Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Sonra, Zhuang Rongguang’ın telefonu yere düştü ve sahibinin yüz ifadesi gibi siyah ekran çatladı.

Sanki zaman durmuş gibiydi. Yaprak kıpırdamıyordu.

Geniş poligonda tek bir çıt bile yoktu.

Kız, vücudu saran pembe bir elbise giymişti, kıvırcık uzun siyah saçları belindeydi. Tatlı küçük yüzü gökteki yıldızlar gibi, bahardaki çiçekler gibiydi

G...Güzel!

Çok güzel!

"Hey, ayağıma bastın!"

"Ah! Kim beni cimcikledi!? Kendini cimcikle!"

"Beni itmeyi kes!"

Sessiz an bitmiş ve insanlar daha yakından bakmak için birbirlerini itmeye ve ses çıkarmaya başlamışlardı ancak herkesin gözü Ning Xi’deydi.

Poligona gelenlerin çoğu yaşlıydı. Hepsi Zhuang Rongguang’ın zaferini kutluyordu ancak şimdi akıllarında başka bir şey vardı muhtemelen.

"Neler oluyor?!"

"Bu..bu aynı kişi mi?"

"İzliyorum tüm zamandır! Başkası olamaz!"

"Neden...o memelerin.... gerçek olduğunu düşünüyorum?"

"Sizi aptallar! Siz bakirler bir bok bilmiyorsunuz! Tecrübelerime göre bu gerçek bir kadın değil mi? Ve gerçekten çok güzel! Bu kaltak, yani bu kız erkek kılığındaymış onca zaman!"

"Gerçekten mi? Kılık değiştirme mi?!"

Ning Xi kalabalığa doğru yürüdü. Ardından afallamış Zhuang Rongguang’ın önünde durdu ve güldü. "Gördüğün şey seni tatmin etti mi?"

Zhuang Rongguang garip garip kafasını salladı ancak sonra kafasını sert biçimde salladı. "Sen.. sen kadın mısın?"

Ning Xi sırıttı. "Evet!"

Kaltak çok normal biçimde kabul etmişti! Sinir bozucu!

Zhuag Rongguang incinmiş ve ihanet edilmiş hissediyordu. "Sen kadınsın! Hep kadındın! O zaman neden kadın kıyafeti giyeceğini söyledin?"

Kahretsin! 

Zhuang Rongguang sonunda oyuna geldiğini farketmişti!

En kötü kısmı, eğer önceden karşılaşmış olsaydı daha kolay olurdu, ancak böyle bir güzelliğe nasıl kızabilirdi!

Sonunda kazanmıştı yarışmayı ancak bu da neydi?!

Bekle, gerçekten bir galibiyet miydi? Rakibi bir kadındı, harika nişancılığı olan bir kadın. Erkek olarak nasıl kazandığını söyleyebilirdi ki!?

Zhuang Rongguang kafayı yemek üzereydi!

"Wow, Xiao Xi, seni daha önce hiç böyle görmemiştim! Çok tatlısın! Tam senlik!" Zhuang Keer Ning Xi elini tuttu ve etrafına döndü.

Zhuang Keer’in tepkisi Zhuang Rongguang’a sırtından bir hançer gibi gelmişti. Şaşkınlıkla "Kardeşim.. sen biliy... sen biliyor muydun?" diye sordu.

Zhuang Keer kafasını salladı. "Biliyordum!"

"O zaman bana neden söylemedin!?" Zhuang Rongguang’ın en içlerinden yükselmişti bu bağırma.

"Sormadın!"