Bölüm 543

avatar
6546 18

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 543


Bölüm 543: Hazineye El Koymak

Bu Zaman gücü Meng Hao’ya derin bir tehlike hissiyatı vermişti. Kan tekrar içine doğru akmaya başladığında gözlerinde aniden mor ışık titreşti. Doğu Hap Bölümünün hızlandırma tekniği, Han Bei’nin Siyah Elek Tarikatının Zaman büyüsü ve yeşim sayfalardan öğrendiği tekniğin hepsi bir damga izine bütünleşerek Meng Hao tarafından ağız dolusu kana yerleştirildi.  


Bu da Zaman gücüydü. Fakat Zamanı geriye doğru çevirmek yerine tersini uyguluyordu. Güç patlamayla beraber Zaman Çarkının gücüne karşı koymaya başladı. Hava gürleme sesiyle doldu. Aynı sırada mastiften kaçınamayan Patrik Huyan ışınlanırken bir kez daha onun pençeleri tarafından yaralandı. Meng Hao’nun vücudu şuan iyileşme sürecindeydi. Aniden yeşil bir duman ve siyah bir aya dönüşerek aniden ortadan kayboldu.


  O anda Patrik Huyan hafif bir “Eee?” sesi çıkarttı. O sırada Meng Hao havada ağzından kanlar sızar halde tekrar ortaya çıkmıştı. Kanı silmeye zamanı yoktu. Gözlerinde öldürme arzusuyla Patrik Huyan’a doğru baktı.


  “Kan Mastifi!” diye bağırdı Meng Hao. Havaya fırlayarak bir büyü hareketi uyguladı ve ardından kolunu salladı. Aniden devasa bir yüz ortaya çıkmıştı. Bununla birlikte mastif de ışıltılı, kanlı bir ışıkla parlayarak bu kan rengindeki yüz ile bütünleşti.


  Kan Ölümsüzü kutsal becerisini Kan Mastifinin gücüyle birleştirince ortaya… gerçek bir Kan Ölümsüzü büyüsü ortaya çıkmıştı!


  Mastif uyanmadan önce Meng Hao’nun kullanabildiği teknik yalnızca eksik bir gerçek büyü olarak sayılabilirdi. Fakat şimdi gerçek büyüyü, gerçek kutsal beceriyi kullanıyordu!


  Meng Hao’nun Zaman Çarkından kaçabilmesi Patrik Huyan’ı bir kez daha şaşırtmıştı. Özellikle bundan kaçmak için kullandığı teknikte bir Zaman tekniğiydi!


  “Senin adın Meng Değil, senin adın Han!” dedi Patrik Huyan. Bu sözler Meng Hao’nun göz bebeklerinin büzülmesine ve aklında yeni bir fikrin şekillenmesine neden oldu. Adama cevap vermedi. Bunun yerine altmış dört tane büyük döngü Gelişen Ruh gücünü serbest bıraktı. Bir anda kan rengindeki yüz altmış dört tane farklı yüze bölündü ve ardından üst üste binen çift görüntülere dönüştüler. Ardından hepsi birleştiler ve Patrik Huyan’a doğru fırladılar.


  Kan renkli yüzler havada uğuldayarak ilerlerken Meng Hao depolama çantasına vurarak tahta Zaman kılıçlarını çıkarttı. Ama onların Zaman güçlerini kullanmak yerine onlara sıradan uçan kılıçlar gibi davrandı. Kılıçlar kan renkli yüze doğru saplandılar ve ardından Patrik Huyan’a doğru ilerlediler.


  Patrik Huyan’ın kaşları çatılmıştı. Olup bitenler hakkında şüpheli bir şeyler hissediyordu. Sağ elini kaldırarak hızla bir hareket uyguladı ve ardından Zaman Çarkına doğru işaret etti. Aniden antik, siyah araba tekerleği bir kez daha dönmeye başladı. Ardından Zaman gücü dışarı doğru patladı.


  Muazzam bir gürleme sesi duyuldu. Harelenmeler aşağıdaki Mor Denizin çalkalanmasına neden oldu. Meng Hao’nun Kan Ölümsüzü kutsal becerisi olan yüz bir anda çürümeye başladı. Göz açıp kapayıncaya kadar gri küllere dönüşmüştü.


  Tam bu noktada Kılıç Zaman Formasyonu devreye girdi. Formasyon titreyerek ileri doğru fırlamaya devam etti. Bir nedenden ötürü formasyon önceki halinden daha farklı gibi görünüyordu.


  Sanki bu yeni Zaman gücüyle karşılaşmak Kılıç Zaman Formasyonunda bir takım değişimlere sebep olmuş gibiydi.


  Aynı sırada Patrik Huyan’ın Zaman Çarkı aniden durdu ve yok olma belirtileri göstermeye başladı. Fakat içindeki Zaman gücü her zamanki gibi sonsuzdu. Patrik Huyan bir büyü hareketinin ardından işaretiyle birlikte siyah tekerleğin uğultularla Meng Hao’ya doğru fırlamasını sağladı.


  Meng Hao hızla geri çekilmeye devam ediyordu. Bir ağız dolusu kan tükürdü ve ardından bir tıbbi hap çıkartarak hemen onu tüketti. Ardından sağ eliyle bir yakalama hareketi yaparak İblis Mızrağının ortaya çıkmasını sağladı. Mızrak öncekinden çok daha sönük görünse de hala sisin içinde sayısız vahşi surat vardı.


  Geriye doğru fırlayan Meng Hao hiç tereddütsüz mızrağı ileri doğru savurdu. Havada uğuldayan mızrak doğruca siyah tekerleğe doğru fırladı.


  Daha sonra Meng Hao’nun gözleri garip bir ışıkla parladı. Sağ elbise kolunu fiskelerken aynı anda Kutsal Duyusunu Kan Ölümsüzü maskesinin içine gönderdi. Şuan Yedinci Animada olduğunu düşününce Kutsal Duyusu üç flamalı bayrağa dokunduğu anda ilk flamanın gerçek gücünü tam anlamıyla kullanabilecekti.


  Meng Hao’nun etrafındaki hava titreşip bozulurken elinde aniden kan kadar kırmızı bir flama ortaya çıktı. Salınan flama Meng Hao tarafından dalgalandırılınca aniden kan gibi bir rüzgar yükseldi!


  Bu seferki Meng Hao’nun onu daha önce kullandığı olaylardakinden daha farklıydı. Bu ilk flamanın gerçek tezahürüydü ve öncekiler gibi hayali değildi. Hazinenin yaratmış olduğu kan renkli sert rüzgar Patrik Huyan’ın yüzünün hayretle dolmasına neden olmuştu.


  “Bu bayrak…. Lanet olsun! Nasıl böyle bir Ölümsüz hazineye sahip olabilirsin!?” Patrik Huyan inançsızlığını ifade ettiği sırada bayrak açıldı ve Meng Hao’nun önünden Zaman Çarkına doğru uzanan kırmızı bir sancağa dönüştü.


  İblis Mızrağı ve üç flamalı bayrak bir anda siyah araba tekerleğine doğru fırladı. O anda Patrik Huyan hiç tereddüt etmeden çift elle bir büyü hareketi uygulayarak tekerlek hazinesini kontrol etmeye çalıştı.  


Fakat tam hareketleri uygularken mastif aniden onun üzerine doğru atıldı. Adeta çıldırmış gibiydi ve ölümden herhangi bir korkusu yok gibiydi. Patrik Huyan’a yaklaşırken, yaydığı kanlı ışık şiddetle titreşti ve düşmanına doğru fırlayan sayısız ipliğe dönüştü.


