Çevirmen: Lúthien

Editör: Lord Viole Grace

"Hahaha... o zaman seni bekleyeceğiz!" Müzayedeci kahkaha attı.

Çok hızlı bir şekilde, Zhao Haisheng telefonunu bıraktı ve mahcup bir şekilde gülümsedi, "Karım çok pahalı olduğunu söylüyor, bu yüzden daha fazla teklif vermeyeceğiz. Lütfen devam edin!"

"Bayan Zhao gerçekten iyi bir eş!" Müzayede sona erdi ve CEO Sun'a baktı. "Ya siz CEO Sun? Devam etmek ister misiniz?"

"56 milyon dolar!" dedi. Sun Zhanpeng, Ning Xi'ye, bakarak servetiyle onun güzelliğini övercesine.

"56 milyon dolar! CEO Sun 56 milyon dolar teklif verdi! Su ailesinin iki beyefendisi, devam etmek ister misiniz? " Müzayedecinin gözleri, Su Yan ve Su Xun kardeşlere baktı.

Su Xun perişan görünüyordu. Sınıra ulaşmıştı. Teklif vermeye devam etseydi, almayı başarsa bile, sadece bu haklılık için büyük bir kayıp yaşayacaktı! Geri kalan destekçileri de mantıksız davranışı hakkında fikir sahibi olacaklardı.

Nihayet, Su Xun kasvetli bir şekilde, dişlerini sıkarak, "Teklif vermeyeceğim!" dedi.

Tüm kalabalık onu küçümsedi ve Ning Xueluo da ona alayla baktı. O sadece piç bir çocuktu, ama Su Yan ile  savaşmak istediği için yapmıştı. Ne kadar komik!

Bu açık artırmadaki yarışma çok yoğun olduğu için Xiao Tao bir köşede hayal kırıklığına uğramıştı. Endişesi nedeniyle, daha önce Ning Xi'ye olan öfkesini unutarak Ning Xi'nin kolunu çekip “Kardeşim Xi, sence bu tacı kim kazanacak?” diye sormuştu.

Ning Xi o konuştuğunda sıkılarak esnedi. "Kim bilir? Zaten bizimle ilgisi yok... " dedi.

Ne hayır kurumu ziyafeti? Nin Xi cool gibi davranan tüm o zengin iş adamlarını ve halka mal olmuş kişileri izlerken bitmişti.

Parayı doğrudan ihtiyacı olanlara da bağışlayabilirdi, ancak sektörde işler böyle oluyordu. Birinin bir gösteri düzenlemesi gerekiyordu. Özel olarak çok fazla bağış yapmış ve tonlarca hayır işi yapmış olsa bile, diğerleri yaptıklarını bilmeyecek ya da övmeyecekti. Yine de, elbette, vicdanıyla yapabileceği her şeyi yaptı ve herhangi bir övgüye ihtiyacı yoktu.

Teklifin maksimum eşiği 60 milyon dolardı. Muhtemelen çok geçmeden kazanan teklif sahibini belirlemek üzereydiler, bu yüzden Ning Xi çantasını topladı ve uyumak için oradan ayrılmaya hazırdı.

Xiao Tao hala heyecanla kendi kendine mırıldanıyordu, "Gerçekten o olmasaydı da, sonunda Su Yan'ın kazanacağını tahmin etmiştim. Bundan önce, Ning Xueluo zaten taç için burada olduğunu söylemişti... Dahası, Su ailesi çok zengindi...” 

Bunu söylediğinde, Su Yan silahını kullandı ve "60 milyon dolar!" diye bağırdı.

"Alt- altmış milyon mu ?!" Müzayedecinin gözleri açıldı. "Bay Su'nun 60 milyon dolarlık teklifi var! Devam etmek isteyen var mı? CEO Sun, artıran var mı? CEO Sun? "

Sun Zhanpeng karşısında kıpkırmızı oldu. Bir süre hiçbir şey söylemedi. Açıkçası, bu fiyat çok daha fazlaydı.

Bunun bedelini ödeyemediği için değildi, ancak bir iş adamı olarak, yüzleşmek istese bile, böyle bir şey için 60 milyon dolar harcamazdı.

Açık artırmacı böyle yüksek bir fiyatın çok nadir olduğunu biliyordu, bu yüzden açık artırmayı bitirmenin zamanının geldiğini biliyordu ve “Bay Su, bir kez 60 milyon dolar!” diye bağırdı.

Şu anda, sahnenin dışından hayranlıkla gelen tebrik sözleri ve sahne dışı övgülerin sesleri vardı...

"Sonuçta onlar Su ailesi. Gerçekten de parası olanın sesi çok çıkıyordu! Sun Zhanpeng bile oyunun bittiğini ilan etti! "

"Ning Xueluo çok şanslı. Birisinin bana taç almak için bu kadar para yatırmasını anca rüyamda görürüm... "

"Tebrikler, Üstat Su! Gerçekten kadının için kendini ortaya koydun! "

"Tamamiyle kendini ortaya koymadı. Bu sadece küçük bir para, Usta Su için okyanusta bir damla gibi! "

"Hahaha, haklısın ..."

"Bizi düğün ziyafetine davet etmeyi unutma!"

...

Su Yan herkesin övgülerine alçak gönüllü bir şekilde karşılık verdi. Gerçekten de, içten içe 60 milyon doların maksimum fiyat olduğunu bildiği için rahat bir nefes verdi. Su Zhanpeng teklif vermeye devam ederse, muhtemelen takip edemezdi.

Ancak, kalabalığın övgülerini dinlerken, büyük bir memnuniyet duygusu yaşarken, Ning Xueluo yakından koluna yapıştı ve ona tatlı bir şekilde ışık saçtı.

Sahnede müzayede görevlisi "60 milyon dolara satıyorum!"

"60 milyon dolara... Satıyorum!" Müzayede görevlisi bu sözleri söylerken tokmağı havaya kaldırdı. Tokmak yere vurulduğunda, açık artırma kapanırdı.

Tüm kalabalık bomboş bir şekilde nefeslerini tutarak bakıyordu ve tokmağının inmesini bekliyordu.

Beklenmedik bir şekilde, müzayedenin eli sessizce havadan inerken, görülmeyen köşedeki "8" numaralı adam yavaşça kartını havaya kaldırdı ve

"100 milyon dolar!" dedi.