Bölüm 486

avatar
6970 18

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 486


Bölüm 486: Hiçbirini Sağ Bırakma!



Ji Klanı Kan Klonu diğer iki Kutsal Antiğin peşinden fırladı. Kutsal Antikler korku içinde kaçarken Beş Zehir Kabilesinin morali yerle bir olmuş durumdaydı.



Bu sırada 40,000 şeytansı Meng Hao’dan gelen yoğun Şeytani Qi’yi özümserken kükrediler. Hepsi de değişmeye başladılar, daha da vahşileşerek düşmanlarına doğru harekete geçtiler.



Bir anda yerdeki binden fazla ceset ayağa kalktı. Her cesedin kafasının üzerinde hayali bir karga görüntüsü vardı. Gözleri gri bir ışıkla parlayan bu karga otomatları, bir anda uçarak savaşa daldılar.



Gümbürtüler eşliğinde iki şeytansı grubu arasında ölümcül bir savaş başladı. Savaşın alevleri bir kez daha yükselmişti.



Karga Mabudu Kabilesinin binlerce üyesinin çoğu yaralıydı, ama bu sorun değildi. Kıpkırmızı gözlerle çılgın gibi ileri fırladılar. İster orijinal Karga Mabudu Kabilesi üyeleri olsun, isterse de son iki yıl içinde katılanlar olsun gelişim merkezlerini sınırların kadar zorladılar. Herkes şunu biliyordu ki bu savaşın sonunda yenilen taraftan hiç kimse hayatta kalamayacaktı!



Bu savaşta teslim olma şansı yoktu. Beş Zehir Kabilesi ile Karga Mabudu Kabile birbirlerinin can düşmanlarıydı. Bu savaşta hangi taraf kaybederse… Tamamen yok edilecekti!



Bu bir soykırımdı!



Tam ve mutlak bir soykırım!



Katliam devam ederken Meng Hao harekete geçti. Öldürme arzusu kalbinin derinliklerinden geliyordu. Eğer Kan Ölümsüzü büyüsüne ve iki damla Ji Kanına sahip olmasaydı biraz önceki mühürden çıkması neredeyse imkansız olacaktı. Beş Zehir Kabilesi Karga Mabudunu tamamen ortadan kaldırmayı amaçlamıştı ve bu yüzden Meng Hao’nun öldürme arzusu uç noktadaydı.



Hiçbirini sağ bırakma!



Teslimiyeti kabul etme!



Gözlerinde soğuk bir parıltıyla birlikte Beş Zehir Kabilesinin güçlü üyelerinden Gelişen Ruh Papazlarına doğru fırladı. İnanılmaz bir hıza sahipti ve önce siyah aya daha sonra da yeşil dumana dönüştü.



Beş Zehir Kabilesi Büyükbabasının yüzü solgundu. Meng Hao’nun kendini kurtarması ona kalbine demir bir balyoz inmiş gibi hissettirmişti. Üstelik bir de Kutsal Antiklerden birini bir anda emip yok eden Kan Klonu vardı. Tüm bunlar şok ediciydi ve tüm Beş Zehir Kabilesinin yüzlerinin düşmesine neden olan temsili bir saldırıya dönüşmüştü.



“Bugün… Kabilenin yok olacağı ya da hayatta kalacağı gün…” Büyükbaba acı acı güldü. Ardından gözleri pervasız bir her şeyden vazgeçme duygusuyla doldu. Meng Hao’ya doğru baktı ve ardından gelişim merkezini yaktı. Geç Gelişen Ruh gelişim merkezinin sağlam aurası dışarı doğru patladı ve Meng Hao’ya doğru fırladı.



Gözleri soğukça titreşen Baş Papaz da Büyükbabaya katılarak Meng Hao’ya doğru hücuma geçti.



Üç insan birbirleriyle çarpışmaya hazırlanırken muazzam bir gümbürtü koptu. Siyah ay formundaki Meng Hao yeşil dumanın içinde ileri doğru fırlayarak Büyükbaba ve Baş Papazı doğrudan geçip gitti. Öylesine hızlıydı ki diğer iki gelişimcinin yüzleri şaşkınlıkla dolmuştu.



Çok hızlı!” Aniden kafalarını çevirerek omuzlarının üstünden arkaya baktılar. Çok uzak olmayan bir yerden kan donduran çığlıklar yükseldi. Sesin sahibi Beş Zehir Kabilesinin sıradan bir Papazına aitti. Bu adam Erken Gelişen Ruh aşamasındaydı ve doğal olarak diğer birçok insana tepeden bakan biriydi, fakat Meng Hao’nun adamı bir anda patlatarak öldürmesi için Kan Ölümsüzü kutsal becerilerinin ilk formunu kullanması yetmişti.



Bu bir!” dedi Meng Hao sakince. Kolunu sallamasıyla birlikte önündeki kan ve pıhtılar dağıldı. Kendisine bakmakta olan Büyükbaba ve Baş Papaza soğuk bir bakış attı. Adamlar hemen Meng Hao’yu işaret ederek beş renkli bir sisin onun etrafını sarmasını sağladılar.