  Patrik Huyan içten içe küfürler savuruyordu. Mastife karşı hissettiği nefret artık kemiklerine kadar işlemiş durumdaydı. Yine de eğer bu lanet olası Ölümsüz Canavar olmasaydı savaşın çok daha pürüzsüz gideceğini de fark etmişti.


  Patrik Huyan mastif tarafından sıkıştırıldığı sırada Meng Hao’nun gözleri kırmızı bir ışıkla parıldadı. Aurası patlayarak göklere kadar yükseldi. Şuan altmış dört büyük döngü Gelişen Ruh gücü kullanıyordu ve Kutsal Duyusunun menzili 29,999 metreydi. Bunlar birlikte… bir kutsal beceri şekillendirdiler!


  “Şeytan Mühürleme, Sekizinci Nazar!” Meng Hao’nun saçları dalgalandı ve Gelişim merkezi hızla deveran etti. Bir yandan alandaki Şeytani Qi kaynarken elini havaya kaldırdı ve işaret parmağını Patrik Huyan’a doğru işaret etti.


  Bununla birlikte Meng Hao’nun burnundan, ağzından, kulaklarından ve gözlerinden kanlar geldi. İçinde patırtı sesleri duyuldu, zihni ve vücudu gürleme sesleriyle doldu.


  Meng Hao’nun gözleri adeta çılgınlığa boğulmuş gibiydi. Fakat bu çılgınlığın altında da mutlak bir sakinlik yatıyordu. Şuan bir Ruh Bölme uzmanını mühürlüyordu ve tabii ki buna karşılık ağır bir bedel ödeyecekti.


  Ama neden bu meseleydi?


  Patrik Huyan’ın vücudundan bir titreme geçti. Bölgedeki Şeytani Qi görkemli ve kudretliydi, tıpkı bir deniz gibiydi. Göz açıp kapayana kadar Patrik Huyan’ı sararak bir mühre dönüştü. Adamın Gelişim merkezi baskılandı ve aniden… hareket etmeyi kesti.


  “Bu nasıl bir kutsal beceri!?” Patrik Huyan tam anlamıyla şok olmuştu. Mastif ise bu fırsatı değerlendirerek hemen pençeleriyle saldırıya geçti. Gürleme sesi duyuldu ve Patrik Huyan’ın ağzından kanlar saçıldı. Adamın ifadesi son derece vahşi bir hal almıştı.


 
Fakat üzerindeki bu anlık etki onun Zaman Çarkıyla olan bağlantısına hasar vermiş, sanki neredeyse Kutsal Duyusu bölünmüştü. Geriye sadece ufak bir bağlantı kalmıştı. Fakat tam o sırada İblis mızrağı çarkın üzerine kabus gibi çökmüştü. Ona doğruca saplanarak muazzam bir patlamanın çınlamasına neden olmuştu. Mızrak büyük ölçüde zayıflamış olsa da çok miktarda sis dışarı akmış ve çarkın şiddetle titremesine ve ardından üç metre kadar kenara kaymasına neden olmuştu.


  Bu ufak bir hareketti ama Zaman Çarkı ile Patrik Huyan arasındaki son Kutsal Duyu zerresinin de kopmasına neden olmuştu. Bu durum Patrik Huyan’ın yüzünün bir kez daha titreşmesine neden oldu. Tam o anda üç flamalı bayrak Zaman Çarkına çarptı. Hava bir gümbürtüyle doldu. Meng Hao’nun bağırmasıyla birlikte bayrak…


  Çarkın etrafını tamamen sardı ve ardından onu kenara doğru çekti. Gümbürtüler eşliğinde çark siyah, titrek bir ışık ışını çeklinde otuz metre kadar kenara kaydı. Bu hareket artık Patrik Huyan ile arasındaki bütün bağlantıyı yok etmişti!


  Tüm bunları tarif etmek zaman alsa da aslında bir kıvılcımın havaya yükselme süresince olup bitiyordu. Sekizinci Şeytan Mühürleme Nazarının Patrik Huyan üzerindeki etkisi yok olmak üzereydi. Ağzından kanlar sızan Meng Hao bu süreçte alacağı yaraları umursamadan bir kez daha Sekizinci Şeytan Mühürleme Nazarını kullandı.


