Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Beklendiği gibi, Ning Xi girişe geldiğinde asker tarafından durduruldu. "Lütfen izin belgenizi gösteriniz."

Ning Xu yaşlı adama döndü. "Bayım."

İhtiyar adam yavaşça "Girsin." dedi.

Asker arkada kimin olduğunu fark ettiğinde şok olmuş gibiydi, sonra net ve yüksek bir sesle kapıyı açmadan önce “Evet, Efendim!” diye cevapladı. 

Ning Xi buraya aşina değildi bu yüzden yaşlı adamın titreyen parmaklarıyla gösterdiği talimatları takip ederek eski görünümlü bir eve vardı. Geldikten sonra yaşlı adamın inmesine yardım etti.

Yaşlı adamın hala çok güçsüz olduğunu hissedebiliyordu ve muhtemelen yardımı olmadan ayakta duramazdı. Evde muhtemelen bir şeyler olduğu için geri gelmekte ısrar ediyordu.

Merdivenlerden yukarı çıkmasına yardım ederken evin içinden korkunç bir silah sesi geldi.

Ning Xi şok oldu ve yüzü solgunlaştı ancak yaşlı adam için daha çok endişelendi. Kalbinin kötüleşmesinden korkuyordu.

Yaşlı adam adımlarını hızlandırdı ve kapıyı açtı. Ning Xi, oturma odasında 18 yaşlarında bir çocuğun yerde titreyerek bir kızın kollarında çığlık attığını gördü. ''Baba! Delirdin mi?''

Sadece birkaç adım ötede elinde tabanca olan orta yaşlı bir adam vardı ve öfkeyle kızın kollarındaki genç adama bakıyordu. Öfkeli ifadesinden genç adamı gerçekten öldürebileceği anlaşılıyordu!

Ning Xi, onları görünce şok olmuştu.

Zhuang Keer ...? Zhuang Liaoyuan?

O zaman, bu yaşlı adam...?

Ning Xi bağıran yaşlı adama döndü, "Adi herif! İndir silahını!"

"Büyükbaba ... Büyükbaba, kurtar beni! Babam beni öldürecek!" Genç sürünerek yaşlı adamın ayağına sarıldı.

Ning Xi, torununu koruyacağını sandı ama sonra yaşlı adam genci sert bir şekilde tekmeledi. “Saçmalık! Bana en son ne söz verdin? Bana sadece bir ay önce söz vermiştin ve şimdi sadece bir kadın yüzünden birine saldırdın ve onu komaya soktun! Ailemizin ismi olan Zhuang senin yüzünden mahvoldu!"

“Bu benim suçum değil! O piç sevgilimi çalmaya çalışıyordu sadece mantıklı davranmaya çalışıyordum.”

"Kapa çeneni! Her zaman kadınlarla ilgili!" Yaşlı adamın bastonuyla çocuğun sırtına vurdu. "Bana ceza aletini getirin!"

Çocuk Zhuang Keer'e geri döndü. “Kardeşim! Kurtar beni ! Biliyorum suçluyum! Hatamı anladım! Gerçekten canım yanıyor ... bacaklarım kırıldı ... neden hepiniz beni azarlıyorsunuz?”

Zhuang Keer, "Büyükbaba, Rongguang, gerçekten zayıf, kırbaçtan neredeyse öldü! Ona daha fazla vuramazsın!" diye yalvarırken gerçekten gergindi.

"Mermi veya kırbaç? Birini seç!" Zhuang Liaoyuan'ın gözleri, ifadesizce sorduğu gibi gözleri cehennem kralı gibi parlıyordu.

Zhuang Rongguang önce büyükbabasına sonra babasına baktı. Dişlerini sıktı ve uzaklaşmaya çalıştı. Zhuang Liaoyuan dayanamadı ve ona bağırdı.

Bir süre sonra Zhuang Rongguang yere düştü. "Kahretsin! Beni kim düşürdü!?"

Ning Xi, sırılsıklam bacağını çekti ve özür dileyerek pantolonunu sıktı. "Üzgünüm, bacaklarım biraz fazla uzun."