Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Her iki taraf da bir sorun olmadığı konusunda anlaşmaya vardığında, Chen Mian, Ning Xi ile senaryoyu çalıştı.

Çekim üç tekrarda çekildi ve çok iyi gitti. Diğer ikisi ise sadece farklı açılardan çekimlerdi. Sonunda, Chen Mian görüntüleri incelediğinde ve derinden etkilendiğinde, yaşlı yönetmen Guo'nun birçok kez bu çaylağı neden övdüğünü anlamıştı!

Çekim bittikten sonra, Ning Xi daha rahat olmak için günlük kıyafetlerini giydi. Zamanla çok daha fazla insan onu tanıyordu.

Ning Xi son iki gündür çok meşguldü, bu yüzden Jiang Muye onunla konuşmak için bu fırsatı kullanabilirdi. Jiang Muye parlayan gözlerle onu durdurdu. "Bana gitmek ve takılmak ister misin? Biraz bir şeyler içip kendime gelmeliyim! Ayık dolaşmamalıyım!"

"Niye seninle geleyim ki bunun için?" Ning Xi kaşlarını kaldırdı.

"Böyle küçük bir yardım için benden bir şey mi bekliyorsun? Kanka değil miyiz?"

...

"Jiang Muye, yarın ..." Jiang Muye'ye bir şey söylemek üzereydi ki yanındaki genç adamı gördü Chen Mian ve "Bu senin arkadaşın mı?" Diye sordu. 

Jiang Muye'nin ağzı seğirdi. "Yönetmenim, sen bu kişiyi tanıyorsun, tamam mı?"

Ning Xi boğazını temizledi ve salladı. "Yönetmenim, benim!"

Chen Mian'ın ağzı sanki bir hayalet görmüş gibi açıldı. "Sen ... sen Ning Xi'sin?"

Önünde "genç adam", şık saçları, deri siyah yarışçı ceketi ve düzensiz bir havası vardı. Belli ki, Jiang Muye'nin aurasını kaybetmeyen bir adamdı ... Ama eğer yakından bakacak olursanız, Ning Xi'ye biraz benzerliği vardı ...

Aynı kişi farklı kıyafet ve makyajla nasıl bu kadar farklı görünebilirdi?

Onda dışa vuran karizma, sadece bir peruk takılarak yapılamazdı! Oyunculuk bile bu kadar doğal olamazdı, mükemmeldi!

"Ah, bu oyunculuk sektöründe özgürlük çok kısıtlı, bu yüzden bir şeyler düşünmek zorundaydım ... Yönetmenim, anlarsınız!" Ning Xi, anlayış bekleyen bir ifades ortaya çıkardı.

İş bittikten ve erkek kıyafetlerini giydikten sonra, Ning Xi ses tonunu ve tavrını bile değiştirmişti. Onu ilk görenler, içinde karizmatik ve dağınık bir adam yaşadığını sanırdı!

Chen Mian şu an hissettiği şeyi tarif edemezdi. Uzun zamandır beklediği heyecanlı duygular, sanki kanı tersine akıyormuş gibi hissettiriyordu...

"Ah ... Yönetmen Chen ... Yönetmen Chen, senin neyin var?" Diye sordu Ning Xi, tüyleri diken diken ve gözlerinden ateş püskürüyordu.

Jiang Muye, görüşünü engellemek için ellerini Chen Mian'ın gözlerinin önünde mutsuzca salladı. "Hey, Yönetmen Chen, bana erkeklerden hoşlandığını söyleme?"

Bu nasıl bir bakıştı?

Chen Mian elini itti ve dedi ki, "Uzaklaş, eğer erkekleri sevseydim, önce sana asılırdım!"

Ning Xi kahkahasını tutamadı. Chen Mian'ın özel hayatında böyle olduğunu kim bilebilirdi ki?

Chen Mian da ne olduğunu anlayamadı. Ning Xi'yi gördüğünden beri, her an kaçacak gibi bir durumda olduğunu hissetti.

Bir sigara yaktı ve bir nefes çekti, sonra başka bir tane daha çıkardı ve Ning Xi'ye teklif etti. "Sigara içer misin?"

Jiang Muye başının ağrıdığını hissetti. "Chen Mian, ne halt ediyorsun?"

Ning Xi güldü ve reddetti, "Yönetmenim, sigarayı bıraktım, şimdi benim aklımı çelme..."

Chen Mian sigarasını aldı ve ön tarafa koştu. Ning Xi'ye hatırlatmak için döndü ve "Bir dakika bekle, sakın gitme!" Dedi.

Bir süre sonra, Ning Xi ve Jiang Muye'nin şaşkın bakışlarını takip eden Chen Mian asistanını sürükleyerek getirdi.