Çevirmen: Godctia

Editör: Lord Viole Grace

Kapının çalma sesi evde yankılandı.

Ev tamamen karanlıktı o yüzden içerde birinin olup olmadığını bilmiyordu.

Ancak zaten çok geç olmuştu ve Ning Tianxin'in de gidecek bir yeri yoktu. Mantıken olabileceği tek yer burasıydı!

Bir şey olmuş olabilir miydi?

Ning Xi zili çalmaya devam etti ama kimse açmadı. Kapıyı kırmaya hazırlandı.

O anda kapı açıldı.

Ning Tianxin solgun bir şekilde orada dikiliyordu. Serseme dönmüş bir haldeydi Ning Xi'yi görünce daha fazla dayanamayarak Ning Xi'nin kollarına yığıldı. "Xiao Xi, Xiao Xi... Ne yapmalıyım?"

Ning Xi onu anında anlamıştı. ''Sen... Hamile misin?''

Sözlerini duyunca Ning Tianxin'in vücudu sert bir şekilde titredi ve hafifçe başını salladı. Onaylarken sesi duygusaldı, ''Evet hamileyim. Birkaç farklı gebelik testi denedim... Hepsi pozitifti... Hepsi!''

"Tamam, tamam, endişelenme. İçeri girip konuşalım!" Ning Xi öfkesini bastırdı ve dikkatle Ning Tianxin'i içeri soktu.

Işıkları açıp masanın üstüne yığılmış hamilelik testlerini görünce Ning Xi başının ağrımaya başladığını hissetti.

"Kabaca kaç ay oldu?" Ning Xi sordu.

"Yaklaşık üç ay..."

"Herhangi bir belirtisi var mı?"

''Sadece daha fazla uykum geliyor, iştahım biraz kötü ve biraz midem bulanıyor... Ama daha önce hasta olduğumda da bunlar oluyordu. Stresli olduğumda reglim hep düzensiz olurdu bu yüzden bunun olabileceğini hiç düşünmemiştim.'' dedi Ning Tianxing başını hayal kırıklığı içinde ellerinin arasına alırken.

Ning Xi onun kaşları arasındaki boşluğu sıktı ve o soruyu sordu, " Şimdi ne yapacaksın? Bu çocuğu istiyor musun istemiyor musun?"

"Hayır... İstemiyorum." Ning Tianxin hemen başını salladı.

Ning Xi, Ning Tianxin'in bunu yapabileceğini düşünmüyordu. Sonuçta, uzun yıllar sevdiği adamın çocuğuydu. Ning Tianxin'in bu kadar net bir şekilde ''hayır'' diyebileceğini düşünmüyordu bu yüzden şok olmadan edemedi. "Emin misin?"

Ning Tianxin kesin bir şekilde başını salladı. "Xiao Xi, bu çocuğu özleyeceğim ama ona sahip olamam. Trajedimin bu çocuğu etkilemesini istemiyorum."

O bunu duyunca, Ning Xi bir aydınlanma yaşadı.

Ning Tianxin'in ailesinin her zaman kötü bir ilişkisi olmuştu. Bunun bir kurbanı olarak, doğal olarak gelecekteki çocuğunun aynı kaderi yaşamasını istemiyordu.

Ning Tianxin yavaşça "Onun... Zaten sevdiği biri var. Onu gerçekten çok, çok fazla seviyor aynı benim onu sevdiğim gibi. Yıllardır ondan hoşlanıyor bu yüzden o kadından vazgeçmesinin mümkün olmadığını çok iyi anlıyorum! Onun bana bağlaması için bir çocuğu kullanma noktasına gelmek istemiyorum. Bu çok alçakça olur. Bu çocuğu doğuramam!''

Ning Tianxin'in söylediklerini duyunca Ning Xi hayranlık duymadan edemedi. Kuzeni zayıf biri gibi görünebilirdi ama böyle bir konuda kendinden çok emindi.

Ancak Ning Tianxin'in ne kadar acı çektiğine bakılırsa bu kararı alabilmek için ne kadar uğraştığını sormaya gerek yoktu.

Yine de bunu yapmak Ning Xi'nin içinden gelmiyordu. Sormaya çalıştı, ''Sis Tianxin bu kararı onunla konuştuktan sonra almaya ne dersin? Belki ikiniz hala işleri bir şekilde yoluna koyabilirsiniz."

Ning Tianxin hemen başını salladı. "Gerek yok. Son sefere dayanarak nasıl hissettiğini zaten biliyorum. Benimle olduktan sonraki gece çok kötü hissettiğini biliyorum. Sevdiği kişiye ihanet ettiği için zaten kendini kötü hissediyordu neden hayatı onun için tekrar zorlaştırayım ki?''