Çevirmen: Godctia

Editör: Lord Viole Grace

Kızın yürek dağlayan ifadesini görünce Ning Yaohua'nın endişeleri dağıldı. Onu ikna etmeye çalıştı, " Xueluo, tabii ki, seni anlıyorum, ama bunu almak zorundasın. Şimdi bana sadece sen yardım edebilirsin! Sadece hisseleri alırsan Su ailesi tekrar düşünecek. Ancak o zaman Su Yan ile olabilirsin. Şu anda, teyzenin %20, amcan ve Tianxin'in %16 payı var. Su ailesinin desteğine gerçekten ihtiyacımız var, anlıyor musun?"

Zhuang Lingyu nazikçe Ning Xueluo'nun ellerini tuttu. "Xueluo, bunu babana yardım olarak kabul et. Başkalarının ne düşündüğünü umursamadığını Kendin söyledin. Babanla benim seni o şekilde düşünmediğimizi bilmelisin! Sadece al!"

"Ama" Ning Xueluo hala tereddütlü görünüyordu.

Zhuang Lingyu vites yükseltti. "Ama falan yok, yoksa Su Yan'ı arkanda bırakmak mı istiyorsun? Payın seninle mi yoksa bizimle mi olduğu önemli değil. Aynı şey! Gelecekte bizimle ilgileniyor olmanı bekliyoruz! Aptalca bir şey yapamazsın. Hiçbir yere gitmeyeceksin ve bizim yanımızda kalacaksın!"

Ning Xueluo'nun göz yaşları süzülürken, "Baba... Anne... Teşekkür ederim... Teşekkür ederim. Sizi hayal kıyıklığına uğratmayacağım! Ning ailesini bir arada tutacağım!"

Ning Yaohua ve Zhuang Lingyu üzülerek başlarını salladılar. "Akıllı kızım."

Karanlık bir köşede, Ning Xueluo son derece mutlu biçimde sırıtıyordu.

Senin sayende, Ning Yaohua ve Zhuang Lingyu sonunda bana hisselerini verdi.

Bu sadece ilk adım.

Yakında bütün Ning ailesi benim olacak.

Platin Sarayı'nda, Ning Xi sıçrayarak uyandı.

Sarhoş olduğunu bir barda şarkı söylediğini sonra birinin motorunu aldığını ve insanlarla kavga ettiğini hatırladı.

Ring! Telefonundan bir bildirim sesi geldi.

Telefon ekranında bir başlık vardı. "Ning Xi, bar No. 8'de şarkı söylerken görüldü."

Anıları gözünde tekrar canlandı ve Ning Xi dehşet içinde yüzünü kapatarak çığlık attı. Oh, hapı yutmuştu!

Ning Xi hızla weibo hesabına ve diğer haber sitelerine girdi. Daha sonra düşündüğü kadar şiddetli olmadığını fark etti. Konuşmaların çoğu, "Ning Xi'ye benzeyen biri bar No. 8'de göründü" şeklindeydi.

Belli ki Lu Tingxiao ve Lu Jingli  bu konuda bir şeyler yapmışlardı.

"Uyanmışsın." Yanında adamın kalın sesi duyuldu.

Ning Xi neredeyse gözyaşları içinde biçimde başını kaldırdı. "Patron"

Lu Tingxiao'nun elinde bir kase çorba vardı. "Sorun değil, dün gece olanları çoktan örtbas ettim. İç bunu."

Ning Xi çorbayı aldı ve itaatkar biçimde yudum yudum içti. Endişeli bir kalple, mırıldandı. “Be... Beni azarlamayacak mısın?"

"Başına bir şey gelmedi, neden kızayım sana?"

"Ugh"

Neden başına bir şey gelmediği sürece istediği her şeyi yapmasına izin varmış gibi davranmıştı?

Sabahın erken saatlerinde bu kadar tatlı bir şey yapmasa olmaz mıydı?