Bölüm 633: Onur Konuğu

avatar
5899 17

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 633: Onur Konuğu


 

Bölüm 633: Onur Konuğu

 

Göz açıp kapayıncaya kadar yedi gün geride kalmıştı.

 

Meng Hao bu süreyi tamamen gözleri kapalı şekilde meditasyon yaparak yaralarını iyileştirmek için harcamıştı. Bu yedi gün boyunca yaraları yavaş yavaş yüzde otuz civarında iyileşmişti. Ne yazık ki dünyevi vücudu Et Peltesinin yardımı olmadan bir arada duramıyordu. Dengeye girmek için hala zamana ihtiyacı vardı. Fakat yaralar yavaş yavaş kaynaşıyordu.

 

Her gün genç kadının bizzat kendisinin getirdiği üç öğün meyve yiyordu. Kadın oldukça saygılıydı.

 

Hatta ona Ruh Taşı bile önermişti. Meng Hao'nun bütün istekleri yerine getiriliyor ve Samanyolu Denizi ile ilgili bütün soruları detaylı bir şekilde cevaplanıyordu.

 

Meng Hao kendini iyileştirmenin yanı sıra bölgeyle ilgili de oldukça anlayış kazanmıştı.

 

Bu yedi gün boyunca Samanyolu Denizinin yüzeyi sessizce sakin kalmıştı. Zhang gemisi Dış Denizde ilk günkü gibi cesurca yoluna devam ediyordu. Tabii ki Meng Hao şimdi gemide olduğu için herkes biraz gergindi. Fakat yersiz bir şey olmamıştı.

 

Zaman geçip Meng Hao kapalı meditasyonda kalmaya devam ettikçe genç kadın yavaş yavaş rahatlamaya başlamıştı. Daha önceki neşeli ve keyifli tavrına geri dönmüştü. Ara sıra biraz çocuksu toylukla dolu olan kahkahası çınlıyordu.

 

Diğer üç Temel Kurulum gelişimcisi ise her zamanki gibi gerginlerdi. Klan Liderinin aklından ne geçtiğini anlıyorlardı, ama onların düşüncesine göre onun yaptığı şey bir kaplandan derisini istemek gibiydi, kötü bir adamın kendi ilgi duyduğu şeylere aksi yönde davranmasını bekliyordu. Onların düşüncesine göre onun gibi genç insanlar gelişim dünyasının acımasızlığını anlamıyordu. Diğer taraftan o üçü Temel Kurulum seviyesine kadar gelişim yapmış ve Dış Denizdeki adalarında pozisyonlarını korumuş ve bir çok ölümcül kriz atlatmış kişilerdi.

 

Onlar gelişim dünyasını çok iyi biliyorlardı, burada orman kanunları hakimdi ve tehlike standart bir olaydı. Tek bir kötü şey büyük bir yıkıma sebep olabilir ve hatta tüm Klanı etkileyebilirdi.

 

Meng Hao garip bir kara delikten rastgele çıkmış biriydi. O zayıf ve yaralı olsa da yedi gün önceki görünüşü insanların sanki kışın ortasında donarak ölmüş gibi hissetmelerine neden olmuştu.

 

Meng Hao onları öldürmek isterse, yaralı bile olsa onları tamamen yok edebileceğine dair şiddetli bir hissiyata sahiplerdi.

 

Şu an üçü de geminin kıç bölgesinde duruyorlardı ve kaşları çatık bir halde aynı düşüncelerini dillendiriyorlardı.

 

“Klan Liderinin bu düşüncesi... Hiç bilgece değil!”

 

O adam ağır yaralı ve buraya ışınlanma yoluyla geldi. Dışarıdan bakınca onun takip edildiği belli oluyor. Eğer takipçileri onu yakalarsa bu hepimize büyük bir yıkım getirecek!”

 

“Ai! Klan Liderinin ne düşündüğünü biliyorum. Bu Azizin adasına yaptığımız yolculuk bizim son şansımız. Eğer başarırısa Liu Klanının kalbine korku salabilir ve pervasızca davranmalarının önüne geçebiliriz.

 

Sadece Nan'er'in dövüşten üstün çıkmasını umuyoruz. Umarım o Özgür Tarikatın yeni öğrenci yarışmasından alnının akıyla çıkabilir.”

 

Üçü bakıştılar ve ardından hafifçe iç geçirdiler.

 

Zhang Klanının Patriği Dış Denizdeki adalarını bulmuştu. Fakat o meditasyonda öldükten sonra onlar tıpkı ince bir buzun üstünde yürüyormuş gibi bir duruma zorlanmışlardı. Klanda başka bir Nüve Formasyonu gelişimcisi çıkmamış ve ellerinde bulundurdukları ada kısa süre için aç gözlü komşuların gözüne batmaya başlamıştı.

 

Eğer Patriğin ölmeden önce bıraktığı büyü formasyonu, büyülü eşyalar ve sosyal bağlantılar olmasaydı uzun zaman önce adalarını kaybetmiş ve bir yan Klan olmuşlardı.

 

Adalarını bir süre ellerinde tuttuktan sonra en nihayetinde bir kriz üzerlerine çökmüştü. Yakınlarda bir adada bulunan Liu Klanı uzun zamandır gözlerini onlara dikmiş olan bir kaplan gibiydi. Katliam artk kaçınılmaz noktaya gelmişti.

 

Bu kritik tehlike anında Zhang Klanı Lideri olan güzel genç kadın zor bir karar vermek zorunda kalmıştı. Bütün insanlarını toplamış ve oğlunu Özgür Tarikata teslim etmek için gizlice ayrılmıştı.

 

Eğer o Özgür Tarikatta bir öğrenci olursa kimliği Dış Denizdeki herkesi korkutmaya yetecekti. Bu durum Zhang Klanını en az yüz yıl boyunca koruyacaktı.

 

Üç Temel Kurulum gelişimcisi durumu tartışmaya devam ettiler.

 

“Her şey çok zor olacak.... Nan'er'in Azizin adasına gittikten sonra kalabalığın içinden sivrilebileceğini ve Özgür Tarikata girebileceği bilmek imkansız. Her halükarda önümüzde uzanan yol son derece tehlikeli olacak.”

 

“Bu doğru. Söylentiler yayıldı ve haberler sızdı. Liu Klanı bu kabul etmeyecektir.... Sadece onların çok yavaş bir tepki vermekte geç kalmasını ummaktan başka çaremiz yok. Umarım üstün bir pozisyon kazanmak ve takipten kaçmak için yeterince erken ayrılmışızdır.”

 

“Liu Klanı dışında Dış Deniz ve Dördüncü Halka arasında gezinen sayısız deniz canavarı da var. Ayrıca zalim serseri gelişimcileri söylemiyorum bile. Önümüzde uzanan yolun huzurlu ve güvenli olmasına imkan var mı?”

 

“Fakat bu gerçekten de bizim tek şansımız....” Üçlü daha fazla iç geçirdiler ve ardından sessizliğe gömüldüler. Klan Liderinin ne yapmaya çalıştığını anlıyorlardı ve artık kararı verdiği için endişelenerek vakit kaybetmenin bir anlamı yoktu.

 

Kim bilir? Belki de yaralı uzmanı onlarla kalması için davet etmek bazı sıra dışı sonuçlar doğurabilirdi.

 

Üçlü aralarında tartışırlarken Zhang Klanı Lideri olan genç kadın geminin uç kısmında oğlunun elini tutmuş halde duruyordu. Yukarıdaki gökyüzüne dalıp gitmişti ve yüzündeki endişe ve huzursuzluğu gizleyemiyordu.

 

“Dördüncü Halkaya ulaşmak için üç günlük yolumuz kaldı...” diye mırıldandı. “Dış Denizi arkamızda bıraktıktan sonra gerçekten de Liu Klanından kaçınmış olacağız...” Liu Klanı zayıf olmasa da bu sadece Dış Denizi düşününce geçerli bir durumdu. Dördüncü Halkada onlar böcek sayılırlardı. Genç kadının analizine göre Dördüncü Halkaya girdiklerinde Liu Klanı büyük ihtimalle takipten vazgeçecek ve arkalarından gelmeye cesaret edemeyecekti.

 

Ne de olsa o ve onun Klanı ipin ucundaydı ve Liu Klanı pervasızca kendisini tehlikeye atmaya cesaret edemeyecekti.

 

Kadın başını eğerek oğluna baktı ve onun kafasını hafifçe okşadı. “Nan'er unutma, Özgür Tarikat kıdemliliğe büyük önem veriyor. Oraya vardığımızda herhangi bir ihlalde bulunmamalısın.”

 

Oğlan onun ne demek istediğini anlamamış gibiydi, ama yinede itaatkar bir şekilde başıyla onayladı. Kadının gözleri sevecen bir ifadeyle doldu ve tam oğluna doğru eğilecekken ifadesi titreşti ve aniden arkasına baktı.

 

Aynı zamanda üç Temel Kurulum gelişimcisi de temkinli bir halde oraya dönmüşlerdi.

 

Gördükleri şey onlara doğru hızla gelen simsiyah bir gemiydi. Geminin üzerinde dalgalanan bayrakda bulunan devasa bir karakter net olarak görülüyordu.

 

Liu 刘!

 

Bu Dış Denizin Liu Klanına ait bir gemiydi. Günlerdir takiptelerdi ve en sonunda hedeflerine yetişmişlerdi. Geminin ön kısmında duran dört kişiden üç tanesi son derece saygılı ifadelere sahiplerdi. Diğer kişi ise onlardan tamamen farklıydı.

 

O, yüzünde yalnızlık ifadesi bulunan yaşlı bir adamdı. Gözleri yıldırım gibi parladı ve elleri arkasında bağlı bir şekilde durdu. Adamın bol cübbesi rüzgarla dalgalandı ve uzun beyaz saçları onun görünüşünü tamamen sıra dışı kılıyordu.

 

Gelişim merkezinden erken Nüve Formasyonu aşaması dalgaları yayılıyordu. Bu yüzden Liu Klanı gemisi günlerdir takibi son hızla devam ettirebilmişti.

 

Genç kadın o yaşlı adamı gördüğü anda adeta yüzündeki kan çekilmişti. Nefesi hızlanmaya başladı ve ellerini oğlunun üzerinde sıkıca kenetlendi.

 

Zhang Klanının diğer üç Temel Kurulum gelişimcisi de kalplerinin güm güm attığını hissettiler. Yüzleri soldu ve gözleri umutsuzlukla doldu.

 

Liu Klanı... Patriği!”

 

Liu Klanı gemisi yaklaşırken yaşlı adam ve diğer üçünün görünüşleri daha da netleşti. Onlarında arkasında yüzlerinde küçümseyici ifadeler bulunan yedi ya da sekiz tane Qi Yoğunlaştırma aşamasındaki Klan üyesi duruyordu.

 

Liu Klanı Patriğinin yanında orta yaşlı bir adam vardı. Adam gülümsedi ve söylendi: “Zhang Wenfang, ne bu acele? Zhang Klanı adasını terk ederek tam olarak nereye gidiyorsun?”

 

@ @is 张文芳 @ @

 

Zhang Wenfang geminin kıç kısmına doğru yürüdü, derin bir nefes aldı ve ardından konuştu: “Küçüğünüz kıdemli Liu'yu selamlıyor. Kıdemli, adamızı terk ettik ve basitçe olabildiğince uzağa gideceğiz. Klanlarımız geçmişte dosttu. Bize hayatta kalma şansı bile vermeyeceğinizi söylemeyin sakın? Diğer Zhang Klanı üyeleri kadının etrafında toplandılar ve hepsinin de yüzleri hüzün ve öfkeyle doluydu.

 

Genç kadının sözleri biraz önce konuşan adam değil doğruca Liu Klanı Patriğine yöneltilmişti. İşler bu noktaya gelmiş olsa da ona hala saygıyla sesleniyordu.

 

Liu Klanı Patriği hiçbir şey söylemedi; sadece yüzünde gururlu bir ifadeyle baktı. Cevap veren onun yanında duran bir Klan üyesi oldu, ses tonu alaycılıkla doluydu. ”Ne şaka ama! Gerçekten de bizi üç yaşında çocuk mu sanıyorsun? Gerçekten de planının ne olduğunu bilmediğimizi mi sanıyorsun Zhang Wenfang? Sen belli ki Özgür Klana gidiyorsun!”

 

Küçüğünüz her şeyi bırakıp adasını size teslim edebilir, kıdemli. Ayrıca haddimizi aşacak niyetlere sahip olmadığımıza da yemin edebilirim. Sadece biraz hoşgörülü olmanız için yalvarıyorum...” Zhang Wenfang'ın yüzü soluktu, ama daha sözlerini bitiremeden önce Liu Klanı Patriğinin kaşları çatıldı.

 

Kapa çeneni!” dedi soğukça, sesi dört bir yanda gök gürültüsü gibi yankılandı. Deniz kabardı, Zhang Wenfang ve diğer Klan üyelerinin zihinleri uğultulu bir sesle doldu.

 

Tek bir cümle, iki kelime. Bütün Qi Yoğunlaştırma üyeleri kan tükürdüler. Sadece Zhang Wenfang ve diğer Temel Kurulum gelişimcileri sadece soluk yüzle kalmıştı. Yüzlerindeki ifade giderek umutsuzluğa süürkleniyordu.

 

Bu kadar saçmalığı nereden buluyorsun?” dedi Liu Klanı Patriği soğuk bir tonla. “Hepsini öldürün! Yaşlı, çocuk, tek bir kişiyi bile canlı bırakmayın!” Bununla birlikte elbise kolunu salladı ve çevresindeki Liu Klanı üyeleri yüzlerinde vahşi ifadelerle havalandılar.

 

Zhang Wenfang dişlerini sıktı ve geminin kıç güvertesine doğru baktı. “Kıdmeli Liu!” diye bağırdı aniden. “Eğer Zhang Klanı ile bir meseleniz varsa bizi öldürebilirsiniz, ama gerçekten de bizim onur konuğumuzu hafife almaya cüret edecek misiniz!?”

 

Hala neler uyduruyorsun sen?” dedi Patrik soğuk bir homurtuyla. “Benden Zhang Klanının gemisinde bir Gelişen Ruh konuğu olduğuna inanmamı mı bekliyorsun? Ya da bir Ruh Bölme uzmanı? Daha tehditkar birisi olamaz değil mi?” Patrik Ruhsal Duyusuyla gemiyi çoktan incelemiş ve sadece Zhang Klanı gelişimcilerini ve ölümlüleri tespit edebilmişti.

 

Bu noktada Liu Klanı gelişimcileri giderek yaklaşıyorlardı. Zhang Klanı gemisinden parlak bir kalkan çıkarak onların ilerleyişini engelledi. Fakat bu Liu Klanı Patriğini durduramayacaktı. Tek bir avuç saldırısıyla büyük bir gümbürtünün kopmasına sebep oldu. Gemi yarı yarıya suyun içine battı ve kalkan paramparça oldu.

 

Liu Klanı gelişimcileri vahşi sırıtışlarla ilerlemeye devam ettiler. Gemiye ulaştıkları anda Zhang Wenfang ve diğer üç Temel Kurulum gelişimcisi büyülü eşyalarını serbest bıraktılar ve hızlı hareketlerle büyülü tekniklerini çağırdılar. Gümbürtüler aniden çınladı.

 

Katliam başlamıştı.

 

Patrik emir verdi! Onları tamamen yok edin, geriye hiç kimse kalmasın. Suçlayabilecekleri tek şey isimlerinin Zhang olması olacak.”

 

Liu Klanının bazı Qi Yoğunlaştırma gelişimcileri yüzlerinde habis gülümsemelerle doğruca korkmuş durumdaki gençlere doğru yönelmişti. Zhang Wenfang'ın gözleri kıpkırmızı oldu ve onun yanındaki Klan üyeleri çıldırmanın eşiğine ve her şeyi riske atmanın eşiğine geldiler.

 

Liu Klanı Patriği havada durarak gözünün ucuyla olup bitenleri üstün bir tavırla izliyordu. Ona göre bu insanların böcekten farkı yoktu.

 

Fakat tam o anda Zhang Klanı gemisinden aniden sakin bir ses yankılandı.

 

Kapa çeneni!”

 

Bu sadece iki kelimeydi, ama ses yayılınca aniden diğer bütün sesleri bastırmıştı. Bu ses gök gürültüsünden bile daha gürdü ve üç kez yankılanmıştı. Ayrıca her yere çöken şiddetli bir baskıyla doluydu.

 

Aynı zamanda, bulunduğu kabinin içinde Meng Hao'nun gözleri açıldı. Bakışları sanki gemiyi delip geçiyor ve dışarıdaki her şeyi görebiliyordu.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44254 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr