I Shall Seal The Heavens - Bölüm 714: Ruh Bölme'yi Ezmek!

---

 

Bölüm 714: Ruh Bölme'yi Ezmek!

 

 

Antik Tao Göllerinin bir bölgesindeki vadinin gökyüzünde ışınlanma parıltısı yükseldi. Bir figür vadinin içinden hızla çıkarken gümbürtü sesleri yankılandı.

 

Figür çıktığı anda ışınlanma ışığı söndü.

 

Havada ilerleyen bu figür Meng Hao idi.

 

Yüzü bembeyazdı ve vadiden dışarı çıktığı anda yere indi ve yüzünde bir korku belirtisiyle arkasına baktı.

 

"Karagök ve diğerlerini çıkarttıktan sonra yetmiş kez daha ışınlandım! Işınlanma döngüsü hayret verici. Sonlara doğru giderek hızlandı ve qi ve kanım emilerek beni zayıflattı."

 

Derin bir nefes aldı ve ardından biraz tıbbi hap çıkartarak hızla onları tüketti. Ardından havaya yükseldi ve yönünü belirlemek için etrafına bakındı. Tao Göllerinin püskürmesi ve dövüşler dinmişti.

 

"Kan Şeytanı Tarikatı öğrencileri büyük ihtimalle benim talimatımı dinleyip merkez bölgesine gitmişlerdir."

 

3,000 metrelik Tao Göllerinin yönüne karar verdikten sonra uçmaya başladı.

 

Yol boyunca sürekli kutsal duyusunu kullanarak yarıklardan kaçındı ve ayrıca ışınlanma teknikleri kullandı.

 

Bu sırada merkez bölgesindeki 3,000 metrelik Tao Gölleri yakınında Tek Kılıç Tarikatı ve Kan Şeytanı Tarikatı sözlü çekişmeye girişmişti.

 

"Kan Şeytanı Tarikatı bir Şeytani Tao'nun gelişimcileridir! Eğer bir tane gölü ele geçirmek isterlerse sorun olmaz ama daha fazlasına göz dikmeye kalkmasınlar!"

 

"Canınıza mı susadınız!?"

 

Tek Kılıç Tarikatı bölgedeki en güçlü grup konumundaydı. Önceliği ele geçirmişler ve üç tane gölü zapt etmişlerdi. Onların sahip oldukları sekiz Ruh Bölme gelişimcisinin yüzlerinde soğuk parıldayan auralar vardı.

 

Sekiz kişiye ek olarak uzaklarda oturmuş halde gözlerini Kan Şeytanı Tarikatına diken Bay Jian adlı kişi vardı.

 

Kan Şeytanı Tarikatında ise Patrik Karagök ve diğerleri daha yeni oraya ulaşmışlardı. Altı Ruh Bölme Patriği öldürme arzusuyla kaynarken Tek Kılıç Tarikatıyla yüzleşiyorlardı.

 

"Kan Şeytanı Tarikatı sadece Mor Felek Tarikatının gölünü ödünç almış durumda ve onu geri iade etmesi lazım. Sizin Tek Kılıç Tarikatınız üç göl işgal etti! Birinden vazgeçmelisiniz!"

 

"Bakın Tek Kılıç Tarikatı. İster dövüşürsünüz isterseniz paylaşırsınız. Karar sizin!"

 

İki tarafta öldürme arzusuyla doluydu. Tek Kılıç Tarikatı ile Kan Şeytanı Tarikatı ölümcül düşmanlardı ve bu durum iki taraf arasında kolaylıkla bir dövüş çıkabileceği anlamına geliyordu. Ayrıca Antik Tao Göllerindeki şu durumun tarikatlara büyük faydalar sağlayacağından bahsetmeye bile gerek yoktu.

 

Aniden Siyah Elek Tarikatının Üçüncü Bölme Patriği ayağa kalktı ve gürültülü bir şekilde kahkaha atmaya başladı. Kan Şeytanı Tarikatına doğru bakarken gözleri soğukça pırıldadı.

 

"Kan Şeytanı Tarikatı, sizin Tao'nuzun Şeytani olması umurumda değil. Fakat, Tao Gölleri Güney Gök topraklarındaki bütün gelişimciler için iyi talih anlamı taşıyor. Eğer problem çıkartmaya devam ederseniz kişisel olarak bu konuda bir şeyler yapmak zorunda kalacağım!"

