Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Ning Qiutong doğruldu hafifçe ardından Zhuang Lingyu’ya baktı: "Yengecim, en çok hayal kırıklığı senken Amcanın seni hayal kırıklığına uğrattığını mı söylüyorsun!"

Zhuang Lingyu kaşlarını çattı. "Ne diyorsun sen?"

"Dışardakiler bilmeseydi tamam ama bu odada oturan herkes Ning Xi senin öz kızınken Ning Xueluo’nun evlatlık olduğunu biliyor. Ning ailesiyle kan bağı olan o. Amcanın Ning Xi’ye pay vermesi yanlış mı?"

"Babanın Ning Xi’ye pay vermesinin yanlış olduğunu asla söylemedim. Bu onun kararı. Neden Xueluo’yu hiçbir şey yok onu soruyorum!" diye cevap verdi Zhuang Lingyu.

Ning Qiutong dalgayla, "Tamam o zaman, neden Xueluo’ya pay verilmediğini konuşalım! Ning Xueluo yanlışlıkla hastaneden getirdiğimiz bir evlatlık ve Ning Xi’ye ait olması gereken 18 senelik lüks bir yaşam geçirdi. Gerçek ortaya çıktıktan sonra gerçek evine ve ailesine dönmedi. Bunun yerine Ning ailesinde kaldı ve Ning leydilerinin ismini aldı. Su Yan ile randevu için bile bu kimliği kullandı!" dedi.

"Diğer taraftan, Ning ailesinin öz ferdi Ning Xi 18 sene uzaklarda yaşadı ve sefillik çekti. Ning ailesi sonunda onu bulduğunda, evlatlık çocuk ismiyle devam edebildi ancak. Onun olan şeyler ondan alındı. Uşaklar bile ona dayılanıp ahmak diyebiliyorlar!”

"Ve bunlar olurken ebeveyn olarak siz ne yaptınız? Dışarıdakilerin tarafını tuttunuz ve onu barbar ve boktan olduğu için eleştirdiniz! Onu eleştirecek hakkı nerden buluyorsunuz kendinizde? Onu siz mi yetiştirip eğittiniz?”

"Onu eve getirip kıyafet verip karnını doyurarak görevinizi tamamladığınızı mı düşünüyorsunuz? Sizin gibi zalim ebeveynlere göre, çocuk dışarda büyüsün ve hiçbir halt bilmesin! Bu bile insanlıktan ümidini kesip ebeveynlerin tarafından sırtından bıçaklanmaktan iyidir!"

Bunları duyunca masada bir ölüm sessizliği oluştu. Kimse tek kelime dahi etmedi.

Ning Xueluo kendisini katı hissetmişti. Ning Yaohua ve Zhuang Lingyu’nun yüzü bile solmuştu. Yaşlı adam suçluluk dolu bir ifadeyle Ning Xi’ye baktı. Su Yan ellerini yumruk yapmıştı...

Ning Xi sessizce oturdu, yanındaki Ning Qiutong’a bakışlarında karmaşık duygular vardı. Bu halkadan uzun süredir dışarıda hissediyordu. Böyle bir şeyi asla düşünmemişti...

Ning Qiutong aslında saygısızlığa devam edecekti ancak söylediği her şeyi onu korumak için söylemişti...

Hepsi... onun için kimsenin söylemediği sözlerdi...

Ning Qiutong duraksadı ardından keskin bakışları Ning Xueluo’ya odaklandı. "Amca Ning Xueluo’ya bu malları verdi. Görkemlice evlilik töreni ve geri kalan hayatında lüks içinde yaşaması için yeterli. O sadece Ning ailesini sömüren bir kasaba kızı, bizimle yaşadı ve ismimizi aldı, seni daha ne tatmin eder?"

"Tang Xueluo, sana bir şey sormam lazım. Daha ne tatmin etmedi seni ve Ning ailesinin hisselerinin hangisinde gözün kaldı?!"

Ning Qiutong’un sözlerini duyunca özellikle de ona "Tang Xueluo" dediğini duyunca, Ning Xueluo’nun omuzları sallandı ve tırnaklarını avucuna geçirdi. Nefret dolu yüzünü eğdi ve sonraki saniyede ayağa kalkıp kapıdan dışarı koştu...

Su Yan bunu görünce hemen peşine düştü.

"Ning Qiutong çok fazla oldun sen! Ning ailesinin bir ferdi bile olsan, bu bizim aile meselemiz ve senin müdahale etme hakkın yok! Hiçbir şeyden haberin yokken gelip burada maval okuma!" Zhuang Lingyu kızının kapıdan kaçışını görünce sinir küpüne dönmüş ve çok üzülmüştü.