Sis etrafını sararken Meng Hao’nun yüzünde alaycı bir gülümseme belirdi. Aniden acınası bir çığlık duyuldu. Meng Hao bir anda ortadan kaybolmuş ve ardından başka bir Papazın önünde tekrar ortaya çıkmıştı. Şu an eli adamın boynundaydı. Onu yukarı kaldırdı ve ardından boğazını ezdi.



Bir gürültüyle beraber her yer kan ve pıhtıyla doldu. Meng Hao yine ortadan kaybolurken ağzından çıkan kelimeler yankılandı.



Bu iki!



Beş Zehir Kabilesinin Baş Papazı kafasını kaldırarak kükredi. Yüzünde çarpık bir görüntüyle iki elli bir büyü uyguladı ve ardından ileri doğrulttu. Beş renkli bir parıltı dört bir yana yayıldı. Aniden tam havada kaybolmak üzere olan Meng Hao’dan dalgalar yayılmaya başladı.



Üçüncü olmayacak!” diye bağırdı Baş Papaz, şiddetli bir öldürme arzusu yayarak Meng Hao’ya doğru fırladı.



Fakat tam o anda gökyüzü şok edici, umutsuz bir kükremeyle doldu. Bu ses Beş Zehir Kabilesinin Kutsal Antiklerinden birine aitti.



Bu ses acıyla doluydu; içinde Kutsal Antiğin ölmeden önce hissettiği korku ve dehşeti barındırıyordu. İzleyiciler kırmızı bir ışığın içindeki devasa bir Kurbağa figürünü zar zor görebildiler. Bütün hayat kuvveti emildiğinden vücudu çürüyüp gitmiş haldeydi.



Bu esnada büyük bir Beş Zehir Kabilesi grubu titremeye ve kan tükürmeye başladı. Gözleri umutsuzlukla doldu.



Beş Zehir Kabilesi Gelişimcilerinden umutsuz bağırışlar yükseliyordu.



Kurbağa Kutsal Antik… Öldü….



Beş Totemik Kutsal Antikten iki tanesi mühürlendi ve iki tanesi öldü. Geriye sadece Kırkayak Kutsal Antik kaldı, ama o da şu an kovalanıyor…



Acaba gerçekten de Gökler Beş Zehir Kabilesinin yok olmasını mı istiyor?



Savaş durmadı. Fakat Beş Zehir Kabilesinin düşüşü giderek hızlanıyordu.



Meng Hao’nun yanındaki Papazlar kan tükürdüler ve gelişim merkezlerinin düşüşüne engel olamadılar. Meng Hao’ya doğru gelmekte olan Baş Papaz ise aniden titredi ve kan tükürdü.



O tam kan tükürürken Meng Hao aniden onun arkasında belirdi, gözleri öldürme arzusuyla pırıldadı. Yumruğunu sıktı ve savurdu.



Bu kritik anda bir gümbürtü duyuldu. Baş Papazın vücudu bozuldu ve siyah bir sis onu sarmak için fırladı. Siyah sisle çarpışan Meng Hao’nun yumruğu onu parçalayamadı ama yüzeyinde çatlaklar oluşturdu. Sis hızlıca yeniden biçimlendi ve yüzü soluk olan Baş Papazın görüntüsüne dönüştü. Baş Papaz bir ağız dolusu daha kan tükürdü, gözleri öfkeyle yanıyordu.



Meng Hao!!” diye kükredi. Tam o sırada Beş Zehir Kabilesi Büyükbabasının gözleri kan çanağına dönmüştü. Bütün gücünü kullanarak Meng Hao’ya doğru çılgınca saldırdı.



Meng Hao soğukça homurdandı. Baş Papazın peşini bırakarak siyah ay ve yeşil dumana dönüşüp aniden uzaklara doğru fırladı.



Onun hızı ne Baş Papazın ne de Büyükbabanın boy ölçüşebileceği seviyedeydi. Kalpleri öfkeyle kaynayan adamlar onun peşine düştüler. Fakat tam o sırada üçüncü bir çığlık duyuldu. Ardından dördüncü, beşinci ve altıncı geldi.



Etraftaki Erken Gelişen Ruh Papazları Meng Hao’nun dengi değillerdi. Ölürken ona karşı bile koyamamışlardı. Meng Hao onları tıpkı bir kuru otu ezer gibi anında öldürmüştü.



Üçüncü!



Dördüncü!



Beşinci ve altıncı!” Meng Hao her Papaz öldürdüğünde soğuk sesi tüm savaş alanında yankılanıyordu. Beş Zehir Kabilesi üyelerinin yüzleri bembeyaz olmuştu ve gözlerindeki umutsuzluk giderek şiddetleniyordu. Hatta bir çoğu kaymaya başlamıştı bile. Öte yandan Meng Hao’nun her bağırmasıyla birlikte Karga Mabudu Kabilesi daha da moral buluyordu. Kıyım çok şiddetliydi.



Meng Hao!” diye kükredi Baş Papaz. “Sen bir Büyük Ejderhacısın. Gelişim merkezin nasıl bu kadar engin olabilir!?” Endişeli bir halde olan Baş Papaz artık ağzından çıkanları kontrol edemiyordu. “Karga Mabudu Kabilesinin Kutsal Antiği olarak yüksek bir pozisyona sahipsin. Erken Gelişen Ruh Papazlarını öldürmenin sana itibar kaybettirdiğini düşünmüyor musun?



Hayır.” diye cevapladı Meng Hao. Vücudu titreşti ve bir anda başka bir Papazın yanında ortay çıktı. Şok olan adam bir anda kendini patlatarak imha etmeyi tercih etti. Fakat daha bunu gerçekleştiremeden önce Meng Hao’nun sağ elinin iki parmağı ona doğru kalktı ve Sekizinci Şeytan Mühürleme Nazarı kullanıldı. Onun gücü aniden adamın gelişim merkezini mühürledi ve kendisini imha etmesini önledi. Meng Hao parmaklarını adamın alnına saplayarak aniden onun gelişim merkezini mahvetti.



Meng Hao!” diye bağırdı Büyükbaba. “Benimle bire bir düello yapmaya cesaretin var mı!?” Adamın kalbi endişeyle doluydu, ama Meng Hao’nun hızı onun yetişebileceği türden değildi.



Geriye kalan Gelişen Ruh Papazları kaçıyordu ama Meng Hao için onlara yetişmek sorun değildi. Zaten önceden de hızlıydı ve şimdi Yi Chenzi’nin kaçış sanatıyla birlikte hızında müthiş bir artış yaratmıştı.



Tam o sırada uzaklardan gelen kan dondurucu bir çığlık her yeri sarstı. Aniden, havada devasa bir kırkayağın kırmızı bir ışığın içinde kıvrandığı görüldü. Yaratığın vücudunun içinden geçen kırmızı ışık onun bütün hayat kuvvetini emdi. Kırkayağın vücudu kaskatı kesildi ve çığlığı bir anda durdu.



Beş Zehir Kabilesinin son Kutsal Antiği olan Kırkayak yok edilmişti!



Beş Zehir Kabilesinin bütün Kutsal Antikleri sanki doğrudan silinmiş gibi ortadan kaybolmuşlardı. Geriye hiç Kutsal Antik kalmamıştı!



Kutsal Antik!



Gelişim merkezim… Yüce Kutsal Antiklerin hepsi öldü. Beş Zehir Kabilesi ölüyor…”



Bütün Beş Zehir Kabile üyeleri kan tükürdüler. Gelişim merkezleri düşmeye başlarken vücutları çöktü. Nüve Formasyonları Temel Kuruluma, Temel Kurulum olanlar Qi Yoğunlaştırmaya düşüyordu!



İnsanlar umutsuzlukla dolu feryatlar koparttılar. Şu an Orijinal Karga Mabudu Kabilesi üyelerinin daha önce hissettiklerini hissediyorlardı. Fakat o zaman Meng Hao oradaydı ve onların yeni Kutsal Antiği olmuştu. Şu an Beş Zehir Kabilesinin bel bağlayacak hiçbir şeyi yoktu.



Geriye kalan beş ya da altı Gelişen Ruh Papazı Karga Mabudu Gelişen Ruh Kıdemlileriyle savaş içindeydi. Yüzleri soluktu; gelişim merkezlerinin tükenmesine engel olamıyorlardı. Göz açıp kapayıncaya kadar Gelişen Ruh aşamasından Nüve Formasyonu aşamasına düştüler.



Gelişim merkezleri Nüve Formasyonuna düştüğü anda aniden vücutları sarsıldı. Ya kafaları kesildi ya da vücutları patladı. Hepsi de bir anda Karga Mabudu Kabilesi uzmanları tarafından katledildiler.



Beş Zehir Kabilesi Gelişimcilerinin gelişim merkezleri düşerken katliam devam etti.



Şu an Beş Zehir Kabilesinde kalan Gelişen Ruh Gelişimcisi sadece Baş Papaz ve Büyükbabaydı. Fakat onlar da Kutsal Antiklerin ölmesiyle büyük bir zarar görmüşlerdi.



Gelişim merkezleri düştü; artık Geç Aşama değil Orta Aşama Gelişen Ruh Gelişimcisi olmuşlardı. Durumun gidişatına bakılırsa bu seviyede de çok fazla kalamayacaklardı. Düşüş,

Erken Aşamaya kadar devam edecekti.



Yeşil duman bir anda yoğunlaşarak Meng Hao’ya dönüştü. Kan Renkli Maskeyi taktı ve ardından yüzünü Beş Zehir Kabilesinin Büyükbabası ve Baş Papazına döndü.



Biraz önce benimle dövüşmek istediğini mi söylemiştin?” dedi soğukkanlılıkla.

















Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr