Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Tuhaf bir sessizlik anı oldu.

Lu Xinyan dişlerini gıcırdattı, gözlerini kapadı ve söyleyeceği şeyi Lu Tingxiao'nun önünde söyleme cesaretini topladı, "Bayan Ning, beni kurtardığınız için teşekkür ederim! Ayrıca, özür dilerim! Dağda, beni kurtarmaya çalıştığınızı gerçekten bilmiyordum! Özür dilerim! Çok üzgünüm... "

Lu Tingxiao bile işlerin bu kadar basit olmadığını biliyordu. Ning Xi'nin çevikliğiyle düşünülünce Lu Xinyan'a yardım ediyordu böylece düşmemesini de sağlıyordu ve bunu duyduktan sonra, ifadesi anında soğudu.

Lu Xinyan sadece Lu Tingxiao'nun baskısını kaldıramayan genç bir hanımefendi. Vücudunun tamamı titriyordu. Her an bayılabilirdi.

Ning Xi, Lu Tingxiao'ya meseleyi kendi başına çözeceğini söyledi, sonra bandajlı bileğine dokundu ve Lu Xinyan'a sertçe gülerek baktı, ''Küçük kız, az kalsın senin yüzünden ölüyordum. Böyle olmasını istemediğini söyleyip ardından özür dileyince gerçekten çözüleceğini mi düşündün?  Özrün bunu zaten çözüyorsa polis ne işe yarıyor?"

Lu Xinyan sinirle alt dudağını sertçe ısırdı ve sefil görünüyordu. "Tüm sonuçları kabul etmeye hazırım!"

Ning Xi düşünceli bir şekilde çenesine dokundu. "Hmm, tüm sonuçları kabul etmeye istekli misin? Kendin söyledin..."

"Evet ... Bana… Bana ne istersen yapabilirsin sana kalmış!" Lu Xinyan kendisine vurulmasını veya öldürülmesini teklif ettiğini göstermesine rağmen, titreyen vücudu paniğini açıkça ortaya koyuyordu.

O anda, sayısız korkunç sahne Lu Xinyan'ın aklında canlanmıştı.

Bu kadın kesinlikle onu rahatça bırakmayacaktı...

Umutsuzlukla doluyken Lu Xinyan, yalvarmak için kuzenine baktı, ancak Ning Xi'den bile korkutucu uğursuz gözlerle karşılaştı!

Pekala! Bu kadının elinde ölmek kuzenin elinde ölmekten daha iyi olurdu!

“Sadece... Sadece söyle! Ne yapmamı istiyorsun?” Lu Xinyan yumruklarını sıktı ve sordu.

Ning Xipbir süre düşündüi ve Lu Xinyan'a baktı ve, ''Bana kuzen de!” dedi.

"N-ne...?" Lu Xinyan'ın yüzü, orada dururken duydukları karşısında şaşkına döndü. Kafasına dank edene kadar bir süre hiç bir şey düşünemedi.

Ning Xi'nin isteği sadece... Sadece bu muydu?

Ning Xi'nin kaşları, "Sana istediğimi yapabileceğimi söylemedin mi? Sorun ne? Şimdi pişman mı oldun?"

Duygularıyla böyle oynandıktan sonra, Lu Xinyan'ın tüm vücudu daha da sarsıldı ve gözyaşlarını tutamadı. Titrek bir sesle, "Kuzen..." derken ağlamaya başladı.

Bunu duyunca, Ning Xi memnuniyetle başını salladı. "Tamam, bu konu sona erecek. Sayende heyecan verici bir gün geçirdim ve çok eğlenceliydi!"

Ning Xi, korkunç görünümlü Lu Tingxiao'yu sürükledi.

Heyecan verici mi? Oldukça eğlenceli mi?

Lu Xinyan da Lu Tingxiao da konuşamıyordu.

...

Oturma odasına girdikten sonra Ning Xi öne geçmeye karar verdi ve Lu Tingxiao'yu öpmek için kanepeye itti.

Lu Tingxiao doğal olarak onun yaramaz küçük düşüncelerini tahmin etti, bu yüzden ince beline sarıldı ve onu öptü...

Uzun bir süre sonra Lu Tingxiao dudaklarını kızın hafif şişmiş dudaklarına bastırdı. "Çok heyecan verici? Çok eğlenceli? Hmm?"

Ning Xi aniden ağlamak üzereymiş gibi görünüyordu. "Bu konuyu hala açıyor musun?"

Hareketlerinin tehlikeyi geçici olarak çözebileceğini düşünmüştü!