Çevirmen: Godctia

Editör: Lord Viole Grace

"Merhaba! İkinci Kıdemli Kardeş!" Ning Xi ona selam verip içmeye başladı.

Tang Lang fark etmeden önce o zaten 3 şişe viski bitirip dördüncüsüne başlamıştı.

Tang Lang'ın gözleri genişledi. ''Bu ne lan!? Ne oluyor?!"

Beşinci şişesini bitirdikten sonra, Ning Xi sahneye çıktı, mikrofonu şarkı söyleyen adamdan aldı.

Kalabalık yuhalamaya başladı. "Hey! Ne yapıyorsun?"

"Güvenlik görevlileri nerede? Şunu sahneden çıkarın!''

"Dostum! Kevin'in sahneye çıkmasını bekliyordum!"

Ning Xi, Kevin adlı şarkıcıyı sahneden atmıştı. Hatta güvenlik görevlilerini bile tekmeleyip kovduktan sonra ''What Makes You Beautiful'' şarkısını açtı.

Kulüp daha sonra neşeli bir şarkı ile doldu.

"Bebeğim, sen benim dünyamı kimsenin yapamadığı gibi aydınlatıyorsun.

Saçlarını fırlatışın beni kendimden geçirtiyor.

Ama güldüğünde bunu söylemek zor değil

Bilmiyorsun, oh-oh;

Ne kadar güzel olduğunu bilmiyorsunuz.

Benim görebildiğimi görebilseydin,

Neden seni bu kadar istediğimi anlardın.

Şu anda sana bakıyorum ve inanamıyorum."

Yavaş yavaş, kalabalık onun için tezahürat yapmaya başlamıştı, sonra insanlar çığlık atmaya başladı.

"Ahhhh! Çok havalı!"

"Kim bu adam?"

''Bilmiyorum ama Bro Xi'ye çok benziyor!''

"Bro Xi nasıl burada olabilir?! Ama lanet olsun! Gerçekten Bro Xi'ye benziyordu! Ah, kalbim!"

''Hadi çabuk diğerleri de gelsin!''

Ayakta durmaya yer kalmayana kadar daha fazla insan geldi. İnsanlar masanın üstüne çıkmaya başladı ve dışarıdan da insanlar aceleyle geliyordu.

Tang Lang neredeyse eziliyordu. "Lanet olsun! Deli mi bu?"

Lu Tingxiao'dan korkmasa bile insanların onu tanımasından da mı korkmuyordu?

Tang Lang bir şeylerin gerçekten garip olduğunu hissetti.

Ne olmuştu?

Ayrılmış olabilirler miydi?!

Yoksa böyle deli gibi davranması için bir sebep düşünemiyordu.

"Bebeğim, sen benim dünyamı kimsenin yapamadığı gibi aydınlatıyorsun.

Saçlarını fırlatışın beni kendimden geçirtiyor.

Ama güldüğünde bunu söylemek zor değil.''

Tang Lang ne kadar ona işaret etmeye çalışsa da Ning Xi hiçbir tepki vermedi. Sesi çığlıkların ve yüksek sesli müziğin arasında boğuldu.

Ning Xi kızlar onun için delirdikçe sahnede daha da kendinden geçiyordu. Erkekler bile onun için deliriyordu.

Tang Lang, Ning Xi'yi en son ne zaman böyle gördüğünü unutmuştu ama beş yıl önce böyle davranması oldukça normaldi.

Durum kontrolden çıkıyordu. Bazı gazeteciler bile oradaydı. Tang Lang kalabalığın içinden geçti, sonra nihayet sahneye çıktı. Daha sonra Ning Xi'yi sürükledi ve arka çıkıştan kaçtı.

Onu övmelilerdi!

Tang Lang gücünün her bir gramını harcayarak Ning Xi'yi dışarı çıkardı. Öfkeyle ona baktı. "Lanet olsun! Delirmeden önce beni uyar, tamam mı?"