Çeviri: Lúthien Düzenleme: LordVioleGrace

Sonra, onlardan biri yürüdü ve Cao Lirong'un ellerini kelepçeledi.

Cao Lirong hemen Guan Rui ve Guan Ziyao'ya telaşla baktı. "Ziyao, Guan Amca! Kurtarın beni ... Onu ben itmedim! Kendisi düştü! Onu gerçekten itmedim! "

Ancak, Guan Ziyao ve Guan Rui de dahil olmak üzere koridorda bulunan az sayıda insan onun Ning Xi'yi ittiğini görmüştü. Sözlerine nasıl inanabilirlerdi?

Yan Ruyi mutsuzca kaşlarını çattı. Guan ailesi nasıl bu kadar kötü bir akrabaya sahip olabilirdi?

Ning Xi'ye karşı hiçbir zaman çok sevgi beslememiş olsa da, ölmesini isteyecek noktaya gelmemişti. Şimdi ise Ning Xi'yi göle iten kişi Guan ailesinden biriydi, bu yüzden kendisini acaba Guan Ziyao mu ölmesini istemişti diye düşünmekten alıkoyamıyordu.

Guan Rui daha fazlasını söylemek istemişti, ama Mo Jianzhang hemen özür dileyerek araya girdi, "Üzgünüm, Bro Rui. Bu mesele ciddi bir hale geldi. Kurbanın durumu hala kritik ve evimde hükümetin önemli insanları da dahil olmak üzere çok sayıda misafir vardı. Böyle bir şey başkalarının gözlerinin önünde olduğu için herkese mantıklı bir açıklama yapmak zorundayım. "

Guan Rui orada sert bir şekilde durdu. Başka bir şey bile söyleyemedi. Eğer işler ters gitmeseydi şu anda bu sözleri o söylüyor olacaktı ama şimdi bu sözler suçu ona indirmenin tüm nedenleri olmuştu ...

"Guan amca, kurtar beni! Guan amca! Onu gerçekten itmedim! " Beyaz elbiseli kız polis tarafından götürülüyorken böyle bağırıyordu.

Guan Rui kararmış bir ifadeyle aynı yerde duruyordu. Ne kadar çok düşünürse o kadar çok işin içinden çıkılmaz bir hal aldığını hissetti. Ne olmuştu? Planları açıkça kusursuzdu. Suya düşen kişi sonunda nasıl Ning Xi olmuştu? Cao Lirong planı uygularken işin ucunu kaçırmış ve yanlışlıkla onu itmiş olabilir miydi? Hiçbir şey başaramadı, aksine her şeyi mahvetti!

"Rong Rong'un Ning Xi'ye karşı herhangi bir nefreti yoktu. Onu nasıl öldürmeyi planlayabilirdi ki?! Bu hiç mantıklı değil! " diye Guan Ziyao hızla haykırdı.

"Bu gerçekten mantıklı değil, bu yüzden ona birisi tarafından talimat verilmiş olmalı. Polisin gerçek suçluyu yakında bulacağına inanıyorum. " diyerek sadece tek bir cümleyle Lu Tingxiao hemen okları Guanlara çevirmişti.

Guan Ziyao böyle bir tuzağa düşeceğini düşünemediğinden bütün yüzü bir anda renk değiştirmişti.

Eğer Cao Lirong onları gerçekten ele verirse her şey bitecekti ...

Her ne kadar Ning Xi'ye komplo hazırlamış olup ilk planlarının onu kasıtlı olarak öldürmek olmadıkları ortaya çıksa bile bu sonucu çok fazla değiştirmezdi...

Acil servis ışığı yanmaya devam ediyordu. Koridorda herkesin zihninde yarışan farklı düşünceleri vardı.

Lu Tingxiao'nun cebindeki telefonu titredi. Bir mesajınız var: [Bebeğim, gerçek görünmesi için üzülmüş gibi davranmalısın! Sana öğreteceğim! Karın ölürse nasıl hissedeceğini düşün!]

Ning Xi'nin mesajını okuduğunda Lu Tingxiao'nun yüzü hemen bir tencerenin dibi gibi karardı. Bu kız! Neden durduk yere böyle bir şey gönderdi?

Lu Tingxiao'nun oyunculuğu zaten kötü değildi, ancak Ning Xi'nin bu mesajı ile daha da korkunç görünmeye başlamıştı. Yüzündeki ifade kesinlikle ölü bir eşe sahip olmaktan çok da uzak değildi...

Guan Ziyao, bir şeyin yanlış gittiğine dair şüpheliydi, ancak Lu Tingxiao'nun ifadesini görünce, bunun mümkün olmadığını düşündü.

Ning Xi'ye komplo kurup iftira atmaya çalışırken aksine kendilerinin kandırılacağını hiç düşünememişlerdi. Aslında, Lu Tingxiao başından sonuna kadar performansıyla başka birine tuzak kurmasına yardımcı olmak için onunla işbirliği yapmıştı ...

Bu kez, Ning Xi onları baştan aşağı atmaya karar verdi, ancak önemli bir noktayı atladığı aklına bile gelmedi.

Asansör kapıları açıldı.

Koridorun sonunda biri acil servise doğru koşuyordu. Kollarındaki küçük tavşanla birlikte…