Bölüm 458

avatar
7186 17

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 458


Bölüm 458: Zayıf Bir Ses!



Biri diğerini kovalayan iki insan havada hızla ilerliyorlardı.



Meng Hao Kan Renkli Maskeyi giymişti ve gözleri soğuklukla parlıyordu. Vücudunun etrafını saran Kör Larva İpeği monoton bir ses yayıyordu. Ara sıra küçük ışınlanma kullanan Meng Hao Yi Chenzi’ye giderek yaklaşıyordu.



Yi Chenzi ise elinden geldiğince hızlı bir şekilde kaçıyordu. Onun gelişim merkezi Orta Gelişen Ruh aşamasındaydı ve sıra dışı kutsal becerilere sahip biriydi. Vahşi bir kişiliği vardı ve Batı Çölünde oldukça kötü bir şöhrete sahipti.



Bir zamanlar Grifon Kabilesinin bir üyesiydi. Bazı talihli olaylar sonucunda eline habis bir büyü geçmişti. Bu habis büyüyü geliştirmek için gizlice kendi kabile üyelerinin vücutlarındaki totemleri kurban etmeye başlamıştı. Bu gizli tekniğin albenisine direnmek imkansızdı. Bu mesele ortaya çıktığında suçunu itiraf etmiş ve kabile üyelerinin affını kazanmayı başarmıştı. Fakat daha sonra gizlice acımasız bir yöntem kullanarak aynı zamanda kendi öz babası olan Grifon Kabilesi Büyükbabasını öldürmüştü!



Bunun ardından soğukkanlılıkla kabilenin geri kalanını da katletmişti. Genç ya da yaşlı demeden herkesi öldürmüş ve kendi totemini değiştirmek için onları kurban etmişti. Bu yolla Erken Gelişen Ruh aşamasına ulaşabilmişti.



Tüm bunlar yaşandığında, bundan altmış yıllık zaman döngüsü öncesinde, bu olay Batı Çölünde büyük bir yankı uyandırmıştı. Grifon Kabilesi küçük bir kabileydi, ama kabileye ihanet etme olayları son derece şok ediciydi. Bu yüzden Yi Chenzi tüm Batı Çölünde kötü bir şöhret kazanmıştı.



Bu olayı takip eden altmış yıllık döngü sırasında Batı Çölünde üç kez kendini göstermişti. Her seferinde de bir kabileyi katletmişti. İlkinde küçük bir kabileyi, iki ve üçüncüsünde ise orta boyutta kabileleri yok etmişti. Bu olayların ardından da Orta Gelişen Ruh aşamasına geçmişti. Daha sonra ise ardında hiçbir iz bırakmadan kaybolmuştu.



Havada yıldırım gibi ilerleyen Yi Chenzi kendi kendine düşündü: “Eğer yeterinde Göksel Toprak bulabilirsem onu gizli tekniğimle kullanarak totem gücümü uyarabilirim. Bunun ardından yüz bin kan kurbanına ihtiyacım olacak! Bu olay benim Geç Gelişen Ruh aşamasına geçmeme olanak sağlayacak!” Meng Hao her küçük ışınlanma kullandığında o da kullanıyordu.



Zaman ilerledikçe Meng Hao ile arasındaki belli mesafeyi koruyabilmiş ve Meng Hao’nun ona yetişmesini imkansız hale getirmişti!



Meng Hao’nun etrafındaki devasa yüz aniden yayılarak genişledi ve ardından saldırı enerjisi yayarak ileri fırladı. Yi Chenzi’nin yüzü titreşti, ama herhangi bir yavaşlama belirtisi göstermedi. Tam tersine daha da hızlandı.



Lanet olsun, bu herif nasıl bu kadar hızlı olabilir!?” diye düşündü. İçten içe inlerken kaçmaya devam etti. Uzun zamandır böyle tüm gücünü kullandığı olmamıştı.



Bana yetişmek mi istiyorsun? Bunu başaramazsın!” Yi Chenzi soğukça homurdandı ve ardından gurur kaynağı olan kutsal becerilerini kullanarak hızını bir kez daha artırdı.



Fakat aynı zamanda Meng Hao’da aniden elini kaldırarak Sekizinci Şeytan Mühürleme Nazarını kullandı. Büyü ortaya çıktığı anda Yi Chenzi anında havada durdu. Bu ani duruş onun aklını aldı. Hızlıca tekrar eski haline dönse de bu sırada Meng Hao’nun Bir Yüz Olmadan kutsal becerisinin güç dalgaları ona ulaşmıştı.



Hava gümbürtüyle dolarken Yi Chenzi’nin ağzından kan sızdı. Fakat beş tane balık pulu aniden ortaya çıktıktan sonra patladılar ve ona bir kez daha kaçması için bir itiş gücü sağladılar.



Lanet olsun, o nasıl bir kutsal beceriydi!?!?” diye düşündü yüzü solan Yi Chenzi. Kafasını kararlılıkla eğerek bütün hızıyla yoluna devam etti.



Zaman hızla aktı ve bir gün geride kaldı.



