Çeviri: Lúthien Düzenleme: LordVioleGrace

"Polis sorguya çekiyor. Henüz sonuç yok. "

"Guanların kesinlikle o kıza şantaj yapacak bir şeyleri vardır. Bu yüzden kızın onları ele vermesi zor olacak, ama merak ettiğim bir şey var. Eğer bana gerçekten komplo kurmak isteselerdi, sadece onu göle atınca bana bir şey olmayacaktı ki  ... "

"Bir yaşama karşılık bir yaşam." dedi Lu Tingxiao gözlerini kısarak.

Ning Xi'nin bakışları bir anda aydınlanmış gibi parladı. "Doğru! Evet, onu yanlışlıkla herkesin gözlerinin önünde öldürmedikçe ... Hah, yani tüm bu zamanlamayı yapmışlar, aslında bana çamur atmak için birinin hayatını satın aldılar! Onu ölmemiş bir şekilde kurtarmış olsam bile, beni cinayetle suçlamak için hastanede o kıza bir şey yapacaklardı eminim! "

Ning Xi bu düşündüklerini söylediğinde sözlerine "Guan Rui'nin, Cao Lirong'u onları açığa vurmasın diye öldürebileceğinden korkuyorum ..." diye devam etti.

"Polis zaten günün 24 saati kızı izlemesi için insanları görevlendirdi."

...

Aynı zamanda, Lu ailesinin arabasında, küçük tavşanın gerçekten normal bir şekilde konuşabildiğinden emin olduktan sonra, Yan Ruyi, Lu Chongshan ve Lu Jingli çok heyecanlıydı.

Okula giderken, üçü, özellikle Lu Jingli, Küçük Hazine'yi, konuşturmanın yollarını düşünmeye devam etti.

Ne yazık ki, hastaneden ayrıldıktan sonra, Küçük Hazine Ning Xi'den önce de olmadığı gibi ağzını bıçak açmadı ve bu durum Yan Ruyi ve Lu Chongshan'ı endişelendirdi.

Lu Jingli, Küçük Hazine'yi konuşturmak için bütün yolları deniyordu. Ning Xi'yi taklit etti ve "Küçük Hazine! Bu nedir?" diye sordu.

Küçük Hazine çenesini tuttu ve sanki onu duymamış gibi pencereden dışarı baktı.

Lu Jingli içinde araba kokusu bulunan bir parfüm şişesini tuttu ve, "Küçük Hazine, bu nedir?" diye sordu.

Küçük Hazine yine hiç tepki vermedi.

Lu Jingli telefonunu alarak tekrar denedi. "Küçük Hazine, bu şeyin ne olduğunu biliyor musun?"

Küçük Hazine sessiz kalmaya devam etti.

Lu Jingli, Yan Ruyi'yi ele geçirdi. "Peki buna ne dersin? Bunun ne olduğunu biliyor musun?"

Sonunda Yan Ruyi ve Lu Chongshan bile Lu Jingli'nin can sıkıcı olduğunu hissetti. Yan Ruyi, "Jingli, Küçük Hazineyi rahatsız etmeyi bırak. Yeniden konuşmaya daha yeni başladı, onu yıpratma! " diye bağırdı.

Lu Chongshan, "Annen haklı." dedi.

Lu Jingli sustu. "Kim konuşmaktan yorulabilir ki !? İkiniz Küçük Hazinenin konuşmasını duymak istemiyor musunuz? Öyle mi? " dedi.

Yan Ruyi ve Lu Chongshan sessiz kaldılar. Tabii ki istiyorlardı!

Böylece, Lu Jingli pes etmedi ve bir elma buldu. "Küçük Hazine, bu nedir, bu nedir? Biliyor musun? Ha?"

Bu sefer, Küçük Hazine sonunda görüş çizgisini pencerenin dışından Lu Jingli'nin yüzüne taşıdı, sonra amcasının inanılmaz heyecanlı bakışına karşılık "Küçük Amca, sen aptal mısın?" dedi.

Üçünün de dili tutuldu.

Bir süre sessizlikten sonra, Yan Ruyi ve Lu Chongshan daha fazla kendilerini tutamayıp kahkaha attılar. Şoför bile gülmesini tutamadı. Küçük Üstat çok tatlıydı!

Yan Ruyi bebek torununu giderek daha çok seviyordu. "Küçük Hazinem çok akıllı!"

Lu Chongshan başını salladı. "Lu ailesinin torunu. Tabii ki, hazır cevap olacak! "

"Hey, hey, hey ... nasıl böyle olabilirsin? Ben hala Lu ailesinin oğluyum! Bu küçük serseri bana aptal dedi! Ama siz yine de onun hazır cevap olduğunu övüyorsunuz! " Lu Jingli memnuniyetsizliği protesto etti.

Peki neden yengem ona bir elma gösterdiğinde, itaatkar bir şekilde "elma" diyordu !? Öte yandan, böyle yürek parçalayan bir cevap almıştı! Bu adalet neredeydi !?

Yan Ruyi ona bir göz attı. "Küçük Hazine sana daha önce Küçük Amca demişti. Memnun değil misin? Bana şimdiye kadar Büyükanne dediğini duymadım! "

Lu Chongshan iç çekti, "Büyükbabasını da çağırmadı."

Lu Jingli bunu duyduğunda hemen gözyaşlarıyla heyecanla kıkırdadı. "Doğru! Sadece anne dedi. Kardeşime bile seslenmedi! Hahaha ... Küçük Hazine Küçük Amcasına seslendi! Evet, Küçük Amcası! Hahaha .... Gidip bununla Kardeşime böbürlenmeliyim! "