Çevirmen: Godctia

Editör: Lord Viole Grace

Ertesi gün, Lu Corporation'ın tamamı bir kez daha şeytanın diktatörlüğünün korkusunu hissetti.

Lu Jingli büyük bir grup tarafından çevrelenmişti.

"İkinci Patron! Ne oldu? Neden CEO Lu bugün biraz korkutucu görünüyor?"

"Biraz mı? Aşırı korkunç duruyor! Ona bir kere daha bakmaya cesaret edemedim! Göz göze geldiğimde doğrudan cehenneme gideceğimi sandım!"

''İkinci patron, yoksa patroniçe ile kavga mı ettiler? Onlara yardım etmelisiniz!"

"İyi anlaşamıyorlar mı? Neden kavga ettiler?! Patron bu konuda bir şey yapmıyorsa, siz gerçekten bir şeyler yapmak zorundasınız!"

"Doğru patroniçeyi mutlu etmek zorundasınız!"

''Patroniçemiz mutlu olursa o da mutlu olur. Patronumuz mutlu olursa biz o zaman daha iyi günler görebiliriz."

Şirketteki tüm insanlar artık patronlarının duygusal değişimlerinin kaynağını anlamışlardı.

Patroniçeyle alakalı olmalıydı.

Ancak herkes Su Yimo'nun artık patroniçe olmadığını biliyorlardı ama bu kişinin kim olduğunu bilmiyorlardı bu yüzden isteseler bile yardım edemiyorlardı.

Sadece Lu Jingli'ye gidebilirlerdi.

Herkes onunla konuştuğundan gerçekten bunalmıştı. Hala bekardı o yüzden bu çifte kumrularla ilgilenmek zorunda mıydı? Gerçekten yorucuydu!

Ama durum oldukça vahimdi. Yarından sonraki gün haftasonuydu.

Xiao Xi Xi'nin ne söylemeye çalıştığını bulmak için bir yol bulmak zorundaydı.

İşten sonra Lu Jingli, Ning Xi'nin o gün için programını aldı ve Royal Jazz Hotel'e gitti.

Ning Xi'nin bu akşam bir yemeğe katılması gerekiyordu.

Lu Jingli, otel lobisinin karanlık bir köşesinde kalarak ve yüzünü bir gazeteyle örterek planını uyguladı.

Zaman geçip gitti.

Ning Xi çok uzun süre ortaya çıkmadı ve Lu Jingli kazara uyuyakaldı. Uyandığında çoktan gece yarısı olmuştu. Hemen yakındaki bir garsona sorduğunda odadaki insanların çıktığını öğrendi.

Sefil Lu Jingli şimdi sadece onun evine gidebilirdi.

Gitmek üzereyken tanıdık bir ses duydu. Ning Xueluo gibi geliyordu ve Ning Xi'nin isminin geçtiğini duydu.

Lu Jingli geri adım attı ve boş bir odaya saklandı.

"Xueluo, iyi misin?! Çok içtin!"

"Haha... Ben iyiyim... Evleneceğim... Sadece mutluyum."

"Xueluo, dikkatli ol!"

"Sis Chang, bana karşı dürüst ol. Ning Xi'nin gitmesine izin verdiğin için pişman mısın?"

"Değilim."

''Sana anlatayım... Ning... Ning Xi, o cadı... Beni asla yenemeyecek... Ne kadar yüksekte olursa olsun... Onu her zaman aşağı çekebilirim... Bana inanıyor musun?"

"Evet, evet, evet, sana inanıyorum!" Chang Li'nin sesinden öylesine cevap verdiği açıktı.

Ning Xueluo tavrından memnun değildi. "Bana inanmıyor musun? ''Sana anlatayım... Ning Xi... 18 yaşında... 18 yaşında hamileydi... Çocuğu doğurdu hatta... Bunu biliyor muydun? Hahaha!"

"N-ne!?" Chang Li şok olmuştu. "Sonra... Çocuğa ne oldu?"

"Öldü... O çocuk doğduğunda öldü... Ne kayıp... Eğer o çocuk hala hayatta olsaydı... Ne kadar harika olurdu."