 

Bunu duyan Tek Kılıç Tarikatı gelişimcileri gülmeye başladılar. Bay Jian Üçüncü Bölme Patriğine doğru baktı ve ardından samimiyetle başını salladı.

 

Kan Şeytanı Tarikatının Patriklerinin yüzleri titreşti.

 

Daha sonra Altın Ayaz Tarikatından orta yaşlı bir adamın yürürken çınlayan kahkaha sesleri duyuldu. O uzun ve iri yapılı biriydi, derisi elmas kadar sert görünüyordu ve tamamen zırhla kaplıydı. "Siyah Elek Tarikatı ve Tek Kılıç Tarikatı yoldaş Taoistleri," dedi, "sizin sözleriniz daha doğru olamazdı."

 

Daha geride beş tane yaşlı adam bacaklarını çaprazlamış oturuyordu. Onlar gözlerini açtıklarında Ruh Bölme auraları canlı bir şekilde parladı.

 

Adamın kendini ortaya atması Siyah Elek Tarikatı, Altın Ayaz Tarikatı ve Tek Kılıç Tarikatı arasındaki mutabakatı net bir şekilde ortaya koymuştu. Bu üç tarikatın ortak kudreti o anda Kan Şeytanı Tarikatının üzerine bir baskı olarak çökmüştü.

 

Onların arasında en kötü pozisyonda olanlar şişko ve Chen Fan idi. Bu durumla ilgili yapabilecekleri bir şey olmadığından sessizce geride duruyorlardı.

 

Mor Felek Tarikatı ile Song Klanı ise sessizdi.

 

Sadece Li Klanı kalmıştı. 19. Li Klanı Patriği elbise kolunu fiskeledi ve ileri doğru adım atarken gözlerinde bir öldürme arzusu görüldü.

 

"Pekala, sizin Kan Prensi öldü mü yoksa sağ mı? Eğer ölmediyse neden burada değil?" Yıllar önceki Li Klanı Tao Çocuğunun ölümü onların aklına kazınmış olan bir olaydı.

 

Şuan Li Klanının da katılmasıyla dört grup ittifak oluşturmuştu. Kan Şeytanı Tarikatı Patriklerinin yüzleri düştü ve gerilediler. Dört tarikatın ortak gücüne karşı ayakta duramazlardı.

 

"Neden nefesinizi boşa tüketiyorsunuz?" dedi Siyah Elek Tarikatının Üçüncü Bölme Patriği, aynı sırada gözleri pırıldıyordu. "Sadece onları sürelim ve ayrılmazlarsa yok edelim!" Bununla birlikte ileri doğru hamle yaptı ve sağ elini salladı. Hemen ortaya çıkan sekiz beyaz kaplan kükreyerek Kan Şeytanı Tarikatı gelişimcilerine doğru hücum etti.

 

19. Li Klanı Patriği de Tek Kılıç Tarikatı gelişimcileri gibi saldırıya geçmişti. Aynı anda havalanan ve saldırıya geçen ondan fazla sayıda Ruh Bölme uzmanı vardı. Göz açıp kapayıncaya kadar kaotik bir Ruh Bölme savaşı başlamıştı.

 

GÜM!

 

İki taraf birbirleriyle çarpıştılar ve altı Kan Şeytanı Tarikatı Patriği anında geri çekilmek zorunda kaldı. Dört bir yandan saldıran ondan fazla Ruh Bölme gelişimcisine basitçe karşı koyamazlardı.

 

Arka arkaya gelen saldırılar Kan Şeytanı Tarikatı gelişimcileri karşısında başarılı oluyordu. Şok edici büyülü eşyalar ve kutsal beceriler kullanıldı ve onlarca Kan Şeytanı Tarikatı öğrencisi zorla geri ittirildiler. Onlar geri çekildiklerinde diğer dört tarikatın gelişimcileri olaya katılmak için havalanmışlardı.

 

Dörtlü kuvvetten Kan Şeytanı Tarikatına karşı en çok nefret duyanı Siyah Elek Tarikatı idi. Li Klanı onları Meng Hao yüzünden hedef alırken Tek Kılıç Tarikatının olayı uzun zamanlı aralarındaki kindi. Sadece Altın Ayaz Tarikatının saldırmak için gerçekçi bir nedeni yoktu.

 

Gümbürtüler yankılandı ve geriye doğru savrulan Patrik Karagök'ün ağzından kanlar saçıldı. Birinci Şeytanateşi Patriği dışında diğer hepsi kanlar tükürerek geriye düştüler. Dövüş devam ederken kanlı bir parıltı yükseldi ve acınası çığlıklar yükseldi.

 

Mor Felek Tarikatının Saygıdeğer Kurumuş-Tao'su kaşlarını çattı, bir an tereddüt etti ve ardından gözlerini kapattı. Song Klanı ise ne Kan Şeytanı Tarikatına yardıma geldi ne de dörtlü birliğe katıldı.

 

"Geri çekilin!" Patriklerin kalpleri ateşle yanıyordu ama bu dörtlü kuvvet karşısında kaçmaktan başka çareleri yoktu. Onlara Mor Felek Tarikatı tarafından verilen Tao Gölünü teslim edeceklerdi.

 

"Nereden geldiyseniz oraya gidin!" dedi Siyah Elek Tarikatının Patriği. "Kan Şeytanı Tarikatının böyle bir yerde olmasına izin yok!" Elbise kolunu fiskeleyerek sekiz beyaz kaplanın kükremelerine ve bu kükremelerin korkunç dalgalara dönüşmesine neden oldu. Dalgalar altı Kan Şeytanı Tarikatı Patriğine çarparak onları geriye doğru savurdu ve ağızlarından kan gelmesine neden oldu. Bazı diğer sıradan öğrenciler bu dalgalanmaların şiddetiyle doğrudan patlamıştı.

 

Onların katletme arzuları bundan daha fazla yükselemezdi.

 

"Kan Prensi nerede?"

 

"Eğer o gelmezse vazgeçip ayrılmak zorunda kalacağız!" Patriklerin yüzleri geri çekilirlerken bastırılmış kinleriyle titreşti.

 

"Kim gelirse gelsin," Tek Kılıç Tarikatından soğuk bir gülmeyle beraber bir ses duyuldu. "Kan Şeytanı Tarikatının burada olmasına izin yok. Kaybol!"

 

Tam o anda uzaklardan bir ışık ışını belirdi. İnanılmaz bir hızla yaklaştı, tıpkı kayan bir yıldız gibi beraberinde öldürücü bir hava ve göklere ulaşan bir acımasızlık hissi getiriyordu.

 

Işın yaklaşır yaklaşmaz Mor Felek Tarikatı üyeleri oraya baktılar ve özellikle Chu Yuyan ile Hanxue Shan'ın yüzlerinde dikkatli bakışlar belirdi.

 

Song Jia da kendini oraya bakmaktan alamadı.

 

Işık ışını o kadar hızlıydı ki göz açıp kapayıncaya kadar gelmişti. Doğruca altı Kan Şeytanı Tarikatı Patriğini geçti ve hemen önlerinde durdu.

 

Bir gümbürtü koparken beraberinde şok edici dalgalar dörtlü kuvvetin üyelerine doğru sertçe ilerledi. Ondan fazla sayıda Ruh Bölme gelişimcisinin yüzleri titreşti ve hemen duraksadılar. Öncü pozisyonundaki gelişimcilerden bir Altın Ayaz Tarikatı Ruh Bölme uzmanı geriye doğru savrulurken kan donduran bir çığlık koparttı ve hemen patladı. Etrafa saçılan kan ve pıhtılar grubun önünde duran kızıl cübbeli genç adamın görüntüsünü engellemek için yeterli değildi.

 

Genç adamın yüzü sakindi ama gözleri en yüksek gökleri bile dondurabilecek kadar soğuktu. Sağ eli yumruk şeklini aldı, bu yumruk biraz önce Altın Ayaz Tarikatı Ruh Bölme uzmanının patlamasına neden olan gücün kaynağıydı.

 

Tek bir yumruğun Birinci Bölme uzmanını yok etmesi orada bulunan herkesi adeta sarsmıştı.

 

Meng Hao'nun uzun saçları kafasının etrafında dalgalandı ve cübbesi nazikçe savruldu. Sahip olduğu İkinci Bölme gelişim merkezi dört bir yana şok edici bir enerji yaydı.

 

Yer ve gökteki bütün renkler söndü ve rüzgar uğuldadı. Sanki şiddetli bir rüzgar gelmiş ve etraftaki tozları havaya kaldırmış gibiydi.

 

O anda bütün gözler Meng Hao'ya kilitlenmişti.

 

"Kan Şeytanı Tarikatının burada olmaya izni olmadığını kim söyledi?" dedi etrafa bakarak. Gözleri öldürme arzusu ve acımasızlıkla titreşirken dörtlü tarikat birliğinin Ruh Bölme gelişimcilerini süzdü.

 

Meng Hao'nun arkasındaki Kan Şeytanı Tarikatı gelişimcileri hemen heyecanla doldular ve başlarını eğerek selamlamaya başladılar.

 

"Kan Prensi!"

 

"Selamlar, Kan Prensi!"

 

Siyah Elek Tarikatının Üçüncü Bölme Patriğinin yüzü titreşti. "Meng Hao!" diye bağırdı.

 

Altın Ayaz Tarikatının gelişimcileri de şaşkındı ve Li Klanı Patriğinin gözleri kocaman açılmıştı. Tek Kılıç Tarikatı insanlarının ise yüzleri hayretle dolmuştu.

 

Mor Felek Tarikatı grubundan An Zaihai ve Ki Hailong kan renkli cübbesinin içindeki Meng Hao'ya boş gözlerle bakakaldılar. Zihinlerinde şuan karşılarında duran kişiden çok farklı bir yüze sahip genç bir oğlanın görüntüsü süzülüyordu.

 

Chu Yuyan titriyordu. Meng Hao söylemek istediği binlerce şey vardı ama tek bir tanesini bile söyleyemiyordu.

 

Hanxue Shan ise Chu Yuyan'a nazaran daha masum ve toydu. Meng Hao'ya bakarken Siyah Toprakların Kutsal Kar Şehrinde olanları düşünüyordu.

 

Ye Feimu ise sessizdi. O anda bir Ruh Bölme uzmanı olarak karşısında duran Meng Hao'ya bakarken yüz ifadesi karmaşıktı. O görkemli ve ünlüydü. Ye Feimu ister istemez onunla eski yıllarda Mor Ocak Lordu olmak için girdiği rekabeti düşündü.

 

Kabul etmek istemese de ona kıyasla kendisi... çok çok geriye düşmüştü.

 

Mor Felek Tarikatı grubunun içinde olan ve Meng Hao'ya anılarla dolu bakışlarla bakan yaşlı bir adam daha vardı. O da sessizce Meng Hao'nun acaba kendisini hatırlayıp hatırlamadığını düşünüyordu.

 

Her yer sessizlik içindeydi. Meng Hao karşısında duran gruba baktı ve ardından gözleri Siyah Elek Tarikatının Patriğine döndü.

 

"Bunu diyen sen miydin?" diye sordu.

 

Üçüncü Bölme Patriği bu sözleri duyunca yüzü dehşetle doldu ve zihni uğuldadı. Geçen seferki karşılaşmalarında onun ne kadar korkunç biri olduğunu tecrübe etmişti ve vücudu titrerken gerilemeye başlamıştı.

 

Bölgedeki diğer insnalar bunu görünce daha da sarsılmaya başlamışlardı.

 

Bir Üçüncü Bölme Patriğinin kalbine tek bir cümleyle böylesine bir korku salabilmişti. Ama bu adam sadece basit ve sıradan Tao'ları Bölmüştü ve bu onu büyük Tao'ları bölen kudretli, zalim ve korkunç Üçüncü Bölme uzmanlarından ayırıyordu. Ama yine de bu olay Meng Hao'nun ne kadar güçlü olduğunu gösteriyordu.

 

Altın Ayaz Tarikatının adamı hemen gözleri parlayarak geri çekildi. Diğer Altın Ayaz uzmanlarını da yanına aldı. Biraz önce öldürülen kişi onların tarikatındandı bu yüzdent tabii ki geri çekilebilirlerdi. Doğal olarak Li Klanı da Meng Hao'ya dokunmamış olmalarının gönülsüzlüğüyle geri çekildi.

 

Meng Hao aniden sahneye dalmış ve tek bir darbeyle etkili bir Ruh Bölme uzmanını yok etmişti. Böyle bir hamle onu gören herkesi şok edecekti ve sonucun böyle olması doğaldı.