Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Küçük Hazine'nin tüylü pijamalar giydiğini, şapkasında kulaklar ve kıçında bir kuyruk olduğu görünce Ning Xi bu tatlılık karşısında deliye dönmüştü. "Oh, bebeğim bugün çoook tatlı olmuş! Baban sonunda estetik ihtiyacı anlamış!"

O anda, genç adamın dikkati küçük tavşanı taşırken dağılmıştı. Geriye kalan tek şey onun gerçek yüzüydü ve Mo Lingtian sonunda Lu Tingxiao'ya inanmıştı. "Gerçekten de... o kız gibi duruyor..."

Ning Xi küçük tavşanı eve taşıdıktan sonra, Mo Lingtian şok içinde dışarda kalmıştı. "Amanın, bu harika, Lu Tingxiao, bu serseri 72 farklı tipe felan mı bürünebiliyor?"

Aptal bir tilkiden küçük bir kıza, bir atış ustasına, küçük bir hizmetçiye ve hatta erkek kılığına.... hepsi onda çok doğal duruyordu.

Lu Tingxiao'yu bağlayabilen bir kadının sıradan olmaması gerekiyordu...

Şimdi, Lu Tingxiao'nun bir erkekten hoşlandığı ve bir erkeği partinin ortasında öptüğü dedikodularının nerden geldiğini biliyordu.

Dedikoduları nasıl çevireceğini çok iyi biliyordu...

...

Oturma odasında.

"Bayan Xiao Xi, yemek birazdan hazır olacak, meyve suyu için buyurun."

"Bayan Xiao Xi, buyurun meyve yiyin!"

"Bayan Xiao Xi, tatlı ister misiniz?"

...

Evdeki hizmetçiler Lu Tingxiao alnına masaj yapıp Ning Xi'ye "Yukarı çıkıp üstünü değiştir." demeden önce bir çok kez içecek buyur etmişlerdi kıza.

"Ne için? Sürekli kıyafet değiştirmek pek uygun değil!" diye mırıldandı Ning Xi.

Lu Tingxiao tek bir noktaya bakıp tek bir kelime bile etmedi.

Mutfakta ve bahçede, Wan Wan dahil bütün hizmetçiler defalarca içeri gelip bir şeyler önermişlerdi sık sık. Bundan önce, Ning Xi kadın kıyafetiyleyken tüm hizmetçileri onu beğenmedikleri için azarlamış olurdu. Şimdi, erkek kıyafetiyle daha fazlasıydı...

"İçerdeki yakışıklı adam gerçekten de Bayan Xiao Xi mi?"

"İmkansız! Büyük ihtimalle şaka yapıyorlar!"

"Wan Wan da öyle dedi, yanılmış olamaz... Bayan Xiao Xi'den başka Usta'mıza bu kadar yakın olan başka kimseyi gördünüz mü?"

...

"Sana ve Küçük Hazine'ye aynı seriden pijamalar satın aldım." dedi Lu Tingxiao sonunda.

"Aah! Gerçekten mii?! Daha erkenden söylemeliydin! Gidip hemen değiştiriyorum!” Ning Xi bunu duyunca, merdivenlere doğru koşmuştu.

Bir süre sonra, Ning Xi yeni kıyafetleriyle aşağı indi.

Küçük Hazine'nin pijaması küçük bir ayıya benziyorken Ning Xi'nin ki küçük tavşan gibiydi. Kafasındaki uzun kulaklar son derece şirindi.

Ning Xi merdivenlerden zıplayıp Lu Tingxiao'nun etrafında döndü, "Tatlı mı oldummm? Pfft, Lu Tingxiao böyle şeyler aldığında inanamıyorum!"

Lu Tingxiao "Beğenirsin diye düşündüm." diye cevap verdi.

Ning Xi kaşlarını kaldırdı, "Sen beğendin mi peki?"

"Ne giyersen beğeniyorum ben."

Ning Xi'nin diyecek bir sözü yoktu. Onun tavlama sözleriyle karşılaştırınca, şeytanın ciddi görünürken söylediği şeyler akıl uçurucu olduğunu hissetti.

…

Yemekten sonra evine dönünce Ning Xi Zhuang Keer'i aradı.

"Merhaba, Keer..."

"Xiao Xi! Sensinn! Naber?" Zhuang Keer'in şaşırmış sesi diğer telefonun ucundan duyuluyordu.

"Konuştuğumuz şey için aradım... seti ziyaret etmen için. Yapımcıyla konuştu ve bir problem olmayacağını söyledi, istediğin zaman gelebilirsin." Ning Xi kızlara verdiği sözleri asla unutmuyordu.

Zhuan Keer bunu duyunca aşırı derecede keyiflenmişti. "Gerçekten mi? Bu harika!"

Ning Xi Zhuang Keer'in tarafından çok fazla gürültü geldiğini fark ettiğinde bir şey demek üzereydi. "Keer, evde değil misin?"