Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Jiang Muye somurtmaya başlamıştı. Onun Lu Tingxiao ile boy ölçüşebileceğini asla kabul etmezdi.

Ve şimdi hiçlikten ortaya çıkan bir çömez Ning Xinin onu görmezden gelmesine sebep oluyordu. Buna nasıl katlanabilirdi ki!?

Ning Xinin hala huzursuz ve kararsız olduğunu görünce Jiang Muye, "Neden bu çocuğun geçmişine bakmıyorum ki ben?" dedi.

Ning Xi anında kafasını salladı. "Evet, evet, evet!"

Ning Xi çekim takvimine baktı üzülerek Ke Mingyu ile tek sahnesinin bugünkü sahne olduğunu farketti.

Filmin ana konusunun büyük kısmı kadın ve erkek başrol arasında geçiyordu. İkinci erkek başrolün fazla kısmı yoktu, olanların da büyük çoğunluğu kadın başrol oyuncusuylaydı. 

Gelecek sahne Chen Hanchen ve Qi Fang’ın öpüşme sahnesiydi, iki erkek arasında bir öpüşme sahnesi.

Ana fikir Chen Hanchen’in kadın başrole karşı hislerinin nasıl hızla garip olmaya başladığını hissetmesiydi, bu yüzden erkeklerden hoşlanıp hoşlanmadığından şüpheliydi. Bu panik ve baskının içerisinde Qi Fang üzerinde test etti.

Tüm filmin en komik sahnesi bu sahneydi.

Qi Fang’ın sahnelerinin büyük çoğunluğu oldukça komikti ve karakterini yansıtabilirse oldukça beğeni toplardı.

"Buraya gel." Si Xia elindeki sigarayı kırdı ve oyun oynayan Jiang Xiaohai’yi çağırdı.

"Ne var!?" Jiang Xiaohai oyuna kilitlenmiş ve bakmamıştı bile.

Si Xia ona doğru yürüdü, ardından çenesinden tutup yakınlaştı...

"Ughhh.." Tam öpüşeceklerken ikisi de arkalarını döndü ve kusacak gibi oldular.

Tüm ekip üyeleri gülüyorlardı.

Bu sahne iki adam sonunda dudaklarını kavuşturmadan önce tam on kez çekilmek zorunda kalmıştı.

Ağızlarını iyice yıkadıktan sonra Qi Fang bitkin şekilde sandalyeye oturdu, "Karma çabucak cevap veriyor işte... Kimsenin kaderi hakkında konuşmayacağım artık...." dedi.

Chen Hanchen ağzını temizlemek için mendilini kullandı ardından Qi Fang’a edepsiz bir bakış attı. 

"Pffft! Ne bu küçümseme!? Beni zorla öpen sensin. Buradaki kurban benim!"

Ji Yumeng karnına ağrılar girene kadar güldü ve bu komik ikiliyi izledi...

Herkes sahne hakkında dalga geçerken, yönetmenin asistanı seti ziyaret etmeye gelmiş gibi duran bir kızı içeri getirdi.

Yönetmen asistanının arkasındaki kızı görünce Qi Fang hemen kendine geldi. "Whoa! Fıstık alarmı! Büyük fıstık! Ve tam olarak benim tipim! Uzun ve olgun bir kadın!"

Qi Fang o kadar heyecanlanmıştı ki tüm vücudunu ateşler basmıştı.

Chen Hanchen de yerinde doğruldu, ifadesi değişiyordu. Bu Zhuang ailesinin kızı Zhuang Keer miydi?

Neden burada olsun ki?

Bir baloya katılmak için babasını takip ettiğinde görmüştü onu bir kez.

Qi Fang, Chen Hanchen ve diğer adamların ağzının sulandığını görünce Ji Yumeng hüzünle yanaklarını şişirdi.

"Nesi...nesi özel bu kızın bu kadar? Yüzü poker çubuğu gibi! Neden erkekler hep öyle kadınları beğenir ki?"

"Hahaha... Kıskandın galiba!" diye dalga geçti Qi Fang.

"Kim kıskandı?" Ji Yumeng kuyruğuna basılmış kedi gibiydi. Tatlı ve nazik görünürken, içinde uzun havalı güzellikler barındırıyordu.

"Bu güzel kız kim? Ünlü olsaydı ona bir şey hissetmeyecek olmam çok mantıksız." dedi Qi Fang.

"Bu İmparatorluğun bir numaralı sosyetesi, Zhuang Keer." diye cevapladı Chen Hanchen.