Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Lu Xinyan'ın rahatsız ifadesini görünce Ning Xi açıkça: "Bu mağazanın sahibi misiniz, Bayan Lu?" diye sordu.

İnsanlar girmek izin almak zorunda mıydı?

Lu Xintan hayrete düştü ve ne demek istediğini anladığı zaman iyice öfkelendi: “Sen! Sahibiyim ya da değilim, ne olmuş!? Teyzeme yaklaşmak için bizi buraya kadar kasten takip ettiğini söylemeye cüret edemiyor musun?”

Ning Xi bir şey söylemek istedi ama sonunda, sadece başını salladı ve güldü. Mağaza müdürünün stokları hazırlamasını beklerken oturmak için bekleme salonuna gitti.

Önceki gece çok dik başlı davranmış ve gece geç saatlere kadar içmişti, sonra bütün gününü çekimde harcamıştı. Çekimi bitirdiği an stüdyoya gitmiş, sonra dinlenmeden buraya gelmişti. Zaten bitkindi, bu yüzden başkalarına daha fazla enerji harcamasına gerek yok.

“Şuna bak! Söyleyecek hiçbir şeyi yok! Kıyafet bile almak istemiyor. Sadece orada oturuyor. Belli ki, sadece varlığını kanıtlamak için burada!”

Guan Ziyao başını salladı: “Sen… hiç varlığını böyle kanıtlayan birini gördün mü? Muhtemelen sadece birini bekliyor!”

“Daha önce hiç görmedim ama artık hepsini gördüm.” diye mırıldandı Lu Xinyan.

Yan Ruyi belli ki buna karışmak istemiyordu, bu yüzden Lu Xinyan'ın omzuna dokundu ve: "Hadi kıyafetlere bakalım!" dedi.

Yan Ruyi'nin rahat olmadığını gören Lu Xinyan sonunda sustu.

Ancak Ning Xi'nin sözlerini düşününce çok sinirlendi. Dükkan sahibi değilse ne olmuş? Bir mağaza açmak üzereydi ama ona niteliklerinin uygun olmadığını söyleyecek kadar cesaretliydiler. Ne kadar akıl almazdı!

Lu Tingxiao'nun kuzeni olma kimliğine dayanarak, hiç kimse onu geri çeviremezdi. Daha yeni ortaya çıkmış bir markaydı ancak beklenmedik bir şekilde onu reddetmişlerdi.

Ancak, bu markanın tasarımlarını gerçekten çok sevmişti. Gerçekten, bu sefer kararında hata yapmadığından emindi; kesinlikle tekrar zarar etmeyecekti, bu yüzden hala umudu vardı...

"Ah, Teyze, gel de şuna bak. Bence sana çok yakışır, son alışverişe geldiğimde bunu fark etmiştim. Satılmamış olması iyi! Bu kıyafet güzel olmasına rağmen onu giyecek olanları kendisi seçiyor ve bence sadece sen onu taşıyabilirsin, Teyze! "

Aşırı abartılı olmayan işlemeli, yaban elması çiçekleri ile süslü bir elbise idi. Aslında, Yan Ruyi bu parçanın büyüleyici olduğunu hissetti: "Fena değil!"

“Öyle değil mi? Teyze, bunu sana alacağım! Sana çok yakışacağını bilmem için denemene bile gerek yok!” Lu Xinyan, derhal başka bir tezgâhtara kıyafeti paketletti

"Seni serseri, benden istediğin bir şey yoktur, değil mi?" Yan Ruyi elbiseye dokunurken güldü. Elbiseyi çok beğenmişti.

Lu Xinyan şakacı bir şekilde Yan Ruyi'nin kolunu çekti ve şöyle dedi: "Teyze, çok zekisin. Aslında... yeğeninin senden küçük bir isteği var!"

“Biliyordum! Bu yüzden bana yaranmak konusunda bu kadar heveslisin, söyle bakalım ne var?” Yan Ruyi alaylıca konuştu.

“Aslında ... aslında, Spirit için bir satış mağazası açmak istiyorum ancak başvurumun reddedildiğini, niteliklerimin uygun olmadığını söylediler. Param ve kaynaklarım var, nasıl uygun olamam?”

“Satış mağazaların arasına neden başka bir marka daha koymak istiyorsun…?” Yan Ruyi bunu duyduğunda başının ağrıdığını hissetti: "Xinyan, sadece babanı dinle ve itaatkâr bir kız ol ya da Tingxiao'nun şirketine git ve senin için sabit bir pozisyon ayarlamasını iste. Daha iyi değil mi?"

“Bunu istemiyorum, iş yapmayı seviyorum! Teyze, kuzenimden istememe yardım eder misin? Bir kelimesiyle kesinlikle her şeyi çözebilir!” Lu Xinyan şımarık bir çocuk gibi yalvarıyordu.

Yan Ruyi ona çaresizce baktı: “Xinyan, teyzenin sana yardım etmek istememesinden değil, ama kuzenine pek bir şey söyleyemiyorum. Onu kendin aramaya ne dersin?”

İşini genişletmek isteyen pek çok akrabaları vardı ve herkes bütün küçük şeyler için Tingxiao'yu ararsa, bu kadar meşguliyetten ölürdü. Bu nedenle, genellikle bu tür taleplerde yapabildiği sürece kaçar ve oğlunu rahatsız etmezdi, bu kişi Lu Xinyan olsa bile.

Bunu duyduğunda Lu Xinyan başını eğdi. Geçmek bilmeyen korkuları onu buldu: “Onu kendim aramaya cesaret edemiyorum. O kadın tarafından büyülendi. Hem de en son kazara o kadını gocundurdum, bu yüzden belki de o kadın zaten kuzenime bir şeyler söyledi ve şimdi benden nefret ediyor... Kardeş Ziyao, benim için kuzenimle sen konuşsan nasıl olur?"