Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

"Önemli değil. En önemlisi hoşuna gidiyor olması! Hadi oraya alışverişe gidelim!" Zhuang Keer coşkuyla söyledi.

Ning Xi “Almama gerek yok” dedi.

“Ah? Neden!? Aslında fazla endişelenmene gerek yok. Dedemi kurtardın bu yüzden ailem ve ben sana minnettarız. Ancak sana para vermek saygısızlık olur bu yüzden ben sadece sana yardım etmek için elimden geleni yapıyorum... "

Ning Xi yavaşça ona baktı. “Neden yaptığını anlıyorum ve bundan önce 

de söylediğim gibi gücümü kullanmadım bile bu yüzden benim için gerçekten bir şey yapmak zorunda değilsin. Bana bir kurtarıcıymışım gibi davranırsan kendimi çok baskı altında hissederim. Sadece seninle arkadaş olmak istiyorum çünkü seninle birlikte olduğum için çok mutlu olduğumu düşünüyorum ve gayet iyi anlaşıyoruz."

"Ben de, ben de!" Zhuang Keer neşeyle başını salladı. “Öyleyse bunu bir arkadaşından hediye olarak kabul et!”

Ning Xi güldü. “Gerçekten gerek yok, 'Spirit' benim markam.”

"Gerçekten mi?" Zhuang Keer şaşırmıştı.

…

Ning Xi ve Zhuang Keer sohbet edip konuşacakları sayısız şey varmış gibi alışveriş yaptılar. Farkında olmadan akşam geldi ve ikisi akşam yemeği için bir yer buldular.

Zhuang Keer'in gözleri Ning Xi'nin yurtdışındaki ilginç hikayelerini ve Spirit Stüdyosu'nu oluştururken yapılan ustaca planları dinlerken özlemle doluydu. “Xiao Xi, seni çok kıskanıyorum. Çok özgür, harika bir şekilde yaşayabilir ve pek çok ilginç insan ve şeyle tanışabilirsin. Hoşlandığın biri var ayrıca üzerinde çok çalıştığın bir hayalin ve bir hedefin var. Hayatının her gününü dolu dolu yaşıyorsun... "

Ning Xi hiçbir zaman bir gün kıskanılacağını düşünmezdi. "Kıskançlık hakkında konuşmuşken herkesin kıskandığı kişi sen değil misin?"

Bugün aydınlığa doğru ilerlemesine rağmen geçmişte karanlık ve umutsuzlukla karşı karşıya kalmıştı.

Zhuang Keer alaycı bir şekilde güldü. “Doğru, her şeye sahibim ve kolayca istediğim her şeyi elde edebiliyorum ancak küçük yaşlardan beri yaptığım tek şey ailemin isteklerini takip etmekti. Ne istediğimi bile bilmiyorum ne de istediğim bir şey yok. Yaptığım her şey önce bencillikten sıyrılmalı ve ailemi onure etmeli...  Bu da bir şanssızlık değil mi?"

“Herkesin kendi derdi var dünyanın en zengin insanının bile! Sadece bunu yaşayan bilir!” diye alıntı yaptı Ning Xi ve Zhuang Rongguang'ı düşünmeden edemedi.

Birden Zhuang Keer'in ve Zhuang Rongguang'ın iki karşıt kutup olduğunu fark etti. Zhuang Keer ailesinin planlarına tamamen teslim olmuştu ve en mükemmel kadın sosyete olmak için eğitilmişti, Rongguang ise asi bir şekilde isyan etmiş ve ailesinin isteklerine tamamen ters bir şekilde büyümüştü.

...

Akşam yemeğinde bitirdiklerinde Ning Xi Zhuang Keer'i çarşıya getirdi. Zhuang Keer'in çarşıda ilk defa olduğunu hayal etmek zordu. Her şey onun için yeni ve ilginçti.

"Kocacım o uzun kulaklı tavşanı istiyorum!"

“Tamam, beni bekle almana yardım edeceğim! Yalan söylemiyorum, gerçekten bir oyuncak makinesi uzmanıyım!”

“Kocacım harikasın! Hadi hayatım!”

...

"Ne yapıyorlar?" Zhuang Keer her çeşit sevimli peluş oyuncakla dolu olan cam raflara merakla bakıyordu. Birinin önüne bir adam birkaç tane bozuk para koymuş ve üzerindeki kırmızı düğmeye basmaya odaklanmıştı.

"Peluş hayvan yakalıyorlar. Her deneme bir jeton. Oynamak ister misin?" diye sordu Ning Xi.