Meng Hao kaşlarını çatmıştı. Kafasını kaldırarak inanılmaz bir hızla kaçan Yi Chenzi’ye baktı. Meng Hao’nun gözlerindeki öldürme arzusu daha da güçlendi. Bu Yi Chenzi şimdiye kadar karşılaştığı en hızlı gelişimcilerden biriydi. O aynı zamanda havayla bütünleşmesini sağlayan bir kaçış sanatında uzmanlaşmıştı. Bunun yanına küçük ışınlanmayı da ekleyince bu sanatın gücü daha da artıyordu.



Aralarındaki mesafenin giderek arttığını gören Meng Hao’nun etrafını kanlı bir parıltı sardı. Kanlı İnfilak Parlamasını kullanarak hızını bir anlığına çarpıcı biçimde artırdı. Figürü kanlı bir bulanıklık halini aldı ve ardından bir küçük ışınlanma kullanarak mesafeyi tekrar kapattı.



Ne yazık ki adama yaklaştığı anda o da bir kez daha ortadan kaybolacak, yeşil bir dumana dönüşerek hızını yüz kat artıracaktı.



Yi Chenzi bu inanılmaz hız artışı sırasında ışınlanma da kullanarak etkinin daha da büyümesini sağlayacaktı.



Yine aynı sanat!” diye düşündü Meng Hao. Şu an aralarındaki mesafe tekrar açılmıştı. Meng Hao şaşırdı ve öldürme arzusu daha da arttı. Yoluna Kanlı İnfilak Parlaması ve küçük ışınlanma sırasıyla devam etti. O anda kaçma sanatını kullanmak üzere olan Yi Chenzi ile arasında üç bin metrelik mesafe vardı.



Meng Hao depolama çantasına vurarak bir dizi büyülü eşya çıkarttı. Bu eşyaların çoğunu Batı Çölüne geldikten sonra elde etmişti. Bazılarını Beş Zehir Kabilesi savaşında ve bir kısmını da Altın Kükreyiş Kabilesi Gelişimcisinden almıştı.



Kolunu sallayarak eşyaların ışık ışınlarına dönüşüp ileri fırlamalarını sağladı.



Patla!” diye gürledi Meng Hao, gözleri soğukça titreşti. Aniden onlarca büyülü eşya titremeye ve ardından patlamaya başladı. Meng Hao böyle değerli eşyaları kaybetmekten nefret ediyordu. Fakat şu an bunu düşünmek için zamanı yoktu. Büyülü eşyalar patlarken bir gürleme sesi yükseldi ve dört bir yana şiddetli dalgalar yayıldı.



Patlamanın gücü dağılırken Meng Hao Lotus Kılıç Formasyonunu ortaya çıkarttı. Dönen Tahta Zaman Kılıçları ışık ışınlarına dönüşerek ileri fırladılar.



Meng Hao büyülü eşyaların patlamasından ivme kazanarak hızını artırabilirdi. Eğer bunu yapsaydı bir anda Yi Chenzi’nin yüzlerce metre yakınına gelecekti.



Fakat bu yöntemi kullansa bile ona yetişemeyecekti. Bu nedenle patlamayı kendi hızını artırmak için değil… Lotus Kılıç Formasyonunun hızını artırmak için kullandı.



Formasyonun içindeki Tahta Zaman Kılıçları zaten hızlıydı. Fakat Patlayıcı saldırının momentumundan da faydalanınca üç bin metrelik mesafe göz açıp kapayıncaya kadar aşıldı. Yi Chenzi kaçma sanatını kullanıyor olsa da zamanın patlayıcı gücüyle dönen kılıç formasyonu onun hemen arkasında belirdi.



Zaman gücü havada dalgaların yayılmasına neden oldu. Daha sonra Meng Hao’nun kaşları çatıldı. Yi Chenzi’nin kaçma sanatı gerçekten de tuhaftı; Zaman Kılıcı Formasyonu bile Yi Chenzi’nin yeşil duman akıntısına dönüşerek uzaklara doğru fırlamasını engelleyemezdi. Tam o sırada aniden Sekizinci Şeytan Mühürleme Nazarı etkinleşti.



Onun ani duraklatmasıyla birlikte acınası bir feryat yükseldi. Fakat yine de yeşil duman yoluna devam ederek daha sonra Yi Chenzi’ye geri dönüştü.



Yi Chenzi ortaya çıktığı anda bir ağız dolusu kan tükürdü. Yüzü bembeyazdı ve saçları aniden beyaza dönmüştü. Vücudu net bir şekilde yaşlanmıştı ve yüzü şaşkınlıkla kaplıydı. Şiddetle titredi, gözleri dehşetle doluydu.



Yine şu tuhaf kutsal beceri!” dedi, tüyleri diken diken olmuştu. “Ve… Başka bir büyülü eşya!” Ömründen üç yüz yıl kaybetmişti. Bu durum ona büyük bir korku vermiş ve dehşete düşürmüştü. Bir ağız dolusu daha kan tükürdükten sonra kaçmaya devam etti.



“Lanet olsun, lanet olsun! Bu Göksel Toprağın sadece yarısı. Buna değer mi? Pekala, öyle mi!?!?” Yi Chenzi havada uğuldayarak ilerlerken dişlerini gıcırdattı.



Meng Hao’nun gözleri soğuktu, kaşları çatıldı.



Lotus Kılıç Formasyonunun buradaki gücü dış dünyaya nazaran çok daha büyük, ama boşluktaki kadar değil. Yaklaşık yüzde yetmiş oranında daha zayıf.”



Acaba kılıç formasyonunun gücü sadece boşluğun içindeyken mi bin yıllık korkunç miktara ulaşıyor?” Meng Hao rakibini takibe devam ederken düşünceler daldı.



Zaman akıp gitti; bir gün daha geçti.



Niye hala gelmedi ?” diye düşündü Yi Chenzi. “Hesaplamalarıma göre şu an burada olmalıydı, şu an!” Yi Chenzi oldukça yabani görünüyordu. Bu özellikle Meng Hao’nun sürekli tıbbi haplar tüketmesiyle ortaya çıkıyordu. Yi Chenzi karmaşık duygular içindeydi; fakat bir şeyi çaldıktan sonra ölse de onu geri vermezdi. Bu onun kuralıydı. Peşindeki Meng Hao’ya doğru dişlerini sıktı ve bir kez daha kaçma sanatını kullandı.



Tam o sırada gökyüzünün uzak bir noktasında bir ışık ışını belirdi. Bu ışık ışını bir gelişimci değil, bin metre büyüklüğünde bir kayaydı. Bu kaya kendi yörüngesinde yüksek bir hızla hareket ediyordu. Ona bakınca bu toprak kütlesinin kenarına yakın olduğu görülüyordu.



İşte geldi!” diye düşündü Yi Chenzi, gözleri neşeyle doldu. Meng Hao kaşlarını çatarken Yi Chenzi aniden havaya sıçradı. Meng Hao’nun bakışları altında bir büyü hareketi uygulayarak belli bir büyülü teknik kullanmaya hazırlandı. Aniden uzaklardaki büyük kaya parçası yönünü değiştirdi ve ona doğru fırladı.



Demek burada kayaları kontrol edebiliyor!” diye düşündü Meng Hao göz bebekleri büzülürken. Yi Chenzi’nin kayaya doğru yöneldiğini görünce gözleri aniden canlı bir parıltıyla doldu. Bu kritik anda hiç tereddüt etmeden parmağını ileri doğrulttu ve Yi Chenzi tam kayaya inmek üzereyken Sekizinci Şeytan Mühürleme Nazarını kullandı.



Tam bu sırada Yi chenzi yeşil dumana dönüşmek üzereydi. Yi Chenzi zaten rakibinin bu tuhaf kutsal beceriyi kullanacağını önceden tahmin etmişti. Bu nedenle yeşil dumana dönüştü ve ardından kayanın yüzeyinde tekrar ortaya çıktı.



Umarım bir gün tekrar görüşürüz Yoldaş Taoist!” diye bağırdı, bir yandan da gürültülü bir kahkaha attı. Fakat tam o anda ifadesi şaşkınlıkla dolarken ayaklarının altındaki kayanın aniden durduğunu fark etti!



Meng Hao’nun Şeytan Mühürleme Nazarının hedefinde Yi Chenzi değil devasa kaya vardı.



Kaya durduğu anda Kör Larva İpeği aniden dönmeye ve kayayı sarmaya başladı. Bir an sonra kaya ivmesini tekrar kazandı ve ileri fırladı. Bununla birlikte Meng Hao’yu da beraberinde çekti.



Kaya ile aynı hızla çekilen Meng Hao bir anda onun yüzeyine konuverdi. Sağ elini kaldırdı ve patlayıcı bir yumrukla ileri doğru savurdu. Yi Chenzi’nin yüzü titreşti ve dişlerini sıkarak savaşa hazırlandı.



Hava bir gümbürtüyle doldu. Yi Chenzi ağzından kanlar saçılarak kayadan sendeleyerek düştü. Kör Larva İpeği gevşedi ve Meng Hao kayanın dışına ışınlandı. Tekrar ortaya çıktığında tam Yi Chenzi’nin yanındaydı. Sağ elini adamı imha etmek için hızla ileri salladı.



Fakat tam o sırada tüm gökyüzü aniden griye döndü ve gri bir sis tüm toprakları kapladı. Her yer gri bir denize dönüşmüştü.



Aynı zamanda Meng Hao tüm vücudunun tamamen hareketsiz kaldığını fark etti. Yi Chenzi de aynı durumdaydı.



Sanki dünyadaki her şey birden hareketsizleşmişti.



Aynı sırada sisin içinde hareket eden bir figür kalabalığı göründü. Yüzlerinde boş ifadeler vardı ve sisin içinde güçlükle yürürken omuzlarında Ölümsüzlük Köprü Taşı parçaları taşıyorlardı.



Zayıf, tuhaf bir ses aniden tüm dünyada yankılandı. “Ölümsüzlük Köprüsü ne zaman yeniden ortaya çıkacak…? Bayım, sizi gözlerimizle bir daha hangi gün göreceğiz…?










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44223 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr