Çevirmen: Nessie

Editör: Lord Viole Grace

Odadaki durumun giderek daha garip hale geldiğini ve hatta bazı insanların belirsiz bir şekilde "Liang Biqin" den bahsettiğini fark ettiklerinde, Su Yimo ve Zhao Meixin aniden midelerinin çukurlarında kötü bir şey hissettiler.

Ne oldu? Neden birinin odadaki kişinin Liang Biqin olduğunu söylediğini duymuşlardı?

Medyanın dikkati odada neler olduğuna odaklanırken, ikisi ne olduğunu kontrol etmek için hızla koştu. Sonunda, içerideki durum hakkında net olduklarında, şok içinde dondular!

Neden içerdeki kişi Ning Xi değil, Liang Biqin'di!?

"Nasıl olabilir... Nasıl Biqin olabilir?!" Su Yimo gözlerine inanamadı.

Zhao Meixin de çıldırıyordu. "Ning Xi nerede?! Ning Xi, şu cadı!"

Bütün bunların nasıl olduğu önemli değildi ama onlar için bitmişti... Bu sefer, onlar gerçekten bitmişlerdi!

İkisi de bunun nasıl olduğunu anlayamamıştı.

Garsonun koridorun sonunda etrafına baktığını görünce, Zhao Meixin hemen ona doğru öfkeyle koştu ve dişlerini gıcırdatarak, "Ne oldu !? Senden Ning Xi'ye ilaç vermeni istememiş miydim!?"

Zhao Meixin ve Su Yimo'nun ona parlamasını görünce, garson masumca, "Ben de bilmiyorum!  Gerçekten yaptım! Uyuşturucuyu koyduğumu siz de gördünüz!" dedi.

"Oradaki kişi nasıl Biqin oldu?"

Garson sadece az önce Ning Xi'yi gördüğünü ağzından kaçırdı. "Ning Xi ve CEO Sun'ın ayrılmadan önce odaya girdiklerini gördüm ama... Daha sonra sanırım tekrar lobide Ning Xi'yi gördüm! Bir süre resepsiyonda kaldı. Orada ne yaptığını bilmiyorum!"

"Neden bize daha önce söylemedin!?" Zhao Meixin öfkelendi. "Ning Xi'nin az önce orada ne yaptığını çabucak öğren!"

Zhao Meixin, sorunlarının anahtarının bu olduğunu hissetti.

Garson hızlı bir şekilde resepsiyona bir çağrı yaptı, sonra ifadesi değişti. O endişeyle ikisine de cevap verdi, "Ning... Ning Xi daha önce rezerve ettiği odada kalmamış. Nedenini bilmiyoruz. Daha sonra kendisi için başka bir oda ayırtmış!"

Su Yimo ve Zhao Meixin bunu duyunca daha çok şaşırmıştı!

Şüphesiz Ning Xi onların oyunlarını anlamıştı, ancak nasıl olduğundan emin değillerdi...

Garson gittikçe üzüldüklerini gördüklerinde, "Ama resepsiyon bana Ning Xi odasına yerleştikten kısa bir süre sonra, bir adamın onun odasına girdiğini söyledi!"

"Ne? Doğruyu mu söylüyorsun?" Su Yimo endişeyle bakarken Zhao Meixin'in gözleri tekrar aydınlandı.

"Yanlış olmamalı..." Garson da garanti verememişti.

Zhao Meixin ve Su Yimo bakıştılar. Sonunda, Zhao Meixin, "Ne olursa olsun, önce gidip durumu kontrol edelim! Bu sefer kendimizi bakacağız!"

Su Yimo başını salladı, sonra "Ning Xi'nin odası nerede?"

"Üst katta! 906 numaralı oda!" diye cevap verdi garson.

İkisinin düşünmek için zamanı yoktu. Üst kata koşarken yardım için ağlayan Liang Biqin'i bile umursamadılar...

Oda 906'nın önünde durduklarında, Zhao Meixin ve Su Yimo derin bir nefes aldı.

Ning Xi'nin odasında gerçekten bir adam varsa, bu gece çok büyük bir kayıp olmazdı. Gazeteciler zaten alt kattaydı ve onları yukarı çıkarmak bir aramaya bakardı. Adam kaçsa bile, başaramazdı...