Çevirmen: Lúthien

Editör: Lord Viole Grace

Song Jin ile birbiri ardına röportaj yapan gazetecilerin hepsi afallamış ve şaşırmışlardı!

"Tanrım ... Tanrım! Çok güzel! "

"Bu Spirit'in en önemli parçası mı?"

"History'nin Black Religion'nın nefes kesici bir zirve olduğunu düşünmüştüm, ama şimdi tamamen farklı bir stilin zirvesini gördük! Bu hayret verici! "

"ZX'in kişisel tarzı ve Üstad Song'un resim öğeleri mükemmel bir şekilde bir araya gelmişti! Tüm bu kıyafet pratikte insanı Harikalar Diyarı'na düşmüş gibi hissettiriyor! "

"Üstad Song! Bu elbisenin adı var mı? "

...

Song Jin, gazetecilerin tepkilerinden çok memnundu. Beyaz sakalını sıyırdı ve yavaşça, "Korkmuş bir kaz gibi hafif, sonbahar çayır papatyasının ihtişamıyla yüzen bir ejderha kadar zarif, bahar çamlarıyla yoğun; Ay'ı koruyan yumuşak bulutlar gibi, rüzgarda dalgalanan kar gibi; uzaktan bakıldığında şafak vakti kadar parlak; onu görmek için hızlı koşacağımız berrak sulardan çıkan nilüfer kadar aydınlık... " dedi.

Bunu okuduğunda, muhabirlerden biri duygu dolu bir şekilde, "Bu elbise muhtemelen Luoshen olarak adlandırılabilir mi?" diye sordu.

Song Jin başını salladı. "Doğru."

Herkes hayranlık duydu.

"Luoshen... Luoshen gerçekten ismine layık! "

"Ne kadar uygun!"

"Spirit şaşırtıcı!"

"Kesinlikle, her seferinde bu kadar beklenmedik sürprizleri var!"

"Ne yazık ki ..."

"Ne yazık ki ne?"

"Açıkçası üzgün hissediyorum ... Bugün Usta Song Jin ile tanıştık, ancak Spirit'in efsanevi tasarımcısı ZX ile tanışmadık! "

"Ah evet! Çok gizemliler! Sizce bu ZX kod adı ne anlama geliyor? "

"Belki de adının kısaltmasıdır?"

...

Köşede Ning Xueluo o kadar öfkeliydi ki yüzü bozulmuş görünüyordu. "Lanet olsun! Qin Zifan! Senin neyin var? Spirit'in Song Jin'i almayı başardığı bu büyük haberi nasıl öğrenemedin ?! "

Qin Zifan da soğuk terler içindeydi. Kahretsin, Spirit'in Song Jin'i davet edemeyeceğini nasıl düşünebilirdi !? Ayrıca, sadece pazarlama departmanından sorumluydu, bu yüzden tüm bu tasarım malzemeleri onun altında değildi.

"David nerede ?!"

"Görünüşe göre hala onu arıyor ..." Qin Zifan zayfıça mırıldandı.

Ning Xueluo dişlerini acımasızca sıktı. "Hmm, Luoshen ha? Ama sadece o! Han Xiao ve Beings'i piyasaya sürdüğümüzde kesinlikle Spirit'i ezecektir ... "

"Evet, evet, evet ... kesinlikle." diye tekrarladı Qin Zifan.

Ancak, ağzı titriyordu, sorun önce kişiyi bulmak zorunda olmalarıydı!

Bu tasarımcı huyu ve nerede olduğu çok belirsizdi. Hatta onu aramışlardı ama o Beings'i kullanmalarını istemiyordu, şimdi onu nerede bulabilirlerdi? Onu bulsalar bile faydası olmazdı!

Aslında, Ning Xueluo ilk başta o kişiyi işe aldığında, belirsiz bir şekilde güven vermediğini hissetmişti ve böyle bir kişiyi kesinlikle kontrol edemeyeceğini düşünmüştü. Çok fazla belirsizlik vardı ve şimdi, en çok endişe ettiği şey olmuştu ...

"Patron..." Dedi bir kişi nefes nefese kalmış bir şekilde aceleyle Ning Xueluo'nun arkasından gelirken. O David'di.

"Onu buldun mu?" Ning Xueluo hemen sordu.

David başını iki yana sallarken perişan görünüyordu. "H-Hayır, numaramı kara listeye almış gibi görünüyor. Yemek yiyebileceği yere gittim, ama onu bulamadım... "

"Nafile! Çok uzun zaman oldu. Nerede kaldığını bilmiyor musunuz? " Ning Xueluo öfkeyle küfretti.

David şimdi daha da sefil görünüyordu. "Onu daha önce takip etmeye çalıştım, ama o adam çok uyanıktı. Takip bile edemedim. Bir gün onu takip etmeyi başarmıştım, ama bir mezarlığa girdi ve takip etmeye devam etmeye cesaret edemedim... "