Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Ning Xi sırıttı: “Annie muhtemelen bugün beni ikna etmek için buradaydı ... ama görünüşe göre, benim yerime sen ve Küçük Hazine onu ikna ettiniz!”

Lu Tingxiao, kıza daha da sıkı sarıldı ve gözlerinde daha şiddetli bir parıltı belirdi: “Hiç kimsenin bizi ayırmasına izin vermeyeceğim, kim olursa olsun.”

"Ben de seni asla bırakmayacağım!"

Kuzeyde bir yerde, daha önce zengin birilerine ev olmuş prestijli, terk edilmiş bir villa vardı ancak uzun süre boş kalması ve daha önce içinde ölü insanlar bulunması sebebiyle kötü şöhretli bir perili ev olmuştu. Sadece satılamamakla kalmıyor aynı zamanda kimse yanına dahi yaklaşmaya cesaret edemiyordu.

Siyah renkli bir araba sessizce villanın önünde durdu ve kapüşonlu bir kız dışarı çıktı. Kız büyük giriş kapısını bir gıcırtıyla açtı.

Orta çağ Avrupa tarzı oturma odasında çok sayıda yağlıboya resim asılıydı. Pencereler antika vitraydan yapılmıştı ve oturma odasındaki şöminede ateş vardı, ışık ve ısı yayıyordu.

Şöminenin karşısındaki U şeklindeki koltukta iki erkek ve bir kadın oturuyordu. Koltuğun bir ucunda tek başına oturan adam altın çerçeveli bir gözlük takıyordu ve hançerini temizliyordu. Diğer uçta, elinde kalın bir Almanca kitap olan orta yaşlı bir adam vardı ve onun yanında dehşet kıvrımlara sahip güzel bir kadın vardı. Can sıkıntısından silahı ile oynuyordu.

Kadın, Annie'nin geri döndüğünü gördüğünde ve silahını bırakıp ona yöneldi: "Sevgili Annie, nasıl gitti? İşe yaramış olmalı! Küçük Kız Kardeş seni ağlarken görmeye asla dayanamazdı!"

Annie yere baktı ve sessizce: "Üzgünüm, Kardeş Xiaoxiao, herkesi hayal kırıklığına uğrattım." dedi.

“Bu nasıl... yapamazsın Annie?” Feng Xiaoxiao merakla kızın elindeki oyuncak ayıya baktı ve: “Bu nereden geldi?” diye sordu.

Annie'nin yüzü parladı: “Küçük Hazine'den! Oh, Küçük Hazine Lu Tingxiao'nun oğlu! Çok tatlı! Özellikle gözleri, Kardeş Xi kadar güzeller! Gerçekten çok sevimli ve bir o kadar da itaatkar! Ona bir hap verdim ve karşılığında bana bunu verdi!”

“Lu Tingxiao'ya gelince, bana yurtdışında iken Kardeş Xi ile ilgilendiğim için teşekkür etmek adına tıbbi bilgiler hakkında bir kitap verdi. Lu Tingxiao, sizin söylediklerinizden tamamen farklı! Gerçekten kibar ve söylendiği kadar korkutucu değil. Ayrıca, Kardeş Xi'ye karşı kibar davranıyor ve bana karşı da iyiydi. O gerçek bir beyefendi."

Annie'nin gürültülü, neşeli sesi boş oturma odasını doldurdu.

Feng Xiaoxiao, Tang Ye ve Feng Jin, hepsi susmuştu.

Üçünün de ona baktığını fark ettiğinde Annie'nin kafası karışmıştı: “Aa, neden bana bakıyorsunuz? Y-yanlış bir şey mi söyledim?”

Tang Ye gözlüğünü eliyle düzeltti ve sessizliğini korudu. Feng Jin kitabına devam etti ve hiçbir şey olmamış gibi davrandı.

Feng Xiaoxiao neredeyse yumuşayacaktı: “İkna olduğunun farkında değil misin canım? Onu geri almak için seni gönderdik ve şimdi onların tarafındasın? Ne hayal kırıklığı! Bizim için büyük bir kayıp! Lu Tingxiao ve oğlundan beklediğimiz gibi, çok güçlüler. "