adam elini kaldırdı ardından onu bir avuç saldırı şeklinde uzattı. 10,000 tane kırmızı yıldırım çaktı ama yaşlı adam yine de olduğu yerde duraksamak zorunda kaldı ve yüzü titreşti.

 

Tek Kılıç Tarikatından siyah cübbeli yaşlı adam adeta bir kılıcı andıran bir bakış attı. Etrafındaki hava gümbürdedi ve ardından parçalanırken aniden olduğu yerde duraksadı.

 

Li Klanının sırmalı elbise giymiş beyaz saçlı 3. Patriğinin ise vücudu güçlü bir enerji yaydı ve etrafında hayali bir güneş ve ay dolanmaya başladı. Patrik Kan Şeytanı'nın saldırısına karşı koymaya çalışsa da o da bir hırıltıyla olduğu yerde duraksadı.

 

Meng Hao rahat bir nefes aldı ardından savaş arabasını bıraktı. Patrik Kan Şeytanı'nın yanında durarak üç takipçisine soğuk gözlerle baktı.

 

Üç yaşlı adamın soğuk bakışları Patrik Kan Şeytanı'na yöneldi ve ardından konuşma başladı.

 

"Kan Şeytanı, gerçek Ölümsüzün ruhunu teslim et!"

 

"Gerçek Ölümsüz ruhunu ver! Olay kapansın! Tüm Güney Diyarına karşı savaşamazsın!"

 

"Onu çıkart ve burada onun kime ait olacağını kararlaştıralım. Aslında onu sırayla paylaşabiliriz. Kan Şeytanı, cevabını ver yoksa...."

 

Tabii ki üçü de içten içe Patrik Kan Şeytanı'ndan korkuyordu, özellikle Siyah Elek Tarikatındaki savaştan sonra.

 

"Yoksa ne...?" diye cevapladı Kan Şeytanı.

 

"Yoksa tüm Güney Diyarında bir savaşı tetiklemiş olursun!"

 

"Tek Kılıç Tarikatı, Altın Ayaz Tarikatı, Li Klanı ve özellikle Siyah Elek Tarikatı sizi istila etmek için birlik olmaya sıcak bakacaktır. Eğer bu olursa Kan Şeytanı Tarikatının yok edilmesine hazırlıklı olmalısın!"

 

"Güney Diyarının dört büyük gücü Kan Şeytanı Tarikatının kökünü kolayca kazıyabilir. Kan Şeytanı, kendini mahvedecek bir şeye imza atma!"

 

Tüm bunları duyunca Meng Hao'nun kalbi titredi. Bu gerçek Ölümsüz ruhuna kendince bir değer biçmiş olsa da onun tüm Güney Diyarında büyük bir savaşa yol açacağını hiç düşünmemişti.

 

Meng Hao Patrik Kan Şeytanı'na baktı. Ele geçirdiği ruhun herkesi savaşa sürüklemesini istemiyordu. "Patrik," diye başladı, "önemli değil...."

 

"Bir şey söylemene gerek yok," dedi Patrik Kan Şeytanı sakin bir tonla. "Onu sen aldın, yani artık sana ait. O gerçek Ölümsüzün ruhu baya işe yarayacaktır. Onu vermeyi nasıl aklından geçirebilirsin?" Bakışları üç gelişimciye doğru döndü ve soğuk bir kahkaha attı.

 

"Size gelirsek... SİKTİRİN GİDİN!"

 

"Kan Şeytanı!" diye bağırdılar. Yüzleri çeşitli duygularla titreşti ve bakışlarını Patrik Kan Şeytanı'na kilitlediler. En sonunda titreşen gözlerle döndüler ve ortadan kayboldular.

 

"Patrik," dedi Meng Hao, "eğer bu gerçek Ölümsüzün ruhuna ihtiyacınız varsa sizin olabilir...." Kalbi hâlâ bir nebze titriyordu. Aniden Patrik Kan Şeytanı'nın öncekinden biraz farklı olduğunu fark etmişti.

 

"Endişelenme," dedi Kan Şeytanı kafasını iki yana sallayarak. "Her şeyi yoluna koyacağım. Gerçek Ölümsüzün ruhuna gelirsek.... O benim için çok kullanışlı olmayacaktır. Korkarım ki ustan Hap Şeytanı için de aynı durum geçerli. Gelecekte, onun biraz çalışmasına izin ver, bu yeterli olacaktır."

 

"Ustam mı?" dedi Meng Hao şaşkınca. Tabii ki Hap Şeytanı'nın Ruh Bölme ve Tao Arayışı olayından haberdar değildi.

 

"Detayları sonra anlarsın." Bununla birlikte Patrik Kan Şeytanı elbise kolunu fiskeleyerek Meng Hao'yu aldı ve bir anda ortadan kayboldu. Tekrar ortaya çıktıklarında Kan Şeytanı Tarikatına geri dönmüşlerdi.

 

Kan Şeytanı Tarikatı öğrencileri onu gördükleri anda heyecanla konuşmaya başladılar.

 

"Kan Prensi!"

 

"Kan Prensi geri döndü!"

 

"Selamlar, Kan Prensi!"

 

Patrik Karagök ve diğer eş Patrikler hemen dağ zirvelerinden aşağı inerek Meng Hao'yu heyecanlı ifadelerle karşıladılar.

 

"Geri dönüşünüzü kutlarım, Kan Prensi!"

 

Beşinci zirvede kambur yaşlı adam gülümsedi ve ardından ellerini kenetleyerek Meng Hao'ya doğru baş selamı verdi.

 

Wang Youcai dağ vadisindeki yerinden kalktı ve Meng Hao'ya doğru baktı. Xu Qing onun Kıdemli Kız Kardeşiydi ve Meng Hao ile birlikte büyümüşlerdi. Wang Youcai şiddet dolu çevresi yüzünden daha sert bir insana dönüşmüş olsa da temel olarak kişiliği asla değişmemişti.

 

Meng Hao yokken vadiyi hayatı pahasına koruyacaktı. Koruduğu şey onun anıları ve içinde var olan bir zamanlarki harika hayatın son kalıntılarıydı.

 

Xu Qing vadiden yürüyerek dışarı çıktı ve havada duran Meng Hao'ya bakarak gülümsedi.

 

Bakışları buluştuğunda bu sonsuza kadar sürecek bir anıya dönüştü.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44299 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr