Çeviri: Godctia Düzenleme: LordVioleGrace

Ning Xi yorumlara göz gezdirirken Ling Zhizhi'yi aradı. Daha önce okula gitmek için acelesi olduğundan Ling Zhizhi'ye işleri hallettiğini ve elde ettiği bilgilerin yayınlanabileceğine dair bir mesaj atmıştı.

"Merhaba, Kardeş Zhizhi!"

"Hala meşgul müsün? Basın toplantısı videosunu gördün mü?"

"Gördüm! Olayın çözülmüş olması lazım, değil mi? Başka bir şey var mı?"

"Hayır, hepsi bu kadar." Ling Zhizhi bir şeyler söylemekten çekiniyor gibiydi. "Ning Xi, sen."

Ning Xi'nin Hu Hongda'yı olayı halka açıklaması için ne yaptığını öğrenmek için can atıyordu Ling Zhizhi.

"Sıkıntı yok, Kardeş Zhizhi. İllegal ya da prensiplerime aykırı bir şey yapmadım. Aslında Lu Jingli'den yardım istedim ama tam olarak ne yaptığını bilmiyorum." Ning Xi rahatlıkla Lu Jingli'nin ismini söylemişti konuşurken. Sonuçta onun işi bu gibi durumları halletmekti.

Ling Zhizhi Lu Jingli'den yardım istemesini bekliyordu zaten ancak yine de hala biraz endişeliydi. Gerçekten büyük bir skandaldı ve olayın sonuçları Hu Hongda için oldukça değişkendi. Eğer Lu Jingli bu konuyla kendisi ilgilenseydi bile Hu Hongda bu kadar ileri gidemezdi.

Hu Hongda tüm itibarını yitirmişti ve şirketinin hisseleri akıl almaz derecede düşüyordu.

Basın toplantısı sırasında Hu Hongda'nın tavrı tartışmaya açıktı. Defalarca Ning Xi ile bir bağı olmadığını ifade etmiş ve özür dilere devam etmişti.

Lu Jingli'nin tüm bunları nasıl başardığını merak ediyordu. O noktada, Ling Zhizhi'nin önceki merakı tekrar alevlenmişti.

Ning Xi ile Lu Jingli arasında bağlantılar olduğunu biliyordu ancak acaba çok mu fazla yakınlaşıyorlardı? Lu Jingli kişisel olarak bir çok insana yardımcı olmuştu ancak hiç birisine Ning Xi'ye davrandığı gibi davranmamıştı.

Eğer o tarz bir ilişkileri olursa...

"Ah!" Ning Xi Ling Zhizhi ile konuşurken aniden vücudu havalandı ve şok oldu.

Ling Zhizhi "Ning Xi, ne oldu?!" diye sordu.

Ning Xi onu havaya kaldıran Lu Tingxiao'ya öfkeyle bir bakış attı, "Sıkıntı yook, az daha gözlüğümü düşürüyordum!"

"Tamam, o zaman ben işime devam edeyim. Ofiste buluşunca detaylar hakkında konuşuruz."

"Tamam güle güle Kardeş Zhizhi!"

Ning Xi telefonu kapattı ve "Lu Tingxiao, ne yapıyorsun?" dedi.

Lu Tingxiao tek kelime bile etmedi bunun yerine Ning Xi'yi kucağına aldı ve doğrudan yatağa götürdü.

Ning Xi Lu Tingxiao'ya göz kırptı ve "Büyük kötü kurt, Kırmızı Başlıklı Kız'ı yiyecek misin?" dedi.

Lu Tingxiao Ning Xi'ye baktı sonra kızı yatağa yatırdı ve eteğini sıyırdı.

Ning Xi geriye baktı ve "Hey! Lu Tingxiao sen ciddi misin? Bu hoş değil. Küçük Hazine burada!" diye fısıldadı.

Lu Tingxiao kabarık etekli tatlış kıza bakıp "Ee, Küçük Hazine burada değilse tamam mı?" diye ağır ağır konuştu.

"Ugh." Tekrar kendi kazdığı kuyuya düşmüştü.

Lu Tingxiao kızın eteğine asılmaya devam etti ve Ning Xi panikledi.

Kurtulma çabalarını görmezden gelerek, Lu Tingxiao sonunda eteğini çıkartmıştı kızın. Kalçasındaki yaralar gün yüzüne çıkmıştı ve bandajdan kanlar süzülüyordu.

Ning Xi ağlıyordu.

Hapı yutmuştu!