Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Birinci Elit Kardeşi özlemesine rağmen, Üçüncü Elit Kardeş ve diğer kardeşler, onlara göre hala birer gezgindi. Sonunda kendi yoluna dönmek zorundaydı...

"Üzgünüm Birinci Elit Kardeş, şuan ki durumumu sen de biliyorsun diye düşünüyorum. O kadar dövüş ve öldürmeli hayat biçimine dönmeme imkan yok. Daha da önemlisi, Organizasyonda artık çokta güzel kız yok! Bunu dile getirmeyi çok istedim, çalışanların hatrına daha fazla kız bulmak seni öldürür mü?" Son cümlesini bitirdiğinde, Ning Xi sinirden deliriyordu.

Tang Lang ve Tang Yenin verecek cevapları yoktu. Organizasyondaki bazı erkeklerde bundan şikayetlenmişlerdi ancak buna gerekçesi yoktu, bu ani öfke nerden çıkmıştı ki şimdi?

Onlara bu yüzden ayrıldığını söylemeyeceksin değil mi?

Şimdi hatırladıklarına göre, Şeytanla bir çok tartışmışlardı ve her seferinde acımasızca reddedilmişti. Sonunda, bildikleri kalan tek iyi kız Annie hiçbir izin olmadan Ning Xinin insiyatifiyle Organizasyona geri dönüştü. Annie geri döndükten sonra, Şeytan onu neredeyse denize atacaktı ve sonsuza sürecek kadar kavga etmişlerdi...

Tang Ye kaşlarının arasını sıktı ve Tang Langa baktı. "Ya sen?"

Tang Langın yüzünde anlamsız bir ifade vardı ancak bu sefer, daha önce görülmemiş bir kararlılıkta vardı. "Büyük ihtimalle imkansız."

Tang Ye gözlüklerini geri taktı. "Anlıyorum."

Ardından tekrar Tang Langa baktı. "Bir daha ki sefere gelecek kişi ben olmayacağım."

Bunu söyleyerek aslında Tang Lang için gelecek başkaları da olacağını kastetmişti.

Ning Xi Organizasyona yarısında katılmış ve sonrasında ayrılmıştı bu yüzden çırak olmamıştı resmi olarak. Ne de olsa, ana yetenekleri silahlar ve tüfekler üzerineydi ve dövüşle amatör olarak ilgileniyordu ancak Tang Lang farklıydı. Çocukluğundan beri eğitim alıyordu ve onlara ihanet etmek intihar olurdu.

Tang Lang bunu duyunca kaşlarını kaldırdı, "Senden başka, kimden korktum ben?"

Tang Ye gözlerini kapattı, bakışları ciddileşmişti. "Ya Usta kişisel olarak ilgilenirse? Hayatın değerli, etrafta daha fazla takılma!"

Tang Langın yeteneklerine bakınca, eğer niyet ederse Ustanın seviyesine gelmek uzun sürmezdi.

Sonunda, böylesine bir ihanet için Tang Langın sebebini daha fazla eşelemedi. Asıl sebep ile kendisinin bile başa çıkamayacağından endişelenmişti...

Tang Lang emirlerine uyacağını göstererek selam verdi. "Tabii ki, seninle uğraşmak için değersiz yaşamamı hala korumak zorundayım! Benim dışımda kim seni tatmin edebilir!?"

Ning Xinin nutku tutulmuştu. İlk başka ihtimaller hakkında endişe duyuyordu ancak şimdi gardsız yakalanmış ve bu garip meyil gösterisiyle karşı karşıya kalmıştı. Ning Xi derin acılar içerisindeymiş gibi durup duvara yaslanmıştı. "İkiniz, yeter!"

Tang Lang elini kalçalarına koydu ve kahkaha attı. "İşte bu karma, karma! Gözlerim kör olana kadar seni ve Lu Tingxiaoyu izlemek zorundayım her zaman!"

"Kıskançsın sen! Bekar hayatından kaçan bir kıskançsın! Sonsuza kadar yalnız kalacaksın!"

"Hey! Kimmiş bekar olan!? Xiao Ye Ye benimle hala!"

...

Tang Ye birbirleriyle dalga geçen ikiliyi boş bakışlarla izliyordu. "Şimdi gidiyorum."

Ning Xi, "Ah! Bu kadar erken mi?! Ne zaman buluşuruz kim bilir bir dahakine?" diye cevap verdi.

"Yakında buluşacağız." dedi Tang Ye ve anlamlı bir bakış attı ona, sonra arkasını dönüp gitti.

Birinci Elit Kardeşin uzaklaşan figürünü izlerken Ning Xi üzgün hissetti biraz kendisini ardından merakla kafasını kaşıdı. "Yakında buluşmak mı...? Birinci Elit Kardeş ne demek istedi?"

Tang Lang ona bir bakış attı. "Tang Ye öylesine geri dönmemiş bu sefer. Korkarım ki Çine geri taşınmaya başlamışlar."

Ning Xinin ifadesi hemen değişmişti. "Ne....Şeytan da buna dahil mi diyorsun? O da mı döndü? Bu doğru olamaz."

Tang Lang ellerini yana ayırdı. "Doğru tam arkanda."

"Dövüş sanatlarımı düzgün şekilde pratik yapmam için zaman var mı?"