  Patrik Huyan tam Gelişim merkezini tekrar kullanabilecek duruma gelecekken yeniden mühürlendi! Aynı sırada mastif Meng Hao’nun Kutsal Duyusuna cevap olarak kükredi. Kanlı ışık fırladı, ve onun Ruh Bölme Gelişim merkezini ateşleyerek bir kez daha Patrik Huyan’a saldırmasına neden oldu.


  Meng Hao o sırada Patrik Huyan’ı tamamen görmezden gelerek doğrudan Zaman Çarkına yönelmişti. Tek bayrak flaması da ışınlanarak ona katıldı.


  Patrik Huyan’ın gözlerinden vahşi bir ışık saçıldı. Savaşın bu kritik anında birden Gelişim merkezinin gücü patladı. Kafasını kaldırdı ve kükreyerek etrafındaki Şeytani Qi’nin yerle bir olmasına neden oldu. Kendini ondan kurtararak Gelişim merkezindeki mührü kaldırdı. Ama o anda mastif üzerine çökmüştü ve onu dövüşmeye zorluyordu.


  Patrik Huyan geçici olarak kendini bundan kurtaramadı. Öfkesi alev alev yanarken öfkeyle kükreyerek kendini tüketti.


  Meng Hao ise o anda Zaman Çarkına çarpmak üzereydi.


  Elbise kolunu fiskeleyerek tek flamanın Patrik Huyan’ın kontrolünden çıkan Zaman Çarkını sarmasını ve sağladı ve ardından… flamayı geri çekerek onu depolama çantasına koydu!


  Meng Hao Patrik Huyan’ın değerli hazinesini ele geçirmişti!


  Daha önce Patrik Huyan ona Han diye hitap ettiğinde, Meng Hao’nun aklına anında Han Bei gelmişti. Aynı zamanda Zaman gücünü kontrol edebilen Han Klanı Patriğini düşünmüştü.


  Tüm bilgi kırıntıları bir araya gelerek Meng Hao’nun zihninde Patrik Huyan’ın hazinesini çalmak adına bir fikre dönüşmüştü!


  Şimdiye kadarki bütün hamlelerinin amacı bu değerli hazineyi çalmaktı! Bu yolda kendini yaralamayı bile göze almıştı! Bu eşyayla elde edeceği fayda tarif edilemez boyutlardaydı!


  “Meng Hao!” Gözleri öldürme arzusu ve kan damarlarıyla dolan Patrik Huyan bağırdı. Meng Hao’yu takip etmek istedi ama kükreyen Kan Mastifi yine ona saldırı yapmıştı. Patrik Huyan o anda hareketsiz kalmak zorunda bırakılmıştı ve hiçbir şey yapamadığı için öfkeyle içi içini yiyordu. Bu ölümden korkmayan mastif Ruh Bölme gücüne sahipti. Patrik Huyan onu ne öldürebiliyor ne de mühürleyebiliyordu. Değerli hazinesinin bir büyük döngü Gelişen Ruh aşama Gelişimci tarafından çalınmasını izlemek zorunda kalmıştı. Hissettiği öfke ve utanç onu adeta deliye çevirmişti.


  Gelişim dünyasına atıldığı günden beri hiç böylesine zor bir durumda kalmamıştı. Öfkesi artık giderek güçleniyordu.


  Meng Hao’nun gözleri öldürme arzusuyla titreşti. Patrik Huyan ile yüzleşmek için bir çok hazırlık yapmıştı. Şimdiye kadar yaptığı o hazırlıkların sadece yarısını kullanmıştı. Hala elinin altında gizli kozları vardı. Önemli bir kozu olan Mor Deniz ile bütünleşme hamlesini hala oyuna dahil etmemişti.











Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44296 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr