Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Karşıda koltukta oturan Lu Xinyan ikisinin keyifle sohbet ettiklerini görünce susmuştu sonra sessizce Lu Jingli’ye "Zhuang Keer Kuzenle tanışma randevusuna çıkmamış mıydı önceden? Ning Xi’yi nereden tanıyor? Ve baya yakın duruyorlar."

Jiang Muye ve Lu Jingli nereden başlayacaklarını bilmeyerek birbirlerine baktılar.

"Buharlı tavşan git ve bana meyve getir biraz!" diye robota bağırdı Ning Xi.

"Efendim benim adım Andrew, buharlı tavşan değil. Lütfen bekleyin!"

Sonra Küçük Hazinenin bir sandalye çekip robotun önüne koyduğunu gördüler. Sandalyede ayağa kalktı ve robotun arkasından bir kapak açtı. İçerideki ekran ve karışık kabloları düzeltiyordu.

Bir süre sonra Küçük Hazine kapağı kapattı ve robotun gözleri yandı. Ning Xi’ye döndü ve "Efendim, en sadık uşağınız buharlı tavşan emrinizde!" dedi.

"Hahahhaha" Ning Xi kıkırdadı sonra Küçük Hazinenin kafasını okşadı. "Teşekkürler benim küçük tavşanım!"

İnatçı Andrew "buharlı tavşan" olmuştu.

Lu Xinyan içinde biriken duygular karşısında şaşırmıştı.

Neden?

Neden bu kadar sıcak hissetmişti?

Bir aşık, bir çocuk, birkaç iyi arkadaş ve tatlı bir robot

Kuzeni ona he zaman bir robot kadar duygusuz izlenimi veriyordu ancak Ning Xi’nin yanındayken çok... Nazikti.

Onu işten eve dönüp karısına ve çocuğuna aşkla bakan normal bir adam gibi tasavvur ediyordu.

Önceden kuzenini tanrı seviyesinden ölümlü seviyesi indirdiği için Ning Xi’den nefret ediyordu ancak şimdi kuzenin bu davranışları karşısında gözleri doluyordu.

İkinci gün, Spirit Stüdyosunda

"Yapımcı Qiao beni mi arıyorsunuz?"

"Patron, şuna bak." Qiao Weilan eline bir sürü eşya verdi.

Ning Xi elindekilere baktı. "Bu Lu Xinyan’ın yeni teklifi. Bana daha önceden anlatmıştı ama sen ne düşünüyorsun?"

"Teklif hakkında pek bir şey diyemem. İyi ancak açıkçası birisi ona yardım etmiş. Uygulama da nasıl olabilir kimse bilmiyor....ancak" Wiao Weilan bir süreliğe durdu. "Şehrin batısındaki en büyük AVMlerden birine dükkan açmış bence bir şans verebiliriz!"

Ning Xi kafasını salladı. "Ayrıca bu sefer oldukça ciddi. Markamızın itibarıyla, onda para kaybetmemiz neredeyse imkansız değil mi?"

Qiao Weilan "Öyle umalım!" diye cevap verdi.

Aslında kararı biraz riskliydi.

Ancak Ning Xi’nin dediği gibi davranış önemliydi. Eğer Lu Xinyan önceki kadar oyuncu olsaydı, şehrin batısında açacağı dükkana bile izin vermezdi.

"Ona bilgi vereyim mi?" diye sordu Qiao Weilan.

"Elbette!"

Qiao Weilan Lu Xinyan’ı aradıktan kısa bir süre sonra Ning Xi telefonu çaldı.

Beklendiği gibi arayan Lu Xinyan’dı.

"Merhaba?"

"Ahhhhhhhh!!!" Yüksek sağır edici bir ses geldi telefonun diğer ucundan.