Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Lanet olsun! Bu kız çok duygusaldı ve yanlışlıkla onu ağlatmıştı. Su Yan ya da Zhuang Lingyu ya da Ning Yaohua farketmez eğer bir şeyi beğenirse onu elde ederdi. Aslında Ning ailesinin hisselerini çok istediğini gösteremezdi...

Bu yüzden Ning Xueluo acılı bir ifade takındı ve saklandı, "Bro Yan, benim hakkımda bunu nasıl dersin? Eğer Ning ailesinin mallarını isteseydim neden bu kadar sıkı çalışayım ki? Çok üzüldüm. Kendimi her zaman Ning ailesinin bir ferdi olarak gördüm ve Ning ailesini her şeyin önüne koydum ancak bana her zaman bir yabancı gibi davrandıkları ortaya çıktı! Ve şimdi de sen, Bro Yan, seninle görkemli bir biçimde evlenmek istiyorum. Herkesin iyi bir eşle evlendiğini söylemesini istiyorum!"

Bunu duyunca Su Yanın ifadesi yumuşamıştı. "Xueluo nerden geldiğini anlıyorum ancak endişelenmene gerek yok. Eğer benim karımsan kimse senin iyi olmadığını söyleyemez. Benimle evlendiğinde aşağılanmaktan korkma. Aileme açıklarım ben!"

"Bro Yan, teşekkür ederim... Yanımda olduğun için teşekkür ederim..." Ning Xueluo adamın kucağına yatarak geçici olarak tatminsizliğini ve sinirini gizlemişti. Ning Xueluo diğer tarafa bakarken Su Yan çalışma odasına bakmak için kafasını kaldırdı.

Camın oradan zar zor sandalyede oturan Ning Xi’nin siluetini görebiliyordu. O küçük kızın arkadan görüntüsü aklından gitmiyordu asla.

Terlediğinde ve bacakları titremeye başladığında tüm yol onu taşıyan kızdı bu, onu asla bırakmayacağına söz vermişti...

Onun için her gün taze çiçekler toplayan o kız...

İlaçlarını her gün düzenli içsin diye yemekler yapan o kız...

Fakirdi ve defalarca yamanmış kıyafetler giyiyordu, süprüntü bir Mandarincesi vardı ancak söylediği her şey güzel ve tatlıydı!

Ne zaman değişmişti bütün bunlar?

İyileştiği ve Su ailesi onu aldığı zamandan beri, gösterişli şehre geldiği andan beri, Ning Xueluo’nun güzelliği aklını başından aldığından beri, aklındaki tüm güzel hatıralar kabul edilemez olmuştu...

Ancak şimdi, neden onu bu kadar çok özlüyordu?

Bu kızın masumluğunu özlemişti, gözlerinin ışıltısını ve ona bakışını özlemişti...

...

Ning ailesinin kapısında.

"Umm.... Teyze..." Ning Xi tereddüt etmişti ancak Ning Qiutong’a seslenmeye niyetliydi.

"Hmm?" Ning Qiutong arabasının kapısını açmak üzereydi ancak durdu ve Ning Xi’ye baktı.

Ning Xi boğazını temizledi ve ona doğru yürüdü. "Bugün için... teşekkür ederim."

Ne olursa olsun teşekkür borçluydu ona.

Ning Qiutong ilgisizdi. "Biz aileyiz. Teşekkür etmene gerek yok."

Ning Xi bir aileyiz lafını duyunca karışık duygulara sahip olmuştu. Derin bir nefes aldı. "Yine de teşekkür etmek istiyorum!"

Önündeki kızı izleyip iç çekti Ning Qiutong. "Üzgünüm ki o yıllarda yurtdışındaydım. Çoğu şeyi bilmiyordum ve öğrendiğimde çok geç olmuştu. Kuzenimin bu kadar salak olacağını hiç düşünmezdim. Böyle devam ederse, yaşlı adamın zor kazandığı sert yabancılara gidecek!"

Ning Qiutong bunu söyler söylemez düşmanca bir bakış parladı.

Ning Xi derin düşüncelere dalmıştı.

O gece, Ning Xueluo’nun yatak odasında, Zhuang Lingyu Ning Xueluo’nun üstüne bir battaniye örtmüş ardından kapıyı kapatıp çıkmıştı odadan.

Yatakta uyuklayan Ning Xueluo aniden tekrar uyandı.