Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Mo Lingtian şaşkına dönmüştü. “Lanet olsun! Guan Ziyao, seni canavar! Gerçekten bunu yapmak zorunda mıydın?”

Ning Xi’yi def etmek için o kadar yüksek puanlar almıştı ki... Eğer Mo Lingtian yanılmıyorsa, Guan Ziyao ilk defa bu kadar yüksek puanlar alıyordu.

Mo Lingtian elinde silah olan kadına öfkeyle baktı, yüz ifadesi karardı. Herkes Lu Tingxiao ve Guan Ziyao’yu bir çift olarak düşünmeyi çok sevse de o, onları iyi tanıyordu ve sadece arkadaş olduklarını biliyordu.

Fakat, Guan Ziyao seyahatten döndüğünden beri, pek de emin olamıyordu.

Guan Ziyao’nun davranışları herkesin düşündüğü yöndeydi.

“Ziyao, sen en iyisin!”

“Bunu nasıl yaptın? Harikaydı!”

Herkes onun nişancılık becerileri karşısında mest olmuştu. Sonra beklenti ile Ning Xi’ye baktılar ve kendini utandırmasını beklediler. Bunu nasıl halledecekti?

Lu Xinyan, Ning Xi’ye zafer kazanmış bir horoz gibi yaklaştı, göğsünü bile biraz şişirmişti. “Şuna bak, bir 9.9 ve iki tane 10 puan! Söyleyecek başka bir şeyin var mı?”

Ning Xi ona baktı ve omuzlarını silkti: “Söyleyecek bir şeyim yok.”

“Hmm, iyi! Ne söylediğini hatırla. Kuzenimden ayrılacaksın. Burada bir sürü tanık var!”

Lu Xinyan, Ning Xi’nin sözünden döneceğinden korkmuyordu. Bu kadının bu kadar da utanmaz olmayacağına inanıyordu. Eğer sözünü tutmazsa bu arkadaş çevresinde bir daha asla saygı göremezdi.

Mo Lingtian sakince konuştu: “Sadece bir oyun, ciddiye alma. Bu şekilde buna karar veremezsiniz.”

Lu Xinyan ayağını hızla yere vurdu ve diretti: “Kardeş Tian, senin neyin var? Neden bu kadını savunmaya devam ediyorsun?”

Guan Ziyao kaşlarını çattı ve Mo Lingtian’a somurtarak baktı.

Mo Lingtian dişlerini sıktı ve Ning Xi ile konuşmaya gitti. “Hemen herkese şaka yaptığını söyle. Gerçekten Lu Tingxiao’dan ayrılmayı mı düşünüyorsun?”

Ning Xi homurdandı: “Tabii ki de hayır!”

Eğer Lu Tingxiao’nun kız arkadaşı olmasaydı, Mo Lingtian ona bağırmış olurdu. Onun yerine, öfkesini bastırdı ve dişlerini sıktı: “O zaman ne yapıyorsun? Neden beni dinlemedin? Şimdi ne yapacaksın?”

“Hey, sakın şimdi sözünden dönmeye kalkma! Seni asla affetmem! Sözünü tutmayan utanmaz bir kadın benim kuzenimin eşi olamaz!”

Mo Lingtian durumu kurtarmak için bir plan yapmaya çalışıyordu ama Lu Xinyan, Ning Xi’yi tahrik etmeyi bırakmıyordu.

Durum karman çormandı.

Birden herkes sustu. Lu Tingxiao geri dönmüştü.

Lu Xinyan onu görür görmez yanına gitti ve Ning Xi’yi gammazladı: “Kuzen! Bu kadın bizimle iddiaya girdi. Eğer onu nişancılıkta yenersek senden ayrılacak! Kardeş Ziyao’ya çoktan yenildi bile! Seni iddia malzemesi olarak kullandı! Ne kadar iğrenç!”

“Ne?” Lu Tingxiao, Lu Xinyan’ın söylediğini duyunca donup kaldı.

Kahretsin! Neden her kötü davranışında şeytan her zaman oradaydı?!

Ning Xi kötü duruma düşmüştü. Daha az önce çok rahattı. Üstesinden gelip hemen bitirmek istercesine hemen yerinden kalktı ve hedefe bakmadan ateş etti. Bang! Bang! Bang!

Sonra silahı bıraktı ve Lu Tingxiao’ya gitti. Gözlerini kırpıştırarak ve yumuşak hareketlerle konuştu: “Seni asla kaybetmezdim!”

Sayaç öttü.

Puanlar göründü:

10 puan!

10 puan!

10 puan!